| Sürpriz Doğum Günü | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Sürpriz Doğum Günü Perş. Mart 28 2013, 19:00 | |
| Phin’in malikaneye taşınmayı teklif etmiş olmasına gerçekten sevinmişti. Bebekleri ile birlikte Ofelya’da onlarla birlikte kalacağı için Phin’in tek kişilik dairesi onlar için yeterli değildi. Malikane ile birlikte hayatına yeni bir sayfa açacaktı. Sevdiği adam, doğacak bebeği ve Ofelya ile birlikte kocaman bir aile tablosu. Bu tablo aklına geldiğinde ister istemez mutlulukla birlikte onu ele geçiren hüzne engel olamıyordu. Hüznün tek nedeni kaybettiği ailesiydi elbette... Karnındaki küçük canlıya nasıl annelik yapacağını düşünürken aklına hep annesi geliyordu. Onunda yanında olmasını ne kadar çok isterdi. Ailesini Phin ile tanıştırmayı, bebekleri olacaklarını onlara söylemeyi. Bazen düşünüyordu. Ailesi onun için böyle bir gelecek hayal etmiş olabilir miydi? Elbette savaşmak dışında sadece mutlu bir aileye sahip olmasını... Sevdiği erkeğin kollarında bir anda bunlar gelmişti aklına içini saran ürperti ile birlikte Phin’e biraz daha sokuldu. Onu asla ve asla kaybetmek istemiyordu. Bir eli erkeğin yüzünü okşarken diğer eli karnının üzerindeydi. Sevgilisini artık uyandırması gerektiği için onun üzerine çıktı ve dudaklarını öpmeye başladı. Yavaş yavaş öpücükleri boynuna kaydığında boynunu ısırdı yeniden... Isırığın etkisi ile Phin sıçramış olsa da ondan uzaklaşmayarak ısırdığı yeri öpmeye başladı. Sanki yeniden onun kanını istiyor gibiydi. Bu öylesine bir istekti ki kendini durdurmak için bir şey yapamıyordu. Yine bir büyü mırıldanıp küçük bir yara açarak Phin’in kanını emmeye başladı. Emerken ona dokunmaya başladığı için kalçasını hafifçe hareket ettirirken erkeği baştan çıkarmaya başlamıştı. Emmeyi bırakıp onu yeniden öpmeye başladığında dudaklarını esir alarak onu tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Elleri ise bir an bile boş durmazken karnında hissettiği bir ağrı ile hızla Phin’in üzerinden kalkıp banyoya koştu. Midesi bulanıyordu, çok geçmeden de kusmaya başladı. Şu an kendini berbat hissederken aynada kendisine baktı ve bir kaç kez yüzüne su çarptıktan sonra banyodan çıkıp Phin’in yanına gitti. Phin yatakta oturuyordu. Sevdiği erkeğin endişeli gözlerini gördükten sonra onu yatakta geriye doğru iterek yeniden altına alıp dudaklarını öpmeye başladı.
“Merak etme Phin ben iyiyim. Bu durum sadece hamile olduğum için böyle. Şimdi hazırlansak iyi olacak bugünkü planımızı biliyorsun. Ailemizin yeni üyesine bir süpriz yapmak istiyorum. Sadece bizim olduğumuz üstelik onunda bebeğimizi duyması gerek, plan ise sana dün anlattığım gibi...”
Onu yeniden öpmeye başladığında öpüşünü uzun süre sürdürdü. Ama halletmeleri gereken işler nedeniyle hiç istemese de üzerinden kalkıp banyoya gitti. İyi bir banyo sonrası üzerine giydiği mavi elbise ile kahvaltı hazırladı. Yemekten sonra Ofelyayı aradığında Phin ile yaptıkları plan uygulanmaya başlamıştı. Ofelya taşınacakları için yardım etmeye geliyordu ve tabi elbette kendi bir kaç eşyası ile beraber. Ama durum bundan biraz daha farklıydı. Ufak bir büyü mırıldandığında etraf kutular ile doldu sanki şu an taşınıyorlarmış gibi. Evin bir odası ise doğum günü için hazır hale gelmişti. Üzerinde pasta ve yiyeceklerin olduğu büyük bir masa, odanın etrafında ise süslemeler... Saatini kontrol ettiğinde Ofelyanın gelmesine az kaldığını gördü. Son ayarlamaları yaptı. Sonunda beklenen misafir geldiğinde onu kollarına alarak sıkıca sarıldı. Phin’e göz kırptığında o, ne yapacağını bildiği için hızla yanlarından ayrıldı. Hazırladıkları odayı zifiri karanlığa çevirdi.
“Hoş geldin tatlım. Fazla bir iş kalmadı aslında ama arka odada bir kaç eşya kaldı. Bana yardım eder misin?”
Onun elinden tutarak ilerlediklerinde girdikleri oda bir süre sonra aydınlandığın da Ofelyanın şaşkın suratın baktı.
“İyi ki doğdun tatlım. Bugünün doğum günün olduğunu biliyorum ve bir aile olmaya başlayacağımız için biz bize kutlamak istedim. Nice yıllara Ofelya”
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Cuma Nis. 05 2013, 01:49 | |
| O kadar yorgundu ki bunu kelimelerle nasıl anlatacağını bilmiyordu. Bir bebekleri olacağını öğrendiği günden beri rose’a daha çok zaman ayırmaya çalışıyordu Uykusuz geçirdiği geceleri göz ardı edip yeni uykusuz günlere başlıyor bu da onu fazlasıyla yoruyordu. Sihirbazına, sevgilisine, morgana’nın perilerine, kızların peşindeki jasper’a ve katiller çetesine aynı anda yetişmek düşündüğünden daha zordu. Leon’la ortak olmanın berbat bir şey olacağını düşünürken onunla neredeyse kanka olabilecek kadar iyi anlaşabiliyor olmalarıysa kesinlikle en şaşırtan şeydi. Hayatı tam anlamıyla dolu dolu her saniyesinde bir şeylerle uğraşarak geçerken kaldıkları bu evin artık onlara yetmeyeceği gerçeğiyle malikaneye taşınmaya karar vermişlerdi. Evi tutmak ve yerleşmek hiç sorun olmasa da ona yeni evlerinde yapmayı istediği evlenme teklifinin her bir saniyesini planlamak phin gibi mükemmeliyetçi biri için büyük sorundu. Her şeyin kusursuz olmasını istiyordu ama hayatında bu kadar çok problem varken bu pekte mümkün görünmüyordu. Üzerinde hissettiği ağırlıkla bilincini açmaya çalışsa da o kadar yorgundu ki bu denemesi sonuçsuz kalmıştı.
