| Küçük Pürüzler | |
|
+2Jared/Keiro Leon S. Dekker 6 posters |
Yazar | Mesaj |
---|
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Küçük Pürüzler Çarş. Şub. 20 2013, 21:14 | |
| Bir anda odaya dolan periler Elise’e dokunmaya cüret eden perinin suratını dağıtmasına engel olmuştu. Ama sinirini ondan çıkartamadığına göre etrafını saran bu periler pek şanslı sayılmazlardı. Öfkesini onlardan çıkarmak ister şekilde kavgaya girişti. Kavga sonrası kendini biraz daha rahatlamış hissediyordu. Öyle ki sevgilisi ile yalnız kalmak için periyi Elise’in kuzenini bulmaya gönderdi. Perinin çıkarken söylediklerine umursamaz bir bakış attı. Sevgilisi ile sonunda baş başa kaldıklarında ona olan özlemini belli eder bir şekilde uyuyan güzelinin dudaklarını öptü. Kısa süre sonra Elise uyanmıştı. Uyanır uyanmaz ani sıçraması ile başına gelen kaçırma olayından korktuğu belli oluyordu. Telaşla söylediği sözlerden sonra gülümsedi.
“Ben iyiyim tatlım hatta ne kadar iyi olduğumu sana gösterebilirim”
Konuşmasının ardından Elise’in dudaklarını tekrar öpmeye başladı. Elise’in korkusunu hissedebiliyordu. Ama bu öpücük sonrası sahip olduğu korkunun giderek azaldığının da farkındaydı. İstemeden de olsa sevgilisinin dudaklarından ayrıldığında aklına perinin söyledikleri geldi. Evet kendini tutmasa elise ile birlikte bu yerden çıkmak istemiyordu. Ama ecele etmeliydi bu yüzden onunla birlikte odayı terk etti. Kuzenini sorduğunu biliyordu ama buna şimdilik cevap vermedi. Doğrusu söylemek gerekirse o bile daha ne olduğunu bilmiyordu. Ama az önce zoraki ortak olduğu perinin iki kuzenin kaçırılmasına fena halde taktığını ve bu işi bozmak için her şeyi yapacağını anlamıştı. Bu yüzden de kuzeni konusunda hiç istemiyor olsa da ona güvendi. Ormana sevgilisi ile geldiği ilk anda ona sıkıca sarıldı.
“Merak etme güzelim kuzenin birazdan yanımızda olacak yalnız değilim”
Konuşmasını tamamladığı an sevgilisinin kuzeni olduğunu düşündüğü kızla göz göze geldi. O an bu kızı daha önce gördüğünü hatırladı. Rose ve Phin’in yanında partide, o zaman Elise henüz hayatında olmadığı için o kızı götürmek istemişti. O an içinden iyi ki bunu yapmamış diye geçirirken perinin konuşması ile dikkatini ona verdi. Çok geçmeden etraflarını saran periler ile derin bir nefes aldı. Perinin söyledikleri ile ona sence bakışını attıktan sonra gelen perilerle bir savaşa girdi. Biraz daha fazla kalabalık oldukları için işleri odadakilerden biraz daha uzun sürmüştü. İşleri bittiğinde Elise aniden kollarına atladığında sevgilisine sıkıca sarıldı ve aynı anda kuzeninin soru soran bakışları ile karşılaştığında sevgilisine sarılmayı bırakarak kıza yaklaştı. Adımlarını atarken perinin konuşması ile seri bir şekilde konuşmaya başladı.
“Ben Leon Scarlett kuzeninin hem perisi hem de sevgilisiyim bu arkadaş ise benim gibi bir peri gerçi ben bile adını bilmiyorum ama bize adını ve burada neler olduğunu açıklayacak tek kişi o ne yazık ki... Şimdi benim aklımda bir yer var hep birlikte oraya gidiyoruz”
Konuşmasının ardından gözlerini kapattı ve bir büyü mırıldandı. Nathan olduğu zamanlarda kimsenin bilmediği bir evi vardı. Orayı genelde plan yapmak ve kafa dinlemek için kullandığından bilen kimse yoktu. Malikaneye geldiklerinde oturma odasındaki koltuklardan birine yerleşerek sevgilisini yanına çekti yanına oturmasını sağladı ve ardında gözleri periye odaklandı. “Şimdi etrafta peşimizden gelecek periler de olmadığına göre rahat rahat konuşabiliriz. Sen kimsin ve o lanet periler sevgilim ve kuzeninden ne istiyor?”
