Kayıp Hafıza

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32

Bugün çocukça şeyler yapmaya karar vermişti. Benliği yerine gelmiş olsa bile içindeki çocuk hala oradaydı. Ama artık sevdiği erkeği rahatsız edecek bir boyutta değildi bu. Ona en son yaptığı hizmetçi kostümlü temalı gösteriden bu yana olanlar hiç olmadığı kadar harikaydı. Dante, onundu. Ona dokunan sahip olan tek kadın olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Bazen inanası gelmiyordu. Onu elde etmek için o kadar çok uğraşmıştı ki. Ama sonunda ödülünü almıştı. Mutluluğunu hiç bir şeyin gölgelemeyeceğini düşündüğü sırada kapısında beliren peri ile yanıldığını görmüştü. İkizi kayıptı. Kendi dünyasına öyle çok gömülü yaşamıştı ki Scarlett'ın onu aramadığını bile fark etmemişti. Onu aramak için bir şeyler yapmak istemişti. Ama ne Phin izin vermişti nede Jonathan... Kayıp olduğu günden beri yaptığı tek şey beklemekti. Dante olmasa tek başına kaldırabileceğinden bile emin olmadığı bir hüznü yaşıyordu. İkisinin durumu ortadaydı. Kendisi içlerindeki gücü ve diğer her şeyi yakın bir zamanda öğrenmişti. Scarlett'ın yaşadıklarını ise sadece hayal edebiliyordu. Günler sonra sevdiği erkeğin rahatlatıcı göğsünde gözlerini açarken yine kabus görmüştü. Gözlerinden birer damla yaş akarken aşık olduğu adamın yüzüne baktı. Tam o anda çalan telefonla yerinden sıçradı. Kabusu kötüydü hatta ikizinin nefes almadığını da bir telefonla öğrenmişti. Korkarak açtığı telefonu kulağına götürdükten sonra duydukları ile yaşlı gözleri gülümsedi. Scarlett bulunmuştu, iyiydi tek sorun hafızası ile ilgili olan kısımdı. O kısmı da bir şekilde düzeltirlerdi iyi olması yeterliydi. Bir anda sevinç çığlığı Dante'i uyandırdığında alt dudağını ısırdı.

"Üzgünüm hayatım... Scarlett'ı bulmuşlar, iyiymiş yani en azından fiziksel olarak. Hafızası ile ilgili bir gariplik varmış. Jonathan yardımı olur diye bize getirecek bende davet ettim. Şu an çok ama çok mutlu oldum..."

Günlerdir asık suratının ardından gülmek iyi gelmişti. Göz ucuyla saate baktığında henüz biraz zamanları olduğunu gördüğünde Dante'nin dudaklarını arzuyla öpmeye başladı. Mutluluğunu onunla sevişerek kutladıktan sonra banyonun ardından kahvaltılarını yaptılar. Nora'a misafirleri olduğunu söyleyip bahçeyi hazırlamasını rica etti. Nora hizmetçi olsa da aynı zamanda onun en yakın dostuydu. Üzerine mavi elbisesini giyip Dante'nin elini tutarak bahçeye yöneldi. Bir kaç dakika içinde Jonathan ve ikizi buraya geleceklerdi.

Sevdiği kadını geri almanın mutluluğu resmen boğazında kalmıştı. Scarlett onu hatırlamıyordu. Lanet olsun o çok farklı biri olmuştu ama bundan daha kötüsü de vardı. O da onun bedeninde gördüğü izlerdi. Kalbinin sahibi, değer verdiği, sadakatle bağlı olduğu kadın başkasının olmuştu. Muhtemelen sayılamayacak kadar çok kez… Aslında o lanet perinin onu öptüğünü gördüğünde o adi herifin kızları kullandığını akıl etmek zor olmamıştı ancak düşüncesi bile berbatken o bedeninde bıraktığı izlerle karşılaşmıştı. Kanı damarlarından çekilip nefessiz kalırken içinde öfkeden başka hiçbir şey kalmamıştı. Onu kaybettiğinden bu yana hayatında ilk kez ölmek isterken bakışları bile canını deli gibi yakan aşık olduğu kadını bir büyüyle uyutup tozu dumana katmış, ortalığı yakıp yıkmış yorgunluktan uyuyakalmadan önce ise kendini yatağa atmayı başardı. Alışkanlık ve özlemle kızı kollarına çekip derin nefesle kokusunu ciğerlerine doldururken bölük pörçük, kabuslarla dolu uykusu sabahın ilk ışıkları ile son buldu. Sıkıntılı bir nefes alarak yataktan kalkıp saçlarını karıştırarak kıza baktı. Gözleri dolmuştu. Ağlamamak için büyük bir çaba harcarken gözünden akan birkaç damla yaşa engel olamadı. Dişlerini sıkıp yataktan hızla kalktı. Ayağına takılan askılığı tekmeledikten sonra kendini banyoya attı. Uzun ve soğuk bir duşla aklını toparlamaya çalıştı. Ona geçmişi hatırlatmalıydı. Kızın konuşmaktan yana olmayan tavrı göz önüne alındığında kendisini dinlemeyeceği açıktı ama belki başkasını dinleyebilirdi. Mesela ikizini. Onu hatırlıyor ve hala güveniyor olmalıydı.

Aklına gelen fikirle banyosunu hızla tamamlayıp üzerini bir büyüyle giyinip stacy’i aradı. Sevdiği kadının hafızasını tazelemek adına yardım etme teklifi kabul edilince bir umut sevdiği kadına kahvaltı hazırlayıp onu uyandırdı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ''Günaydın… Geçmişi hatırlamadığını biliyorum ve bana güvenmediğini de ama tanıdığın ve güvendiğin birini biliyorum. İkizin. Bana inanmasan da ona inanırsın herhalde.'' dedi.

Bir büyüyle savaş alanına dönen ortalığı toparlayıp her şeyi düzenli bir şekilde yerli yerine koyduktan sonra başka bir büyüyle kahvaltıyı hazırlayıp ''O yüzden bu gün onu ziyarete gideceğiz ama önce kahvaltı edelim'' dedi. Scarlett’ın üzerine kendi evinde kalırken kullandığı kıyafetlerden birini giydirip onunla sessizce kahvaltı ettikten sonra arabayla gitme zahmetine girmeden yine büyüye başvurup ikisini dante’nin evine ışınladı. Onları bahçede karşılayan çifte gülümsemeye çalışarak ''Merhaba… '' dedi.

