| Gizemli Kaçış | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Gizemli Kaçış Perş. Mayıs 09 2013, 00:43 | |
| Artık dayanamıyordu. Sürekli değişen ruh haline kendi bile ayak uydurmakta zorlanıyordu. Dante'in en son Stacy'den bahsettiği gün gözünün önüne geldikçe duyguları daha da içinden çıkılmaz bir duruma giriyordu. Bu malikaneden bir şekilde uzaklaşması gerekiyordu. Tüm bu karışıklık arasında ailesi ile hiç görüşmemişlerdi. Garip duyguların arasında onlara olan özlemi baş göstermeye başladı. Küçük bir kız gibi annesine sarılıp uyumak istiyordu. Bunu yapmayalı yıllar olmuştu. Aslında Stacy, öldüğünden beri her ne kadar ailesi onun için önemli olsa da yinede bir soğukluk oluşmuştu aralarında... Bunlar kafasını kurcalarken uykuya daldı.
Gördüğü kabusun etkisi ile ter içinde gözlerini açtığında yatağın kenarındaki gece lambasını yaktı. Uzun zamandır kabus görmüyordu, şimdi ise yeniden kabuslar baş göstermişti bir şekilde. Böylesine etkilenmesinin nedeni ise farklı olmasından dolayıydı büyük ihtimalle. En büyük kabusu şimdiye dek Stacy'i öldüren adamdı. Şimdi ise ailesini görmüştü. Aynı zaman da kendi geleceğini, bu gelecekten ise korkmuştu. Öyle olmaması için değişmesi gerekiyordu. Dante ne derse, desin eski haline dönmek istemiyordu. Belki bencil olabilirdi ama böylesi kesinlikle iyiydi. Şimdi ise kendini iyi hissetmek adına eve gitmek istiyordu. Sorun ise, nasıl gideceğiydi? Akademiye gitmek dışında bu malikaneye tıkılı kalmıştı ve Elise hep bir adım arkasında onu takip ederken kaçmak imkansızdı. O an aklına jonathan geldi. Çocukluk arkadaşı ve yeni peri olduğunu öğrendiği kişi...
Gecenin kaçı olduğunu umursamadan onu aradı. Biraz ısrardan sonra kendi planı ile kaçmaya hazırdı. Elise ile birlikte akademiye gidecekti ama elise gibi akademiye girmeyecekti. Jonathan onu götürecekti. Anlaşmalarının verdiği garip bir huzurla uykuya daldığında uyanır uyanmaz, duş alıp elbisesini giydi. Hiç giymediği yeşil elbise oldukça hoşuna gitmişti. Biraz mini ve dekolteli olabilirdi, ama o rahat olduğu sürece kimin ne düşündüğü umurunda değildi. Kuzeni ile çıktıktan sonra akademide oluşan ufak bir hareketlilik ile Jonathan onu akademiden çıkardı. Kısa sürede birlikte eve gelmişlerdi. Ailesine onu tekrar hatırlatıp onlarla oturduktan sonra içini saran ürperti ile Jon'u kolundan tutup kuledeki odasına çıkardı. Burayı normalde kullanmıyordu, herkesten uzak olmak istemediği sürece tabi. Yatağına oturup Jon'u yanına çekerek oturtup başını omzuna koydu.