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Perş. Şub. 21 2013, 19:42 | |
| Scarlett’ın çırpınışlarını izlemek zevkliydi. Zeki bir kız olduğunu biliyordu muhtemelen ondan kurtulamayacağını anlamıştı fakat yine de bunun için çaba sarf ediyordu. Bu durumsa onun oldukça eğlenmesine neden oluyordu. Bu şekilde onunla uzun süre hiç sıkılmadan uğraşabilirdi ama zamanları yoktu. Destek ekipten ses çıkmadığı için yeni ekibin gelmesi uzun sürmezdi. Kıza kendini dinletmenin bir yolunu düşünmeye başladı. Bu kızı tanıyordu ne derse susardı? Zaafı neydi? Diye kendi kendine sordu. Çok düşünmesine gerek kalmamıştı. Kuzenlerin birbirlerine bağlılıklarının yanında en büyük zaafları yine birbirleriydi. Bu durumda scarlett’a söylemesi gereken tek şey onun ve kuzenin tehlikede olduğuydu. Birbirlerine olan düşkünlüklerinin bir gün işine yarayacağını asla düşünemezdi. Şimdi olan durumsa bundan ibaretti. Elise’in konusu açılır açılmaz scarlett’ın çırpınmayı kesmesi gülümsemesine neden oldu. Onun korkusunun endişeye dönüştüğünü gördüğünde derin bir nefes aldı. İşte bu kadardı. Artık bu kız Jared ne isterse onu yapacaktı. İkisinin de birbiri için yapamayacağı şey yoktu ve bu onları daha kolay yönetilir hale getiriyordu. Endişeyle sorduğu soruya cevap verme gereği duymadı. Uzun uzun Elise’den bahsedecek zamanları yoktu. Adını bilmediği mecburi ortağının yanındayken onun güvende olduğunu biliyordu. Şuan sevgilisiyle hasret giderdiği kesindi. O perinin elise’in cazibesine kapılıp buradan çıkmayı unutma ihtimali olsa da sevgilisini aynı zamanda sihirbazını korumaya oldukça istekli ve kararlı olduğunu hatırladığında endişelenmesini gerektirecek bir durumun olmadığına karar verdi. Kızı kendine bastırıp o perinin aurasına odaklanıp bir büyü mırıldandı. Gözlerini açıp etrafa baktıklarında ormanda olduklarını fark etti. Anlaşılan mecburi ortağı ona zorda olsa güvenmeyi tercih etmişti. Güvenmek zorunda kalmıştı demek daha doğru olabilirdi. Elise’in kuzenine olan düşkünlüğünden onunda haberdar olduğu ortadaydı. Kahraman sevgilisi elise’i üzmek istemiyorsa kuzenini de kurtarıp ona getirmek zorundaydı bu yüzdende jared’ı beklemeliydi. Scarlett’ı bıraktığında periye ters bir bakış atıp yürümeye başladı.
İki kuzenin ilerlemek yerine birbirlerine sarıldığını gördüğünde gitmeleri gerektiğini hatırlattı ama geç kalmıştı. O daha sözünü bitirir bitirmez etrafları bir sürü periyle sarılmıştı. Derin birkaç nefes alıp kısa bir konuşma yaptıktan sonra amcasına olan öfkesine yoğunlaştı bu odaklanmasına yardımcı oluyordu. Gelen diğer ekibi de halletmenin verdiği bir rahatlamayla etraflarına bakındı. Elise’in sözlerine kıza iyice yaklaşıp yanağını okşayarak ‘Şimdi sırası değil güzelim daha sonra’ dedi. O sırada açıklama yapmaya çalışan ve adının leon olduğunu öğrendiği periye bakarak ''Gitmemiz gerek hemen…'' dedi sert bir şekilde eğer biraz daha burada kalırlarsa amcası amacına ulaşabilirdi. Perinin yaptığı büyü sonrası kendilerini bir malikanede bulmuşlardı. Etrafına kısa bir göz gezdirdi. Bu sırada Leon kendini koltuklardan birine atmış sevgilisini de yanına çekmişti. Bu hareketleri ve sonrasında söylediklerinin arasından elise’den özellikle sevgilim diye bahsetmesi gözünden kaçmamıştı. Onu üstü kapalı bir şekilde tehdit ettiği ortadaydı. Sevgilimden uzak dur yoksa ölürsün diyordu hareketleri ve kelimeleriyle jared perinin bu tavrına sadece alaycı bir şekilde gülümsedi. Leon jared’ın bu tehditleri dikkate alacağını sanıyorsa kesinlikle yanılıyordu. Jared gözlerini perinin gözlerine dikerek '' Benim kim olduğumu anladığını sanıyordum. Neyse elise ve scarlett ismim Jared. Tanıştığımıza memnun oldum. Tarafsızım. Özel hayatımı ve mesleğimi bilmeniz gerektiğini düşünmüyorum. Sizin tarafınızdayım yani sizi korumaya çalışıyorum bunu bilmeniz yeterli '' dedi. Özellikle elise'in ismini söylerken vurgulaması onun leon’un sevgilisi olduğu gerçeğini önemsemediği anlamına geliyordu.