Beynine hücum eden enfes ve tanıdık kokuyla beraber derin bir nefes alıp uyanamadığı derin uykusuna devam etmişti. Herhangi bir tehlike yoktu. Üzerindeki kişi müstakbel eşi rose’du. Dudağında onun dudaklarını hissetmesiyle uykusu hafiflese de daha tam olarak uyanabilmiş değildi. Bu eşsiz tadı özlemişti… Boynunda hissettiği dudaklarla yavaş yavaş kendine gelirken bir anda rose’un onu ısırmasıyla sıçrayarak tam anlamıyla uyanmıştı. Sevgilisinin küçük öpücüklerini hissettiğinde ''ımmm hayatım…" diye mırıldandı. Duyduğu ani acıyla beraber yüzünü buruşturdu. Bu acının nedeninin sevdiği kadın olduğunu anlaması onu şaşırttı. Bu ikici kez oluyordu ve ona göre son derece garipti. Bunun onu farklı bir şekilde tahrik ettiği gerçeğini inkar edemezdi ama güzel peri kızının bir anda deyim yerinde ise vampirleşmeye başlamasının da mantıklı bir yanı yoktu. Rose’un dokunuşları ve kalçalarını hareket ettirmesiyle birlikte baştan çıkmaya başlamıştı. Her geçen dakika bu dokunuşlar onu daha fazla tahrik ediyordu. Dudakları tekrar o tatlı dudaklarla buluştuğunda onu büyük bir tutkuyla öpmeye başladı. Elleri sevdiği kadının vücudunda çoktan keşfe başlamışken sevgilisinin bir anda üzerinden kalkmasıyla afalladı. Phin’i fazlasıyla uyarılmış bir şekilde bırakacak mıydı gerçekten? Buna normalde asla izin vermeyecek olsa da müstakbel eşinin bembeyaz olmuş suratını görünce diğer tüm duyguları bastırabilen bir duygu ortaya çıkmıştı bu endişeydi. Banyoya koşan rose’un ardından hızla yatakta doğruldu. Ona ne olmuş olabileceğini düşünüp içi içini yerken gözleri banyo kapısından bir saniye bile ayrılmıyordu.
Sevdiği kadın banyodan çıktığında dikkatle onu inceledi. Yüzü hala bembeyazdı. Kötü görünüyordu.İyi olup olmadığını soramadan güzel peri kızının onu yatağa itmişti. Dudaklarında hissettiği dudaklarla onun öpücüğüne karşılık verirken endişesi hala geçmiş değildi. Duyduklarından sonra rahat bir nefes aldı. O iyiydi ve bebeği de öyle daha ne isteyebilirdi ki… Şu durumda onu hiç bırakmak istemese de kızın birazdan burada olacağı gerçeğiyle kaderine razı olarak rose’u serbest bıraktı. Üzerini giyip yemek yedikten sonra sahte gülümsemesini yüzüne takıp en iyi yaptığı şeylerden birini yaparak profesyonel oyunculara taş çıkartır bir şekilde ofelya adındaki sihirbazla aynı evde yaşayacağına memnunmuş gibi rol yaptı. Kız geldiğinde gülümsemesini bir an olsun yüzünden düşümeden ''Hoş geldin ofelya"dedikten sonra yanlarından ayrıldı. Duygularını iyi gizleyebilmesi ve mükemmel rol yeteneği sayesinde ne rose ne de ofelya onun gerçekte ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini asla bilmeyeceklerdi. Doğum gününü kutlayacakları karanlık odaya gittiğinde pastanın başına geçip beklemeye başladı. Bu sıkıcı bekleyiş kısa sürdüğü için son derece memnun bir şekilde ''Doğum günün kutlu olsun. Nice yıllara ve ailemize hoş geldin" dedi sıcak bir ses tonu ve gülümsemeyle sanki bunu gerçekten istiyormuş gibi. | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü C.tesi Nis. 06 2013, 15:44 | |
| Alacağı başka bir şey olup olmadığını kontrol etmek için etrafına bakarken son kontrolleri yapıyordu. Akşamdan toparlanmıştı. Kıyafetlerinin olduğu bir büyük bavul, resim çantası ve bir kaç ıvır zıvırını koyduğu sırt çantası ile hazırdı. Aslında her şeyini almamıştı. Çünkü Ruby'nin yanına tamamen taşınmayı düşünmüyordu. Sadece büyükbabasının yokluğunu geçirmek için oraya gidiyordu. Yılbaşı partisinde Ruby'nin ilk karşılaştığı peri kızından biraz farklı olduğunu görmüştü. Artık kendine bir aile kurmuştu ve yardımına ihtiyacı yoktu. Ofelya zaten ona yardım etmek için ve sorularının cevaplarını öğrenmek için kabul etmemiş miydi onuna bağlanmayı? Ama bu tüm düşüncelerine rağmen hala eksik kalan parçaları tamamlamak için Ruby'e ihtiyacı olduğunu söyleyip duran içindeki ses, içini kemirip duruyordu. Evet, Ruby'e ihtiyacı vardı çünkü aralarındaki bu bağ onu bırakmasına izin vermiyordu. İçini bir sıkıntı kaplıyordu onu düşündükçe. Bilmediği bir sürü şey vardı ve bunu ona söyleyen hiç kimse yoktu. Bunu bilmesinin tek sebebi Ruby ile aralarındaki bağın hissettirdiği karma karışık duygulardı. Acaba perisinin aklını meşgul eden düşünceler neydi? Onu yorgun düşüren uyku ile yaptığı savaş bu hislere yoğunlaşmasına izin vermiyordu. Aslında şu an ihtiyacı olan tek şey uzun süreli bir uykuydu. Saate baktı, yaklaşık yirmi iki saattir uyanıktı. Kullandığı ilaçlar uyumasını engelliyordu. Sürekli yaşadığı uyuya kalma olayı ile kullandığı ilaçlar arasında pek bir fark yoktu aslında. İkisi de beyninin uyuştuğunu hissettiriyordu, onu yoruyorlardı. Aralarındaki tek fark ise gözlerinin açık olmasıydı.