"Yardımın için teşekkür ederim, Jonathan. Sen olmasan o hapishaneden asla kaçamazdım"
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Salı Mayıs 14 2013, 18:45 | |
| Kızlarla olan eğlencesi gecenin geç saatlerine kadar sürmüştü. Eve geldiğinde oldukça yorgundu belki birazda sarhoş. Hiçbir zaman kendini kaybedecek kadar içmeyen biri olarak bu akşam ölçüyü biraz kaçırmıştı. Geçmiş hayatının en değerli anılarını oluşturan kişileri bir anda canlı kanlı karşısında görmek onu epey şaşırtmıştı. Kısa süreli kabul ettiği bir işin onu böyle karmaşık bir şeye sürükleyeceğini bilseydi bunu yine de kabul eder miydi merak ediyordu. Larissa’yı kaybettiğinde verdiği kararı uygulama konusundaki kararlılığının gittikçe kaybolduğunu hissetmek sinir bozucuydu. Ona bu kadar şey kaybettiren bir savaşa yavaş yavaş yeniden girerken aklından ne geçiyordu ki? Daha ne kadar kaybetmeyi göze alarak acı çekecekti? Buna benzer binlerce soruyla birlikte kendini yatağa attı. Gözlerini kapayıp kıyafetleriyle uykuya dalmadan önce onun için değerli olan baş belası iki kuzeni kaybetmek istemediğini ve iki peri kızını da üzgün görmekten nefret ettiğine karar verse de hala bazı şeylerden emin olamadığını fark etti. Birkaç dakika içerisinde gözleri kapanıp uykuya daldı. Gördüğü rüya kabusa dönüştüğünde yatakta huzursuzca birkaç kez döndü. Gördüğü hiçbir şeyin gerçek olmadığını bilse de bu rahatsız edici duyguları engelleyemiyordu. Kulaklarına dolan telefon sesiyle kaşları çatıldı. Kabus görüyor olsa da uykusundan uyanmak istemiyordu.
Bunu görmezden gelmeye karar verip uykusuna devam etmeye çalışsa da ısrarla çalan telefon yüzünden küfürler ederek uyanıp saate baktı. Uyuyalı sadece 1 saat olmuştu. Burnundan soluyarak telefonu sinirle açtığında duyduğu ses karşısında birkaç dakika sessiz kaldı. Yanlış duyup duymadığını kontrol etmek için kızın adını soru sorarcasına söyleyip bekledi önce arayanın scarlett olduğundan emin olduğunda aklına gelen felaket senaryolarıyla kötü bir şey olup olmadığını sordu. Duyduklarıyla derin bir nefes alıp itiraz konuşması yapsa da sonradan ona yardım etmeyi kabul edip telefonu kapatarak uykusuna kaldığı yerden devam etti o an için kızın bu saatte telefonunu nerden bulduğunu düşünebilecek durumda değildi. Sabah uyandığında içkinin yan etkilerinden kurtulmak için iyi bir duş alıp sert bir kahve içti. Ağrı kesicilerden birkaç tane tükettikten sonra da okula gitti. Elise’in arkasından iş çevirmekten hoşlanmasa da kabul etmişti bir kere yapacak bir şey yoktu. Çıkardığı karışıklığı uzaktan izlerken yanına gelen scarlett’ı kısa bir süzdü. Kızın elinden tutup gözlerini kapatarak bir büyü mırıldandı. Evine gittiklerinde herkese kendini kısa birkaç sözcükle hatırlattıktan sonra kızın çekiştirmeleriyle odasına çıktılar. Etrafa şöyle bir göz gezdirme fırsatı zar zor yakalamıştı. Yatağa yine çekiştirilerek otururken aklına eski anılar hücum etmişti. Scarlett’ın omzuna yatarak söylediği sözlerle kendine gelmeye uğraşırken '' Hapishane mi? Biraz haksızlık etmiyor musun? '' diye sordu. Burnuna dolmaya başlayan tatlı kokuyu görmezden gelerek '' Senin iyiliğin için uğraşıyorlar ayrıca istediğin zaman yanında bir periyle istediğin yere gidebildiğini biliyorum peki sorun ne?’,'' dedi aklını meşgul edecek şeyler ararken. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Salı Mayıs 14 2013, 19:36 | |
| Jonathan'ı bu işe dahil etmekle iyi mi kötü mü yaptığını bilmiyordu. Bildiği tek bir şey vardı. O da ne istediğiydi. Onu artık boğmaya başlayan hayatına ciddi bir değişiklik getirmek istiyordu. Bu da bir çılgınlık yapmak olarak görünmüştü gözüne. Onu boğan bu malikaneden kurtulmak ise sadece bir başlangıç olacaktı. Bu iş için önce bir neden sonra da bir kurban gerekiyordu. Neden ortadaydı aslında, gözünün tam önündeydi. Ailesine duyduğu özlem vardı. Ailesini özleyen masum bir kızdan kim şüphe edebilirdi ki... Üstelik onun ailesine ne kadar fazla değer verdiği ortadaydı. Şimdi ise bir kurban gerekiyordu. Bu malikanede yer alan hiç kimse olamazdı. Ama şansına bir kaç gün evvel ortaya çıkan biri vardı, Jon. Daha ne isteyebilirdi ki... Sanki çocukluk arkadaşı onun için gönderilmiş gibiydi. Biraz ısrardan sonra yumuşayan peri ile yaptığı plandan sonra rahat bir uykuya daldı. Ertesi gün her şey istediği gibi gerçekleşirken Jonathan ile birlikte evlerine gelmişti. Ailesi ile sırf bahanesi anlaşılmaması için bir süre vakit geçirdikten sonra kuleye çıktı.