Gözlerini perinin gözlerinden ayırmadan ''Her neyse konumuza dönelim. O lanet periler amcama çalışıyorlar. Öldürdüğümüz o kadar peri ve daha da fazlası amcamın yetiştirdiği yetenekli katillerdir. Çocukluktan beri tek bir şey için yetiştirilirler emir almak ve öldürmek… Hepsi amcama bağlıdır. O suikastçılar yetiştirip onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanır. Bağlantıları güçlüdür. İyi yada kötü tarafta yer almaz kim daha çok öderse ona hizmet eder. Siz onun yeni işi olmalısınız. Sahip olduğunuz gücün peşinde olan cadılar onu tutmuş olabilir diğer yandan amcam aynı zamanda bir dahidir sihirbazlar üzerinde çeşitli çalışmalar yapmak istediğini duymuştum belki de sizi sahip olduğunuz güç yüzünden istiyordur. Birbirinize olan düşkünlüğünüz sizi yönetilmesi kolay kişiler yapıyor '' diyerek sustu. Kızların şaşkın bakışları karşısında kendini tutamayarak güldü. Sonra soğuk bir sesle ''Hadi yapmayın hakkınızda bilgi toplamak çok kolay ve birbirinize ne kadar düşkün olduğunuz belli oluyor. Uyanır uyanmaz kuzenin tehlikede olduğunu öğrendiğin anda kendini bir kenara bırakıp onun için endişelenen sendin scarlett eminim elise de aynı şeyi yapmıştır.'' diyerek elise’e baktı. Suskunlukları konuşmalarını doğrular nitelikteydi. Derin bir nefes alarak ''Amcam peşinizi bırakmayacak bu yüzden attığınız her adımdan haberim olacak evinizde kalmanız tehlikeli ilk bakacakları yer orasıdır. Benim evimde benim gözetimimde kalmanız en doğrusu'' dedi. Elise’in itirazı karşısında gülümseyerek ''Hırçınlığın hoşuma gitse de üzgünüm güzelim ama artık normal bir yaşantınız olmayacak. Okula devam edebilirsiniz orada caitlyn sizi korur ama onun haricinde dışarıda büyük tehlike altındasınız hoşunuza gitsin ya da gitmesin'' dedikten sonra gözlerini leon’un gözlerine dikerek ''Sanırım hiç istemesek de işbirliği yapmalıyız'' dedi. | |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Perş. Şub. 21 2013, 21:40 | |
| Leon’un söyledikleri ve ardından onu öpmesi iyi olduğu konusunda onu ikna etmişti. Dahası o küçük öpücük kafasını dağıtmıştı. Sevgilisinin yanında olduğu gerçeği daha az korkmasını sağlarken etrafa daha az odaklanmaya çalışarak evden çıkıp ormana girdiklerinde sevgilisin ona sarılarak söylediği sözlerle kendini sakinleştirmeye ve teselli etmeye uğraşsa da başaramıyordu. Kuzeni için oldukça endişeleniyordu. Onun nerede ve nasıl olduğunu deli gibi merak ediyor başına bir şey gelmiş olmasından korkuyordu. Kötü şeyler düşünmek istemediği için sevgilisine biraz daha sıkı sarılıp kokusunu içine çekti. Ona bu kadar yakın olmak düşünmesini zorlaştırdığı için memnundu. Endişesi ve gerginliği elle tutulur cinstendi. Tüm korkusu kuzenini kaybetmekti. Onu kaybetmek istemiyordu. Böyle bir acıya dayanabileceğini sanmıyordu. Scarlett onun kardeşi gibiydi. Ailede ona en yakın kişiydi. Sırlarını paylaşabildiği, onu anlayan ona destek olan tek kişiydi scarlett… Ailede en çok onu seviyordu. Şimdi onun tehlikede olduğunu bilmek onu boğuyordu. Elinden hiçbir şey gelmiyor olmasıysa onu deli ediyordu. Endişesi ve korkusu her geçen saniye artarken ''Onu kaybetmek istemiyorum'' diye mırıldandı. Bunu söylerken sesi titremiş ve gözleri dolmuştu neredeyse ağlamak üzereydi. Kötü düşünceler beynine hücum edip onu ele geçirirken kuzenini sağ salim karşısında görmek içini rahatlatmıştı. Koşarak kuzenine sarıldı. Rahat bir nefes alıp onu yeniden karşısında görmenin mutluluğunu yaşarken varlığından rahatsız olduğu perinin konuşmasıyla hiç istemese de kuzeninden ayrıldı.