Çalan telefon ile telefonunu açtı. Arayan Ruby'di gitme vakti gelmişti. Tüm gece uğraştığı resmi çalışma masasından alarak resim çantasına koydu ve evden çıktı. Büyükbabasının on sekizinci yaş günü için hazırlattığı simsiyah arabaya eşyalarını yükleyip bagajın kapısını kapattı. Dün eline geçen arabayı gördüğünde çok şaşırmıştı, ancak daha sonradan içini kaplayan hüzün ile umursamamaya karar verdi. En azından hediyesini kendisi verebilirdi. Ama artık hiç kimseyi umursamıyordu ve gülüyordu. Sorunları umursamadan gülümsemeyi çok eskiden annesinden öğrenmişti. Açtığı şarkıyla gazı kökleyip dayana bileceği en hızlı şekilde yola çıkmıştı. Büyükbabası işte bu yüzden ona şu ana kadar araba almamıştı. Her zaman başına bir şey geleceğinden korktuğunu söylüyordu. O da büyükbabası için saçma şeylerden kaçınan cici bir kız olmuştu. Ancak şimdi onun için endişelenen büyükbabası da yanında değildi. Artık hiç bir saçmalıktan çekinmesine gerek yoktu. Ruby'nin bahsettiği eve geldiğinde arabayı park etti. Eşyalarını arabanın bagajında bırakarak kapıya yöneldi. Onlarla sonra ilgilenecekti. Kapı açıldığında onu karşılayan Ruby olmuştu. Perisinin sıcacık karşılamasına o da aynı sıcaklıkta karşılık verdi ve gülümsedi... Aynı şekilde Ruby'nin kalbini sahiplenen Phin adındaki periye de sıcak bir gülümseme ile karşılık verdi ve "Hoş bulduk Phin." dedi. Eve girerken "Az işinizin kaldığını görüyorum." dedi. Her yerde taşınmak için hazırlanmış büyük-küçük kutular vardı. Ruby, onu elinden tutup sürükleyerek götürdüğünde Ofelya'da yardım etmek için itiraz etmeden gitti onunla. Girdikleri odanın aydınlanması ile bir an şaşırdı. Bu hazırlanmış bir doğum günü sürprizi miydi? Ruby ve Phin'in konuşmaları ile şaşkınlığı bir kahkahaya dönüştü. Bu hem doğum günü sürprizi hem de yeni girdiği aile için bir karşılamaydı. Güzel bir düşünceydi. Ama Ofelya canı çekmediği sürece pastaları sevmezdi. Yine de bunu onlara söylemek zorunda değildi. Pastaları sevmemesi de umurunda değildi. Şu an umurunda olan tek şey uyumaktı. "İkinize de teşekkür ederim. Burada bulunduğum için gerçekten mutlu oldum." dedi gülümsemesini bozmadan. Şu an rahat bir uyku çekeceği bir yatakta bulunmaktan daha da mutluluk duyabilirdi gerçi ama bunu da kimsenin bilmesine gerek yoktu.
"Sanırım mumları üflesem iyi olacak." diyerek Phin'in başında dikildiği pastanın yanına gitti. Bir süre düşündükten sonra dileğini tuttu. "Gerçekleri görmeyi diliyorum." diye geçirdi içinde ve mumları üfledi...
| |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Salı Nis. 09 2013, 11:39 | |
| Sihirbazı için bir şeyler yapacak olmaktan son derece mutluydu. Ofelya ile araları başına gelenler yüzünden kötü bir hal almıştı. Elbette bunu bahane olarak kullanmak istemiyordu. Perisi olarak onun yanında olması gerekiyordu. Zaten büyük babası yüzünden olukça yalnız bir hayatı olduğunu biliyordu. Bu boşluğu kendisi doldurmak istiyordu, hemde bir aile olarak. Phin ile kuracakları aileye onu da dahil etmesinin tek nedeni buydu aslında, onun kendisini yalnız hissetmesini istemiyordu. Onunla tanıştıklarından beri bir sürü söz vermişti, sihirbazına. Ama henüz doğru düzgün sözlerini tutmuş bile sayılmazdı. En çokta bu durum onun sinirini bozuyordu. Verdiği sözleri her zaman tutan biri olarak neden Ofelya ile aralarında böyle bir şey olmuştu, anlamıyordu. Hayat bazen sen istemedikçe kafasına göre yön değiştiriyordu. Tıpkı beklenmedik misafirin hayatına girmesi gibi... Bu düşünce ile birlikte günün misafiri sonunda gelmişti. Sevdiği adam yaptığı işaret sonrası onu anladığı için sessizce gitti. Ofelya'nın sözlerine sadece başını sallayarak cevap verip onunla birlikte arka odaya geçti. Sihirbazı bugün on sekiz yaşına giriyordu. Her insan için bu yaşın önemli olduğu bir gerçekti ve böyle önemli bir şeyi sihirbazı ile geçirmek istemişti. Ofelya'nın şaşkınlığından sonra onun doğum gününü kutladı. Mutlu olmasını istiyordu ve onun duygularını hissettiği için şaşkınlık ile birlikte mutlu olduğunu biliyordu. Sihirbazı mumların başına geçip mumları üflerken oda Phin'in yanına geçti ve sıkı sıkı elini tuttu. Ofelya mumları üfledikten sonra masaya yaklaşıp bıçağı eline aldı. Pasta servis etmesi gerekiyordu ama bıçağa bakarken gözleri pastadan çok Phin'e odaklanmıştı. boşta kalan elini karnını koyup başını iki yana salladı. Derin bir nefes aldıktan sonra sonunda adım atmayı başarmış ve pastaya yaklaşmıştı. Pastayı kesip tabaklara koyduktan sonra sihirbazına bir tabak uzattı. Sonunda hediye faslına geçebilirlerdi. Phin'in yanağını öptükten sonra kulağına içerideki kutuyu getirmesini söyledi.