Periyi neden teselli etmek istediğini bilmiyordu. Tek bildiği göz yaşlarının rahatsız edici olmasıydı. Ona sarılıp teselli işini yaparken kokusu büyüleyici tenini öptü ardından da dudaklarına kapandı. Perinin karşılığı hoşuna giderken öpücükleri derinleşti. Dilini onun ağzının içine sokarken daha fazla tadını algıladı. Gerçekten harikaydı. Bildiği tadını aldığı hiç bir erkekle yarışamazdı hatta Jace'le bile... Onun tadı bile böylesine sarhoş etmemişti. Yatağa geçtiklerinde tamamen kendini kaybetti. Perinin kendisine sahip olmasını dilerken çıkarılan tişörtü ile oda periyi soymak için atak yaptığında perinin bedeninde gördüğü morluklarla donması bir oldu. Yeniden dolan gözleri ile ne diyeceğini bilemezken ondan duyduğu tek cümleye cevap dahi veremeden uykuya daldı. Aklına gelen kelimeleri fark ettiğinde şaşırdı. Jace için en ufak bir endişe etmemişti ama lanet kalbi hala onu sevdiğini fısıldıyordu. Rüyası Jace ile başlarken yine yüzünü bir türlü göremediği adamla son buldu. Onu gördüğü anlarda uyanmak dahi istememişti. Hayatında hissettiği çok az huzurlu an o adamın yanında olması ile kendini hissettiriyordu ve Scarlett'ın o huzura ihtiyacı vardı, ona ihtiyacı vardı.

Sabah gözlerini açtığında peri ile göz göze geldi. Ardından da etrafa baktı. Burası neden bu haldeydi? Diye düşünürken perinin son halini anımsadı. Yine de ses çıkarmadı. Onun kurduğu cümlenin ardından Stacy'i düşündü. Evet ona elbette güveniyordu. O an aklına bir şey geldi. Neden Jace'in yanında olduğu zaman onu aramamıştı. Belki de Jonathan gerçekten haklıydı. En azından ikizi ile konuştuğunda bundan emin olabilirdi. Önüne konulan kahvaltıdan sonra ilk kez konuştu.

"Tamam nasıl istersen. Zaten Stacy'i görmek istiyordum. "

Cümlesi son derece ruhsuzdu ama aksi elinden gelmezken üzerine giydirilen kıyafetle bir kaç dakika içinde bir malikanenin önüne geldiler. Eve gideceklerini düşünmüştü ama burası da yabancı gelmiyordu. Stacy ve yanındaki erkeğe baktı. İkizine gülümsedikten sonra ona sarıldı.

"Seni özlemişim..."

Ardından erkeğe baktı. Onu sanki tanıyordu bir anda başına ağrı girdiğinde bir anı belirdi. Erkeği isteyerek öptüğü an...

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

İkizler hayatına girdikten sonra toparlanır gibi olan hayatı ara ara tamamıyla dağılmıştı. Yaşadıkları aşka olan inancını tamamıyla yitirip kendini serseriliğe vermesine neden olurken ikili bir yaşam kaçınılmaz hale gelmişti. Gündüz iş yerinde şirketleri ile meşgul olup istemediği mirası hakkıyla yönetmeye çalışırken geceleri barlarda alıyordu soluğu ta ki stacy çocukluktan kurtulup hayatına yeniden zorla dalana kadar. Yeniden aynı şeylerle karşılaşıp bütün benliğinin alt üst olmasını istemediği için bir süre ondan kaçmış, uzak durmaya çalışmıştı. Sonuç mu başarısız olmuştu. Dante etrafına duvar örmeye çalıştıkça stacy yeni bir planla aradaki buzları eritmiş, engelleri ortadan kaldırmaya uğraşmış nitekim başarılı da olmuştu. Dante drake sonunda pes ederek yeniden denemeye karar vermişti. Şuan ise bu kararından oldukça memnundu. Karmaşa diğerleri için olmasa da onun için durulmuş etraf tatlı bir sessizliği teslim olmuştu. Her şey yavaş yavaş rayına otururken duydukları haber değer verdiği kadını derinden sarsmıştı. Kendisi ise bu konudan pek etkilenmedi. Açıkçası o kız artık kendisi için pek bir anlam ifade etmiyordu. Sevgilisi için ise oldukça değerliydi. Üstelik kaçırılan tek kişi scarlett’da değildi. Elise de onunla aynı kaderi paylaşıyordu. Sıkıntılı geçen aylar boyunca elinden geldiğince kadının yanında olup onu teselli etmeye çalışmışı. İşlerini askıya alıp ona sürpriz yaparak bütün gününü ona adadığı bir günün ardından yorgunlukla uykuya teslim oldu.

Sabah gözlerini stacy’nin çığlığı ile açmıştı. Endişe ile kendine gelemeden yataktan doğrulup ona baktığında duydukları ile saçlarını karıştırıp derin bir nefes aldı. Aklını toparlamaya çalışarak'' Buna sevindim.Umarım hafızası da kısa zamanda yerine gelir'' dedi. Dudaklarına kapanan dudaklara kendine gelmeyi başardığında karşılık verip onunla son derece zevkle birlikte oldu. Misafirleri geleceği için yatak keyfini kısa kesip hızlı bir duş alarak kahvaltıya geçti. Nora hazırlıkları tamamladığı esnada jonathan ve scarlett’ta gelmişti. Kızların kucaklaşmaları esnasında periyi süzdü. Tek kelime ile berbat görünüyordu. Ne diyebilirdi ki scarlett’ın genel olarak yaptığı şey buydu. Arkasında enkaz bırakmak. Gözlerini perinin gözlerinden ayırmadan'' Hoşgeldiniz jonathan. Nasılsın?'' diye sordu.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32

Gözlerini açtığında bile kabusu onu takip etmiş, çalan telefon ise korkularına korku katmıştı. Ama aldığı güzel haberle sevincini ufak bir çığlıkla süslerken Dante'i uyandırdığı için alt dudağını ısırdı. Sonrasında kendini affettirmek ve mutluluğunu taçlandırmak için onun dudaklarına kapandı. Dante'nin bedeninin her milimini öpücüklere boğarken baştan çıkan erkeği ile ateşli bir şekilde sevişti. Neredeyse yataktan kalkmak istemeyecekti ama misafirleri vardı. En önemlisi de ikizi... Bahçe hazırlandığında heyecanı artmaya başlarken peri ve ikizinin gördüğünde gülümsedi. Esen hafif rüzgar saçlarını dalgalandırırken gözleri onu baştan aşağı tarıyordu. Her hangi bir yara alıp almadığından emin olmak istedi. Jonathan onun fiziksel olarak yaralanmadığını söylese de emin olmak zorundaydı. Kolları arasına giren ikizine sıkıca sarılırken konuşmaya başladı.

"Bende seni çok özledim. Beni de hatırlamadığını sanıp korkmuştum aslında..."

Kendini geri çektiğinde masaya yönlendirirken her adımda ikizini izledi. Her şey normal görünüyordu. Gözleri periye kaydığında ise onun hiç normal olmadığını gördü. Tamamen çökmüştü anlaşılan işin bu kısmı ile ilgilenmesi gerekecekti. Nora onlara servis açarken getirdiği meyve suyundan bir yudum aldı. Saat erkendi içki ise bu sohbete dahil edilemezdi. Gözlerini İkizine dikip en sevecen gülümsemesini takındı.

