Fantezi Düşkünü Hasta

Konu: Fantezi Düşkünü Hasta Çarş. Mart 11 2015, 22:26

Kuzenlerle birlikte geçirdiğim ateşli ve bir o kadar da doyurucu günlerden sonra kaçınılmaz savaş patlak vermişti. Kızların sevgilisi olduğunu düşündüğüm iki acılı aşıkla da oynamak son derece zevkli olsa da savaşın gidişatı Jasper'ın söylediğinden farklı ilerlemeye başladığında, üstüne üstlük birde yara aldığımda benim için bitti. Bu saniyeden sonra aptal cesareti gösterip kendimi öldürtme gibi bir zahmete elbette gitmeyecektim. Buna çoğu kişi korkaklık diyebilirdi ama benim için asıl aptallık kazanamayacağın bir savaşta canını ortaya koymaktı. Jasper'a gidip nutuk dinleyecek havada da olmadığımdan evime gittim. Sonuç olarak görevimi yapmıştım. Kızlar hafızalarını kaybetmişti, bir kaç dokunuşla hatırlamaların da imkansıza yaklaştırmış ve kendime aşık etmiştim. Şimdi ise tüm o görevleri, kızları da geride bıraktım. Bıçağı bedenimden çıkardıktan sonra yara ile ilgilenmeye başladım. Görev dolu geçen zamanlardan sonra aklıma gelen ilk şey kendime ayıracağım zamandı ve bu zamanlar gece tarifesi olduğunda seksi bedenlerden oluşurdu.

Yaram yavaş yavaş kapanırken rahatsızlık veriyordu. Şu an bir hemşire fena olmazdı elbette seksi...Aklıma gelen isimle tüm seksi piliç hayallerimi rafa kaldırdım. Benim için tek bir kız yeterliydi, Malia... O tatlı periyi itiraf etmek istemesem de özledim. Hoş bunu kendime bile itiraf etmemek için çok uğraşıyordum. Üstelik bir aylık süre tamamlanmıştı. Hatta anlaştığımız günden bu yana kırk iki gün olmuştu. Tam gün sayısını hatırlamam beni şaşırtsa da suratımda beliren ukala ifade ile Malia'a odaklandım. Onun şu anki görüntüsü gözlerimin önünde belirirken odasında olduğunu gördüm bu onu kaçırmak için güzel bir zamandı. Bir büyü mırıldandığım da kız saniyeler içinde önümde belirdi. Tabi üzerinde oldukça seksi bir hemşire kostümü ile... Ukala gülümsememle bakışlarım onun harika fiziğinde gezinip gözleri ile kesiştiğinde konuşmaya başladım.

"Beni özledin mi? Güzelim. Hasret gidermemizi gerçekten istiyorum ama öncesinde yaralı yakışıklıya yardım et..."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

12 gündür neredeyse alışkanlık sayılabilecek bir şekilde gözlerimi istemeye istemeye açıp yorganı başıma çektim. Dışarıdan bakıldığında üşüyor gibi görünebilirdim ama üşümüyordum sadece bunalımdaydım. Camdan odama yansıyan pırıl pırıl güneş güzel bir gün olacağını müjdelerken iç çekip saate baktım. Oldukça erkendi. Gece de pek uyuyamadığım düşünülürse uyku düzenim tamamıyla mahvolmuştu. Emin değildim ama galiba jace’den düşündüğümden daha fazla hoşlanıyordum. Onu özlemiştim. Biliyordum bu çok saçmaydı yani o benim hayatımı mahvetmiş alışık olduğum düzenden zorla uzaklaştırmıştı. Bütün bunlar düşünüldüğünde şuan anlaşmamızın bittiği günden bu yana onu hiç görmemem sevindirmeliydi. Kahretsin neden üzülüyordum ki? Boğucu düşüncelerimden telefonun sesiyle kurtulup kendime geldim. Arayanı gördüğümde sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Ne kadar görmezden gelmeye çalışsam da hala çözülmeyi bekleyen bir mesele vardı. Jack. Eski sevgilim. Onun telefonlarına çıkmayıp yaptığı jestleri görmezden gelmeye çalışarak durumu anlatmayı denemiştim. Artık onu sevmediğimi hayatımda başka birinin olduğunu ancak o bunu bir türlü kabullenemiyordu. Şuan canım onunla uğraşamayacak kadar sıkkın olduğundan telefonumu kapatıp kendimi duşa attım. Çilek kokulu şampuanım ciğerlerimi doldururken anlaşmasına sadık kalmayan o periyi düşünmemeye çalıştım. Banyomu bitirip üzerime elbisemi geçirdiğimde yüzüme her zamanki gülümsememi yerleştirip aşağı inmek için kapıya yöneldim. Elimi kapı koluna attığımda kol kayboldu. Ortam bir anda değişmişti. Şaşkınlıkla etrafıma bakarken jace ile göz göze geldim. Onu gördüğüm için duyduğum sevinç, kendime olan öfkemi körüklerken üzerimi fark ettim. Ağzım açık kalırken onun kanlı gömleğini görüp dehşete düşmüştüm.

Endişe ile ona yaklaşırken duyduklarıma aldırmadım. Gömleğini açıp yaranın durumunu kontrol ederken ' Tanrım… İyi misin? Bu durumdayken bile bu kadar ukala olmayı nasıl başarıyorsun anlamıyorum ' dedim. Savaşla uzaktan yakından alakam olmasa da insanlara yardım etmeyi sevdiğimden iyileştirme büyülerinde kendimi geliştirmiştim. Çoktan unutulmuş olan, artık adının bile bilinmediği iyileştirme büyülerinden bir kaçını yaptıktan sonra iyileşmesini hızlandırmak adına pansuman yapmaya karar verdim. Elimdeki büyülü karışımı yarasına sürmeden önce orayı temizlerken merakla ' Nasıl oldu bu? ' diye sordum.

Konu: Geri: Fantezi Düşkünü Hasta C.tesi Mart 14 2015, 17:00

Malia, tatlı kölem. İş eğlenceye, konuda kızlara kaydığında seksi bedenleri düşünüyordum. Sonrasında ise sahip olduğum güzelliği hatırladım. Onunla olan anlaşmamız hala devam ediyordu. Aslında anlaşmaya uymamazlık yapmıştım. Onu 12 gün önce geri almam gerekiyordu ama görev sandığımdan uzundu. Şimdi ise onu geri aldığımda tekrar bırakmak zorunda değildim. Peri kızının beni özleme ihtimali yüzümde yarım gülümseme oluştururken onu büyü ile evime getirdim. Üzerinde oluşturduğum kıyafetle ağzımı sulandırıyordu. Yaralıydım ve evet acı da çekiyordum ama bedenim aynı zamanda arzu ile kıvranıyordu. Üstelik bir şey, Malia'nın gözlerinde gördüğüm bir şey ukala yanımı daha da arttırdı. O gözler de beni özlediğini görür gibi oldum ardından endişesini. O üzerime eğilirken kokusunu içime çektim. Yaramla ilgilen seksi hemşireyi gözlerimle yeterince süzdüğüme karar verdiğimde kıyafetin yan taraflarında bulunan iplerden ellerimi daldırarak iki göğsünü aynı anda avuçlarıma alıp sıktım. Dolgunlukların verdiği his harikaydı.

