| İntikam Savaşı | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: İntikam Savaşı Paz Haz. 15 2014, 22:44 | |
| Olanları hala sindirememişti. Zaten üzerinden sadece bir kaç gün geçmişti. Sevdiği kadının ondan bir şeyler gizlemesine tahammül etmesi imkansızdı. Özellikle de böyle hayati bir konuda... Hala anlamıyordu. Geçmişini en şekilde bilen ve ona aşık olduğunu söyleyen kadın bunu nasıl yapabilmişti? Kendine göre açıklamaları vardı, yine de hiç biri David için yeterli olmamıştı. O gün onu kanlar içinde banyoda gördüğünde aklını kaybedebileceğini düşündü. Dahası lanet olsun onu kaybedebilirdi. Bunun tekrarlanmaması için elinden ne gelirse yapacaktı. Caitlyn ile yaptığı anlaşmayı bozmak pahasına olsa bile bunu yapacaktı. Gereksizler ordusunu bugünlük es geçip karargaha ilerledi. Elinde görev raporları olsa bile daha fazla detay istiyordu mesela Rebekah'a bunu yapan cadının adı gibi... Bunu öğrenmek ise onun için pek zor değildi. Karargahta geçirdiği saatlerin ardından sevdiği kadına bunu yapan cadıyı öğrenmişti. Kim olduğunu bilse de bulmak o kadar kolay değildi. Bunun için biraz daha uğraşması gerekiyordu. Morgana'nın şehrinde işkence edeceği bir kaç köle peri belki işine yarardı. Aslında ne tür işkenceler yapacağını bildiğinden işine yarayacağını adı gibi biliyordu. Eline geçirdiği bir kaç peri ona istediğini verdiğinde üzerindeki kan kaplı kıyafetten kurtuldu. Silahları da kıyafetler gibi temizlendiğinde şehir merkezine doğru ilerledi. Aradığı cadı Deamon Clades orada olacaktı. Tek yapması gereken gecenin karanlığında onu beklemekti.
| |
|
| |
Deamon Clades Cadı
Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 10/02/14
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Ptsi Haz. 23 2014, 00:03 | |
| Yorgunlukla kendini yatağa attığında nefes nefeseydi. Bunun iki nedeni vardı. İlki ateşli cadılar ikincisi ise öldürdüğü kişilerdi. Ortalığın kan ve cesetlerle kaplı olduğu an hala gözlerinin önündeydi. Detayları, o acı veren işkence anlarını hatırlayınca yüzünde karanlık bir gülümseme belirdi. Fakat çok sürmemişti. Savaştan yeterince zevk almadığını hatırladı. Çabuk bitmişti, fazla kolay olmuştu... Aslında yüzyıllardır kendine göre dişli bir rakip bulamamıştı. Ta ki birkaç gün öncesine kadar. O günü, gördüğü güzel ve nefes kesici cadıyı asla unutmayacaktı. Güzelliği deamon’un başını döndürmeyi başarmış yetenekleri ile savaştaki becerisi ise etkilenmesini sağlamıştı. Sahi neydi o seksi ve son derece ölümcül cadının adı? Hafızasını biraz zorlayınca hatırladı. Adı rebekahtı. Kızı ilk gördüğünde kimseyi umursamaması dahası herkes etrafında dikkatini çekmeye çalışırken onun kendisine dönüp bir kez bile bakmayarak gizemli ve ulaşılmaz kadını oynaması onu yatağa atmak istemesini sağlamıştı. Gece kıza birkaç kez jest yaptığında her seferinde ters cevap alınca hırs yapmıştı. O gece ona kesinlikle sahip olmayı kafasına koymuşken o ölümcül güzelin partiyi dağıtıp herkesi öldürmesi deamon’u planlarını değiştirmeye zorlamıştı. Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Kızla ilgili her bir detay zihnini doldururken hırçınlığını hatırlayıp gülümsedi.
Dişli bir rakibi karşısında görmek onu heyecanlandırsa da o an yine de ikisine bir şans tanıyıp kıza son kez onu duvara dayayıp bedenini bedenine bastırdıktan sonra tatlı kokusunu içine çekerken yapabilecekleri güzel şeylerden bahsetmiş ve saçını okşamıştı. Kızın cevabı ise onu karşı duvara fırlatarak savaş başlatmak olmuştu. Doğrusunu söylemek gerekirse kendisini epey zorlamış ve eğlendirmişti. Deamonu yaralamayı başaran ender cadılardan biriydi. Ne yazık…
Düşüncelerden arınıp günümüze döndüğünde bir büyüyle yorgunluğundan kurtuldu. Henüz yapması gerekenler vardı. Birkaç yeri daha yıkıp yok etmeliydi. Belki şansı varsa gittiği yerlerden birinde o ölümcül güzelle karşılaşabilirdi. Tabi hala ölmediyse ki lanetinden kurtulabileceğini sanmıyordu. Beynini boşaltıp kendini duşa girdi. Soğuk su bedenini rahatlatırken planını hızlı bir şekilde gözden geçirdi.