"Kurtulmuş olmana çok seviyorum, Scarlett. Günlerdir haber alamamak gerçekten kötüydü. Beni hatırlıyor olman ise ayrı bir güzel ama sanırım Jonathan'ı hatırlamıyorsun. O senin sevgilin ona inanmıyor olsan da bana inan... Ona nasıl aşkla baktığını daha önce gördüm. Ona kesinlikle aşıksın..."

Gözlerini açtığı andan itibaren nefes almak bir işkenceden farksız hale gelmişti. Aklını kaçıracak gibiydi. Scarlett’ın duygusuz bakışlarına, bir sürtükmüş gibi davranmasına biraz daha katlanırsa kendini öldürebilirdi. Kızın kendisine güvenmediğini bildiği için onun hala hatırladığını umduğu birinden yardım almaya karar vermişti. Stacy onları evine davet ettiğinde bir umut sevgilisini uyandırdı. Onun dün akşamki gibi bağırıp çağırmak yerine sessizce dinleyip kabullenmesi bir nebze rahatlatmıştı. Onunla kahvaltı faslını hızlıca bitirmek için bir büyüyle her şeyi hazırlayıp sessizce yemişti. Kızında karnının doyduğundan emin olduğunda vakit kaybetmek istemediğinden yeni bir büyüyle onun yanına gitti. Birbirlerini uzun süredir görmeyen ikizlerin kucaklaşmasını sessizce izledi. İçindeki üzüntüye teslim olmamak için uğraşırken dante’nin konuşması ile gözlerini ona dikti. Ufak bir baş hareketiyle selam verirken ''İdare etmeye çalışıyorum diyelim. Sen nasılsın?'' diye sordu.

İki güzelin kendi aralarında daldığı sohbete uzaktan bakarken meyve suları gözüne takıldı. Danteye bakarak ''Bir mahzuru yoksa içmek istiyorum'' dedi. Gözlerinde izin verdiğini gördüğünde hizmetçi kız gittikten sonra bir büyüyle bir şişe yıllanmış şarap getirdi. Nerden baksanız 100 küsürlük kırmızı şarabı kadehlere doldurup birini dante’ye uzattı. Stacy’nin gerçekleri bir kez de ikizine kendi anlatışının ardından acı dolu bir sesle konuşmamaya gayret ederek ''Sen o lanet perinin değil benimdin scarlett… Bunu sana nasıl hatırlatacağım bilmiyorum bu yüzden ikizinden bizi dinlemeni istiyorum'' dedi.

Sabah gözlerini peri yüzünden açtığında oldukça ruhsuz davranmıştı. Ona günaydın bile demezken ikizi hakkında söyledikleri ile aynı ruhsuz davranışlara girerek kabul etmişti. Ardından kahvaltı hazırlanırken akşam yemek yemediğini anımsadı. Soğuk geçen kahvaltıda inatla perinin yüzüne bakmadı. Akşamı unutmuş değildi. Peri hem onun olduğunu söylemiş ardından karşılık verdiği sırada onu reddetmişti. Üstelik bunu aynı gece de iki kez yapmıştı. Yani ne olurdu onunla birlikte olsalardı? Tadını öylesine çok sevmişti ki devamını kesinlikle istemiş ve üstüne bunu vurgular şekilde tadına bakmıştı. Peki o ne yapmıştı, gayet güzel bir şekilde bunu reddetmişti. Hem benim derken hem dokunmamasını anlamıyordu. Tamam hala ona inanmıyordu, yani sevgilisi olduğunu hatırlamıyordu. Ama belki tadı onu hatırlatırdı. Yine de artık çok geçti peri ile yakınlaşmak istemiyordu. Diğer yandan akşamki arzulu dakikalar yüzünden canı sevişmek istiyordu. İkizinin yanına gittiklerinde önce ona sıkıca sarılmış ardından odak noktasını yanındaki erkeğe çevirmişti. Stacy'nin kelimelerle mutluluğuna sadece gülümseyip sandalyelerden birine oturdu. Dişlerini alt dudağına geçirmiş adını bilmediği ve söylenmeyen çocuğa baktı. O kimdi? Dip dibe oturmalarından Stacy ile aralarında bir şey var gibi gözükse de tersi de mümkündü. Eline aldığı bardaklardan biri ile meyve suyunu içerken ikizinin açıklamalarını dinledi. Jonathan'ın dediklerini doğrular bir şekilde konuşurken bakışları kısa bir süre periye kaydı. O ismini bilmediği çocukla bir şeyler geveleyip kendini içkiye verirken gözlerini baydı ve derin bir nefes aldı. Sessizliğini bozmaya karar verdiğinde bakışlarını ikizine odakladı.

"Jonathan'ın sözlerini onaylar şekilde konuşsan da Stacy hiç bir şey hatırlamıyorum hatta anımsamıyorum bile... Hem ayrıca peri akşam kendini yeterince tanıttı. Şu an başka bir merakım var... Yanında oturan kim?"

Bakışlarını erkeğin üzerinde odaklarken gözünün önünde ufak bir görüntü belirdi. Bu kafasında oluşturduğu bir fantezi miydi? Yoksa gerçek miydi? Önce buna karar veremedi. Anımsadığı görüntüler de çocukla oldukça ateşli bir şekilde öpüşüyorlardı. Akşam Jonathan'dan isteyip de vermediği şeyi o kendisine veriyordu. Bunun bir anı olduğuna karar verdiğinde merakı daha da kabardı. O, Stacy'nin olsa bile belki de yasak bir ilişkileri vardı ve Scarlett yasakları çiğnemeye bayılırdı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Scarlett Demon onun ilk aşkıydı. İlk hayal kırıklığı ve aynı zamanda onu aşk acısıyla tanıştıran kişiydi. Dante Drake iyi biri sayılmazdı ancak belirli ilkeleri vardı. O kız ise bütün inandıklarına ters düşmüş ve hayatında tanıdığı herkese özellikle fia’ya yani perisine zarar vermişti. Bunu kaldıramayan kişiliği ondan ayrılmasına neden olmuştu. Sonrası mı? Sonrası tam bir kaostu. Büyük acılar çekip kendini dağıtmıştı. Stacy toparlanma aşamasında karşısına çıkıp onu bir parça toparladıysa da çocukluğu ondan da soğumasını sağlamıştı. Hatta kızın o hallerinden o kadar bunalmıştı ki bir süre scarlett’ı arzulamıştı. Bedeni istediği doyuma ulaştığında normale dönüp yaptığının yanlış olduğunun bilincinde kızı tamamıyla hayatından çıkarma kararı almış ve zorda olsa uygulamıştı. Şimdi ise stacy’le yeniden deniyorlardı. O çocuksu güzellikten uzak durmaya çok çalıştıysa da kız her seferinde buna engel olmuştu. Dante ise bir süre sonra pes etmişti.