Sen ne hakla bize karışıyorsun diyerek karşı çıkmak istese de buradan gitme konusunda haklı olduğunu bildiğinden sustu. Etraflarını bir anda saran perilerle beraber korkarak bir adım geri çekilip kuzenini de yanına çekti. Onu sıkı sıkıya tutuyordu. Tüm bedenini yeni bir endişe dalgası sarmıştı. Sonunda savaş bittiğinde sevgilisini uzun uzun inceledi. İyi olduğundan emin olduğunda ona sıkıca sarıldı. O sırada kuzenin sorduğu soruyla son gelişmeleri ona anlatmadığı aklına geldi. Sevgilisinden ayrılarak ''Evet ve açıklayabilirim.'' Dedi. Fakat sevgilisi ondan önce kendini tanıtmıştı. Derin bir iç çekti. Bu konu aralarında sorun oluşturacaktı. Scarlett’ın şaşkın ve kızgın bakışlarından bunu gayet rahat anlamıştı. Sevgilisi bilmediği bir dilde bir şeyler mırıldandıktan sonra kendilerini bir anda malikanede bulmuşlardı. Elise gözlerini kuzenine dikerek ''Bana öyle bakma lütfen ben anlatacaktım ama zaman olmadı. Yoksa senden bir şey saklamayı sevmediğimi biliyorsun…'' dedi. Kuzenin söylediklerinden sonra iç çekip ''Evet tamam senden hala bir şey saklıyorum ve bunu çok yakında öğreneceksin sadece şimdi sırası değil'' dedi. O sırada sevgilisinin onu tutup çekmesiyle oda sevgilisinin yanına oturmak zorunda kaldı. Gözlerini leon’un gözlerine dikip bunu neden yaptığını soran bir şekilde ona baktı. Kuzeniyle konuşmasının tam ortasında bunu neden yapmıştı ki? Leon durumu açıklamak yerine gözlerini perinin gözlerine dikmiş ve asıl konularını hatırlatmıştı. Derin bir nefes alıp oda konuya odaklandı. Duydukları endişesini ve korkusunu geri getirirken gözlerini kuzeninin gözlerinden bir an olsun ayırmıyordu. Perinin söyledikleriyle önce şaşkınlıkla birkaç dakika ona baksa da sonra dayanamayıp ''Neden bahsediyorsun sen? İstersen bizi büyüden oluşturduğun ve senden başka kimsenin hiçbir şekilde açamayacağı bir kafese tık daha güvenli olur. Bir şey unutmuyor musun? Biz insanız yani bizi merak eden bir ailemiz ve günlük bir yaşantımız ayrıca okulumuz var. Tehlikedeyiz diye bizi bir eve kapatamazsın. ''dedi. Perinin söylediklerinden sonra derin bir nefes alıp ağrıyan başını ovarak ''Ne harika bir gün ama kabus gibi'' diye söylendi. | |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler C.tesi Şub. 23 2013, 14:34 | |
| Aslında perinin kim olduğunu ona açıklamasına gerek bile yoktu. Savaştıkları perilerden bir ona adıyla seslendiğinde onun kim olduğunu anlamıştı. en azından hakkında duyduğu kadarı ona yeterde artardı. Baştan ona güvenmemesinin nedeni de aslında ismiydi zaten. Sadece kendini düşünen bir katilin sevgilisi ve kuzenine ne gibi bir yardımı olabilirdi ki. Yine de daha sonra olanlar ve o perilerin tutumu ona güvenmek zorunda olduğunu gösteriyordu. Gerçi Tam olarak bu Jared denen peri umurunda bile değildi. Asıl cevabını duymak istediği soru sevgilisi ve kuzenini neden istiyor olduklarıydı. Sırf bu yüzden Scarlett'a kendini aceleyle tanıştırmıştı. Gerçi kızın gözlerinde gördüğü kadarıyla bundan pek hoşnut olduğunu düşünmüyordu. Kendisini henüz tanımadığı için ön yargısının olduğu bir durum değildi bu. Daha farklı bir şey neden benim haberin yok tarzında bir durumdu. Sonunda Jared konuşmaya başladığında elini Elise'in beline atıp onu kendine yaklaştırdı. Hala korktuğunu hissedebiliyordu. Bu yüzden güvende olduğunu bilmeye ihtiyacı vardı ve dokunuşlarıyla onu rahatlattığını çok iyi biliyordu.
Jared'ın söylediği her bir kelime aksiyon filmlerin de gibi hissetmesine neden olurken diğer yandan kızların başının ne kadar büyük belada olduğunu görüyordu. Sıradan periler sorun değildi. Karanlık tarafa çalışanlar ise biraz zorlayabiliyordu bazen ama hayatları boyunca sadece öldürmek için eğitilmiş periler düşünmek bile durumu hem ciddi hemde zor bir duruma sokuyordu. onu dinlerken durum giderek daha ilginçleşmeye başladığında bir öfke sardı tüm bedenini ve elini yumruk yaptı. Perinin kızlar hakkında bu kadar bilgiye sahip olması canını sıkmıştı. Üstüne üstlük birde aynı evde kalma mevzusu vardı. Onun gibi biriye kızları teslim etmeyi elbette düşünmüyordu ama bir şeyler bulması gerekiyordu. O konuşmaya başlamadan sevgilisi çoktan konuşmaya başlamıştı. İçten içe bu kızı gerçekten seviyorum diye tekrar etti. Ona en son yöneltilen soru ile periye baktı.
"Güvenli bir yer arıyorsan kızlar seninle aynı evde kalmak zorunda değil ve evet onların iyiliği için iş birliği yaparım. Madem kimsenin bilmediği bir yer istiyorsun kızlar burada benimle kalabilir sende amcamı bizden daha iyi tanıdığın ortada dışarıda ki durumla ilgilenirsin"
Sonrasında gözleri sevgilisine takıldı ve onun elini sıkı sıkı tutup ayağa kalktı. Onu tamamen sakinleştirmek için yalnız kalmaya ihtiyaçları vardı ve aynı zamanda kanlı kıyafetler den kurtulmaya.