Duştan çıktığında başka bir büyüyle hazırlanıp silahlarını kuşandı. O diğerleri gibi değildi. Uzun süredir insanların arasında yaşıyor olmasına rağmen genellikle işlerini tam bir cadı gibi hallederdi. O günün de diğerlerinden farkı yoktu. Gözlerini kapayıp gideceği yeri düşündü. Gözlerini açtığında şehir merkezindeydi. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Paz Haz. 29 2014, 23:16 | |
| Bir anda en karanlık kimliğine bürünmüştü. Yıllardır zaten intikam almaya alışık bir bünyesi vardı. Ailesini öldüren kişilerin hesabını görmeyi hedeflemişti. Şimdi ise ailesinin daha doğrusu eski ailesi için alacağı intikam çoktan gölgelenmişti. Rebekah'a laneti yapan cadıyı öldürmeden rahat etmeyecekti. Onu banyoda kanlar içinde gördüğünden beri içine yerleşmiş öfkeden kurtulmamış, aksine her saniye daha da öfke duyar olmuştu. Öfkesi öylesine güçlüydü ki bulması gereken cadıyı öğrenmesi için kullandığı perilere bile iyi davranmamıştı. Genelde onları tekrar kullanırım mantığı ile bir kenarda tutardı, şimdi ise onları işkence ederek neredeyse parçalarına ayırarak yok etmişti. Sonraki kurbanı ise belliydi, Deamon Clades... O pisliğin sadece adını değil cismini de öğrendiğinden bulması hiçte zor olmayacaktı. Kanlı kıyafetler üzerinden kaybolduğunda yeniden giyindi. Giysileri tamamen siyahtı. Bir ölüm meleği olarak başka bir rengi tercih edemezdi, zaten... Silahları pantolonunda ve ceplerinde yer almışken şehir merkezine geldi. Bir cadı olarak büyüleri her zaman en güçlü silahları olsa da, sıradan silahlara da bayılıyordu. Çünkü öylesi kesinlikle daha kanlı ve doyurucu oluyordu. Rakibinin nasıl olduğunu bilmese de Rebekah'ın savaş planını gördüğünde zorlu olduğunu tahmin etti. Gerçi ne kadar zor olursa olsun var olan öfkesi ile onun başını koparacağına neredeyse emindi.
Gözleri etrafı tararken bir çok cadı gördü. Hatta bir kaçı kendi özel listesinde olan cadılardı. Ama şimdilik sadece tek bir önceliği vardı, Deamon... Saatini kontrol etti, birazdan burada olmalıydı. Zaman neden bu kadar yavaş geçiyordu. Bir kaç dakikanın ardından sonunda cadı göründü. Ona seri bir şekilde yaklaşıp yakasını tutarak en yakın duvara ittirdi.
"Deamon Clades... Seninle kapanmamız gereken bir hesabımız var..."
| |
|
| |
Deamon Clades Cadı
Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 10/02/14
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Çarş. Tem. 02 2014, 00:05 | |
| Silahlarını kuşanıp evden çıkarken ölümcül güzelliği aklının gerisine itti. Düşünceleri ve duygularını kontrol edebilen biri olarak hala bir şeyi merak ediyordu. O zeki ve güçlü cadı muhtemelen ölümün ilk evresini atlatmıştı onun merak ettiği ikinci kısımdı. Eğlenceli olan asıl kısım… Uyguladığı lanet iki aşamalıydı. İlkini bir şekilde atlatsan bile ölümden dönmenin etkilerini atlatırken ölümle bir kez daha yüz yüze geliyordu insan, kan kusmaya başlayıp bir süre sonra da bilincini yitiriyordu. Şanslıysa eğer o ara büyü yapmayı başarıp kurtulabilirdi ki bu çok düşük bir ihtimaldi ya da belki 1000 de 1 ihtimalle büyü olmadan da kurtulabilirdi. Aslında en güzeli o kızla biraz oynadıktan sonra onun gözlerinin önünde ölmesi olurdu herhalde… Şehir merkezine geldiğinde merakı da dahil her şeyini geri plana attı. Yeni kurbanlarının tatlı çığlıklarını şimdiden duyabilmenin verdiği hazla ilerlemeye başladı. Birkaç adım attıktan sonra yakasına yapışan cadı sebebiyle kendini duvara dayalı buldu.