Şimdi onun yanında oturmuş olanları dinleyip periyle ilgilenirken onun neler hissettiğini anlayabiliyordu.İçinde bulundukları durumu kelimelerle nasıl anlatacağını bilemese de ona acıyordu. Ancak eğer scarlett’la olmaya devam edecekse acıyla iç içe yaşamaya alışmak zorundaydı. Perinin sorusu ile meyve suyunu kafaya dikerek ''İyi sayılırım. Ve hiçbir mahzuru yok keyfine bak jon. '' Dedi. İki kıza da şöyle bir göz attıktan sonra gözü saatine kaydı. Neredeyse öğlen olmak üzereydi. Bugün şirkette katılması gereken toplantılar vardı ama stacy’i bu durumda bırakamazdı. Derin bir nefes aldı. Telefon edip bütün hepsini iptal ettirmeli ya da erteletmeliydi.

Hangisini yapsam diye düşünürken scarlett’ın sorusu ile duygusuz gözlerini onun gözlerine dikti. Stacy’nin cevap vermesine fırsat bırakmadan''Adım dante ve stacy’nin sevgilisiyim. Bence sevgilin jon’a ve geçmişine odaklan belki hatırlamana yardımı dokunur. '' Dedikten sonra ayaklanarak''İzninizle yapmam gereken bir telefon görüşmesi var '' dedi. Eğilip stacy’nin saçlarına tatlı bir öpücük kondurdu. Geri çekilip yanağını okşayarak''Şirketle kısa bir görüşme yapmam gerek hemen döneceğim hayatım '' dedi ve gitti.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32

Beklenen misafirler geldiğinde ikizini görür görmez kendini onun kollarına bıraktı. Endişeli geçen onca zamanın ardından onu gerçekten özlemişti. Dante ile aralarını düzeltmeye çalışırken onu ihmal ettiği zamanları biliyordu. Tam her şey yoluna girdi derken ikizinin kaybolduğunu bile bir başkasından öğrenmek acı verse de tüm o acı o kollarındayken geçmişte kalmıştı. Scarlett iyiydi, aslında harika görünüyordu. Jonathan ile göz göze geldiklerinde aslında onun yardıma ihtiyacı olduğunu gördüğünde sessizce masaya geçti. Dante'e yanaşarak oturduğu sandalye de ikizine açıklayıcı olabilecek cümleleri sıralarken perinin içki içmeye başlamasıyla alt dudağını ısırdı. Gerçekten kötü görünüyordu. Gerçi onu anlayabilir miydi? Bunu bilmiyordu. Diğer yandan kendisi de bir nevi aşkını unutan Dante ile uğraşmıştı ve acısı anlaşılabilir geliyordu. İkizinden cevap beklerken onun Dante'e odaklanması kafasını karıştırdı. Yine de pek üzerinde durmadı. Unuttuğu bir gerçek ise aşık olduğu adamın çok önceden karşısındaki kıza aşık olduğuydu. Yeni yaşamının daha ilk gününde Dante'e ilgi duymaya başlarken Scarlett ortalarda yoktu. Aralarındaki geçmişi bilse de görmediği için hatta ikizi ona Dante konusunda yardım ettiği için, içinde her hangi bir kıskançlık oluşmamıştı. Bu garip bir durumdu aslında. Çünkü Dante'i herkesten kıskanacak potansiyele sahipti. Hatta bu durumda saç baş yolma olasılığı bile vardı. Yine de ikizine güvendiği ve en çokta Dante'nin kendisine ait olduğunu bildiğinden üstünde durmazken Scarlett'ın bıkkın sözlerini dinledi. Sevdiği adamı sormasını sadece küçük bir meraka bağlarken cevabını sevdiği adam verdi. Sözleri gülümsemesini sağlarken ayaklanması ile ona baktı. Yapacağı telefon konuşmasını düşünürken saçlarına kondurulan öpücükle hafifçe kıkırdadı. Açıklayıcı cümlesinden sonra günlerdir işi evden yürüttüğünü hatırladı. Desteğini göstermek adına evde onunla kalmıştı.

"Tamam, hayatım. Benim yüzümden bir kaç gündür ihmal ettin. Misafirlerimizle ben ilgilenirim."

Cümlesinden sonra yeniden ikizine yöneldi. Onun ise Dante'nin arkasından baktığını görürken elini tutarak kendisine odaklanmasını sağladı.

"Dante haklı, Scarlett. Burada asıl sorun Jonathan'ı hatırlamıyor olan onu hatırladığında eminim her şey yoluna girecektir. Diğer yandan sana daha ne anlatabilirim bilmiyorum. Tekrar gözlerimi açtıktan sonra bir çok yeni şey öğrendim. Sonrasında Jonathan ve sizi. Ona odaklanarak bile bence kalbindeki aşkı bulabilirsin çünkü ona gerçekten aşık olduğunu gördüm... Sanırım o aşka en son doğum günümüz de tanık olmuştum. Belki o günü hatırlamaya çalışman yardımcı olur."

Jonathan levitt tek kelime ile anlatmak gerekirse dipteydi. Uzun zamandır bir ölüden farksız yaşamasını sağlayan kadın artık yanındaydı. Ondan ayrı aldığı her nefes cehennem azabından farksızken onunlayken kendini araftaymış gibi hissediyordu. Nefes almak bir işkenceden farksızdı. Aşık olduğu güzelliğin gözlerinde karşılaştığı boş bakışlar canını yakarken o lanet herifin bedeninde bıraktığı izler kalbine kapanması zor yaralar açmıştı. Kızla ne yapacağını bilemediğinden aklına gelen ilk şeyi yapmıştı. İkizinin yanına getirmişti. Candan sarılmalarından sonra stacy’nin olanları ona anlatmaya başlaması ile daha fazla dayanamayarak içmeye başladı. Sevgilisinin geçmişlerinin detaylarını merak edip kendisine sormak yerine ikizinin sevgilisini merak etmesi daha çok sinirlerini bozdu. Lanet olası kız şuan onları barındıran anıları dinlemek istemeliydi. Dante’nin kim olduğunu öğrenmek değil… Burnundan solur bir şekilde kendine engel olmaya çalışıp dişlerini sıkarken Drake’in scarlett’ı terslemesi ile sesizliğini korumayı başarıp şişeyi kafasına dikti.

Çocuğun gidişi ve stacy’nin yeniden konuşmaya başlaması ile iç çekti. Gözlerini onun gözlerine dikerek''Sana ilk kez ikinizin doğum gününde seni seviyorum dedim'' dedi. Hatırlamasını umarak.

Anımsadığı görüntülerden sonra Sacy'nin yanındaki adamı daha fazla merak etmeye başladı. İşin aslı Jonathan adlı peri hakkında konuşmak da istemiyordu. Hatta peri burada durmak zorunda bile değildi. İkizi buradayken neden bu evde kalmıyordu? Üstelik böylesine hoş bir yakışıklı da varken... Belki akşam Jonathan'ın yapmadığını yapar ve tüm gece sevişmelerine izin verirdi. Bir erkeğin tenine dokunmasına ciddi anlamda ihtiyacı vardı. İçki içen periye gözlerini devirerek bakarken sızıp kalmasını umdu. Sonrasında ise yakışıklı konuşmuştu. Ama tuhaftı çünkü kelimeleri olması gereken de daha sertti. Adını öğrendikten sonra Dante diye mırıldandı. Belki de terslemesinin nedeni gerçekten aralarındaki yasak ilişkiydi... Sevgilisi tarafından anlaşılmaması için ona böyle davranmıştı. Kaçışını izlerken sinsice gülümsedi. Ardından ise Stacy konuşmaya başladı. Konunun periye bağlanmasına gerçekten deli oluyordu.