"Bu hissi özledim... Çok tatlısın..."

Onu biraz daha sıkıştırdığımda neredeyse dediği tüm kelimeleri es geçmiştim. Bana bakan hafif sinirli yüzünü gördüğümde güldüm. Öfkesi muhtemelen rahat durmadığım içindi, endişesi ise bariz görülüyordu. Bu durum garipti, birinin benim için endişelenmesi. Ama bunun üzerinde duracak değildim, ben duyguları her şeyiyle çoktan rafa kaldırmıştım. Yaram kapanırken kızı kalçalarından kavrayıp kucağıma yerleştirdim. Bir elimde kadınlığını okşarken dudaklarını öpmeye başladım. Tadı gerçekten harikaydı ve tıpkı ona söylediğim gibi uslu bir kız olmuştu. Benden başka bir erkeğe ait olmamıştı, sadece benimdi. Bunu işaret nedeniyle biliyordum. Parmaklarım ıslanırken, öpücüğü biraz daha derinleştirip boynuna doğru ilerledim. Boynuna öpücükler kondururken konuşmaya başladım.

"Beni özledin mi Malia? Ayrıca yaralı olabilirim ama hala arzu duyuyorum. Seni arzuluyorum güzelim... Yaranın detaylarını sonra konuşalım..."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Eve geri dönüşüm düşündüğümden daha karmaşık olmuştu. Benden haber alamadığı için çıldıran ailemi yatıştırmayı başardığımda ortaya çıktığımı haber alan akrabalar ve bir sürü erkek, kız kuzenlerim evimizi istila etmişti. Her biriyle elimden geldiğince ilgilenirken jace’i aklımdan olabildiğince uzak tutmaya çalışmıştım. Başaramamıştım ama en azından denemiştim. 42 günlük ayrılıktan sonra onu yeniden karşımda gördüğümde hissettiklerimle şok oldum. Üzerimdeki kıyafet yeni bir şaşkınlığa neden olurken duygularımı tam olarak yaşayamadan gördüğüm yara ile endişeyle onunla ilgilenmeye başladıktan sonra onun göğüslerimi avuçlaması tahrik etse de gözlerimi devirip 'Kes şunu yaranla ilgilenmeye çalışıyorum ' diye azarladım. Perinin bütün bunları duymazdan gelip hala beni sıkıştırmaya devam etmesiyle öfkeyle çattığım kaşlarımla ona bakıp 'Jace… ' diye uyardım.

Ben onun bir parça akıllanıp uslu durmasını beklerken o beni kucağına çektiğinde iç çektim. Kadınlığımdaki dokunuş baştan çıkartırken dudaklarıma kapanan dudaklara kısa bir duraksamanın ardından karşılık verdim. Yarası yüzünden kendime engel olmaya çalışıyordum ama onu oldukça özlediğim için pek başarılı olduğum söylenemezdi. Ellerim onun bedeninde gezinirken boynuma inen dudaklarla inledim. Tanrım onu delice istiyordum fakat uzak durmam gerektiğimi de biliyordum. Onun kendini toparlayabilmesi için zamana ihtiyacı vardı. Zorlukla 'Pansumanım yarım kaldı ' diyebildim.

Konu: Geri: Fantezi Düşkünü Hasta Salı Mart 17 2015, 19:12

Malia'nın endişeli yüz ifadesini gerçekten sevmiştim. Birinin en son benim için ne zaman endişelendiğini hatırlamıyordum. İşin aslı ailemde dahil hiç kimsenin böyle bir his yaşamadığına emindim. Güzel peri kızı yaramla ilgilenirken ben daha çok onun seksi bedeni ile ilgiliydim. Onun göğüslerini sıkıştırıp, kadınlığı ile ilgilendiğim de bana karşılık vermeye başlamıştı. Bana bu şekilde teslim olmasını da seviyordum. Ona kurduğum son cümleden sonra beni özlediğini söylemesini istedim, bedeni beni arzuluyor olsa da onun gibi tatlı, duyguları bilen bir kız elbette özlem duygusunu da bilirdi. Ama Malia özledim demek yerine pansumanı bahane ederek uzaklaşmayı denemişti. Bu beni öfkelendirirken tersini hissetmeyi beceremedim. Onu üzerimden koltuğa ittikten sonra sinirle ayaklanıp saçımın içinden elimi geçirdim. İşaret bedenini korumuştu evet ama ben yokken ya birileri ile konuştuysa yatmamış olabilirdi, ya yakınlaşmaya cür'et ettiyse... Bunu düşünürken ona yaklaşıp kokusunu içime çektim, hissettiğim erkek feromonu ile dişlerimi sıktım.

"Demek beni özlemedin, Malia... Sandığım kadar uslu bir kız olmadın yani öyle mi? Şimdi bir düşünelim üzerine kokusunu bırakacak kadar sana yaklaşan o pisliğin kafasını senin önünde mi yoksa her ikinizin kafasını aynı anda mı ezeyim?"

Yaptığım ufak bir büyü ile yaram tamamen iyileştiğinde üzerimdeki kanlı gömleği çıkarıp yere fırlattım. Elimde oluşturduğum bir hançerle Malia'ı koltuğa sabitledikten sonra kıyafetin iplerini kestim. Zaten bir kaç iplik ile tutulan kıyafet ipler kesilince tamamen dağıldı. Malia sadece tek parça çamaşır ve çıplak göğüsleri ile önümde dururken saçlarını kavradım.

"Hadi söyle? Bensiz neler yaptın belki de Jack ile birlikteydin. Konuş..."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Sevinmiştim. Kahretsin… Beni kaçırıp hayatımı değiştiren adamı yeniden karşımda gördüğüme sevinmiştim bu da yetmezmiş gibi onun için endişelenip bunu yarasıyla ilgilenmeye çalışarak açıkça göstermiştim. Neden kendime engel olamıyordum ki? Aklımı bu tarz sıkıcı şeylerden uzaklaştırmaya çalışırken onun tahrik edici hareketleri ile kısa sürede baştan çıktım. Kendimi ona teslim ettiğim sırada duyduklarım şaşırttı. Onu özlemiş miydim? Lanet. Evet özlemiştim ama bunu daha kendime bile zorlukla itiraf ederken ona söyleyemezdim. Bu yüzden pansumanını öne sürerek konu değiştirmeye çalıştım. Onun beni sertçe koltuğa itmesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Neden bir anda böyle davranmaya başladığını anlamaya çalışırken duyduklarımla ağzım açık kaldı. Suçlanıyordum. Jace muhtemelen benden ayrı kaldığı süre boyunca yapmadığını bırakmamıştı ama sorguya çekilen o değil de bendim. Perinin üzerime doğru eğilmesi ile tedirgin olduğum için kendimi geri çektiğimde söylediklerini yapabilme ihtimali nefesimi keserken kuzenim için endişelenmeye başlamıştım. Konuşup bir şeyler söylemem gerektiğini biliyordum fakat beynim tam hız felaket senaryoları üretip beni daha çok korkuturken ' Be-ben… ya-yani…' diye kekelemekten daha fazlasını yapamadım. Kontrol edemediğim tepkilerimle koltuktan kalkmayı denediğimde başarısız olmuştum. İçim den hay aksi diye söylenirken saçımın çekilmesiyle çığlık attım.