Neden bu odada olduğunu bilmiyordu aslında ama birden Jon ile baş başa kalmak istemişti işte. Üstelik odası da değil, onu en özel yerine getirmişti. Buradan Dante'nin bile haberi yoktu. Aslında o evine bir kere bile gelmemişti. Başını perinin omzuna koyduğunda derin bir nefes aldı. Burnuna gelen erkeksi kokudan hoşlanmıştı. Bu yüzden bedeni farkında bile olmadan ona daha fazla sokulmuştu. Bir süre sonra dudaklarından kelimeler döküldü. Peri bir teşekkürü hak ediyordu. Duyduklarından sonra sıkkın bir surat ifadesi ile doğruldu. Tek bir kelime bile etmeden ayağa kalkıp yatağın tam karşısında bulunan büyük dolabı açtı. Aşağı eğilerek oldukça iyi gizlenmiş kutuyu bulması biraz zor oldu. Bu arada eteği biraz açılmıştı ama bunu fark etmemişti bile... Kutuyu aldığında yeniden yanına oturdu.
"Sen ne dersen de ama orası benim için bir hapishane. Ayrıca oradaki tüm perilerin işi var. Phin, perim sevgilisi ve bebekleri ile uğraşmalı. Leon zaten kuzenim ile ilgileniyor. Jared ise Fia ile... Sadece gittikleri görevlerde benim için bir şeyler yapıyorlar. Onun dışında bu büyük aile tablosunda sadece bir fazlalığım"
Konuşmasından sonra elleri ile saçlarını sol omzunun üzerine toplayıp elindeki kutuyu açtı. İçinde bulunan kolyeyi özenle çıkarıp eline aldıktan sonra Jon'a uzattı.
"Jon benim için kolyeyi boynuma takar mısın?
Sonrasında Jonathan kolyeyi takarken arkasına döndü ve eli kolyenin ucunda konuşmaya başladı.
"Bu kolye benim için özel, içinde Stacy ve benim son doğum günümüz de çekildiğimiz resimler var. Ailemden gizli buraya saklıyordum. Çünkü onlar iyileşemeyeceğim den korkuyorlardı. Asıl sorun ise iyileşmeye ihtiyacım olmadığı, çünkü onların bilmediği bu dünyada yaşıyorum ve sanırım hiç bir zamanda bilmeyecekler."
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Perş. Mayıs 16 2013, 02:21 | |
| Kızların arkasından iş çevirmek hiç hoşuna gitmiyordu. Scarlett’ın yardım isteğine hangi mantıkla evet dediğini düşünürken sıkıntıyla nefesini dışarı üfledi. Buluşma yerine giderken kafası o kadar doluydu ki sağlıklı düşünemiyordu. Sadece bir robot misali planı uyguluyordu kızı okuldan kaçırırken... Bu kızlar ne zaman birbiri ardından iş çevirir hale geldi sorusu beynini kemirirken akşamdan kalma halinden kurtulmuştu.Demon malikanesine geldiklerinde ön kapıdan içeri girer girmez karşılaştıkları ilgi oldukça boğucuydu. Meraklı gözlerin müstakbel damat adayını incelediklerini fark ettiğinde telaşla durumu açıklamaya başlamıştı. Evlenmeyi asla düşünmediğini üzerine basa basa söylerken yanındaki güzelliğin çocukluk arkadaşı olduğunun da altını çizmişti. Sihirbazın çekiştirmeleriyle kalkıp onu takip ederken geçtiği koridorlar,gözüne takılan resimler ona geçmişini hatırlatmıştı. Kuleye girip yatağa oturduklarında etrafa şöyle bir göz gezdirdi. Burayı ilk defa görüyordu. Geçmişte kızların evine çok sık gelmediğini anımsadığında bunun üzerinde fazla durmadı. Duyduklarıyla tek kaşını kaldırarak ''Yapma eminim seninle de ilgileniyorlardır hiç kimse ilgilenmese bile elise’in seni ihmal edeceğini sanmıyorum '' dedi.