"Tamam anladım konumuz, Jonathan... Ben onunla birlikte oluyormuşum. Hoş neyini beğendiğim konusunda en ufak bir fikrim yok..."

Sözlerinin onu kırmasını umursamamıştı çünkü onu umursadığı anda çok güzel reddedilmiş ve uyutulmuştu. Doğum günü ile ilgili kelimeleri işitirken yeni bir görüntü beyninde görüntülendi. Duvara yapıştırılmıştı, Dante'nin ateşli dudakları dudaklarını sömürüyordu. Alt dudağını dişlerine geçirerek tatlı kızı oynadı.

"Stacy, benim banyoyu kullanmam gerek birazdan dönerim ve sohbetimize devam ederiz..."

Stacy'nin yolu göstermeye çalışmasını el hareketi ile durdururken hızlı adımlarını attı. Dante'nin sesinin geldiği yere ilerlerken onu bir odada telefonda konuşurken buldu. Göz göze geldiklerinde telefonu kapatan erkeğe göz kırpıp odaya dalarak arkasından kapıyı kapattı

"Çok kabasın Dante... Sadece seninle ilgili bir kaç şey hatırladım neden öyle davrandın. "

Sözleri bittikten sonra Dante'nin bileğini kavrayıp kapıya yapıştırarak dudaklarına kapandı. Tatları hoşuna giden dudakları sömürürken elleri sert bedende gezmeye başladı.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Dante Drake eski sevgilisinin kendisine olan ilgisiyle gözlerini devirdi. Kız tam anlamıyla düşüncesizdi. Ona aşık olan ve sevdiği adam olduğunu öğrendiği zavallı adamı hatırlamaya çalışmak yerine ona acımasızca davranıp ikizinin erkeği ile ilgileniyordu. Bu nasıl bir mantıktı? Dante buna daha fazla kafa yormadı. Ondan her türlü şeyin beklenebileceğini kabullenip orada daha fazla durmak istemediği için boşladığı işini de bahane ederek oradan ayrıldı. Stacy’nin mutlu olduğunun bilincinde içi rahat bir şekilde salona ilerlerken son anda fikir değiştirip daha özel, rahat konuşabilmek adına odalardan birine daldı. Şirketindeki gelişmeleri öğrenirken kısa sürede sekreteri ile telefon aracılığı ile uzun bir toplantıya dalmıştı. Ceo diye şirkete getirdiği adamın haddini fazlasıyla aştığını düşünüp işine son verdiğini belirtirken kapı sesiyle arkasını döndü. Gördüğü kızla derin bir iç çekerken kıza daha sonra arayacağını söyleyip kapattı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ‘Arkanı dön ve dümdüz yürü bir süre sonra bahçeye ulaşırsın… Yolunu kaybettiysen eğer.’ dedi.

Scarlett’ın dönüp gitmek yerine içeri girip kapıyı kapatmasıyla tek kaşını kaldırıp kıza baktı. Duydukları ile iç çekerek ''Bak ne hatırladın bilmiyorum ama her neyse hepsi geçmişte kaldı. Sen ve ben sevgililerimize sadıktık. '' Dedi. Beklemediği bir anda kapıya dayanmasıyla gözlerini devirdi. Dudaklarına değen dudaklarla dondu. Algıladığı tada olan aşinalığı bir süre sonra ona karşılık vermesini sağladı ama bu oldukça kısa sürmüştü. Kızı iterek kendinden uzaklaştırıp''Kes şunu. Ne yaptığını sanıyorsun sen? '' diye bağırdı.

Lanet peri umurumda bile değildi. Herkes ona aşık olduğumu söylüyor olabilirdi ama onu hatırlamamak bir yana gece yaptıklarını hatırladığımda sinirleniyordum. Beni reddetmesinin hesabını ona sonra soracaktım ama şimdi başka bir hedefim vardı, Dante... Onunla ilgili hatırladığım şeyler sevişmek için yanıp tutuşan yanımı harekete geçirmişti. Jace ve duygularım hala kafa karıştırıcı olsa da onu bile artık düşünmüyordum. Bedenimin istekleri zihnimi ele geçirdiğinde ikizim ve gereksiz periden uzaklaşarak Dante'nin yanına gittim. Lanet olsun çok yakışıklıydı, ayrıca hatırladığım ayrıntıya göre oldukça ateşli öpüşüyordu ve ben git gide ona daha fazla çekiliyordum. Onu istiyordum. Bahçedeki ikizime rağmen, Dante'nin onun erkeği olmasına rağmen onu arzuluyordum. İlk girişte onun dudaklarından dökülen kelimelere cevap bile vermeden odaya daldığım da kapıyı da kapattım. Sadık kelimeleri ile alt dudağımı ısırdım.

"Demek sevgililerimize sağdık aşıklar oluyorduk biz, öyle mi? Peki o zaman ben neden Jonathan'ın beni sevdiğini söylediği doğum günümde senin tarafından öpüldüğümü ve oldukça ateşli bir şekilde birbirimize karşılık verdiğimizi hatırlıyorum?"

Cümlem soru ile bitse bile karşılık beklemeden onu öpmeye başlamıştım. O dudaklar ateşli olduğu kadar tatlı olmalıydı. Öpücüğü sürdürürken onunda karşılık vermesi ile hafifçe inledim, hoşlanmıştım. Ellerim bedenine gittiğinde ise itilip geriye doğru bir adım attım. Hay lanet... Yirmi dört saat ara ile bu ikinci reddediliş oluyordu. Yeterince seksi değil miydim ya da güzel? Bu kez beni uyutacak büyü yetenekleri olmayan bu erkekten hemen vazgeçmeyecektim. Yakasına yapışıp kendime doğru çekerek konuşmaya başladım.

"Ne yapıyor gibi görünüyorum. Seni istiyorum ve almak istiyorum. O lanet peri umurumda bile değil..."

Bu kez dudaklarına kapandığımda bacağına çelme takıp onu yere düşürerek erkekliğine oturdum. Elbisemi biraz kısaltıp erkekliğini daha fazla hissederken dudaklarına kapandım. Ellerim bedeninde gezinirken direncini bir kaç saniye içinde yeniden kırdığım da inledim. Onu istiyordum ve alacaktım...

