Beklenen İkizler, Korkunç Lanet

Cadı l Admin Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35

Hayatı Cade'in dönüşü ile mükemmele ulaştıktan sonra işler hiç olmadığı kadar iyi gitmeye başlamıştı. İçindeki karanlıktan bile artık endişe etmiyordu. Çünkü Cade onun yanında olduğu sürece asla yalnız kalmayacağının bilincindeydi. Son günlerini ise serseri perisinin eşi ile geçirmeye başlamıştı. Phin'in güvenerek eşini emanet edebileceği tek kişi olarak ona gelmesi mutlu olmasını sağlıyordu. Çünkü Phin her ne kadar peri olsa da cadılardan nefret ettiği kesin olan biriydi diğer perilerden de kesinlikle farklıydı. Bunun en büyük nedeni de kadim cadılar ve sahip olduğu sihirbazın Scarlett olmasıydı. Onun kayıp olduğunu öğrendikten sonra yaptığı tek şey Phin ve diğerleri için koruma büyüleri yapmak olmuştu. İşin Scarlett kısmı ile ilgilenmek istemiyordu, çünkü o sonuç olarak Morgana'nın sihirbazıydı. Eğer o bu duruma el atmıyorsa Scarlett'ın karanlıkta olduğu kesindi. Yine de ona yeri konusunda yardım etmek yerine sadece onu korumaya odaklanmış ve yokluğunda doğumu giderek yaklaşan Rose'a göz kulak olmaya söz vermişti. İkizlere hamile olan peri kızı ile olmaksa o kadar kötü değildi. O da serseri perisi ile hemen hemen aynı durumdaydı. Onun cadılardan nefret edişi ailesinin katledilmesine dayanıyordu ve açıkçası sonuna kadar hak verdiği bir konuydu.

Gününe sevdiği adamın kollarında başlarken onu uyandırdıktan sonra yaramazlık yaparak onu baştan çıkardı. Keyifli ve uzun süren sevişmelerinden sonra onun gidişini izlemek can sıkıcı olsa da bu konuda yapacağı bir şey yoktu. İntikam görevine hala devam ediyordu yine de bedenine koyduğu işaretle herhangi kötü bir olayda yanına gidebileceğini bilerek kendini iyi hissetmeye çalışıyordu. Banyo yapıp üstünü değiştirdikten sonra, hamile güzelle ilgilenmek için yanına çıktı. Giderek ağırlaşan bedeni yüzünden hareket etmekte oldukça zorlanan peri kızına her türlü yardımı yaparken odayı küçük bir eve dönüştürmüştü. Rose, bugün yüzüne biraz daha solgun görünürken altında yatan nedenin sıklaşan sancıları olduğunu söyledikten bir saat sonra onun çığlıkları ile durumun ufak bir sancıdan çok daha fazlası olduğunu fark eder etmez doktor çağırdı elbette sıradan olmayan... Cadılar geldiğinde peri kızını doğum için hazırlarken telefonuna sarıldı. Çalan telefona cevap verilmediği için psişik yeteneğini Phin'e odaklı bir büyü yaparken sözleri Phin'in kulaklarında yankılandı.

"Phin... Acele malikaneye gelmelisin. Rose doğum yapmak üzere baba oluyorsun acele et..."

Oturma odasındaki koltuklardan birine otururken doğum odası görevi görecek olan odaya göz attı. Bu noktada tek yapabileceği şey beklemekti. İkizleri ve babalarını...

Phin Silent hamile eşini caitlyn’nin yanına bıraktıktan sonra içi rahat bir şekilde savaşıyor olsa da aklının bir köşesi hala onunla meşguldü. Kızların kendini tanımaması aşık perilerin kalplerini acıtırken iç çekti. Bir de onların hafızaları ile uğraşmaları gerekecekti. Gözleri bunu yapan adi herifi yani jasper’ı aradı ama bulamadı. Anlaşılan ekibinin bu işi başaracağından adı gibi emindi. Silahına sarılırken yanılıyor diye düşündü. Dakikalar geçtikçe karşı tarafın sayısı azalıyordu. Onların takım ise anya tarafından korunduğu için herkes hala sapasağlamdı. Göz ucuyla sürekli kontrol ettiği tatlı peri kızına baktı. Bir zamanlar ona aşık olmak üzereydi. Aradan geçen zamanlarda her ikisi de farklı yollar seçmişti fakat fark ettiği bir şey vardı. Onun dostluğunu özlemişti. Bütün bu karmaşa bittiğinde aşık olduğu kadının ve bebeklerinin sağlığından emin olduktan sonra belki onunla dost olmayı başarabilirlerdi.