Gözlerim gördüğüm muamele yüzünden dolarken içimden 'Aptal.Aptal.Aptal. Sen onu önemsemeye devam et.' Diye kendime söylendim. Hıçkırıklarımın arasından 'Lanet olsun bırak beni… Ben yanlış bir şey yapmadım' diye isyan ettim. Birkaç derin nefes alarak' Ayrıca ja-jackle hi-hiç görüşmedim. Onun bütün jestlerini görmezden gelip durumu anlatmaya çalıştım. Ü-Üzerimdeki kokuda kuzenimdir muhtemelen…' dedim. Dişlerimi sıkarak ' Ve Kahretsin evet seni özledim bu yüzden aptalın tekiyim... Lütfen… Kuzenime zarar verme' derken güçlü olmaya çalışsam da göz yaşlarıma hakim olamamıştım.

Konu: Geri: Fantezi Düşkünü Hasta Cuma Mart 20 2015, 21:58

Malia'nın sorduğum soruya istediğim cevabı vermemesi üzerine kontrolümü kaybettim. Sadece duygularını öğrenmek istemiştim. Bir ay öncesine kadar peri kızının ilgisini hissetmiştim, işin aslı hala hissediyordum. Yine de bu tek bir kelimeyi dile getirmediği için kontrolümü kaybetmememi sağlamadı. Üstelik algıladığım o erkek kokusu ile çılgına döndüm. Malia benimdi bana aitti ve öyle olmaya devam etmeliydi. Ondan henüz sıkılmıyordum ve işin aslı sıkılmakta istemiyordum. Elimde bıçakla onun canını yakarken ağlayan masum yüzüne baktım. Hala gözüme masum gelen yüzü biraz olsun kendimi tutmamı sağladı yani en azından henüz onu kesmeye başlamadım. Kızın isyan ederek açıkladığı kelimelerden sonra derin bir nefes aldım. Ellerim saçlarını rahat bırakırken onu büyü ile odaya götürüp yatağa ittim. Bedenini kendi bedenimle kaplarken elimdeki hançeri fırlatarak bileklerini başının iki yanında tutarak sabitledim. Dudaklarımızın arasında bir milimlik mesafe varken durdum.

"Demek beni özledin, meleğim..."

Cümlem bittiğinde gözlerinde gördüklerimle sırıttım. Doğru söylüyordu ve şu kuzen her kimse endişeleniyordu. Kuzenini öldürecek değildim ama şu Jack denen periyi kesinlikle öldürecektim. Dudaklarım onun dudaklarına değerken yeni bir cümle kurdum.

"Kuzenin için endişe etme bebeğim o yaşayacak ama Jack için söz vermiyorum. Canını yaktığım için üzgünüm sadece kıskandım. Sen benimsin..."

Konuşmama nokta koyar koymaz dudaklarına kapandım. Onun eşsiz tadını sonuna dek çıkarmalıydım. Onu istiyordum ve onu ilk aldığım zamanki gibi yine alacaktım. Bileklerini bırakıp çıplak göğüslerini okşarken ağzımın içine dolan inlemesini duyduğum da yavaşça aşağı doğru bir yol izledim. Göğüslerini uzun bir süre öpüp ısırırken inlemelerin tüm odaya dolmasının tadını çıkardım. Dudaklarım daha da aşağı inerken hazinesini çamaşırını yırtarak ortaya çıkardım. Islak derinliklerinin bir süre tadını çıkartıktan sonra üzerimdekileri çıkarıp tek beden olmamızı sağladım. İçinde hızlı gelgitler yaparken o tatmin olduğunda yerimizi değiştirdim. Üzerimde, kalçalarını kavradıktan sonra çapkınca sırıttım.

"Kontrol sende bebeğim, özleminin tadını çıkar..."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Hiçbir suçum olmadığı için kendime savunmak gibi bir şey düşünmesem de jace’in tavırlarına daha fazla dayanamamıştım. Her şeyi tek nefeste, elimden geldiğinde çabuk bir şekilde açıkladıktan sonra hıçkırıklarım odada yankılanırken etraf yine bir anda değişmişti. Kendimi yatakta bulduğumda gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ağlamayı kesemediğim açıktı. En azından bedenimi kontrol altına almaya çalışırken jace’in bedeniyle bedenimi kaplaması ile nefesim kesildi. Dudaklarımız arasında milimlik mesafe kaldığında bedenim beklentiyle kasıldı. Ağlamayı kesmiştim ama gözlerim hala dolu doluydu. Demek beni özledin diye sorduğunda başımı evet anlamında sallarken dudaklarımızın birbirine değmesi kalp atışlarımı değiştirdi. Duyduklarım rahatlatırken dudaklarıma kapanan dudaklara özlem ve arzuyla karşılık verdim. Konuşmak için fırsatım olmamıştı. Bunun için daha sonra bolca zamanım olacağını bildiğimden anın tadını çıkardım. Her bir dokunuşta kendimden geçerken inlemelerim sık ve kesik kesik bir hal aldı. Artık dayanamıyordum bunu belirtir tarza perinin adını söylediğimde içimde hissetmemle dudaklarımdan ufak bir zevk çığlığı döküldü. Özlediğim bedenin altında onun hareketleri ile kısa sürede fazlasıyla tahrik olan bedenim doyuma ulaştığında nefes nefeseydim.

Yerlerimizin değiştiğini fark ettiğimde kafamı göğsünden kaldırıp biraz doğruldum. Duyduklarımla dişlerimi alt dudağıma geçirip biraz çekingen bir şekilde 'pe-peki ' diyerek dudaklarımı teninde gezdirmeye başladım. Ara ara ısırıp hafif dokunuşlarımla vücudunu keşfederken varlığından bir haber olduğum arsız yanım devreye girmişti.

Bir yandan da üzerinde işkence denecek yavaşlıkta hareket ediyordum. Gittikçe hızlanırken jace’in inlemeleri hoşuma gidiyordu. Hareketlerim ikimizde tatmin olana kadar sürdü. Sonunda o mükemmel ana ulaşıp rahatladığımızda perinin üzerine yığıldım. Az önce yaptığım hareketleri düşündüğümde yüzüm kızardı. Yanaklarımın alev aldığını hissedebiliyordum. Başımı onun göğsüne gömüp birkaç derin nefes aldım. Gözlerimi onun gözlerine dikmek istesem de ondan uzak kaldığım sürede utangaç yanım geri geldiğinden yapamadım. Sesimi ayarlamaya çalışarak 'Jace ben… yani şey… 'diye az önce olanları kelimelere dökmek istesem de başaramadığımı görüp vazgeçtim. İç çekerek 'Her neyse… Ben yokluğunda anlaşmamıza uyup ailemle vakit geçirdim. Peki sen ne yaptın? Nasıl yaralandığını söyleyecek misin? ' diye sordum.