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 227 Kayıt tarihi : 01/11/12 Yaş : 36

Scarlett Demon… Konu o kız olunca olayların ardı arkası bir türlü kesilmiyordu. Kuzeninin de ondan aşağı kalır yanı olmasa da bela deyince dantenin genellikle aklına gelen ilk isim eski sevgilisiydi. Onunla olduğu zamanları hatırlıyordu. Psikolojik sorunlarıyla nasılda uğraştığını ya da başkalarıyla olan ilişkilerinin yarattığı problemleri… Şuan içerde geçmişinin hikayelerini dinlemek yerine burada olması bir başka tersliğin habercisinden başka bir şey değildi. Çok geçmeden kızın dudaklarından dökülen sözcüklerde bunun kanıtıydı. Evet bir ara stacy ona yetmediği için doğum gününde arzusunun esiri olarak kıza sarkmıştı ama sonra bu durum tamamıyla bitmişti. İkisinin de bambaşka bir hayatı vardı ki kızın kendine geldiğinde sergilediği bu tavırdan dolayı pişmanlık duyacaktı. Dudaklarına kapanan dudaklara geçmişte birlikte geçirdikleri ayların verdiği alışkanlık üzeri algıladığı tatla karşılık verdi. Ancak kalbinde bir şey stacy’yi hatırlattığında kendini geri çekip kızı iterek bağırmıştı. Stacy varken onu öptüğü için kendini suçlu hissederken ona bağırmaktan çekinmemişti.

Gözlerini onun gözlerine dikerek''Doğum gününde tam alarak aklım başımda değildi. Biz eskiden sevgiliydik ve ayrılalı çok olmamıştı. Bir boşluktaydım. Sense jon’u seviyordun ancak bunu pekte önemsemedim. Tadıma olan aşinalığın ise bana karşı koymayıp katılmanı sağladı fakat hepsi o kadardı. Bir hataydı. '' Dedi. Scarlett’ın ani hareketi ile yere düştüğünde kızın üzerine oturması ile ''Böyle davran…’ '' sözleri dudaklarına kapanan dudaklarla bölündü. Bedeninde gezen ellerle direnci kırılıp ona karşılık vermeye başladığında gözlerinin önünde stacy belirdi. Onun hüzünlü bakışları kalbini tekletirken onu hızlıca itip''Lanet olsun scarlett kes şunu kendine gel. Ben stacy’e aşığım '' diye bağırdı. O an söyledikleri kendisini bile şok etmişti fakat gerçekler bundan ibaretti.

İşte yine olmuştu. Reddedilmiş ve itilmiştim. Tanrım!!! Neden böyle oluyordu. Ne istediğim gayet belliydi, geceden beri... Sevişmek istiyordum. Arzu dolu kadınsı aç yanım doymak istiyordu. Jonathan denen peri en güzel yerde olanları mahvetmişti. Şimdi de Dante aynı şeyi yapıyordu. Ama pes etmek bana göre değildi. Onun bedenime olan az biraz ilgisini sonuna kadar kullanacaktım. Bana söylediği kelimeler gözümün önünde ufak bir kaç görüntüye sebep oldu. Dante, beni öperken çırpınıyordum. O gün her ne olduysa şu anki durumun tam tersi gibiydi, yinede görmezden geldim. Onu yere yatırıp üzerine çıktığımda direncini kırarak inledim. Tadı güzeldi, gerçekten güzeldi. Yinede bir şey eksikti, Jace ile olurken de eksik bir şeyler vardı. Sadece o lanet peri bana eksiksiz gelmişti. O aklıma geldiğinde öfkeyle daha fazla Dante'i öptüm. Ellerini bedenimde hissetmek hoşuma giderken gömlek düğmeleri ile uğraşmadan önünü yırttım. Göğsünü öpmeye başlayacağım sırada yeniden itildim. Artık arzum öfkem ile iş birliği içerisindeydi. Sinirden kuduruyordum. Dante, ikizime aşık olduğunu söylüyordu. İyi bir insan ne yapardı, giderdi. Peki ben ne yapıyordum. Onun kemer tokasını elime alıp çözmeye çalışıyor,bBir yandan da haykırıyordum.

"Ona olan aşkında, içerideki o lanet peride umurumda değil... Bana istediğimi vereceksin..."

Kemeri açtığım sırada ise iki güçlü kolla Dante'nin üzerinden alındım. O hızla ayaklanıp üzerini düzeltirken ben beni çekene küfürler ediyordum.

"Neden en güzel yerinde işi bozdun. Tıpkı akşam yaptığın gibi... Akşam eğer benim istediğim olsaydı bunlar olmazdı. Hadi bakalım Dante'i elimden aldın ama şunu bil ki dışarı çıktığımızda gördüğüm ilk erkeğin altına gireceğim. Sen hariç tüm erkeklerin bedenimin tadına bakmasına izin vereceğim, beni becermelerine de..."

Tamamıyla bitmiş bir şekilde elindeki içkiyle olanların etkisini azaltmaya çalışırken söyledikleri bütün her şeye karşı kızın umursamazlığı ile sinirle dişlerini sıktı. Onu anlamaya çalışıyordu ama lanet olsun ki anlayamıyordu. Yapılan büyü nedeniyle kendisini hatırlamıyor olabilirdi ancak şu anda ikizinden sevgili olduklarının doğruluğunu öğrendiği için geçmişlerini dinlemek istemeliydi. Mantıklı olan buydu o ise bu konuyu konuşmak dahi istemiyor gibi gözüküyordu. Scarlett’ın bunun neresini sevdim demesiyle içindeki son sabır kırıntıları da kayboldu. Anlayışlı olma çabaları buraya kadardı. O da bir insandı ve şuan hiç olmadığı kadar çok canı acıyordu. Kızın kalkıp lavaboya gidişini boş gözlerle izlerken sinirle elindeki bardağı sıktı. Bardak uyguladığı kuvvetle parçalanıp cam parçaları eline battığında stacy’nin çığlığı ile kendine geldi. Elinin kanıyor olmasını umursamadan endişeyle yanına gelip kendisiyle ilgilenmeye çalışan masum güzele baktı.Onun bu hali gözüne tatlı görünürken acı dolu bir tebessüm edip '' İyiyim. Merak etme. Acısını hissetmiyorum bile…'' dedi. Stacy’nin iyiyim demesine rağmen inatla kendisiyle ilgilenme çabasıyla pes etti. Kız jonathan’ın elini eline aldığında kalbine bir bıçak daha saplandığını hissetti. Aklına sevgilisi ile mutlu olduğu anılar gelirken kızın cam kırıklarını itina ile temizleyişini izledi. Gözlerinin dolmasına engel olamadı. Ağlamamak izin kendini sıkarken fiziksel acıyı artık hissetmediğini fark edip eline baktı. Elini onun elinden çekerken '' Teşekkür ederim. Ben… Sanırım bir lavaboyu kullansam iyi olacak. Ellerimi yıkamalıyım'' derken sesi titredi.