"Mumlar üflendiğine göre artık sıra hediyelerde..."
Phin büyük bir kutuyla odaya girdikten sonra Ofelya'ı elinden tutarak kutunun başına getirdi. Resim yapmayı ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Bu yüzden ona yeni evlerinde, odasında rahatça resim yapabileceği büyük bir çizim tahtası almıştı ve elbette boya kalemleri. Gerçi çalışma masası üzerinde de rahatça resim yapabilirdi ama çizim tahtası gördüğünde daha çok hoşuna gitmişti.
"Umarım hediyeni beğenirsin Ofelya bu sana Phin ile bizim hediyemiz ve elbette tek hediye bu sayılmaz ya da sürpriz diyelim... "
Bir eli ile karnını tutup diğer eliyle Phin'in elini tutmuştu. Yüzünde en tatlı gülümsemesi ile konuşmaya başladı.
"Ailemize küçük bir misafir daha katılıyor, Ofelya. Ben hamileyim. Sende bu durumda teyze oluyorsun."
Ufak bir büyü mırıldandığında evdeki her şey normale döndü. Zaten taşınmak için bu evden hiç bir şey almayacaklardı ve bir neden den sihirbazının yorgun olduğunu hissedebiliyordu. Belki de dinlenmek isterdi. Elbette tüm şaşkınlığı geçtiği zaman...
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Çarş. Nis. 10 2013, 18:13 | |
| Phin artık birlikte yaşayacakları kıza çaktırmadan kısa bir süre baktı. Bundan sonra hayatlarında kendisi istemese bile yer alacak olan kişiyi en azından birazda olsa tanımalıydı. Onun nasıl biri olduğunu önemsemiyor olsa da eğer hayatlarının sonuna dek sanki bir aileymiş gibi hep beraber yaşayacaklarsa en azından bazı konularda anlaşmaları gerekiyordu. Yüzünde en sıcak gülümsemesi ile mutluymuş gibi davranırken içten içe bu komedinin ne zaman biteceğini düşünüyordu. Kızın yorgun görüntüsünden fazla sürmeyeceğini anlamıştı ama bir an önce bitse diye dua etmeye devam ediyordu. Rose’un kırılmayacağını bilse evde bir dakika bile durmaz sihirbazıyla onu baş başa bırakıp birkaç perinin canını yakmaya çoktan gitmişti. Ya da ona hazırlayacağı sürpriz evlilik teklifinin son ayrıntılarını gözden geçirirdi ama hamilelik yüzünden daha da hassaslaşan sevgilisini boş yere ağlatmak istemediği için mecburen katlanıyordu. Kızın teşekkürünü küçük bir baş hareketiyle karşılık verdi. Partide ilk karşılaştıkları zamanı hatırladı. Bu kızdan o zaman da hoşlanmadığını biliyordu.
Bu da yetmezmiş gibi kız sihirbazıyla da iyi anlaşamamıştı. İkisini aynı evin içinde hayal etmek çok zordu. Bu da iki kızın arasında bir problemdi. Özellikle ofelya kendi sağlığı için scarlett’la anlaşmaya çalışsa iyi ederdi. Aksi takdirde scarlett’ın elinde kalabilirdi. Belki ölmezdi ama kesinlikle sürünürdü. Bu düşünce gerçekten gülümsemesine neden olurken yüzündeki içten gülümsemeyi sürekli koruyordu. Pasta kesildikten sonra yanağında hissettiği öpücükle şimdiki zamana dönüp düşüncelerinden uzaklaşırken sevgilisinin kulağına fısıldadığı şeyle tamam anlamında başını sallayıp odadan çıktı. Kendini odanın dışına atar atmaz yüzündeki gülümseme anında silinmiş sıkıntıyla gömleğinin yakasından birkaç düğme açarken elinde olmadan oflamıştı. Şu an tek tesellisi artık hediye faslına geçtikleri için bu boğucu oyunun çok yakında biteceğini bilmekti. Hediye paketiyle geri döndüğünde yüzünde yine o sıcak gülümsemesi vardı. Rose’un açıklamasından sonra yanına gelip elini tutmasıyla sevgilisinin yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Asıl haberi verdikten sonra sıcak gülümsemesine eşlik eden aynı sıcak ve sevgi dolu ses tonuyla ''Evet harika değil mi? " diye sorduktan sonra ''Yorgun görünüyorsun istersen biraz dinlenebilirsin içeride " dedi. Oyunculuk yeteneğini gerçekten sevdiğini o gün bir kez daha hatırladı böylelikle. | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Perş. Nis. 11 2013, 20:12 | |
| Hediyeler her zaman onu korkuturdu. Babası, o çocukken hiç tahmin edemediği ve amacını bir türlü anlamadığı bir çok ilginç hediye almıştı ona. Sonunda ise hep saçma ya da komik sürprizler çıkıyordu. Bu çözülmedi gereken garip hediyeler onu heyecanlandırsa da çözüme oluşamama korkusu onu her seferinde ele geçiriyordu. Bu yüzden sevgili perisi hediye dediğinde içinde bir heyecan kırıntısı hareket etti. Artık sekiz yalında değildi ve on yıldır babasından hediye alamıyordu. Kaybettiği ailesinin yerini doldurmaya çalışan büyükbabası ise babası kadar ilginç fikirler bulamamıştı. Zaten bunu kimseden beklemiyordu. Yine de içini saran korkuya her zaman izin veriyordu. Phin odaya büyük bir kutu ile geldiğinde iç çekti Ofelya. Hediyesini beklemeden açmaya başladı. Resim tahtası ve boyaları görünce gülümsedi. Ruby ve Phin, dışarıdan ne kadar basit görünse de aslında karışık bir yapbozun parçalarından birini hediye etmişlerdi ona. Hem de köşelerden başlamak için en ideal parçalardandı bu. Boş kağıtlar her zaman en büyük bulmacası olmuştu Ofelya'nın. O yüzden bu hediyeye sevinmişti. Boyalarla bu bulmacaya ayrı bir renk katabilirdi. Evet, bunlarla ilk resim çizdiğinde Ruby ve Phin'e hediye etmeliydi. Belki de büyük güzel bir çerçeve ile etrafını da çevreliye bilirdi. Hediyesine bakarken şimdiden gözünde canlanmıştı yapacağı resim. Bu gülümsemesinin daha da büyümesine neden oldu. Tam teşekkür edecekti ki Ruby'nin sözleri ile kelimeler suskunluğunu korudu.