Her şey bittiğinde kızlar baygın jared ellerinde aşık periler endişeli ve phin yorgundu. Nefes nefese durumlarını analiz etmeyi denerken kulaklarına dolan sesle önce irkildi. Konuşanın caitlyn olduğunu anladığında endişe bütün benliğini ele geçirdi. Duydukları nefesini kesti. Kalbi tekledi. Beyni durmuştu sanki… Ba-Baba oluyordu. Mantıklı düşünmenin kıyısında bile değilken etraftakilere açıklama yapma gereği duymadan bir büyüyle cadının malikanesine gitti. İşin aslı yokluğunun fark edileceğini düşünmüyordu da zaten. Evin salonunda kendini bulduğunda koltukta oturan cadıyı gördüğünde endişe ile'' Rose nerede? İyi mi? Be-bekler…'' diye sıraladığı soru cümlesi sevdiği kadının çığlığıyla yarım kaldı. Korku ve endişe ile onun sesinin geldiği odaya baktı.

Cadı l Admin Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35

Rose'un her zamankinden daha fazla görünen solgun teni başta endişelenmesine neden olsa da sonradan onun iyiyim demesi ile sesini çıkarmamıştı. Sonuçta artık giderek yaklaşan doğum yüzünden sık sık sancılarının olmasının normal olduğunu öğrenmişti. Diğer yandan ağrısını almak bir çözümdü belki ama doğumun gerçekleşmesi için peri kızının acıya alışması gerekiyordu. Aksi taktirde ikizler daha doğmadan anne karnında ölebilirdi. Bu yüzden aslında kolay kolay peri bebekler dünyaya gelmezdi. Yine de güçlü olduğunu bildiği peri kızının bunun üstesinden geleceğini düşünüyordu. Bir an düşüncelere daldığında Rose'un normalden yüksek sesle sancılı çığlıklarını duyduğunda o an bir saniyeliğine panik olsa da kendini çabuk toparladı ve doğum için cadıları çağırdı. Ardından da Phin'i... Onu beklerken peri kızının giderek daha fazla attığı çığlıkların sonu yok gibiydi. Üstelik normalde olduğundan iki katı acı çekecekti çünkü bebekler ikizdi. Phin bir anda odanın içinde belirdiğinde bembeyaz yüzüne bakıp gülümsedi. Kurduğu yarım yamalak cümlenin ardından Rose yeni bir çığlık attığında, Phin'in odaya ilerleyişini durdurdu.

"Sakin ol, Phin... Şu an yapacak bir şeyimiz yok. Doğum için gereken her şey o odada ve Rose'a yardım ediyorlar bizim yapmamız gereken tek şey beklemek kendini sakinleştir. Bu iş bittiğinde eşin ve çocuklarının sana çok ihtiyacı olacak..."

Cümlesinin bitiminden kolundan tuttuğu Phin'i koltuğa oturttu. Endişeli görünüyordu. Eli ayağı birbirine dolanmış olduğu belliydi. Ama ne yapabilirdi ki? Onu biraz olsun sakinleştirmek için Phin'in elini tuttu. O an aklına bir şey geldi. Peri bebekler acaba hangi elementle dünyaya geleceklerdi.