Hızla arkasını dönüp eve giderken gözlerinden engel olamadığı yaşlar akmaya başladı. Evden içeri girdiğinde göz yaşlarını elinin tersiyle silip birkaç derin nefes aldı. Onu ağlarken görmelerini istemiyordu. Bu eve daha önce birkaç kez gelmişti. Bu yüzden yerini bildiği lavaboya doğru ilerlerken dante’nin yüksek sesini duyduğunda durdu. Ayakları onu sesin geldiği odaya yönlendirdiğinde çok geçmeden sevdiği kadının sesini de duymuştu. Adımlarını hızlandırıp odanın kapısına geldiğinde elini kapının tokmağına koyup yavaşça çevirdiği anda duydukları ile dondu. Yerin ayakları altından kaydığına yemin edebilirdi. Mantık algıladıkları ile yavaş yavaş bedenini terk ederken öfkeyle içeri daldı.

Gördüğü manzara kanın beynine sıçramasını sağlarken seri adımlarla onların yanına gidip kendisini ikizinin sevgilisiyle boynuzlamaya kalkan scarlett’ı hiçte nazik olmayan bir şekilde belinden tutup sertçe çekerek dante’nin üzerinden kaldırdı. Duydukları ile karanlığın ele geçirdiği gözlerini ona dikerek insanın içini titretecek kadar soğuk ses tonuyla '' Kapa çeneni. Seninle daha sonra ilgilenicem… Ayrıca evden dışarı adım atabileceğini hiç söylemedim.'' Diyerek onu susturduktan sonra danteye bakarak ''Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dilerim dante… Biz gidiyoruz. Bir daha ne zaman görüşürüz bilmiyorum stacy’e durumu uygun bir dille anlatırsın.'' Dedi ve bir büyüyle ikisini de kendi evine götürdü.

Sihirbaz Mesaj Sayısı : 158 Kayıt tarihi : 05/06/13 Yaş : 32

İkizimin sevdiği adam yerine aşık olduğum adamla ilgilenmesi ile derin bir nefes aldım. Altında her hangi bir art niyet düşünmüyordum. Tamam onların geçmişte sevgili olduklarını biliyordum ama şu an durum tamamen farklıydı. Onun periye ne kadar aşık olduğuna şahit olmuştum. Bu halini ise tanıyamıyordum. Tamam ergenlik dönemi kısmını tamamen ondan uzakta bir zihnin içinde geçirmiştim. Ama yine de Scarlett'ın karanlık bir yanının olduğunu bilsem de saf bir kötü olmayacağını biliyordum. O her şey den önce benim ikizimdi ve bu hayatta en değer verdiğim insandı. Benim diğer yanım... Ona hatırlaması için neler diyebileceğimi düşünürken acımasız kelimeleri ile gidişini izledim. Ardından ise gözlerim periye kaydı. Tamamen dağılmıştı. Ben bile onun gözlerinde Scarlett'a hissettiği aşkı görürken neden ikizim böylesine kör olmuştu. Belki de ondan alınan tek şey hafızası değildi. Gözlerim periye odaklanırken kırılan cam sesi ile ufak bir çığlık attım. Jonathan elleri arasında kadehi parçalamıştı. Hızla yanına gidip yardım etmeye çalışırken onun itirazlarını dinledim.

"İyi falan değilsin, Jonathan... Yalan söyleme... Ne kadar dağıldığını görebiliyorum. Kalbin için ruhsuz ikizim konusunda bir şey yapamıyor olsam da yaranla ilgilenebilirim..."

Ellerine giren cam parçalarını temizlerken canını yakmamaya özen gösterdim. Zaten canı az önce ikizimin sözleri ile yeterince yanmıştı. Gücümü uzun zaman sonra ilk kez kullanırken elimden geldiğince doğru yapmaya çalıştım. Yara kapandığında ise yüzümde oluşan gülümseme ile periye baktım. Teşekkürünün ardından ise ellerini yıkamak için gitmişti. Koca bahçede birden yalnız kalmışken meyve suyumu bir süre yudumladım. Hiç biri geri dönmezken içimde oluşan endişeye engel olamayarak ayaklandım. Gözüm ilk önce çalışma odasına takıldı. Dante, orada olmalıydı ama yoktu. Sonra ayaklarım beni üst kata götürdü. Hiç bir banyodan ses gelmezken sevdiğim erkekle paylaştığım odamıza ilerledim. Dante üzerine yeni bir gömlek giyiyordu. Hava sıcaktı belki de terlemişti. Kafamda soru işaretleri ile ona yaklaşarak arkadan sarıldım.

"Sevgilim... Herkes gitti bahçede tek kaldım. İkizim ve Jonathan nerede? Onları göremedim..."

Konu: Geri: Kayıp Hafıza Ptsi Mart 02 2015, 00:29

Scarlett ile geçirmek üzere olduğu ateşli dakikalara tahrik olan bedenine rağmen karşı çıktı. İstemiyordu. İçinde bastıramadığı arzu tam tersini söylese de stacy’e aşık kalbi buna engel oluyordu. Bu durumu eski sevgilisi tarafından taciz edilip tecavüze uğramanın kıyısına gelmeden önce anlamayı tercih ederdi. Böylelikle ona romantik birkaç sürpriz hazırlayıp o kadar uğraşının karşılık verdiğini söyleyip mutlu edebilirdi. Üzerindeki kızı inatla itti. Ne gücü ne de onun ne istediği umurunda değildi. Eğer durmasını sağlayacaksa telekinezi yeteneğini hiç çekinmeden üzerinde uygulayabilirdi. Sevgilisini aldatmak istemiyordu. O bunları düşünürken kızın bir anda üzerinden çekilmesi ile gördüğü kişi ile dondu. Jonathan öfkeden kararmış gözleriyle ona bakıyordu. Dante daha durumu açıklama çabasına bile giremeden o bütün söylenecekleri söyleyip gitmişti. Bir süre odada öylece oturup olanları sindirmeye çalıştı. Saçlarını karıştırıp sıkıntılı bir nefes aldı. Aklına bahçedeki masum güzelliği geldi. Bir süre sonra onları aramaya çıkacağını tahmin edebiliyordu. Üzeri ise kesinlikle berbat durumdaydı. Eğer stacy kendisini bu halde görürse durumu ona kızı kırmadan açıklayamazdı. Sıkıntıyla nefesini dışarı üfleyip toparlanarak hızlı adımlarla odasına gitti. Yırtık gömleğini çıkarıp çöp kutusuna attıktan sonra dolabına gidip yeni bir gömleği üzerine geçirdi.

O sırada kapının açıldığını duydu. Ona sarılan kollarla gülümseyip kıza döndü. Dudaklarına tatlı bir öpücük kondurarak '' Gittiler sevgilim. Jonathan yalnız kalırlarsa scarlett’ın geçmişe daha kolay odaklanabileceğini düşündü. Bir süre yalnız kalmaları onlar için en iyisi bence.'' Dedi. Onun saçlarını bir süre okşadıktan sonra meleğini dolaba dayayarak '' Hazır baş başa kalmışken sana söylemek istediğim bir şey var… Teşekkür ederim bir tanem. Hayatıma girdiğin ve beni yeniden kendine aşık ettiğin için. Seni seviyorum.'' Dedi.