Hamileyim mi demişti? Evet, hamileyim demişti! Ofelya bir elinde resim tahtası diğer elinde ise boyaları ile öylece donup kalmıştı. Ruby ile Phin'in mutlu aile tablolarını izlerken hiç bir şey yapamıyordu. İşte buydu! On yıldan sonra ilk kez babasının hediyeleri gibi bir hediye sunmuştu bu genç çift ona! Ruby'nin eli ile tuttuğu karnına kaydı gözleri. Çözülmesi yıllar alacak bir bulmaca vardı orada. Bu kesinlikle heyecanlandıran ama bir o kadar da korkutan bir bulmacaydı. Ama bu korkunun sebebi çözüme ulaşamamak değildi. Bu... Bu...Endişeydi! Kesinlikle endişeydi. Eğer hamile ise sıcaklığını belli etmeye başlayan savaş sırasında onları kesinlikle korumalıydı. Ne yapacağını bilemiyordu, nasıl tepki vereceğini unutmuştu. Phin'in konuşması ile hediyeleri ellerinin arasından kaydı. Perisine doğru koştu ve ona sıcak bir şekilde sarıldı.
"Evet, bu harika! Bu... Doğum günü sürprizinden bile daha güzel! İnanamıyorum!" dedi kahkahalar atarak. Phin'in boşta kalan elinii de gülümseyerek sıktı ve "Tebrik ederim." dedi gülümseyerek. Demek içindeki huzursuz heyecanın asıl sebebi bu minik misafirdi. Kendini kısa bir zaman önce kaybettiğini düşündüğü Ofelya gibi hissediyordu şimdi. Phin'in konuşması ile gülümsemesini bozmadan düşüncelerinden ayrıldı. "Evet, Aslında çok yorgunum. Uyku ile ilgili sorunlarım var. Bu nedenle kullandığım ilaçlar beni daha da yoruyor sanırım. Henüz alışamadım." dedi. Evin normal haline dönüştüğünü görünce her şeyin bu güzel sürprizim bir parçası olduğunu anladı. "Sanırım yapılacak bir iş yok. Aslında bu harika haberi kutlamak istiyorum. Ama kendimde o gücü bulamıyorum. Kutlama sırasında her an bayılıp size sorun olabilirim. Gözlerime zor sahip çıkıyorum. İlk günden soruna neden olmak istemem." dedi Ruby'e dil çıkararak. Onu bu durumda asla yormak istemezdi. Tanrım! Kendisini eskisi kadar enerjik hissediyordu, ancak bedeninin yorgunluğuna engel de olamıyordu. "Nerede dinlenebilirim?" diye sordu en sevecen gülümsemesi ile... | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Cuma Nis. 12 2013, 02:09 | |
| Ofelya hediye paketini açmaya başladığında heyecanlanmaya başladığını hissetti. Hediyeyi almadan önce uzun süre düşünmüştü. Sihirbazına, sıradan bir hediye almak istemiyordu. Aslında ona gelecek olan küçük misafiri haber verdiğinde bu kesinlikle sıradan bir hediye olmayacaktı. Yinede bebeği dışında, Ofelya için özel bir armağan düşünürken aklına sihirbazının resim çizdiği gelmişti. Rose, sihirbazının tahmin ettiğinden fazla onu tanıyordu. Çünkü sihirbazını o, fark etmeden bile izlemeyi sürdürmüştü. Elbette başına gelen tüm o felaket ve iyi şeylerde onu ihmal ettiğinin farkındaydı. Artık böyle bir şey olsun istemiyordu. Karnındaki minik yavaşça büyürken oda Ofelya ile daha yakından ilgilenecekti. Bunu bir nevi anneliğe ilk adım gibi düşünmek doğru olurdu. Fazla beklemeden bebek ile ilgili haberi ona verdiğinde sihirbazının şaşkınlığı onu gülümsetmeye yetmişti. Ofelya, ona yaklaşıp sarıldığında, sihirbazına sıkı sıkı sarıldı. Cafeden bu yana daha fazla yakınlaştıklarını hissedebiliyordu. Yorgunluğu ile konuştuğunda bir süre düşündü, ona uygun bir yer gerekiyordu ve o yeri bulmuştu.