Kaşlarını öfkeyle çatıp periye bakarken söylediklerini dinledikten sonra onun ellerinden yakasını sert bir hamleyle kurtarıp cadıyı geriye itti. Gözlerini onun gözlerine dikerek Öyle mi… Aramızdaki hesabın ne olduğunu çok merak ettim şimdi.’ Diyerek cadıyı duvara yapıştırdı. Yüzünü daha net görebilecek kadar ona yaklaştığında alayla gülümseyerek Seninle daha önce hiç karşılaşmadığıma göre kesin damarına bastım değil mi? Ne yaptım peki sevdiğin kadınla mı yattım... ah yoksa yoksa onu öldürdüm mü? Belki ikisini de yapmışımdır.’ Dedi. Sesindeki alaycı tınıyla Ya da belki de aileni katlettim ne yazık... Söyle hangisi?’ diye sordu. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: İntikam Savaşı C.tesi Tem. 05 2014, 12:36 | |
| Kafasının içinde Rebekah'a olanlar dönüp dururken karşılaşması gereken cadı ile sonunda yüz yüze gelmişti. Kendini kontrol edemeyişi yüzünden onu eline geçirip en yakın duvara fırlattığında öfkesi yüzünden okunan tek şeydi. Deamon adlı bu cadının sevdiği kadına yaptıkları affedilmez bir şeydi. Zaten onunda affetme gibi bir derdi yoktu. Tamamen yok etmeyle ilgileniyordu. Cadının karşılık vermeyeceğini ise bir an bile düşünmemişti. Bunun için hazırlıklıydı. Yine de bu cadı tarafından itildiğinde geri çekilmesine engel olamamıştı. Cadının gözlerinde gördüğü şeyden ise hiç hoşlanmamıştı. Zaten yeterince öfkeliyken onu daha fazla öfkelendirme hatasına düşecek gibi görünüyordu. Deamon yanına yanaştığında söylediği her şey damarlarındaki kanı ateşe verirken öfkesi daha da arttı. Onu kendinden iterek uzaklaştırdığında gözlerine baktı.
"Haklısın tanışmadık... Celladının kim olduğunu bilmek senin de hakkın... Adım David ve seni yok edeceğim... Rebekah'a yaptıkların için..."
Onun yakasını sertçe tuttuğunda kendi üzerine oldukça güçlü koruma büyüleri yaparken ona da bir lanet gönderdi. Lanet normalde tüm bedeninde devasa yaralar açılmasını sağlayacak ve onu acılar içinde çığlıklar attırmak içindi. Ama ona tek olan şey bedeninde açılan bir kaç yara olmuştu. Bu da karşısındaki rakibi hafife almamasını gösteren bir şeydi.
"Anlaşılan rakip olarak beni biraz uğraştıracaksın... İşte buna gerçekten sevindim... İki dakikalık bir eğlence olsan gerçekten çok sıkıcı olurdun..." | |
|
| |
Deamon Clades Cadı
Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 10/02/14
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Salı Tem. 08 2014, 00:49 | |
| Karanlık bedenini ele geçirmişti. Yüzünde psikopatça denilebilecek bir gülümseme, aklında sayısız işkence teknikleri yapacağı katliamın detaylarını planlarken önüne çıkıp onu bir anda duvara dayayan cadı ile kısa bir dikkat dağınıklığına neden olmuştu. Hiç tanımadığı bir cadının kendisine saldırmasına yabancı değildi aslında fakat bu biraz beklenmedik bir anda gerçekleşmişti. Onun can aldığı, incittiği, işkence ettiği kişilerden hangisinin yakını olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.
Gözlerinde görebildiği karanlık ile öfkeden anladığı kadarıyla karşısındaki cadının canını baya yakmıştı. İşkence edip öldürdüğü ya da yatağına alıp eğlendiği kişi her kimse şuan karşısında durup ona meydan okuyabilecek kadar gözü dönen bu adam tarafından çok sevildiği belli oluyordu. Sinsice gülümsedi. Ne yazık… Demek bilmeden büyük bir yıkıma ve acıya neden olmuştu. Oysa deamon clades o sahneyi görmek isterdi.