Konu: Geri: Fantezi Düşkünü Hasta Paz Mart 29 2015, 22:12

Malia'nın, kalp atışları, işareti ve bakışları doğru söylediğini gösterirken tadını özlediğim bedenin tadını çıkarmaya başladım. Önceliği kendi bencil ihtiyaçlarıma göre yönlendirirken dilimle her bir santimin tadına baktıktan sonra peri kızını üstüme aldım. Kalçalarından kavradığım güzelliğin ellerini ve dudaklarını üzerimde hissederken inlemeye başladım. Benim ise tek yaptığım onun kalçalarını sıkmaktı. Hızlanan ritim odanın içini inlemelerle doldururken kontrolü elime alıp onu istediğim şekilde harekete zorladım. Sonunda Malia üzerime yorgunlukla uzanırken kollarımla bedenini sardım. Gerçekten son derece doyum aldığım bir birleşme olurken kızın özleminin gerçekliğini de ölçmüş oldum. Kendini kaybettiği tüm o anlarda bana ayak uydurduktan sonra gözlerine bakmak isterken başını boynuma gömmesi ile gülümsedim. Utangaç meleğim geri dönmüştü. Kekelerken daha tatlı göründüğü için saçlarını hafifçe okşadım.

"Beni özlediğin belli oluyor bebeğim, bunda utanacak bir durum yok. Benden utanma Malia..."

Kızı üzerimden yanıma geçirip göğsüme yatmasına izin verdim. Normalde hemen yeni bir tur istesem de, aldığım yara yüzünden biraz zayıftım. Peri kız yeniden konuşurken sorusu ile bir an dondum. Malia bana kendince hesap mı soruyordu? Normalde öfkelenmem gerekirdi ama ben gülmeye başladım. Kuzenleri söylediğim de üzüleceğini hissederek o konuyu es geçtim Ona cevap vermeden önce dönerek onu altıma alıp dudaklarını bir süre sömürüp başını kavradım ve gözlerimin içine bakmasını sağladım.

"Sadece görevdeydim, bebeğim. Yapmam gereken işler vardı. Görev başarısızlıkla sonuçlanıp üstüne yara alınca da bende vazgeçerek olmak istediğim yere evime ve sana döndüm. Beni kıskandın mı?"

Sorduğum soruyla onun kızaran yüzünü gördüğümde yüzümdeki gülümseme daha artarken aklıma çeşitli fanteziler gelirken karnımın gurultusunu duydum.

"Bebeğim aslında seninle panda fantezisi yapmak istiyordum ama midem yemek istiyor. Hadi kısa bir duş alıp mutfağa gidelim sonra da tatlı olarak seni alayım. "

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Az önceki hareketlerimi hatırladıkça daha da utanıyordum. Tanrım o hareketlerin hepsini ben mi yapmıştım? Jace’i baştan çıkartıp dişlerimi tenine geçirmiştim. Yüzüm bunları hatırladığımda sanki mümkünmüş gibi daha da kızarırken göz göze gelmekten kaçınıp başımı boynuma daha çok gömdüm. Duyduklarımla kendimi rahatlatmayı denesem de başarılı olduğum söylenemezdi hala utanıyordum kendimin bile zorlukla duyabildiğim bir sesle 'Bu elimde değil… ' diye mırıldandım. Cümlemin sonuna doğru sesim daha da kısılmış kelimeler dudaklarımdan bir mırıltı şeklinde dökülmüştü. Kendimi yana atıp onun göğsünde dinlenirken ayrı kaldığımız süre boyunca onun ne yaptığı ile ilgili merakım içimi kemirmeye başlamıştı. Acaba başka kızlar olmuş muydu? Bunun düşüncesi bile içimin sıkılmasını sağlarken bunu dolaylı da olsa jace’e sorma isteğimi bastıramadığımdan kelimeler dudaklarımdan izinsizce dökülmüştü. Perinin sessizliğini koruması acaba diye başlayan düşüncelerimi fazlalaştırırken onun altında olduğumu hissettiğimde kendimi bir parça toparladım. Dudaklarıma kapanan dudaklara yorgun olmama rağmen özlemle karşılık vermiştim. Peri kendini geri çektiğinde ona bakmaktan ne kadar kaçınsam da onun müdahalesi ile göz göze gelmiştik. Kalp atışlarım hızlanırken duyduklarım bir parça rahatlamamı sağladı ta ki kıskandın mı sorusunu işitene kadar…

Yüzüm yeniden kızarırken yer yarılsa da içine girsem diye düşündüm. Ah kahretsin kıskanmıştım evet ama bunu söyleyecek cesaretim yoktu. Hoş söylememe gerekte yoktu çünkü jace yüzündeki gülümsemeye bakılırsa cevabını çoktan almıştı. Yüzüm kıpkırmızıyken 'Be-ben.. şey… ya-yani… ' diye cümle kurmaya çabaladım fakat başarılı olamamıştım. Ne yapacağımı şaşırmış durumda kendime kızarken perinin konuyu değiştirmesi ile derin bir nefes aldım.

Bu konunun üzerinde fazla durmadığı için ona minnettardım. Bütün söylediklerinin arasında fantezi kısmına takılmıştı. Seks ile ilgili bildiğim her şeyin jace’le yaşadıklarım ile sınırlı olduğu için söylediği birçok şeyi ilk defa duyuyordum. Gözlerimi gözlerine dikerek 'Pa-panda fantezisi mi? ' diye sorup kalakalmıştım. Kendimi şoktan kurtarmayı bir parça başardıktan sonra 'Neyse… duşa girelim ' dedim.

[

Malia'nın oldukça ateşli sevişmesinin ardından kızaran yüzüne gülüyordum. Bu masumluğu garip geliyordu ama yadırgamıyor, hatta garip bir şekilde hoşlanıyordum. Diğer yandan tüm masumiyeti ile hesap sorması acaba sorusunu aklıma getiriyordu. Bu tatlı melek beni kıskanıyor olabilir miydi? Bu soruya aldığım tepki kahkahalarla gülmeme neden olacak türdendi ama yapmadım. Kelimelere dökemese de cevap barizdi, Malia beni kıskanıyordu. Aklım bunun memnuniyeti içerisinde fantezi üretme derdine düştüğünde panda fantezisi aklıma geldi. Onun gibi masum hayvanlar benim fantezi aracım olabilirdi. Onun şaşkınlığı ile bu kez kahkaha atmama engel olamadım.

"Evet bebeğim, panda fantezisi... Seksi, baştan çıkarıcı panda kostümü ile bana kucak dansı yapabilirsin. Bende sonrasında yeniden sertçe tadına bakabilirim. Yani böyle bir fantezi, ama aklımda daha güzel fikirler var dersen senin fantezilerine de seve seve uyarım."

Malia'nın şaşkın surat ifadesi ile duşa gitmeyi teklif ettiğinde hızla yataktan kalkıp onun çıplak bedenini süzerek takip ettim. Bedenlerimizi küvet yerine akan duşun altına sokup üzerimize akan suyu ayarladım. Elime şampuan döktüğümde, peri kızının eline de döktüm. Ben onun saçlarını köpürtürken ona isteğimle saçlarımı köpürttü. Sıra life geldiğinde duş jelini döktüğüm lifle Malia'nın her yerini köpükler içinde bıraktım. Sonrasında lifin yerini ellerim alırken tenine dokunmaya başladım. Kızın sıklaşan nefesi ile baştan çıktığını gördüğümde gözlerimi gözlerine dikerek onu duvara yapıştırıp dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum.

"Hadi köpüklerden kurtulup banyo işini bitirelim. Yemekten sonra seni bol bol yiyeceğim..."