"Şimdi bir süre burada kalalım Scarlett karnın aç ise mutfak ileride var kendine bir şeyler alabilirsin. Kendini evinde hisset ve Elise benimle gel konuşmalıyız"
Konuşması bittiğinde Elise ile birlikte odadan çıktı. Odadan çıktıkları an elise'i kucağında aldıktan sonra bir büyü mırıldanarak üst katlardaki en ucra köşedeki odaya gitmelerini için bir büyü mırıldandı ve kapıyı katarak Elise'i duvara yasladı. Dudaklarına kapanıp onu öpmeye başladığında elleri bedeninde gezmeye başladı. Eteğini yukarı doğru sıyırıp onu okşaya başladığında göğüslerinden birini sıkıştırmaya başladı. Öpücükleri boynuna doğru ilerlerken kıyafetin üst kısmını aşağı çekerek göğüslerinin açıkta kalmasını sağladı. Onu zevkten çıldırdığı bir nokta getirdiğinde geri çekildi.
"Sevgilim senin için bugün ne kadar endişelendim bilemezsin seni istiyorum Elise seni seviyorum"
Dudaklarına tekrar kapandığında pantolonun düğmelerini çözdü onu yatağa bile yatırmadan hızla içine girdi. Sanki bir anlığına dursa elise'i kaybedecekmiş gibi hareket ediyor ve onun içinde hızla gidip gelmeye devam ediyordu. Elise'in ayakta duracak hali kalmadığını fark ettiği an onu yatağa uzatarak tekrar içine yerleşti. Doruğa ulaştığında nefes nefes bir halde Elise'in üzerine yığıldı. Kendini yana attığında onu kollarının arasına alarak uzun uzun kokusunu üzerine çekti.
"Biraz kendimize gelelim ve sonrasında duş alır aşağı ineriz sevgilim bende kanla kaplı bu kıyafetlerden kurtulurum ve elbiseni kafaya takma. Zaten Elbise bile giyme bence o peri buralardayken"
| |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler C.tesi Şub. 23 2013, 15:14 | |
| Tüm olanlardan sonra yaşadıkları kafasını karıştırmıştı. Biraz önce Elise için deli gibi endişe duyarken şu an ona içten içe sinir oluyordu. Burada bir şeyler dönüyordu ve o hiç bir şey bilmiyordu. Üstelik onu getiren kişinin davranışları ise sinirini bozmuştu. En çokta yakınlığı... Baygın olduğu zaman ne olduğunu düşünmek bile istemiyordu. Tüm sorularına elise'in cevap vereceğini düşünmüştü. Ama onun yerine Elise'in kollarına atıldığı kişi konuşmaya başlamıştı. Perisi olduğu kısmı mantıklı gelse de sevgilim demesi ona tuhaf geldi. Bu kadar şeyi kuzeni ondan nasıl saklayabilmişti. İşte buna gerçekten çok sinirlenmişti. Ama daha konuşmaya çalışamadan kendilerini bir evde buldu. Sinirli bir şekilde tek kelime bile etmeden tekli koltuklardan birine oturup olanları sindirmeye çalışıyordu. Ama lanet olsun her şey o kadar karmaşıktı ki. Şu an içten içe başlarının bela da olduğunu düşünerek Phin'i düşünmeye başladı. Perisini yanında istiyordu. Elbette bir de Dante'i kendini onun kollarına atarak her şeyi unutmak istiyordu. Gözü adını yeni öğrendiği periye kaydı, Leon. İster istemez onun kuzeni için iyi biri olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. On bakışları şu an ki duruşu ile onu korumaya hazır gibi görünüyordu ve gözlerinde endişe gördüğüne emindi. Gerçi Leon dan gerçek anlamda rahatsız olmamıştı. Çünkü tüm rahatsız duyguları tek bir kişide toplanıyordu. Jared...
Başlarına gelen felaketleri ondan dinlerken düşünmeye başladı. Neden periler için bir anda önemli olduklarını anlamıyordu. Kendi içinde gücünü düşündü ama aklına nedense laneti geldi. Birilerinin öldürmesini kolaylaştıran gücü. Bunu daha önce hiç böyle düşünmemişti. Ondan harika bir öldürme makinesi olurdu. Kanlı canlı etrafındaki herkesi hiç düşünmeden öldürebilecek biri. İçinde sahip olduğu yok etme duygusu kontrol edilemezdi. Jared yaptığı teklif sonrası konuşmak istedi ama Elise ile Leon ona gerek kalmadan konuşmuşlardı. Onunla aynı evde kalma fikri tüylerini ürpertiyordu. Ama bir yandan da onları korumaya kararlı oluşu istemese de ona güvenmek zorunda olduğunu gösteriyordu. Bu gerçekten garip bir durumdu. Ama neyse ki Leon'un fikri aklına daha çok yattı. Kuzeni ve sevgilisi ile burada kalabilirdi. Hatta belki Phin'e bile haber verebilirdi. Sonuçta onun da perisi olduğu için bunları bilmeye hakkı vardı. Bir an bunu düşünürken Leon'un ayaklandığını ve kendisi ile konuştuğunu hissettiğinde ona baktı.