Gözleri kısın elindeki kutuya takılmıştı. Kızın kutuyu ararken verdiği frikiği beyninden silmeye çalışırken aklını meşgul edecek şeyler arıyordu. Gözünün önünde sallanan zincirle kendine gelip birkaç saniye zincire ifadesiz bir şekilde baktı. Yanındaki seksi güzelin sorusunu algıladığında kolyeye uzanırken ''Evet. Elbette '' dedi. Sihirbaz ona arkasını döndüğünde tahrik eden tatlı kokuyu daha keskin bir şekilde hissederken tenine dokunmak garip hissettirmişti. Konuşma dikkatini dağıtmasını sağlarken kolyeyi takıp geri çekildi. Scarlett’ın söyledikleri karşısında bir süre durup düşündükten sonra derin bir nefes alarak ''Kardeşinin öldürülme konusu kesin değil bu yüzden bu konuda bir şey söyleyemem. Sadece psikolojinin sizi bıraktıktan sonra oldukça bozulduğunu gördüğümü ve ailelerinizin sizin yaşadığınız dünyayı hiçbir zaman bilmeyeceklerini söyleyebilirim. Onlar için periler,cadılar ve diğer doğa üstü şeyler hiçbir zaman var olmayan hayal ürünü canlılar olarak kalacak sihirbazlar ise küçük sahte büyüler sergileyen bir gösteri dünyasını hatırlatacak her zaman. '' Dedi. Birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra ''Emin ol onlar için böylesi daha güvenli '' dedi. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Perş. Mayıs 16 2013, 13:23 | |
| Dolabını karıştırırken kendi için gerçek bir sebep bulmuştu. Bu malikaneye geri dönmesinin asıl nedeni bu olmalıydı. Lenoir de kendini gerçek anlamda yalnız hissediyordu. Kuzeni Elise, sevgilisi Dante'e rağmen... Dante, işleri yüzünden giderken, Ellise sürekli o malikanede bulunuyordu. Yine de aralarında garip bir soğukluk vardı. Kuzeni ile zaman geçirmek istemiyor gibiydi. Varlığı rahatsız ediyordu onu zaten o da Leon'un peşinde durumdan pek şikayetçi değildi ya da o öyle görüyordu. Saçlarını kenara atarken Jonathan'ın sözlerini duydu.
"Bana inan birilerinin umurunda olmadığımı hissediyorum. Durum bunun tersi bile olsa bana hissettirdikleri şey bu."
Konuşmasından sonra kolyeyi takmasını istemişti. Kolyeye elini koyduğunda garip duygular sardı içini. Stacy, onu gerçekten özlemişti. Keşkelerle dolu geçmişinde sürekli onun yerine ölmek istemişti. Ama şimdi daha farklı bir şey istiyordu. Ölmek değildi, istediği şey. İkizi ve kendi için yaşamaktı. Doğru olanda bu değil miydi? Kolye boynuna takıldıktan sonra salık saçlarını başını sallayarak dağıttı. Saçları omuzlarından aşağı süzülürken Jonathan konuşmaya başlamıştı. Onu dinlerken gözlerinin içine bakıyordu. Sözlerinden sonra onu sokuldu biraz daha.