O zevkten mahrum kalmıştı. Şimdiyse elindeki bu zavallıyla yetinmek zorunda kalacaktı. Cadının kendisini itip söylediği sözlerden sonra ufak bir kahkaha attı. Gözlerini onun gözlerine dikerek ,''Celladım mı? Dikkat et de ava giderken avlanma bir bakmışsın azrailin oluvermişim.'' Dedikten sonra derin bir nefes alarak ''Rebekah… O ölümcül güzelliği gayet net hatırlıyorum. Yazık oldu. Dişli bir rakip olmasının yanı sıra oldukça hırçın ve seksiydi.'' Dediği esnada aldığı yaraları ufak bir büyüyle iyileştirip cadıya bir lanet yolladı. Bu onun bütün iç organlarına zarar verip acılar içinde yerde kıvrandıracak bir büyü olmasına rağmen cadı sadece birkaç kez öksürmüştü ve oldukça iyi görünüyordu. Kendisine yeni bir rakip bulabildiği için sevinirken işin eğlencesini çıkarmaya karar vererek ''İçeri girdiği ilk anda dikkatimi çekmişti. İlerleyen dakikalarda yaptığım hiçbir jeste karşılık vermemesi ise onu daha çok istememe sebep olmuştu. Ne kötü oysa onla savaşmaktan çok daha zevkli şeyler yapabilirdik.'' diyerek sinsice gülümsedi.
| |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Perş. Tem. 10 2014, 00:40 | |
| Kurbanını gördüğünde öfkesine yenik düşerek hareket ediyordu. Normalde kontrollü olması gerekirdi, biliyordu. Bir çok kişi bu denli bir aptallığın kurbanı olarak can vermişti. Onun ise yıllar boyu tecrübesi sakin olmasını gerektiriyordu. Ama lanet olsun olamıyordu. Eskiye gömdüğünü sandığı yarası kendini çoktan hatırlatmıştı. Bunun yanında sadece bir kaç gün önce yeni bir yara alacaktı. Elbette sevdiği kadın yaptığı büyü işe yaramasaydı. Onu kaybetmenin düşüncesi bile sini+rlerini körüklerken cadıya çok erken saldırmıştı. Diğer türlü onu duvara itmeyi başaramazdı. Cadının konuşması ise kontrolünü geçen her saniye biraz daha kaybetmesine neden oluyordu. Bu iyi değildi, hem de hiç iyi değildi. En azından kendine koruma büyüsü yapmayı akıl ettikten sonra cadıya lanet yollamıştı. Gerçi laneti pek bir işe yaramamıştı. Ama bu o anlık önemli değildi. Biraz konsantre olursa dişli rakibi ile savaşmaktan zevk alabilirdi. Cadı iyileşirken üstüne gelen lanetle sendeleyerek bir kaç defa öksürdü. Ağzından bir miktar kan gelse de çok değildi ve sadece bir kaç büyülü kelime yaralarını geçirmeye yetmişti. Asıl sorun bu cadıydı ve ukalaca tavrı. Son kelimelerini bir bir dinlerken son kelimeleri ile yeniden çılgına döndü. Rebekah'a başka bir erkeğin dokunması katlanabileceği bir şey değildi, bu cadı ise bu konuda çok ileri gidiyordu.
"Zevkli şeyler yapmayı başkasına sakla... Gerçi seninle işim bittiğinde bir daha hiç bir kadına el sürmeyi beceremeyeceksin... Rebekah'ın adını ise ağzına alma... Konuşarak Azrailden çok bir gevezeye benziyorsun..."