"Teşekkür ederim Leon aslına bakarsan acıktım"
Leon ile kuzeni bir anda odayı terk ettiklerinde Jared ile baş başa kalmak ciddi anlamda tüylerini ürpertmeye yettiği için hemen ayaklandı ve ona tek bir kelime dahi etmeden mutfağa yöneldi. Bu katta olduğunu öğrenmişti ama tam olarak yerini bilmediği için bir süre dolandı ve sonrasında mutfağı bulduğunda dolaptan bir şeyler çıkarıp tezgahın üzerine yerleştirdi. Ekmek arası şimdilik işini görürdü. Akşam yemeği hazırlaması gerektiğini düşünmüyordu.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler C.tesi Şub. 23 2013, 18:00 | |
| Jared elise’in sözlerine gülümseyerek ''Benim dünyama hoş geldin güzelim'' dedi. Gözleri yanlarında sessizce durup olayları sindirmeye çalışan scarlett’a takıldığında gülümsedi. Şaşkınlık,endişe,korku ve öfke tüm bu duyguları aynı anda yaşamasının yanında elise’e de ayrıca kızgın olduğu belliydi. Bu duyguların içinde en yoğun olanı şüphesiz elise’e duyduğu sinirdi. İkisinin arasında söylenmeyen şeyler olmasından ikisi de nefret etse de bazen birbirlerinden sakladıkları şeyler olduğu da bir gerçekti. Şimdi elise’in suç işlemiş küçük bir çocuk gibi kendini açıklama çabası ve scarlett’ın büyük bir hatasını yakalamış sinirli bir ebeveyn gibi onu dinliyor oluşu komiğine gittiğinden kendini tutamayarak gülümsedi. Konuya odaklanması gerektiği gerçeğiyle gözlerini dolgun kırmızı dudaklardan ve göz alıcı vücut hatlarından çekerek periye dikti. Bu seferde gözüne elise takılmıştı. Göze çarpan ve dikkat çeken göğüs dekolteli mini elbisesiyle ve hafif dağılmış saçlarıyla baştan çıkarıcı duruyordu. O delicesine tatmak istediği tatlı dudakların tadına hala bakamamış olmak canını sıkmış olsa da en kısa sürede bunu yapacağını aklına not ederek periye döndü.
Sonunda leon’un konuşmaya başlamasıyla dikkatini zorda olsa konuya verdi. Perinin ilk sözlerine alayla gülümseyerek ''Emin ol benim evim buradan daha güvenli bence kızlar benimle kalsa iyi olur ama istediğin gibi olsun kızlar seninle burada kalabilir ve bende dışarıyı hallederim bunun yanında onları tek başına koruyabileceğini sanmıyorum sevgili ortağım bu yüzden sık sık kontrole gelirim '' dedi. Perinin elise’in elini sıkı sıkı tutması dikkatinden kaçmamıştı. Bu iki anlama geliyordu ya ona saldırmamak için sevgilisinin varlığını hissederek kendini rahatlatmaya çalışıyordu ya da jared’ın elise’e bakışları onu fazlasıyla rahatsız etmiş ve kızı sahiplenici hareketlerde bulunarak onun kendisine ait olduğunu anlatmaya pardon jared’ın gözüne sokmaya çalışıyordu. Jared periye alayla gülümsedi. O elise’i istediği kadar sahiplenip kendine ait olduğunu anlatmaya çalışabilirdi onun anlamadığı jared’ın bunu umursamıyor olduğuydu. Leon’un ayağa kalkmasıyla bu durumdan oldukça eğlendiğini belli eden bir gülümsemeyle periye baktı. Duyduklarından sonra gözlerini elise’e dikti. Tereddüdünü gözlerinin içine bakmadan bile görebiliyordu. Sevgilisiyle gitmek istiyor ve onun söyleyeceklerini merak ediyordu ama aynı zamanda kuzenini burada hiç tanımadığı biriyle de bırakmak istemiyordu. Kız gözlerini onun gözlerine dikip bir süre ona baktıktan sonra kuzenine çevirdi bakışlarını jared’ın anladığı kadarıyla gitmek istemiyordu fakat sevgilisi de onun kararsız kaldığını dahası ne düşündüğünü anlamış olacaktı ki ona söz hakkı tanımadan onu çekerek ayağa kaldırmıştı. Elise birkaç cümle kurmaya çalıştıysa da sonunda vazgeçerek onunla gitmeyi kabul edip daha doğrusu etmeye mecbur kalıp odadan sevgilisiyle beraber ayrılmıştı.