"Kutlama için şimdilik erken zaten bunun için bir şeyler düşüneceğiz, şimdi seninle ilgileneyim"
Phin den uzaklaşıp sihirbazına yaklaştı ve onu elinden tutarak kendisini takip etmesini işaret etti. Oturma odasına geldiklerinde bir büyü mırıldandı. Rahatsız edici görünen koltuk tek kişilik rahat bir yatağa dönüşmüştü. Yatağın üzerine de Ofelya'nın giyebileceği bir pijama takımı vardı. Aslında sihirbazı eşyaları ile gelmişti. Büyük ihtimalle de pijama sorun olmazdı yine de onu düşünerek böyle bir şey yapmıştı.
"İşte burada kalabilirsin Ofelya, odadan çıktıktan sonra karşına çıkan ilk kapı banyo yanında da tuvalet var kullanmak istersen. Bizimle olduğun için mutluyum, yeniden ailemize hoş geldin. Bende biraz dinlenmeliyim, bebek durumu şu an yeni ve bene alışmaya çalışıyorum. Sen rahatına bak."
Kızı yalnız bırakıp Phin'in yanına gittiğinde gözüne harika görünen pastaya yaklaştı ve çatal bıçak kullanmadan kremalarını parmakları ile sıyırıp emmeye başladı. Küçük bir çocuk gibi parmağını bir pastaya bir ağzına götürürken Phin ile göz göze geldi. Gözleri tekrar pastaya kaydığında üstü pasta kreması kaplı bıçağı eline alıp Phin'e doğru ilerledi. Onu elinden tutup üst kattaki odalarına çıkardığında onu duvara daydı. Gözlerine tutku ile bakarken bıçağın düz kısmını phin'in yanağına ve boynuna sürdü. Krema olan yerleri yalayarak temizlemeye başladığında elleri sevdiği erkeğin bedenini okşuyordu. Yeniden bıçağı boynuna sürttüğünde bu sefer sivri yerini değdirdiği için krema kaplı bir yara oluşmuştu. Kanın kokusu onu sevdiği erkeğe daha çok çekerken onun boynunu emmeye başladı. Dizi erkekliğini okşarken elleri de Phin'in gömleğini çıkarmaya uğraşıyordu.
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü C.tesi Nis. 13 2013, 22:26 | |
| Hamilelik haberini duyan kızın koşarak rose’a sarılmasını boş gözlerle izledi. Sanırım şuan buna mutlu olmalıydı en azından kız gereksiz ve saçma kıskançlıklarından birini sergileyerek problem yaratmamıştı. Bu sevgi gösterisine artık suratına yapıştığına emin olduğu sıcak gülümsemesiyle izlerken ofelya’nın elini sıkarak ettiği teklife en sıcak ses tonuyla ''Teşekkür ederim" dedi. İçten olmayı sahtede olsa iyi başardığı kesindi. Rolünün hakkını gerçekten veriyordu. Sevgilisini kandırıyor olmak canını sıksa da diğer türlü onu üzeceğini bildiğinden en doğrusunu yaptığından şüphesi yoktu. Hayat sadece siyahlarla beyazlardan ibaret değildi. Grilerde vardı ve sevgilisinin bu hassas olduğu sıralarda onu mutlu etmek adına beyaz yalanların söylenmesinde bir sakınca yoktu. Sihirbazın hissedilen yorgunluğunu daha fazla görmezden gelemeyerek ona içeride dinlenmeyi teklif etti. Böylelikle bu saçma gösteride son bulmuş olurdu. Sevgilisinden duyduklarıyla yüzündeki sahte gülümsemeyi korumakta epey zorlandı. Yeni bir kutlama krizini kaldırabileceğini sanmıyordu. Bu aralar olmasa iyi olurdu. İlgilenmek istediği başka şeyler vardı mesela yapmak istediği sürpriz evlenme teklifi gibi. Kızlar odadan çıktığında mutluluk oyununa son vererek yüzündeki gülümsemeyi yok etti.
Onu sıkmaya başlayan ceketten kurtulup gömleğinin kollarını kıvırdı. Pencerelerden birini açarken rahat nefes alabilmek için gömleğinin birkaç düğmesini daha açtı. Sıkıntıyla saçlarını karıştırırken hayatlarının bundan sonra daha zor olacağı hissini görmezden geldi. Kapının açıldığını duyduğunda duvara yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturup tek ayağını duvara koydu. Hayatındaki en güzel şeye bakarken yüzünde gerçek bir gülümseme belirdi. Sevdiği kadının çocuksu davranışlarını izlerken onun için her şeye katlanabileceğini biliyordu. O kendisine yaklaşırken az önceki sıkıcı konuyu çoktan unutmuştu. Odalarına çıktıklarında sevgilisinin onun duvara dayamasıyla çapkınca sırıttı. Gözlerini kapatıp onun dilini bedeninde hissetmenin tadını çıkarırken boynunda hissettiği sızıyla yüzü istem dışı buruşurken gözlerini araladı. Rose’un yarasını emmesi onu farklı bir şekilde tahrik ederken erkekliğinde hissettiği dokunuşlar inlemesine neden oldu. Elleri sevdiği kadının vücudunda ustaca gezinirken tatlı kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Peri kızının üzerindeki elbiseden kurtulurken onu yavaş yavaş yatağa götürüyordu. Dudakları onun dudaklarıyla buluşurken ''Çok tatlısın sevgilim." Dedi. | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Salı Nis. 16 2013, 22:46 | |
| Genç kız mutlu bir şekilde perisinin peşinden gidiyordu. Ruby ile ilk karşılaştığında gözlerini kaplayan yalnızlık yerini ışıltılara bırakmıştı. Başlarda her ne kadar kendisinin iyiliği için olsa da onu yalnız bıraktığı için kızgındı. Gerçi hala içinde o kızgınlıktan kalan kırıntılar vardı; ama ona aldırmamaya alışmıştı. Özellikle Ruby'i böyle mutlu görünce. Phin'i ilk gördüğünde ona ne kadar alışamasa da şimdi ona güvenmeye başlamıştı. Ruby'nin yokluğunda hissettiği karmaşalar sırasında perisi için endişelenirken, Phin'nin onunla olduğuna ve onu yalnız bırakmadığına emindi. Hala da yanındaydı ve perisine büyük bir mutluluk yaşatıyordu. Ruby ona yatacağı yeri gösterirken perisinin yanağına bir öpücük koyup teşekkür etti. Genç peri onu yalnız bırakırken düşünceleri aklında dönmeye devam ediyordu. Yerine yerleşirken birden aklına Scarlett adındaki sihirbaz geldi. Doğru ya! O kız Phin'in sihirbazıydı. Bunu yılbaşı partisinde öğrenmişti. Aklına gelen düşünce ile oturduğu yerde gülmeye başlamıştı. "Eminim, Phin bana o kadar güvenmiyordur." diye mırıldandı yerine uzanırken. Gözlerini kapattığında uyumaya çalışırken bir süre geçti. Bu ilaçlar gerçekten başa belaydı.ç Ama bir süre daha buna katlanması gerekiyordu. Koyunları sayarken farkında olmadan uykuya dalmıştı.