Ani bir hareketle onu yakasından tutarak duvara yapıştırdı. Cadının büyülerini bloke edecek bir büyü mırıldanmıştı. Hoş bunun ne kadar işe yarayacağı rakibine göre tartışılırdı ama hala koruma büyülerine sahipken bunu umursamadı. Üstelik bu pisliği kelimelerle değil, elleri ile yok etmek istiyordu. Bu yüzden onu yumruklamaya başladı. | |
|
| |
Deamon Clades Cadı
Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 10/02/14
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Ptsi Tem. 14 2014, 23:45 | |
| Yüzyılların getirdiği bir alışkanlıktan daha fazlasıydı kurbanlarınla uğraşma işi. Ona ayrı bir zevk veriyor ve eğlenme imkanı sağlıyordu. Tek eğlencesi bu olmamakla birlikte içlerinden en gözdesi buydu. Onlarla, yaralarıyla, acıları ve umutsuzluklarıyla oynamanın verdiği haz kesinlikle anlatılamazdı. Özellikle işin içinde aklında kalmayı başarmış ve akıbetini merak ettiği bir cadı varken yapabileceği kelime oyunlarının haddi hesabı yoktu. Sinsice gülümseyerek gözlerini David adındaki cadının gözlerine dikti. Verdiği her bir tepkiyi, sinirden oluşabilecek kas seğirmelerini, gözlerindeki karanlığı, öldürme hırsını görmek istiyordu. Söylediği her cümle yavaşça dudaklarından dökülürken durumun tadını çıkardı. Gördükleri onu memnun etmişti. Anlaşılan o ki bu karanlık cadı o güzelliği başka bir erkekle düşünmeye bile tahammül edemiyordu. İlk zayıf noktasını bulmuştu. İkincisi hiç şüphesiz onu kaybetmekti ki şuan burada onu öldürmeye kalkan tehlikeli cadıya kafa tutuyordu.
Derin bir nefes aldı. Ortalığın ısınması çok sürmeyecekti. Duyduğu tehditle ukalaca '' Sevdiği kadını korumayı becerememiş biri olarak bana ne yapıp ne yapmayacağımı söyleyemezsin. Neler olacağını ise hep birlikte göreceğiz'' dedi. Cadının yakasına yapışmasıyla gülümsedi. Anlaşılan bu işi yumruk yumruğa çözeceklerdi. Bu şekilde onu öldürme süresi uzayacağında bu onunda işine geliyordu. Yediği ilk yumruklardan sonra hızlı bir hamleyle onun elinden kurtulup david’e yumruk attı.
O sendelediğinde '' Eski usul demek. Bana uyar… Bu arada o seksi güzelle uğraşmak zevkliydi. Ama ben en çok onun kanlar içinde yerdeki halini sevmiştim. Ölmek üzereyken onu izlemek oldukça keyifliydi. '' dedi.
Onun attığı yumrukları karşılamaya çalışırken boş bir anda kafa attıktan sonra '' Söylesene merak ediyorum. Hala hayatta mı? Gerçi son anlarında iyileşmeye çalışmak yerine bana lanet uygulayarak oldukça zeki bir cadı olduğunu kanıtlamıştı. Böylelikle elimden kurtulmayı başardı. Muhtemelen ölümden dönmeyi de başarmıştır… Benim asıl öğrenmek istediğim kan kusma evresini atlatıp atlatamadığı. Sen o kısma yetişebildin mi bari?'' diye sordu. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Perş. Tem. 17 2014, 13:40 | |
| Rebekah'ın kanlar içindeki hali gözünün önüne gelirken öfkesi daha da körükleniyordu. Karşısındaki cadı ise bunu kolaylaştıracak hiç bir şey yapmıyordu. Aksine bunu oldukça zor hale getiriyordu. Sözleri onu daha fazla deli ederken ateşle oynadığının farkında değildi. Aslında düşününce farkında olabileceğini de gördü. Cadıya yaptığı büyüden sonra rakibinin nasıl olduğunu kavramıştı. Zorluydu ve işin aslı bundan memnun olmuştu. Ama yine de yıllardır yaptığı şeyi şu an yapmayı başaramıyordu. Kontrolünü an ve an kaybettiğini hissediyordu. Üstelik Cadının sevdiği kadının bedeni ile ilgili sözleri işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale sokmuştu. Bunun yanında odaklanacak bir şey aradı. Sevdiği kadın, Rebekah kendini bu pisliğe vermemişti. Aksine onunla savaşmıştı. Bu his aşkı yeni öğrenen kalbinin sahibine odaklanmasını sağladı. Kanlı görüntüleri bir yana bırakarak odaklanmaya çalıştı. Rebekah'a kanlı bir kavga yüzünden bir sürü laf etmişken minimum hasarla bu savaştan kurtulmalıydı. Yakasını kavradığında cadının sözlerini bir anlık dikkatini dağıtırken attığı kafa ile sendeledi. Sözleri bittiğinde sinirle ona sert bir yumruk geçirip yeniden yakasına yapıştı.
"Evet kurtuldu seni pislik... O ölmüş olsa seninle bu şekilde oynarmıyım sanıyorsun? Hemen canını alır ve giderdim... Şimdi ise seni yumruk atmanın zevkini çıkarıyorum..."