Su akışını biraz daha artırıp köpükler vücudumuzdan ayrılırken duşu tamamladığımızda bedenimi kurutup sadece çamaşır ve şort giydim. Malia'nın da üzerinde tek bir çamaşır ve gecelik varken mutfağa gittik. Sandalye de yerimi alırken peri kızının marifetlerini göstermesini bekledi.

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Hemen hemen her konuda yeterince bilgim olduğundan söyleyecek sözümde vardı ancak konu jace ve fantezi dünyası olunca sudan çıkmış balık kadar savunmasızdım. İlk tecrübem oydu ve ondan sonra da kimse olmamıştı. Bu nedenle bildiklerim onunla yaşadıklarım ile sınırlıydı. Anlaşma yapıp ayrılmadan önce bu konudaki çekingenliğimi yenmiş, bir şeyler öğrenmeye heves etmiştim ancak periden ayrı kaldığım süre boyunca utangaçlığım geri dönmüştü… Bu kesinlikle can sıkıcıydı. Kendimi kontrol etmeye çalışırken banyoda onun saçlarını şampuanlıyordum. Garipti ama bu bile içimde bir şeyleri tetikliyordu. Jace’in üzerimde bu kadar etki yaratması normal miydi? Tensel çekim dedikleri şey bu kadar güçlü olabilir mi diye düşünürken bedenimde hissettiğim dokunuşlarla baştan aşağı alev aldım. Nefesim sıklaşırken kendimi duvarda bulduğumda aklımdan genelde edepsizce diye tabir ettiğim bir sürü düşünce geçmişti. Aklım başıma geldiğinde muhtemelen bu beni dehşete düşürüp utandıracaktı ama o an için kendimi tamamıyla tatlı öpücüğün etkisine bıraktım. Bedenimi onun bedenine yaslayıp kollarımı boynuna doladım. Parmaklarım saçları ile oynarken peri geri çekilmişti.

Duyduklarımdan sonra onun dudaklarına yeniden kapanıp vücudunda parmaklarımı baştan çıkarıcı bir yavaşlıkta gezdirdim. Çok kısa bir süre için sadece algıladığım zevke odaklandım. Kendimi durdurmayı başardığımda hızlıca geri çekildim. Dudağımı kontrolsüzce gerginlikle dişlerken gözlerimi kaçırdım. Duşu sessizce tamamladıktan sonra mutfağa gittiğimizde vakit kaybetmeden işe koyuldum. Kısa sürede ikimize de muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştım. Kokusu insanları cezp eden krepleri servis ettikten sonra merakla ' Krepler özel tarif. Hadi dene lütfen.Bakalım beğenecek misin' diye sorup gülümsedim.

Malia'ı köpüğe boğduktan sonra tatlı teni daha çekici geldiğinden ellerimle okşamaya başlamıştım. Kızın sıklaşan nefesi tahrik olduğunu gösterirken ateşli öpüşmemiz kaçınılmazdı. Onu öpüp cümle kurduğum da ise kızdan beklemediğim bir atakla karşılaştım. Benim bitirdiğim öpüşmeyi oldukça tutkulu bir şekilde bu kez kendi başlatmıştı. Dudaklarıma değen tatlı dudakları büyük bir açlıkla öperken kızın çıplak poposunu avuçlayıp onu kendime bastırdım. Bu harekete biraz daha devam edersem kızı burada becermeden duramayacaktım. Kızın geri çekilip alt dudağını dişlemesi beni biraz daha tahrik etse de kendimi durdurup banyo işini tamamladım. Midem ciddi anlamda açlık çekiyordu ve Malia ile birlikte olduğum son günden beri büyüsüz hiç bir şey yememiştim. Açıkçası sanırım onun benim için yaptığı yemekleri de özlemiştim. Ne diyebilirdim ki peri kızı yemek konusunda iyiydi. Giyinip mutfağa geçtiğimde kısa sürede burnuma hoş kokular doldu ve ben aynı anda midemin gurultusunu işittim. Sahiden açtım bu yüzden Malia'nın sözlerinden sonra önümdeki yemeklere iştahla baktım.

"Büyük ihtimalle beğenirim güzelim. Yaptığın yemekleri özledim."

Krepleri teker teker mideye indirirken diğer kahvaltı malzemelerini de seri bir şekilde tüketiyordum. Kısa sürede karnım doyduğunda Malia'ı izlemeye başladım. Hala yemeğe devam ediyordu. Bunun yanında krepler için bir şey demediğimi fark ettim ama zaten durum ortadaydı. Yine de konuşmayı garip bir şekilde gerekli buldum.

"Yaptığın krepler en az senin kadar tatlıydı, Malia. Yemek işi bittiğine göre tatlı vaktim, seni istiyorum bebeğim..."

Yerimden ayaklanıp peri kızının yanına ilerlerken az önce üzerinde yemek yediğimiz masanın üzerinde her şeyi büyü ile yok ettim. Malia'ı kucakladığım gibi masanın kenarına oturtup oldukça seksi bir panda kostümünü üzerinde oluşturdum. Kıyafet vücut hatlarını örtmek yerine daha dikkat çekici hale getirirken arzularımı daha fazla kabartıyordu.

"Çok tatlı ve çekici bir panda oldun. Acaba nereden yemeğe başlamalıyım? Sanırım güzel göğüslerin den başlayacağım."

Her iki göğsünü elimle avuçlarken başımı göğsünün arasına koyarak dilimi teninde gezdirdim. Göğüslerinin etrafını yavaşça öpücüklere boğarken avuçlarımda sertleşen göğüs uçlarına sırayla dil darbeleri yapmaya başladım. Kızın inlemesi hoşuma giderken bir elim kalçasını sıkmaya diğeri ise kadınlığı ile ilgilenmeye başlamıştı. Dudaklarımın ilgilendiği tek yer ise muhteşem dolgunluklardı. Onları sıra sıra üzerindeki ince kumaşla ağzıma alıp alıp emiyordum.

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Yemek yapmayı seviyordum ama jace’e kahvaltı hazırlarken niye o kadar hevesli olduğumu çözememiştim. Ondan hoşlanmaya başladığımı biliyordum bu yüzden üzerinde pek durmadım. Krepleri servis ettikten sonra merakla denemesini beklerken beğenip beğenmemesinin neden bu kadar önemli olduğunu düşündüm. Kendi sorduğum sorunun cevabını vermekten kaçınırken aklımı farklı şeylere yönlendirmeye çalıştım. Onun yemeklerimi özlediğini duymamla içimi büyük bir sevinç kapladı. Tatlılıkla gülümserken değişen kalp ritmimi düzene sokmaya çalışıyordum. Sesimi ayarlamaya çalışarak 'Afiyet olsun ' dedikten sonra kendi önümdeki tabakla ilgilenmeye başladım. Arada beğenip beğenmediğini anlayabilmek adına kaçamak bakışlar atsam da net bir sonuca varamadım ne yazık ki. Yemeğimi bitirdiğimde gözlerimi perinin gözlerine diktim. İçimdeki merak hala içimi kemirirken duyduklarım kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasını sağlayıp kızarmama neden oldu. Zar zor 'Te-teşekkür ederim’ ' dedim. Elimi nereye koyacağımı şaşırmışken kendimi onun kucağında bulunca derin bir nefes aldım. Kalbimin gümbürtüsü kulaklarıma ulaşırken masanın ucuna oturtulduğumda kendimi kontrol altına almaya çalışıyordum. Üzerimdeki kıyafetlerin değiştiğini fark ettiğimde yeni halimi incelemeye koyuldum.