Onlar gider gitmez gözlerini baş başa kaldıkları ve vücut hatlarıyla dudaklarının tadını hala çok net bir şekilde hatırladığı güzelliğe dikti. Aklına gelen düşüncelerle sinsice gülümsedi. Belki mecburi ortağının sevgilisiyle konuşması bitene kadar oda burada Scarlett’la eğlenceli şeyler yapabilirdi. Kızın sessizce kalkıp mutfağa doğru ilerlemesiyle oda çapkınca gülümseyip ayağa kalktı ve ağır adımlarla Scarlett’ın arkasından yürümeye başladı. Kızın dolaptan birkaç şey çıkarmasını sessizce izledikten sonra etraftaki sessizlik canını sıkarak ''Sessizliği sevdiğini biliyorum ama bazen sence de sıkıcı olmuyor mu? '' diye sordu. Scarlett’ın dedikleriyle ona ağır adımlarla yaklaşarak ''Emin ol hakkında daha doğrusu hakkınızda sizin düşündüğünüzden daha fazla şey biliyorum güzelim. '' Dedi. Kızın geri geri gitmeye başlaması eğlencesine eğlence katarken gülümseyerek ''En sevdiğin yerin lunapark olduğunu biliyorum mesela ve ikinizde şekerlere bayılıyorsunuz '' dediğinde scarlett geri geri gitmeyi bırakmıştı. Aslında bırakmak zorunda kalmıştı demek daha doğru olurdu çünkü gidecek yer bitmiş buzdolabına dayanmıştı. Nefesi yüzüne değecek kadar yaklaştığında scarlett’ın ondan kurtulma çabalarını zevkle bir süre izledikten sonra bileklerinden tutup onu buzdolabına yaslayarak dudaklarına yapıştı. Onun tatlı dudaklarını bir süre öptükten sonra geri çekilerek ''çok tatlısın '' diyerek o güzel dudaklara tekrar kapandı. Bileklerini başının üzerinde birleştirip tek eliyle tutmaya başladı. Diğer eliyse vücudunu keşfediyordu. | |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Paz Şub. 24 2013, 22:47 | |
| Oradan kurtulmuş olmalarına rağmen hala korkuyordu. Şuan sevgilisinin yanında oturduğu gerçeği korkusundan ve endişesinden hiçbir şey eksiltmiyordu. Leon’un onu kendine çekmesiyle ona biraz daha yaklaştı. Teninde hissettiği dokunuşlar, burnuna gelen aşık olduğu adama özgü koku onu hem rahatlatıyor hem de kötü şeyler düşünmekten uzaklaştırıyordu. Hem perisinin hem sevgilisinin yanında olduğunu bilmek ona iyi geliyor kendini güvende hissetmesini sağlıyordu. Jared’ın söylediklerini dinlerken ne kadar büyük bir tehlike de olduklarını görmek onu dehşete düşürmüştü. Bunlar anca filmlerde olur dedirten bir olayın içindeydiler ve jared’ın yüz ifadesine bakılırsa anlattıklarının her kelimesinde ciddiydi. Gerçekten de peşlerinde çocukluktan beri öldürmek için yetiştirilen seri katiller vardı. Bunu bilmek tüylerini ürpermesine neden oldu. Amcasının bir dahi olduğunu ve sihirbazlar üzerinde çeşitli çalışmalar yapmak istediğini öğrenmek de içini o kadar rahatlatmıştı ki elise korkudan sevgilisine biraz daha yaklaşmıştı. Ya onların güçlerini isteyen cadıların ya da dahi amcasının elinde olduklarını hayal etti kısa bir süre bu kaybolan endişesini geri getirmişti. Onlara neler olabileceğini hayal edebilecek kadar hayal gücünün geniş olmamasına ise oldukça sevindi. Tüm konuşulanları sessizce dinlerken jared’ın onları kendi evine kapatma konusuna sessiz kalamamıştı. Perinin söyledikleri gergin olan sinirlerini daha da gererken ağrımaya başlayan başını ovarak kabus gibi bir gün geçirdiklerini dile getirmişti. Hatta gibisi fazlaydı.