Ardından ona sertçe kafa attı. Bir kaç dakika içinde bir sürü yumruk ve tekme havada uçuşmuştu. Vurduğu darbelerin bazısı yerini bulsa da bazılarını ıskalıyordu. İkisinin de bedeni oldukça hasar alsa da henüz durmak için erkendi. Bir adım geri çekilip nefesini kontrol altına almaya çalışırken konuştu.
"Hakkını yememen gerek güçlü bir rakipsin yine de işin eğlenceli yanın bu... Yine de kısa kesmeli ve bana ait olan kadının yanına dönmek için acele etmeliyim..." | |
|
| |
Deamon Clades Cadı
Mesaj Sayısı : 75 Kayıt tarihi : 10/02/14
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Paz Tem. 20 2014, 19:11 | |
| Karşısındaki cadı onu her geçen dakika daha da eğlendiriyordu. Zayıf noktasını bulmuştu. Rebekah adındaki o cadıydı. David adındaki bu adam değil o kadına zarar verilmesine laf söylenmesine, hakkında konuşulmasına bile tahammül edemiyordu. Deamon ise onun damarına basmak adına aklında kalan güzelliğin bedeninden, yatağa atmak istemesine kadar aklına gelen ve onun kızacağına emin olduğu her kelimeyi büyük bir keyifle dile getiriyordu. Normal insanlarmış gibi yumruk yumruğa giriştikleri kavga ise ona zevk veriyordu. Gerçekten merak ettiği soruyu karşısındaki cadıya sorduğunda gördüğü ifade şeytanice gülümsemesini sağladı. Yediği sert yumrukla sendelese de çabuk toparlamıştı.
Duyduklarıyla sinsice sırıtarak ‘Ah sevindim… Onunla uğraşmak zevkliydi. Belki rebekah’la yeniden karşılaşır ve eski günleri yad ederiz. Tabi bunu yatağımda o altımdayken yapmayı tercih ederim’ diyerek göz kırptı.
Bir süre daha kavga ettikten sonra nefes nefese duvara yaslanmış bir şekilde dinlenmeye çalışırken ‘Buradan gidebileceğin konusunda eminsin yani. Senin yerinde olsam bu kadar kesin konuşmazdım’ dedi. Kalkıp onu yakasına yapışarak karnına sert bir diz darbesi indirdi. İşe silahları sokmayı düşünmüştü ama onu boğarak öldürmek ya da döverek daha zevkli olacaktı. | |
|
| |
David Collins Cadı l Felsefe ve İmitasyon Profesörü
Mesaj Sayısı : 118 Kayıt tarihi : 24/06/12 Yaş : 31
| Konu: Geri: İntikam Savaşı Ptsi Tem. 21 2014, 14:42 | |
| Rakibine en zayıf noktasını bu şekilde belli etmek yapacağı en son şeydi. Aslında önceleri yapması imkansız bir şeydi. Ama sevdiği kadının başına gelenleri hala hazmedememiş olan benliği bir türlü rahat vermiyordu. Üstelik cadının yangına körükle gitme alışkanlığı geçen her saniye sabrını biraz daha fazla zorluyordu. Bu durum hareketlerinde daha fazla sertliğe yol açsa da bazı yumrukların yerini bulmaması sinirini iyice geriyordu. Cadının göz kırparak söylediği sözleri ise daha fazla yoldan çıkmasına neden olurken öfke ile bağırmaya başladı.
"Rebekah'ı bir daha asla görmeyeceksin... O yüzden asla elde edemeyeceğinin bir kadın için hayaller kurmayı kes... Bu sadece senin daha fazla acılar çekmene neden olur..."
Yeniden yumruk ve tekmeler konuştuğunda artık bu işin daha çabuk bir şekilde bitmesine karar verdi. Son sözleri ile hiseterik bir kahkaha attı.
"Buradan gidebileceğime elbette eminim... Emin olmasam konuşmazdım... Bu savaşın sonu çoktan belli birbirimizin güçleri neredeyse eşit... İkimizde sağ çıkacağımıza göre... Ben hayatımın kadını ile olmaya devam ederken sen köle perilerinin seni iyileştirmesi ile yetineceksin..."
Bu sözlerinden sonra kısa bir dövüş daha yaşandı, aralarında... Ama artık her ikisininde takati kalmamıştı, iyice bitkin düştüğünde sevdiği kadının kokusunu yanı başında hissetti. Anlaşılan aşkı onu merak etmişti. Onun büyüsü ile evine giderken o pisliği aklının en ücra köşesine attı. Şu an odaklanmak istediği tek şey sevdiği kadındı. | |
|
| |
| İntikam Savaşı | |
|