Duyduklarıma gülerken 'Kucak dansı yapmamı istemekten vazgeçtin yani panda kostümüne minnettarım o zaman ' dedim. Göğüslerime kondurulan öpücükler inlememi sağlarken kısa sürede yanmaya başlayan bedenim arsız yanımı devreye soktu. Ellerim perinin bedeninde baştan çıkartıcı bir şekilde gezerken kadınlığımda ve kalçamda olan dokunuşlar kendimi tamamıyla kaybetmemi sağladı.

Guruldayan midemi düşünerek seksi periye yemek hazırlatmıştım. Ondaki garip heyecan beni meraklandırıyordu. Onda bir şeyler farklıydı ama ne olduğunu bilmiyordum. Kendi içimde de bir şeyler farklıydı, çünkü onu özlediğimi hissediyordum. İşin aslı kabul ediyordum, onu özledim. Yemek sonrası en sevdiğim kısma geldiğimizde kısa bir süre panda kostümlü kızı süzdüm. Harika görünüyordu, fazla güzeldi, çok güzel. Kızın bana söylediği sözlere gülmeye başladım.

"Öyle mi bebeğim? Kucak dansının nesi varmış. Ama aklıma bir fikir geldi belki de kucak dansını bu kez ben yaparım, değişik bir fantezi olabilir."

Kızın göğüslerini azıma alıp emerken kendimi kaybetmeye başladım. Tadını seviyordum. Az önce sadece ufak bir espri yapmıştım. Onu biraz olsun rahatlatmak için... Onu bu konuda ikinci kez düşünüyordum ve garip geliyordu. Ellerimin arasında inleyen güzelliği yavaş yavaş soymaya başladığımda her öpücük kondurduğum yerde mırıldanmaya başladım.

"Tenin pürüzsüz ve harika Malia... Göğüslerin dolgun ve tatlı... Dudakların öpülesi, bal gibi..."

Yavaşça aşağı doğru öpücüklerle yol izlerken bacaklarını arasına geldim. Kadınlığını örten incecik kumaşı kenara çekip yalamaya başladığımda Malia'nın iniltileri daha da arttı. Yeniden yukarıya çıktığımda gözlerinin içine baktım.

"Her yerinin tadı ayrı güzel bebeğim. Bu gidişle benden asla kurtulamayacaksın, ben senden vazgeçmeyeceğim."

Dudaklarına kapandığımda şortum ve çamaşırdan kurtulup sertçe içine girdim. Ama hareketlerim yavaştı. Acele etmeden onun derinliklerinin tadını çıkarıyor ve hareket ediyordum. Bir süre sonra kontrolü kıza vermek istediğim için içinden çıkmadan sandalyeye oturdum. Kalçalarını yoğururken gözlerine baktım.

"Hadi bebeğim tadını çıkar... Derinliklerinin verdiği his bile muhteşem."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Yemeğimi özlediğini söyleyip iltifat ettiğinden beri bir türlü normal ritmine dönemeyen kalbimin derdi neydi bilmiyordum. Açıkçası bilmek istediğimi de sanmıyordum. Kendimi anın büyüsüne kaptırmış bir şekilde ona gülümserken kucak dansını unuttuğunu hatırlatmıştım yani kısmen... Karşılığında duyduğum sözcükler önce şok etmiş ardından hayal gücüm devreye girdiğinde biraz daha rahatlayıp kıkırdadım. Alt dudağımı dişleyip onu farkında olmadan edepsizce süzmüştüm. Peri göğüslerimle ilgilenmeye başladıktan kısa süre sonra kendimi kaybettim. İnlemelerim odayı doldururken onun bedenine dokunup tadını çıkartmaya başladım. Jace bedenimi çokta kapamayan kostümden kurtulmam için yardım ederken ellerimi zorlukla onun vücudundan uzaklaştırdım. Ah kahretsin onu düşündüğümden daha çok özlemiştim. Bedenime kondurulan her bir öpücükle birlikte duyduğum iltifatlar neredeyse kalp krizinden ölmemi sağlayacaktı. Kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi atarken benden vazgeçemeyeceğini söylediğinde nefesim kesildi.

Bunu duymak beni mutlu ederken 'Kurtulmak istediğimi sanmıyorum.’ ' Dedim. Dudaklarıma kapanan dudaklara ateşle karşılık verdikten sonra onu içimde hissettiğimde dudaklarımdan iniltiyle birlikte onun adı döküldü. İçimde olan hareketleri mantığımı gölgeleyip tamamıyla duygularımla hareket etmeme neden olduğundan ona tamamıyla ayak uyduruyordum. Kucağına oturduğumda duyduklarım ile 'Seninde enfes tadın sanırım bağımlılık yapıyor… Aslında bu galiba biraz daha fazlası ben. Yani aslında Seni… Seni seviyorum. ' dedim. Kendimi durduramamıştım ama bunun üzerinde düşünmek için ne ona ne de kendime fırsat tanımayarak hareket etmeye başladım. Bir yandan da onu öpüyor ve tenine ufak ısırıklar bırakıyordum.

Malia'a neden farklı davrandığımı bilmiyordum. Onda farklı olan durumun adını bile bilmiyordum. Kız ilk kez bakireliğini aldığım kişi değildi, ilk kölem değildi, ilk kez eve kapattığım biri de değildi. Yine de ortada bir gariplik vardı. Yine de ben zevk alırken mantıklı düşünecek en son kişiydim. Kuzenlerle geçirdiğim onca değişik fantezili ve sıkça grup seksinin ardından benim gibi bir doyumsuzun bile doyması gerekirdi. Ama ben doymak bilmiyordum, peri kızına kesinlikle doymayı beceremiyordum. Dudaklarımdan dökülen iltifatlarla kızın kalbinin atış hızı giderek artarken sırf hoşuma gittiği için bu duruma devam ettim. Ona içten içe hissettiğim şeyi vazgeçemeyecek olduğumu söylediğim de ondan ne beklediğimi bilmiyordum. Belki itiraz etmesini beklemiş olabilirdim ama kız kurtulmak istemediğini söylediğinde hırsla içine yerleştim. Hızlı darbelerle onun içine girerken bu zevki biraz da onun yaşamasına izin vererek kontrolü kıza verdim. Kız harekete başlamadan iltifat ettiğinde çapkınca gülümsedim. Söylediği son iki kelime ise beni anlık durdurdu. Seni seviyorum, demişti. Sevmek... Sevgi... Hissetmediğim ve kimsenin bana hissetmediği bir duyguydu. Beni kimse sevmezdi hatta çocukluğumda bile sevgi gösterildiğimi hatırlamıyordum. Sonraki hayatım ise tamamen duygusuz ve güç üzerine kurulu olduğundan sevgi gibi iyi duygular bana ulaşmamıştı. Asla sevgilim bile olmamıştı. Becerdiğim kadınların bile beni sevmediği biliyordum. Belki onlara yaptığım şeyi seviyor olabilirlerdi. Evet onlara yaptığım şeyler, Malia'a yaptığım şeyler... Pek fark yoktu, Malia da muhtemelen benimle sevişmeyi seviyordu, beni değil. Tenime kondurulan öpücüklerle kalçalarını daha sert sıkıp ikimizinde doyuma ulaşmasını sağladığımda onu kucaklayarak yatağa götürdüm. Onu yatağa yatırıp, yanına uzandım ve onu seyrettim.