"Evet haklısın asla bilmeyecekler ve böylesi onlar için daha güvenli. "
Başını yeniden onun omzuna yerleştirdiğinde derin bir nefes aldı. Bu baştan çıkarıcı koku her nefeste onu ele geçiriyordu sanki. Eli yeniden kolyeye gittiğinde özlemi devreye girdi. İkizine duyduğu özlemi anlatmaya kelimeler yetmezdi. Gözlerinden bir kaç damla yaş akarken ona iyice sokuldu ve Jon'un boynuna gömüldü. Dudakları onun tenine değiyordu.
"Stacy'i gerçekten çok özledim"
Titreyen sesi ile konuştuğu her kelimede dudakları Jon'un boynunu adeta yalamıştı. Kendi dudaklarını yaladığında bu tat hoşuna gittiği için, sırf merakına engel olamadığından Jon'un boynunu öptü. Sadece tek masum bir öpücük gibi düşünmüştü. Ama ilk öpücük sonrası öpmeye devam etti, boynunu. Öpücük garip hissettirmeye yetmişti.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Ptsi Mayıs 20 2013, 13:23 | |
| Scarlett’ın sözleriyle kafasını hafif sağa yatırıp ona inanmayan gözlerle baktı. Bunun doğru olmadığını biliyordu. Aradan geçen onca zamana rağmen hem de eğer bunu jon bilebiliyorsa o neden göremiyordu? Scarlett kesinlikle kuzeninin umurundaydı. O kızın gözlerine bakarken yıllar önceki tanıdık duygulara rastlamıştı. Özellikle kuzenine bakarken hem hüzünlü hem sevgi doluydu gözleri sonra phin olacak perinin de onu önemsediğini hissetmişti. Bunları ya görmeyi denemiyordu ya da gerçekten kördü. İç çekip ''İkimizde durumun öyle olmadığını biliyoruz. Ailenin baskıları karşısında elise hep yanında oldu hala da öyle ne olursa olsun senin yanında ve seni hem çok seviyor hem de değer veriyor bunu ben bile uzun yıllar sonra rahatlıkla görebiliyorsam sen niye göremiyorsun? Yoksa görmek mi istemiyorsun? '' diye sordu. Kızın konudan kaçmak istercesine kolyeyi uzatıp takmasını istemesiyle derin bir nefes aldı. Kolyeyi takmak için ona yaklaştığında burnuna dolan tatlı koku beynini uyuşturmaya yetmişti. Düşünceleri dağılıp içinde duygu karmaşası yaşarken kızın pürüzsüz teninden tatlı kokusundan etkilenmemeye çalışıyordu ama başarabildiği söylenemezdi. Kolyeyi takıp geri çekildiğinde rahat bir nefes aldı. Bu kendisi için iyi olmamıştı çünkü kızın o baş döndüren tatlı koksusunu da ciğerlerine doldurmuştu. Kızın konuşması tuhaf düşüncelerini dağıtıp onu kendine getirirken kardeşi hakkındaki konuşmasını dikkatle dinledi. Scarlett’ın duygusal biri olduğunu bilen nadir kişilerden biri olarak duydukları onu şaşırtmamıştı. Sadece ne diyeceğini bilmiyordu. Onu anlamaya çalışmadı.İstese de bunu yapamayacağını biliyordu.