Evdeki sessizlik çok uzun sürmemişti. Her yerden oyuncaklar çıkmaya başlamıştı. Ofelya salonun camı önünde etrafında dönebilen, geniş, altın kaplama koltuğunda oturup boş gözlerle evin tavanına bakarken, birden bir çok tüy yumağı oluşmuştu. Tüy yumakları git gide büyüyerek peluş hayvanlara dönüştü ve yağmur damlaları gibi yere düşmeye başladı. Dairenin her yerini çeşit çeşit peluş hayvanlar sararken ev jetonla çalışan oyuncak makinelere dönmüştü. Mutfaktan doğru, düzgün bir sıraya girmiş şekerden askerler gelirken duvarların içinden şekerden işlemeler ortaya çıktı. Evin bazı köşelerinde oluşan yoğun ve sert çikolota madenlerinde robotik oyuncaklar çalışırken Phin ve Ruby'nin odasına da aynı karmaşa hakimdi.
Robotik oyuncaklar odanın kapısını zorlayarak, duvardaki çikolata madenleri için odaya giriyordu. Yukarıda oluşup yere düşen peluş oyuncaklara ise tavanın içinden çıkan rengarenk, plastik toplar eşlik ediyordu. Ofelya ise evi saran bu hareketliliği gözlerindeki anlaşılmaz bir ifade ile izlemeye devam ediyordu. | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Paz Nis. 21 2013, 17:34 | |
| Kan, krema ve sevdiği erkeğin teninin tadı... Bu üçlüyü gerçekten seviyordu. Hatta doyamıyordu da denebilirdi. Ofelya'nın uyumasından hemen sonra pasta yemek ona az gelmiş ve canı erkeğini çekmişti. Elinde bıçak ile üst kata çıkarlarken Phin'in hiç tepki vermemesi yüzünde sinsi bir sırıtışa neden oldu. Onun canını yaktığını biliyordu, ama sevdiği erkeğinde bu durumdan garip bir haz aldığı gözünden kaçmamıştı. Dili erkeğin tenindeyken o nasıl baştan çıkıyorsa, erkeği de aynı şekilde baştan çıkıyordu. Üstelik sadece dili boynunda gezmiyordu. Dizi arsızca erkekliğinin üzerinde dolanmaya başlamıştı. Phin'in inlemesi kulağında yankılanırken kanını daha fazla içine çekti. İşi bittiğinde küçük bir öpücük ile yara yok olmuştu. Erkeğin ellerini bedeninde hissederken ona daha fazla sokuldu ve hafif bir inilti döküldü dudaklarından. Gözlerinde gördüklerinden hoşlanmış bir şekilde elleri Phin'in bedeninde gezinirken elbisesini çıkarmasında ona yardımcı oldu. Geriye doğru attığı adımların nerede son bulacağının bilincinde geriye giderken Phin'in dudaklarından dökülen kelimelerle ona şehvetli bir bakış attı.
"Sen de çok tatlısın bebeğim"
Kendini yatağa attığında erkeği üzerine çekerek onun dudaklarını öpmeye başladı. Elleri, Phin'in gömleğini çekiştirirken, kafasından çekerek çıkardı. Elleri, çıplak bedeninde gezinirken öpücükleri daha da derinleşmeye başladı. Bir anda bedeni garip bir etki altına girdiğinde öpüşmeyi bıraktı, odadaki ani değişim kendini belli ederken, kapı sesi ile doğruldu. Neler olduğunu bir süre anlamadı. Birden başlayan pelüş oyuncak yağmuru odayı yavaş yavaş kaplamaya başlamıştı. Gözleri, odanın köşesindeki çikolata madenine takıldı. Sanki ondan daha mükemmel bir şey yokmuş gibi oyuncakların arasından madene yaklaştı. Çikolatanın bir süre tadını çıkardıktan sonra neredeyse boyuna gelen oyuncakların artık durması gerektiğini düşünürken, dövmesindeki parlaklık yeni yeni dikkatini çekti. Aklına gelen tek şey bunlara neden olan kişini Ofelya olduğuydu. Sihirbazına yoğunlaşarak onun yeteneğini bloke ettiği anda etraftaki her şey yok oldu. Onu üzen tek şey ise çikolata madeninin yok olması oldu. Sihirbazı, aklına geldi ve ardından kendine ufak bir büyü ile bir elbise giydirip kapıya ilerledi. | |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Perş. Nis. 25 2013, 19:45 | |
| Sevdiği kadını tutkuyla öperken elleri bedeninde geziniyor üzerinde gözüne bir fazlalık gibi görünen ne varsa kurtulmaya çalışıyordu. Adım adım yatağa ilerlerken dudaklarını bir an olsun rose’un dudaklarından ayırmıyordu. Sonunda yatağa geldiklerinde sevgilisi kendini yatağa atıp phin’ne yanına yatma imkanı tanımadan onu üzerine çektiğinde çapkın gülümsemesi daha da yayıldı. Öpüşmeleri daha da derinleşirken güzel peri kızının da yardımıyla üzerindeki gömlekten kurtuldu. Elleri onun mükemmel bedeninde gezinirken kapının bir anda açılmasıyla yerinden hızla doğruldu. Savaş pozisyonu alırken odanın ortasında gerçekleşen oyuncak ayı yağmuruyla pozisyonunu değiştirip doğrulurken şaşkınlıkla ''Evin ortasında oyuncak ayı yağmuru mu gerçekten mi? " diye sordu. Odaların içindeki rengarenk toplara anlamsız bakışlar atarken duvarlardan beliren çikolata madenleriyle şok olmuş bir şekilde ''Bu imkansız… " dedi. Çocukları doğmuş olsaydı bunun kesinlikle küçük veletin işi olduğunu düşünürdü ama henüz doğmamıştı ve biliyordu ki doğmasına da daha uzun süre vardı. Annesinin karnında büyü yapamayacağına göre bunun nedeni başka bir şey olmalıydı.