"Demek beni seviyorsun, güzelim. Bunun sevgi olduğuna emin misin? Hayatım boyunca sevgiyi pek bilmediğimden bu duyguyu hiç tatmadım. Belki sende sadece aramızdaki bu şeyi sevmişsindir, bedenlerimizi tatmin eden bu şeyi."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Jace’e aşık olmanın çılgınlık olduğunun farkındaydım. İşin aslı ona karşı öfkeden başka bir şey hissetmemeyi denemiştim ancak başaramamıştım. Çünkü o farklıydı. Tanıdığım hiçbir periye benzemiyordu. Kötü olabilirdi. Benim düşündüğümden daha berbat bir kişiliğe de sahip olabilirdi fakat onda farklı bir şey görmüştüm ve bu bütün duvarlarımı yıkmıştı. Öncelikle ne olursa olsun benimle birlikte olmak dışında kötü davranmamıştı. Göreve gideceği zamansa koskoca 42 gün beni eve kapatmak yerine ailemin yanına göndermişti. Bunun için ona minnettardım… Bir işkenceden farksız geçen ayrılık aşamasından sonra onunla olmanın tadını çıkarırken özlemle kendimi kontrol edemeyerek hissettiklerimi sözlere döktüğümü fark ettiğimde kendime fazlasıyla kızmıştım. Ama itiraf etmiştim bir kere geri dönüşü yoktu. En azından içinde bulunduğumuz an bunu unutmayı seçip kendimi ona bıraktım. Kendimizi zevkin içinde kaybedip doyuma ulaştıktan sonra onun kolları arasında yatağa taşınmanın keyfini çıkardım. Nefeslerimi düzenleyip bedenimin kendini toparlaması için uğraşırken duyduklarım ile gülüp ona döndüm.

Gözlerimi gözlerine dikip derin bir nefes alarak ' Seks esnasında hissettirdiklerin güzel evet ama ben seni seviyorum. Gerçek anlamda. Ayrı kaldığımız süre boyunca seni merak etmeden duramadım. Başına bir şey gelecek diye endişelendim… O an için birileriyle sevişme aklımın ucundan bile geçmedi ki bu konu da hiç deneyimim yok ama erkeklerin farklı kızlarla da aynı zevkle tatmin olabildiğini düşünürsek sevişme esnasında hissettikleri şey özel değil ve eminim insanlar istediklerini aldıktan sonra diğerini önemsemiyordur bile' ’ Dedim. Bütün kelimeleri ard arda sıralamıştım ancak düşünmek için kendime fırsat verirsem bu konuda konuşamayacağımı biliyordum. Bu yüzden çok beklemeden yeniden ' Bense seni önemsiyorum' diyerek içimden geçeni söyledim.

Seni seviyorum... Bu iki kelimeleri hayatım boyunca hiç kimsenin ağzından duymamıştım. Herkes birilerini sevdiğini söylemişti. Onu seviyorum rahat bırak, onu seviyorum bizi rahat bırak... Sevgiyi her zaman bir şekilde kullanmıştım. Ama bu sevgi hep birilerinin başka insanlara duyduğu sevgiden kaynaklanıyordu. Isabel'i, Colin'e olan aşkı ile kullanmıştım. Malia'ı ise en başta sevdiklerine hissettiği sevgi ile tehdit ederek eve kapatmıştım. Onun sevgilim dediği kişiye aşık olmadığını içine girdiğim anda anladığım için o aptalı kullanmak bile istememişti. Diğer yandan o pisliği öldürecektim. Malia ile ilgilenmem bittiğinde ilk işim o aptalı öldürmek olacaktı. Şimdiki konu ise çok farklıydı. Tatlı peri kızı beni sevdiğini söylemişti. Bunu söylediği anı düşününce diğer kadınlardan farklı hissettirmedi. İşin aslı pek bir şey hissettirmedi, çünkü bir kadının beni sevmesi içine girmem den memnun olmasından farklı bir anlam taşımıyordu. Malia'ı kucaklayıp yatağa götürdüğümde kafamdaki soru işaretlerini ona aktardım. Kalbinin hala deli gibi attığını hissediyordum. Önceleri korkudan yada acıdan olsa da şu anki kalp atışları farklı gibiydi. Kızın gülerek bana dönmesi ile daha fazla haklı olduğumu hissettim. Peri kızı da onunla seks yapmamdan memnundu, hepsi bu. Zaten aramızda bunun dışında olan hiç bir şey de yoktu. Kız konuşmaya başladığında gözlerine bakarak onu dinlemeye başladım. Kızın tek nefeste söylediği kelimeleri beynimde toparlarken sevgi duygusunu tatmış onun gibi masum birine inanabilirim diye düşündüm. Beni önemsiyorsa beni seviyor olmalıydı. Peki neden? Kendimi beğenmiş oldukça ukala biri olduğumu biliyordum ama kıza beni sevmesi için ne yaptığımı bilmiyordum. Ama bir yandan bu sevgi işi hoşuma gitti. Malia beni seviyorsa benimle kalmaya razı olurdu, zorlama olmadan ve en önemlisi beni bırakıp gidemezdi. Tıpkı sevdikleri için bana yalvaran zavallı insanlar gibi. O anda aklıma bir şey geldi bu sevgi kullanılabilirdi. Birinin en zayıf noktası sevdiğiydi hiç olmayacağını düşünsem de başına çorap ördüğüm bir ton kişi Malia'ı kullanabilirdi. Onu sevdiğim için değil, onun içindeki bana olan sevgi için. Bu düşünce ona zarar verilmesi düşüncesi beni rahatsız ederken Malia'ı bedenimin altına alarak ellerini ellerimle tutarak parmaklarımı aralarında birleştirip gözlerinin içine baktım.

"Beni sevdiğine inanamıyorum bebeğim. Ama ben sevginin ne olduğunu bile bilmiyorum o yüzden sana karşı ne hissettiğimi bilmiyorum. Tek söyleyeceğim senden vazgeçmek istemiyorum yani benimsin sadece benim..."

Onun dudaklarını öperken bencil yanım devreye girdi. Malia benimdi ama ben önüme çıkan her kadının, kızın bunu kaldırmasını ise bekleyemezdim. Belki bir ihtimal deneyebilirdim ama yine de onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum. Konu bu kız olunca kafam çok karışıyordu sanki içimde iyi bir yan ortaya çıkıyordu. Bu tuhaftı. Düşüncelerimi dağıtıp öpücüğü derinleştirerek kızı tatlı tatlı okşamaya başladım. Yavaşça ve sanki kırılgan bir eşyaya dokunur gibi. Kadınlığını dudaklarımla hazır hale getirdiğimde ise yavaş hareketle içine girdim. Tek beden hareketlerimiz başladığında onunla birlikte tatmin oldum. Kendimi yana atıp onu göğsüme çektiğimde saçlarına okşadım bu hareketim için bir nedenim yoktu.

"Şu an ilk defa beni sevdiğini söyleyen biriyle birlikte oldum, bebeğim. Bu his gerçekten garip ama hoşuma gitti. Belki bende seni sevebilirim."