Kendi ortağını kaybettiğinde gözle görülür bir şekilde dağılmıştı o ise kardeşini kaybetmişti arada kan bağı vardı birde birlikte büyüme durumu. Aklında sözcüklerini toparlarken onun söylediklerine yanıt verdi. Scarlett’ında ona katıldığını belirten cümlelerine cevap olarak başını evet anlamında salladı. Böylesi onlar için daha güvenliydi en azından akıl sağlıkları için öyle olduğu bir gerçekti. Onun omzuna yatmasıyla garip bir duygu onu ele geçirmişti. Hava hiç olmadığı kadar kasvetliydi. Ciddi konularda kesinlikle iyi değildi. Kızın ona iyice sokularak başını boynuna gömdüğünde tatlı kokuyu oldukça yakından hissetmenin etkilerinden kurtulmaya çalışıyordu. Ona destek olmak adına elini beline koyup yavaşça ona sarılırken boynunda hissettiği dudaklar odaklanmasına engel oluyordu. Sihirbazın sözlerini zorlukla algıladığında iç çekip ''Biliyorum '' diyerek ellerini sırtında yavaşça gezdirdi. Bu onu sakinleştirmek için yaptığı bir şeydi ağladığını titreyen sesinden anlamıştı ve yanında olduğunu bilmesini istemişti ama bu hareket kendisi için çokta iyi olmamıştı. Boynunda hissettiği öpücükle birkaç dakika şaşkınlıkla hareketsiz kaldı. Böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyordu. Scarlett boynunu öpmeye devam ederken içindeki tutku ve şehvet yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Mantıklı düşünmek her geçen dakika zorlaşırken kendini son bir gayretle geri çekip kızın gözlerine baktı. Onu anlamaya çalıştığını belli eden bir ifade vardı gözlerinde şaşkınlık dolu bir sesle ''Sen kendinde misin? '' diye sordu. Bunu söylerken dudakları onun dudaklarına takılmış olsa da bu çok kısa sürmüştü. Kontrolünü hala elinde tutabildiğini görmek iyi hissettirmişti. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Ptsi Mayıs 20 2013, 14:59 | |
| Jonathan ile konuşurken sesi üzgün çıkıyordu. İkizine olan özlemi oldukça büyüktü. Erkeğin ise bunu anladığına emin değildi. Aslında anlamasını bile beklemiyordu, sadece yanında olmasını istiyordu. Onun yanında hissetmek garip bir şekilde etkiliyordu onu. Hüznünün arasında sırf ona daha yakın olabilmek için başını omzuna gömdü. İçine çektiği her nefeste erkeğin kokusu onu etkiliyordu. Jonathan'ın baş döndürücü erkeksi kokusu onu etkiliyordu. Hüznünün içinde başka bir istek baş göstermişti. Konuşurken dudaklarında hissettiği tadı daha fazla hissetmek istedi. Üstelik Jonathan'ın sırtında hissettiği eli sırtını okşarken teninin alev aldığını hissetti. Oldukça masum olan bu hareketin onu bu denli etkilemesi normal miydi? Kendini daha fazla tutamadığı için onu öpmeye başladı, bu tuhaftı. Tadını bu kadar beğeneceğini düşünmemişti. Ama öptükçe öpesi geliyordu. Kendini durdurmak gibi bir düşüncesi yoktu. Ona giderek daha fazla sokulurken öpücüğe olabildiğinde devam etti, ta ki Jonathan onu geri çekene kadar.
Peri ile göz göze geldiklerinde soru soran gözlerle ona bakıyordu ve bunu sözle de dile getirmişti. Bu doruya ne cevap vermesi gerekiyordu. Kendinde miydi? Eskisinden farklı davranıyor gibi görünse de evet kendindeydi. Düşüncesi Scarlett yerini kendini düşünen garip bir karaktere bırakmıştı. En önemli şey olan kendinin istediği bir şeye kavuşmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Şu an ise istediği şey tadı hoşuna giden bu perinin daha fazla tadına bakmaktı. Bu hissin nedenini bilmiyordu aslında. O an için aklına Dante bile gelmemişti. Sadece karşısındaki seksi ve yakışıklı periye odaklıydı gözleri ve de zihni. Şehvetli bir şekilde periye bakarak dudaklarını yaladı önce sonrasında ise konuşmaya başladı.
"Evet kendimdeyim."