Merakla bekledikleri bebekler sonunda geliyordu. Zamanlamaları ise tek kelime ile harikaydı. Babalarının savaştan yeni çıkmış ve aklı karma karışık bir anda geriye kalan mantık kırıntılarının tamamını yok etmeyi başarmışlardı. Sevdiği kadının içinde bulunduğu durumu hatırladığında ise endişe ve korkuyla kalbi ağzına gelmişti. Hem bebeklerinin sonunda geliyor olmasının mutluluğu hem de eşime bir şey olacak korkusuyla caitlyn’in evine gittiğinde tamamıyla dağılmış bir haldeydi. Rose’un çığlığı nefesini keserken kontrolsüzce onun olduğu odaya ilerlerken ne yapabileceğini bilmiyordu. Sadece bir şekilde onun yanında olmak istemişti. Caitlyn’in onun önüne çıkması ile kaşları çatıldı. Duydukları kulaklarına başta bir vızıltı şeklinde ulaştı.

Sözcükler zamanla anlam kazanırken kalbinin sahibinin yanında olmak, yardım etmek, sağlığından emin olmak dürtüsüyle savaştı. Derin birkaç nefes alırken '' Bu… onun çığlığını duyarken pek kolay olmayacak'' dedi. İkinci bir çığlık kalp ritmini değiştirirken cadının yönlendirmesi ile koltuğa oturdu. Aslında ona güveniyordu sadece kendine engel olamıyordu.Bu sanırım koruma iç güdüsüydü. Elini tutan elle rahatlamaya çalışırken kendini tutamayarak '' İyi olacaklar dimi?'' diye sordu. Caitlyn ne derse desin endişeliydi.

Cadı l Admin Mesaj Sayısı : 386 Kayıt tarihi : 29/05/12 Yaş : 35

Phin'in gelişi ile onu sakinleştirmek gerçekten zor olmuştu. Ne diyebilirdi ki... İşin aslı tatlı peri kızı için oda endişeleniyordu. İşin aslı onu bu hamilelikten serseri perisinden gizlide olsa vazgeçirmeye çalışmıştı. Ama inatçı kız bir aile istediği konusunda oldukça kararlıydı. Kararı buyken ona yardım etmekten başka bir şansı olmamıştı. Zaten sırf bu nedenle Phin onu kendisine emanet ettiğinde itiraz etmemişti. Bir peri bebeği dünyaya getirmekte sıkıntı yoktu ama doğacak olan ikizler lanetliydi bu yüzden de peri kızının zarar göreceğini biliyordu. Bebeklerin sahip oldukları elementlerle ilk olarak annelerinin canını yakacaklarını da biliyordu. Zaten bu yüzden Rose'un çığlıkları geçen her saniye daha da artarken Phin'i tutmak daha da zor oluyordu.

"Biliyorum, Phin... Ama dayanman gerek Rose ile en iyi cadılarım ilgileniyor..."

Sonraki cümlesine cevap vermedi. Çünkü bunun tam cevabını oda bilmiyordu. Bebeklere elbette bir şey olmazdı. Asıl sorun Rose'a bir şey olması ihtimaliydi ve şu an kendi hissettiklerinden korkmaya başlamıştı. Çünkü Phin'in adrenalinle hissetmediği bir şeyi hissediyordu. Peri kızını hayata bağlayan aura yavaşça soluyordu. İlk bebek ağlaması kulaklarını doldururken Rose'un son çığlığı ile diğer bebeğinde ağlaması duyuldu. Aura ise küçük bir mum alevinden bile daha azdı. Phin'de sonunda fark ettiğini anladığında onu büyüyle koltuğa bağladı.

"Dinle beni, Phin... Rose sanırım doğumun tehlikelerini sana söylemedi. Şimdi bilmen gereken bir şey var. Peri bebeklerin doğumu normalde tehlike arz etmiyor ama sizin ikizlerde şöyle bir sıkıntı var senini kanındaki lanet... Rose bebeklerinizi dünyaya getirdi ve şu an oldukça kötü durumda. Bu yüzden bana güven ve bana bir hafta ver... Sen bebeklerinizle ilgilenirken ben onu hayata bağlamanın bir yolunu bulucam. Evine git Phin, Rachel sana yardım edecek."

Saniyeler sonra cadılar kucaklarındaki bebeklerle geldiklerinde Phin'i çözdü ve kız olanı ona uzattı. Ardından da oğlunu...

"Güçlü ol Phin... Bebekleriniz için..."

» Beklenen Savaş
» Korkunç Tesadüf
» Lanet
» Lanet Peri
» Yeni bir lanet