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Jace’e olan hislerimin sadece sevişme esnasında olmadığımı anlatırken jack ile geçen zamanlarımızı düşündüm. Onunla sevgiliyken olan duygularımla şimdikileri kıyaslıyordum da anlaşılan ilkim olacağını hayal ettiğim adamı hiç sevmemişim. Buna oldukça şaşırsam da gerçekti. Belki biraz hoşlanmış olabilirdim. Centilmenliği etkilemiş de olabilirdi ama hepsi buydu. Kalbimin delicesine çarpmasını sağlayan kişi yanımda yatan yakışıklıdan başkası değildi. Ne yazık ki aynı şeyleri onun hissetmediğini de biliyordum. İyimser ve iyi biri olmam polyanna olduğum anlamına gelmiyordu. Beni düşünüp yokluğunda sıkılmamam için ailemin yanına göndermesi ya da ara ara kıskanması onun kölesi olduğum kısmını değiştirmiyordu. Efendim benden sıkılana kadar onunla olabilecektim. Aklıma gelen gerçeklerle üzüntüyle başımı daha aşağı eğip yanlışlıkla da olsa jace ile göz göze gelmemek adına göğsüne biraz daha yerleştim. Kendimi birkaç saniye sonra onun altında bulduğumda Düşüncelerimi geri plana atmaya çalışırken kokusu beni yeniden esir almaya başlamıştı. Duyduklarımı algılamak birkaç saniyemi aldı. Sevgi denilen şeyi hiç tatmamış olması üzmüştü. Ardından duyduğu sözler… Ondan vazgeçmek istemediğini öğrenmek ise bir o kadar iyi hissettirmişti.

Dudaklarıma kapanan dudaklara aşkla karşılık verdim. Bedenimde her zamankinden daha farklı olan dokunuşları kendimi değerli hissettirirken onunla yeniden harika bir birliktelik yaşadım. Aşık olduğum adam beni göğsüne çekip sarılarak saçlarımı okşaması muhteşem hissettirirken sözleri gülümsetti. Kalbinin tam üzerine ufak bir öpücük kondurup gözlerimi onun gözlerine diktim. Derin bir nefesle kokusunu ciğerlerime çekerek' Sana sevginin nasıl bir şey olduğunu öğretebilirim.' Dedikten sonra güldüm ve' Kimin aklına gelirdi sadece ilk erkeğim olmakla kalmayıp ilk aşkım da olacağın' dedim.

Malia'ı altıma aldıktan sonra gözlerinin içine baktım. Beni sevmesi her ne kadar ukala olsam da inanılması zor bir durumdu. Yinede gözlerinde gördüğüm saf ışık sevgisini ele veriyordu. Ona daha öce hiç dokunmadığım şekilde dokunurken normalde bu yavaşlık beni sıkmalıydı. Ama sıkmak yerine hoşuma bile gitmişti, onun tadını yavaş yavaş çıkarmak. Malia'da aynı şekilde bana karşılık verirken yavaşlık yüzünden neredeyse bir saate yakın içinde hareket ettim. Sonunda onun rahatlamasının ardından kendimi serbest bıraktım. Göğsüme yatan tatlı peri kızının saçlarını severken kalbimin üzerine kondurulan öpücükle gülümsedim. Gözlerimin içine bakan güzelliğin dudaklarından dökülen kelimeleri dinlerken ilk cümlesi neşeli gülümsememi arttırırken, son sözleri ile yüzüm ukala tavrıma büründü.

"İlklerin olmak çok hoşuma gitti, bebeğim. Ama benimle bu şekilde konuşmak istediğine emin misin? Çok çabuk şımarır başına bela olurum, başa çıkabilir misin?"

Sözlerimin ardından dudaklarımdan kahkahalar dökülürken saçlarını okşayan elim aşağı doğru kayarak tenine dokunmaya başladı. Tenine dokunurken onun hala kölem olduğunu hatırladım, bedeninde benim işaretim vardı. Ama o işareti ondan almak istemiyordum, en çokta hissettiği sevginin onu tehlikeye atacağını düşündükten sonra... Diğer yandan ona kölem olmadığını söyleyerek rahatlatmam gerekirdi, yani sanırım. İnce düşünmeye çalışsam da beceremiyor olmam olasıydı. Ufak bir büyü mırıldanıp Malia'nın köle yaptığım zamanda üzerinde olan büyüyü kaldırdım ama aramızdaki bağı bozmadım. Onu altıma alıp bu kez ben gözlerinin içine bakarken konuşmaya başladım.

"Artık kölem değilsin, güzelim. Sadece benimsin. Yine de işaretim hala üzerinde aramızdaki bağın kopmasını istemiyorum. Seni istediğim her an bulmak istiyorum, başın belaya girerse orada olmalıyım. Yani artık evimde kapalı kalmak zorunda değilsin, yine de gideceğin yerleri bilmeliyim, bebeğim. Şimdi tatlı göğüslerinde uyumak istiyorum."

Dolgun göğüslerine bir kaç öpücük kondurup kalbinin üzerine başımı koyduktan sonra kendimi uykuya bıraktım.

Toprak Perisi Mesaj Sayısı : 63 Kayıt tarihi : 18/07/14

Düşüncelerimin karanlığında boğulurken aklıma gelen her gerçek canımı daha fazla acıtıyordu. Jace’e aşık olabilirdim ama onun kölesiydim daha fazlası değil… İçime çöreklenen sıkıntıyla derin bir nefes almaya çabaladım. Sevdiğim adamın bana karşı ne hissettiğinden emin olmaması, benden vazgeçmek istememesi bir şeylerin değişebileceğini düşünüp umutlanmamı sağlasa da kendimi bu hayale çok kaptırmamaya çalıştım. Dudaklarıma kapanan dudaklar bütün kuruntularımı, mutsuz düşüncelerimi gölgeledikten sonra olanlar daha önce hiç yaşamadığım harika bir deneyimdi. Duyduklarım daha fazla umutlanmamı sağlarken ağzımdan çıkan yeni sözcüklere kendim bile şaşırsam da artık gizleyecek hiçbir şeyim kalmadığı için problem etmedim. Kulaklarıma dolan yeni cümlelerle gülümseyerek ' Bilmem… Belki… Sanırım biraz şımarman sorun olmaz 'dedim. Şımarık çocuk gibi davranmaya başlasa nasıl baş edebileceğimi bilmesem de bunun üstesinden gelmeye çalışmam eğlenceli olabilirdi. Düşüncelerim onun muhteşem sesiyle bölünürken söyledikleri şok olmamı sağladı.

Nefesim kesildi. Kalbim sınırlarını zorlayıp en yüksek hızda atarken heyecandan öleceğimi düşündüm. Mutluydum. Jace göğsüme öpücükler kondururken nefes almayı unutmuştum. Şaşkınlığımı üzerimden atmayı başardığımda zorlukla ' Bunu duyduğuma sevindim. Söz veriyorum gideceğim yerleri atlamadan sana söyleyeceğim. Seni seviyorum ' dedim. Göğsüme kondurulan öpücüklerin tadını çıkardıktan sonra huzurla uykuya daldım.

» Fantezi Kulesi
» Kan Kokusunun Ardındaki Fantezi