Kısa konuşmasından sonra eli Jared'ın yanağına dokundu. Giderek ona daha fazla yaklaşıyordu. Nefesi yüzüne değmeye başladığında, neredeyse hiç düşünmeden perinin dudaklarını öpmeye başladı.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Salı Mayıs 21 2013, 14:42 | |
| Şaşkın gözlerle kızın gözlerine bakarken olanları anlamlandırmaya çalışıyordu. Bir dakika öncesine kadar omzunda ölen kız kardeşi için ağlayan kızın nasıl bu kadar çabuk bir şekilde ruh halinin değiştiğini anlayamıyordu. Eksiye nazaran biraz değişmişti sanki farklıydı bazı şeyler, bunların ne olduğunu çözemese de yakında her şeyin bir netlik kazanacağını biliyordu. Bir anda çıkmıştı hayatlarından şimdi bir anda tekrar giriyordu onlarda zamanla değişmişti anlaşılan ya da sadece scarlett. Buna alışması gerekiyordu. Bunu da ancak zamana bırakarak yapabilirdi. Kızın tatlı kokusu beynini yavaş bir şekilde ele geçirirken vücudu onun yaptığı her bir harekete tepki vermeye başlamıştı. Bu engelleyemediği bir şeydi. Boynunda hissettiği dudaklar duygularını karıştırmaya yetmişti. Scarlett’ın kendisi üzerinde kabul etmek istemese de etkili olduğu açıktı. Gözleri dudaklarına takılı kalmışken bunu anlamak zor değildi. Birkaç saniye sonra kendine gelip tutku ve şehvetin ele geçirmeye çalıştığı bedeninin kontrolünü az buçuk geri kazandığında ona kendine olup olmadığını sordu.
Kızın gözlerindeki şehveti görebiliyordu kendisinin de aynı durumda olduğunu bilmekse rahatsız ediciydi. Aldığı cevapla gerçekten mi? dercesine ona bakarken birine aşık hatta onunla sevgili olduğunu bildiği sihirbazın sergilediği davranışların bedeni üzerinde yarattığı etkisinden kurtulmaya çalışırken. Dudaklarında bir anda hissettiği dudaklarla gözleri büyürken kendini geri çekmeye çalışsa da yapamadı. Mantıklı olanı yapmaya çalışıyordu ama bedeni tam tersini yapması konusunda ısrarcıydı. Öpücük aklını başından alırken mantığının sesi gittikçe azalmış sonunda da susmuştu. Bu olduğunda derin bir nefesle sihirbazın kokusunu içine çekerken belinden tutup onu kendine çekerek öpücüğüne karşılık vermeye başladı. Jon’un da olaya dahil olmasıyla öpüşme gittikçe derinleşirken elleri kızın seksi bedeninde gezmeye çoktan başlamıştı.Dudaklarını onun dudaklarından bir an bile ayırmadan yatağa yavaşça yatırıp üzerine çıktı. Bir eli belinde diğer eli bacaklarında gezinirken öpücükleri de dudaklarından boynuna oradan daha aşağılara kaymıştı. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Salı Mayıs 21 2013, 15:12 | |
| Ona kendinde olduğunu söylemişti. Ama gerçeğin bu olduğunda kesinlikle emin değildi. Kendinde olsa kalbi Dante'e aitken karşısındaki periyi öpebilir miydi? Peri ne kadar seksi ve baştan çıkarıcı olsa bile onu etkilemesine izin vermezdi. Önceleri hatırladı kalbinin olduğundan hızlı atmasının tek nedeni Danteydi. Şimdi ise karşısındaki Jonathan'a sırf tadı hoşuna gittiği için bir arzu duyuyordu. Birine aşık olmak ile tutkuyla istemek arasında gerçekten büyük bir fark olmalıydı. Ama elbette şu an bunu düşünmüyordu. Aklında ne Dante ne de ona duyduğu aşk vardı. Bildiği ve istediği tek şey şu an gözlerinin önündeki bu bedendi. Gözleri dudaklarında kesiştiğinde onu hiç düşünmeden öpmeye başladı. Perinin ona karşılık verip vermeyeceği ihtimalini bile düşünmeden... Vermesi elbette istediği bir şeydi, peki reddetme ihtimali. Bu ihtimali tadını aldığı dudakları hissederken göz ardı etmeye kadar verdi. Jonathan ona karşılık vermeye başladığın da ise öpücük giderek daha da derinleşti. Bedeninde hissettiği dokunuşlarla oda erkeğin bedenini arsızca keşfetmeye başladı. Jon'un yönlendirmesi ile yatağa uzanırken onun bedenini saran elleri onu kendine daha fazla bastırırken dudakları boş kaldığı anda inlemeye başladı. Kendini tamamen bir tutku denizinin içinde bulmuşken Jonathan'ın elleri arasında kıvranırken bir anda kalbinde bir acı hissetti. Neler olduğunu anlamaya çalışırken inlemesi kesilmişti.