Konu: Geri: Kayıp Hafıza Ptsi Mart 02 2015, 19:41

Bahçede bir anda tek başıma kalmıştım. Önce sevdiğim adam, sonra ikizim ve şimdide Jonathan... Onun arkasından bakarken derin bir nefes aldım. Periye gerçekten yardım etmek istiyordum. İkizimin aşık olduğu adamı duygusuzca nasıl kırabildiğini anlamıyordum. Her ne kadar yeteneğim olsa da büyüleri ve cadıları hala anlamıyordum. Zaten sevdiğim adamla yaşarken sıradan insanlardan farkımda yoktu. Gelen giden olmadığında ayaklandım. İçime yerleşen endişeye ise engel olamadım. İkizim ve periyi görememek endişemi daha da artırırken yatak odamızda aşık olduğum adamı görerek ona arkadan sarıldım ve merakımı gidermek için sorularımı sordum. Ellerim onu daha sıkı sararken ensesine koyduğum burnumla kokusunu içime çekiyordum. Sevdiğim adamın beni çevirmesi ile yüz yüze geldiğimizde beni öpen dudaklara karşılık verdim. Bana böyle davranması hoşuma gidiyordu ama hala yeni bir durumdu ve her seferinde nasıl daha fazla mutlu oluyordum bilmiyordum. Ona geçen her saniye hem daha çok aşık oluyor hemde mutlu olmaya devam ediyordum. Yaptığı açıklamayı dinlerken ellerimle yine onu sarmıştım. Sözlerini düşünürken hissettiğim endişe ile acaba kötü bir şey oldu mu diye düşünmeden edemedim.

"Sevgilim... Kötü bir şey olmadı değil mi? Jonathan gerçekten çok kötüydü ve Scarlett son derece acımasız..."

Sıkıntıyla nefes alırken bedenim dolaba dayandığında sevdiği adam ve dolap arasında kaldım. Anın verdiği etki burnuma dolan kokuyla baştan çıkmama neden olurken sıkıntım dağılmaya başladı. Yeni konuşmasını dinlerken cümle bitiminde nefes alamadığımı hissettim. Kalbim göğüs kafesimi adeta zorluyor deli gibi atıyordu. Gözlerimin dolmasına engel olamazken kekelemeye başladım.

"Se-Sen... Şi-Şimdi seni se-seviyorum mu dedin? "

Sevdiğim adamın bakışları değişmezken yanaklarımdan yaşlar süzülmeye başladı. Dante bana aşıktı, beni seviyordu. Yeniden... Günler öncesinde uğraşarak yeniden birlikte olmamızı sağladığım Dante bana aşıktı. Elim ayağım birbirine girerken ne yapacağımı bilemedim. Göz yaşlarım akıyordu ama ben gülüyordum. Gömlek yakasını kavrayıp onu kendime çektiğinde dudaklarına kapandım. Onu ite ite yatağımıza götürürken öpücük daha da derinleşti ve ben onu yatırdığım yatakta üzerindeydim. Ellerim ise arsızca bedeninde geziyordu. Nefesim kesildiğinde kendimi geri çekip başını ellerimin arasına aldım. Alnımı onun alnına dayayıp nefeslerimiz birbirine karışırken karışırken yanaklarımdan süzülen yaşlar onun yüzüne damlıyordu.

"Şu an öyle mutluyum ki... Seni çok ama çok seviyordum, aşkım. Hiç ama hiç ayrılmayalım, sensiz olamam..."

Konu: Geri: Kayıp Hafıza Ptsi Mart 02 2015, 23:18

Aklı karman çorman bir şekilde dolabından aldığı gömleği üzerine giyerken sevdiği kadının kokusu burnuna dolduğunda dalgınca gülümsedi. Her şeyden habersiz meleğinin sorularını elinden geldiğince yanıtlayıp onun kız kardeşini görmek istemesini engellemeye çalışırken olanların üzerini itina ile örtmüştü. Stacy’nin endişe ile sorduğu sorular üzerine derin bir nefes aldı. İkizinin sevgilisini kırmayı umursamaksızın onun gözü önünde dante’nin üzerine saldırması kötü bir şeyden sayılmıyorsa hayır olmamıştı. Ama bunu ona söylemeye niyeti yoktu. Kalbi tamamıyla elleri arasındaki güzelliğe aitken onun olanlarla yersiz yere üzülmesi en son isteyeceği şeydi. Onun kardeşini uzun bir süre görmemesini sağlamak adına merakını gidermek için ''Hayır olmadı sevgilim dediğim gibi scarlett’ın sürekli dikkati dağıldığından jonathan uzunca bir süre birlikte baş başa olmalarının daha iyi olduğuna karar verdi sadece… '' dedikten sonra onu dolaba dayayıp sevdiğini dile getirmişti. Onun gözlerinin dolması canını sıkarken sorduğu soruya çapkınca gülümseyerek ''Evet bir tanem '' dedi. Ağlamaya başlamasıyla gözlerini devirerek ''Hadi ama hayatım seni sevdiğimi ağlaman için değil mutlu olman için söyledim '' diyerek göz yaşlarını sildi. Yakasından çekilip öpülmeye başlandığında halinden son derece memnun bir şekilde karşılık vermeye başladı. Elleri narin bedende gezerken yatağa atıldığında keyifle gülümsedi. Nefesleri kesildiğinde stacy’nin geri çekilip söylediklerinin ardından onun başını elleri arasına alarak ''Bende seni seviyorum güzelim ve merak etme hiç ayrılmayacağız '' dedi ve çekip dudaklarına kapandı.

Yerlerini hızla değiştirip kızı altına aldı. Dudaklarından boynuna doğru ufak baştan çıkaran öpücükler kondururken kızın kalçalarını sıkıp kendine bastırdı. Kızın inlemesi hoşuna giderken elbisesini yavaş hareketlerle üzerinden çıkarmaya başladı. Sadece dakikalar içinde altındaki enfes varlığı çırılçıplak bırakarak onun göğüslerini emmeye başladı. Bir eli kadınlığının derinliklerini okşarken onunda yardımıyla üzerindekilerden kurtulup kendisini kızın kadınlığına bir süre sürttükten sonra sert bir hamleyle içine girdi. Hızlı git gellerle ikisini de sınıra taşıyıp zevk denizinin içine düşmelerini sağladığında nefes nefese bir halde kendini yana atıp sevgilisini kolları arasına çekti. Saçlarına tatlı bir öpücük kondurarak ''Biraz dinlenelim sonra birlikte dışarı çıkarız olur mu hayatım? Seni yemeğe çıkartırım. Biraz hava almak ikimize de iyi gelir olan onca şeyden sonra '' diyerek yüzünü boynuna gömdü. Kendini tatlı bir uykuya teslim etti.

» Kayıp Aşk
» Kayıp Zaman
» Kayıp Peri