Rose’un kayıtsız bir şekilde oyuncaklar arasından geçip çikolata madeniyle ilgilenmeye başlamasıyla iç çekti. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Evde bir sürü büyü yaptı bir perinin işi olamazdı. Bir cadının lanetinin ise bu denli masumane ve eğlenceli olacağını düşünmüyordu. Doğacak çocuklarının da işi değildi. O zaman neydi bu curcunanın nedeni? Sevgilisinin dövmesinin parladığını gördüğünde tüm bu karışıklığın nedeni de ortaya çıkmıştı. Ofelya… Bu kız her zaman sorun yaratıyordu. Bir süre sonra ortalıktaki her şey kaybolduğunda sevdiği kadının sihirbazının gücünü bloke ettiğini biliyordu. Üzerini bir büyüyle giyindiğinde tek kaşını kaldırıp ona bakarken yürümeye başlamasıyla beraber onu bileğinden tutup kendine çekti. Dudaklarına uzun bir öpücük kondurup geri çekildi ve ''Bırak sihirbazın rahat bir uyku çeksin bizde seninle eğlenceli dakikalar geçirelim. " Diyip tekrar dudaklarına kapandı. Onu kucağına alıp yatağa götürüp altına aldı. Üzerlerindeki kıyafetlerden tek seferde kurtulup vücudunun her yerine öpücükler kondurup onu çıldırtacak noktaya getirdiğinde ona yavaş ve tadını çıkara çıkara sahip olduktan sonra kollarında aşık olduğu kadının olduğunu bilmenin verdiği huzurla uykuya daldı. Aklında bundan sonraki hayatlarının nasıl olacağıyla ilgili sorular dolanırken sevgilisi onun aksine daha rahat bir uykudaydı. | |
|
| |
Ofelya Forfeit Sihirbaz | Akademi Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 333 Kayıt tarihi : 31/05/12
| Konu: Geri: Sürpriz Doğum Günü Salı Nis. 30 2013, 22:11 | |
| Yattığı yerden huzurlu bir gülümseme yüzüne yayılmıştı. Gün boyunca hissettiği gerginlik tamamen yok olmuştu. Tabii bu etkinin bir nedeni de uyumadan önce yaşadığı mutluluktu. Düzenli nefesleri tüm odayı kaplarken salonda olan hareketlilikten habersizdi. Tatlı uykusunda hiç bir şeyin fakında olmadan yattığı yerden yavaşça döndü. Oda da başlayan oyuncak yağmuru onun yattığı yeri de etkilemeye başladığında huzurlu uykusu etkisini kaybetmeye başlamıştı. Az önce yüzünü çevreleyen güzel gülüşü kayboldu. Kaşları çatıldı ve dudaklarını sımsıkı kapattı. Onu neyin huzursuz ettiğini anlamaya çalışır gibi ellerini yatakta sağa sola hareket ettirdi. Eline çarpan ayıcıklar yere düşerken boşalan yatakta dönelemeye devam etti. O sırada şekerden askerlerin salonda bir geçit düzenlediğini nereden bilebilirdi ki ya da gördüğü rüyanın hemen yanı başında gerçekleştiğini... Nefesi git gide odayı bir deniz gibi kaplayan oyuncaklar yüzünden düzensizleşmeye başlamıştı. Ama onu uyandıran şey bu değildi. İçinde bir şeylerin ondan koptuğunu hissetti ve gözleri açıldı birden. Bunu ilk kez hissetmişti, ne olduğunu anlamamıştı.
Yattığı yerden tavanı izledi bir süre. Uyuyamayınca kafasını çevirip bomboş ve sakin duran salonu süzdü. Az önce olanlardan hiç bir iz yoktu, haberi olmadığı içinde bir anormallik sezemedi. En sonunda yattığı yerden doğrulup yatağından kalktı. Bir türlü uyuyamıyordu. Bu ilaçlar uyku dengesini iyice bozmuş olmalıydı. Bir süre salondaki sessizliğin içinde boş boş oturduktan sonra en sonunda kendini yataktan kalkmış ve üstünü değiştirirken buldu. Sonra güneşin doğmasına yakın bir saatte sessizce daireden çıktı ve kendini dışarıya attı. Arabasına bindiğinde bahçeden sessizce çıktı, ancak caddeye çıktığında yapabildiği kadar hız yaptı. Taki kendini bir ormana giden toprak yolda bulana kadar. Arabasını köşeye çekti ve güneş doğarken, genç kızda ormanın derinliklerine doğru yürüyüşe çıktı. | |
|
| |
| Sürpriz Doğum Günü | |
|