Kulaklarına dolan Dante'nin sesi ile kalbi deli gibi atarken bedenin de hala hissetmeye devam ettiği dokunuşlar ile ne yapacağını bilemedi. Ne yapıyordu böyle... Bu soruya cevap vermek neden zordu. Şu an çocukluk arkadaşı ile sevdiği adamı aldatıyordu. Jon'un başını kavrayıp onu yüzüne yaklaştırıp gözlerinin içine bakmaya başladı.
"Az önce kendinde misin demiştin. Ben sanırım uzun süredir kendim olmaktan uzağım..."
Konuşması bittiğinde gözlerinden bir damla yaş süzülürken Jonathan'ın hareketleri durduğu için üzerindeki seksi bedenin altından kendini kurtarıp yatağın kenarına oturdu. Derin nefesler alırken yaptığını anlamaya çalışıyordu.
| |
|
| |
Jonathan Levitt Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 17/04/13 Yaş : 36 Lakap : ----
| Konu: Geri: Gizemli Kaçış Perş. Mayıs 23 2013, 15:18 | |
| Bu durumun tuhaf olduğunun içgüdüsel olarak farkında olsa da mantıklı davranamıyordu. Onun baş döndüren kokusundan,mükemmel öpücüğünden etkilenmemek için çok uğraşmıştı ama başaramamıştı. Scarlett onun için değerli bir ufaklık olsa da gözünde onu hiçbir zaman kardeşi olarak görmemişti. Arkadaş olarak iyi anlaştıkları ortadaydı tabi ortada olan başka bir gerçek daha vardı oda aralarında olan çekimdi. Dudaklarında onun dudaklarını hissederken kıza karşı koymak imkansızdı. Öpüşmeleri daha da derinleşirken kızı farkında bile olmadan yavaşça yatağa yatırmıştı. Onun üzerindeyken derin birkaç nefesle kızın kokusunu içine çekti. Bu kokuyu sevmeye başlamıştı. Dudakları seksi güzelin dudaklarından boynuna oradan elbisenin dekoltesinin izin verdiği kadarıyla göğüslerine inerken elbisenin askılarını da indirmişti. Elleri yavaşça bacaklarını okşayarak yukarı çıktığında eteğini yukarı kaldırarak kalçalarını okşamaya başladı. Scarlett’ın inlemeleri kulağa tatlı bir melodi gibi gelip ona büyük bir haz verirken ellerinin arasında zevkten kıvranmasının tadını çıkarıyordu.
Bu hoş sessin bir anda kesilmesi dikkatini çekse de önemsemedi. Öpücüklerine devam ederken kızın onun başını kavrayarak kendinden uzaklaştırmasıyla beraber söyledikleri jon’u azda olsa kendine getirmeyi başarmıştı. Sızlayan erkekliğine inat sesini geri kazanmış gibi konuşmaya başlayan mantığıyla beraber hareketlerini anında kesmişti. Kızın altından kalkmasına olanak tanırken kendi de kontrolünü nasıl bu kadar kaybedebildiğini düşünüyordu. Yataktan kalkıp üzerini başını düzelttikten sonra saçlarını karıştırdı. Gözleri kızın gözlerine kenetlendi. Bedeni son derece uyarılmıştı ve eğer bu odada kalmaya devam ederse kendine hakim olabileceğini sanmıyordu. Aklına onu yatağa atıp sahip olduğu görüntüler dolarken gözlerini sımsıkı yumarak derin bir nefes aldı ve ''Bence ikimizde kendimizde değildik her neyse seni aşağıda bekliyorum hazırlan da elise endişeden delirmeden seni lenoire geri götüreyim zaten bunun için bana oldukça kızacak'' diyerek hızla odadan çıktı. Bulunduğu durum göz önüne alınınca içeri de durumu oldukça iyi idare etmiş olduğunun bilmenin verdiği rahatlıkla hızla malikanenin girişine indi. | |
|
| |
| Gizemli Kaçış | |
|