Bu gün başlı başına bir kabustu ve elise bu kabustan bir an önce uyanmak istiyordu. Sevgilisinin konuşmaya başlamasıyla tüm dikkatini ona verdi. Burada sevgilisi ve kuzeniyle kalmak kulağa daha mantıklı geliyordu. Onu doğrular nitelikte başını salladı. Leon’un elini sıkı sıkı tutarak ayağa kalkmasıyla merakla ona baktı. Nereye gidiyordu? Sevgilisinin söylediklerine cevap vermedi. Gözleri jared’ın gözlerine takılmış bir şekilde düşünüyordu. Ona ne kadar güvenebilirdi? Hiç tanımadığı bir periyle kuzenini yalnız bırakmak doğru muydu? Bu peri de onu rahatsız eden bir şeyler vardı ve ona güvenmiyordu bu yüzden kuzenini onunla burada bırakmak istemiyordu. Diğer yandan sevgilisiyle gitmek ve onun söyleyeceği şeyleri duymakta istiyordu. Ne yapacağına bir türlü karar verememişti. Sevgilisinin onu çekip ayağa kaldırmasıyla ''Sevgilim daha sonra konuşsak…'' diye bir öneride bulunmuştu fakat sevgilisi onu dinlemeyerek onu sürüklemeye başlamıştı. Elise birkaç cümle kurmaya çalıştıysa da sonunda ona ne derse desin onu durduramayacağını fark ettiğinde bundan vazgeçmiş ve hiç istemese de kuzenini o periyle bırakıp onunla beraber odadan ayrılmıştı. Odadan ayrılır ayrılmaz kendini aşık olduğu adamın kucağında bulmak onu hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti. Geldikleri odaya bakarak ''Konuşacağımızı sanıyordum'' derken leon onu duvara yapıştırıp öpmeye başlamıştı. Sevgilisini öpücüğüne büyük bir tutku ve aşkla karşılık vermeye başladığında elleri de sevgilisinin bedeninde gezinmeye başlamıştı. Leon’un öpüşleri ve dokunuşları onu zevkten çıldırtıyordu. Duyduklarından sonra gözlerini onun gözlerinden ayırmadan ''Bende seni istiyorum sevgilim ve seni seviyorum.'' Diyerek onu öpmeye başladı. Elleri sevdiği adamın saçları arasında gezinirken ve onu büyük bir tutkuyla öperken onu içinde hissetmek dudaklarından zevk iniltilerinin dökülmesini sağladı. Aldığı zevk, yaşadığı duygular ve bedeninin kasılmaya başlamasıyla ayakta duracak gücü kalmamıştı.
Ayakta durabilmek için sevgilisine tutundu. Leon’un onu yatağa yatırmasıyla rahatlamıştı. Onu tekrar içinde hissettiğinde inleyerek sevgilisinin adını söyledi. Zevkin doruklarına çıktığında bedeni ani bir kasılmayla gevşeyip rahatladığında nefes nefeseydi. Sevgilisinin kollarında gözlerini kapatıp bedenini dinlendirmeye çalışırken duyduklarıyla gözlerini açtı ve aynı anda ''Ne?'' diye sordu. Yattığı yerde yana dönerek sevgilisiyle göz göze geldiklerinde ''Lütfen az önce duyduğum şeyin yanlış olduğunu söyle! Sen az önce benim elbise giymemi istemediğini mi söyledin? Yapma leon kıyafetlerime karışmayacaksın değil mi?'' diye sordu. Sevgilisinin cevabı üzerine iç çekerek ''Sebepsiz yere kıskançlık yaptığının farkında mısın sevgilim? Tamam jared yakışıklı bir peri ama benim gözümde kimse senden daha yakışıklı olamaz. Üstelik ben seni seviyorum'' dedi. Sevgilisinin söyledikleriyle beraber derin bir nefes alarak ''Tamam istediğin gibi olsun ama sadece şimdilik çok kötü bir gün geçirdim ve şuan seninle gerçekten tartışmak istemiyorum fakat bu konu burada kapanmadı. Sadece benim kendimi daha iyi hissettiğim bir gün yeniden gündeme getirilip tartışılmak üzere bir rafa kaldırıldı.'' Diyerek leon’u kısa süre tutkulu bir şekilde öpüp geri çekildi. Gözleriyle etrafı tararken ''Banyo ne tarafta? Bir an önce duş alıp aşağı inelim. Kuzenimi hiç tanımadığım bir periyle uzun süre yalnız bırakmak istemiyorum. '' dedi. Banyoya girip duşunu aldıktan sonra sevgilisinin onun için hazırladığı kıyafetleri giyip aşağı indi. Ortalıkta kimseyi göremeyince endişeyle ''Scarlett…'' diye seslendi. Ses gelmeyince ''Kuzen neredesin? Cevap ver lütfen endişelendirme beni… Bak eğer bu bir şakaysa ya da ne biliyim beni endişelendirerek sana bu peri ve sevgili kısmından daha önce söz etmediğim için cezalandırmaksa bu hiç hoş değil'' dedi. Sevgilisine dönerek ''Onları yalnız bırakmamalıydık'' dedi telaşla. Sonrasında evin içinden gelen seslerle koşarak o odaya gitti. Mutfağa girdiğinde scarlett’ın sinirli haline bakarak ''Her şey yolunda mı?'' diye sordu. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Şub. 25 2013, 20:01 | |
| Leon'un söylediklerinden sonra kuzeninin tepkilerini izledi. Gözlerinde onu yalnız bırakmak istemediği belliydi. Ama başka bir neden den ötürü de gitmek istediğini hissediyordu. Gözlerindeki korku hala kendini belli ediyordu. Herkesten gizleyebilirdi, kuzeninden ise asla. Onun bu hallerini seyrederken, perisi ve aynı zamanda sevgilisi olan kişinin ısrarlarını dinledi. Bu onu gülümsetmeye yetmişti. Aslında başta onu göndermek istememişti. Tabi buna tek neden karşısında oturan ve bakışları yeterince rahatsız eden periydi. Diğer yandan ise kendini iyi hissetmesi gerekiyordu Elise’in, onun hayatı her zaman kabuslarla dolu olduğu için korkulara alışmıştı. Elise içinse bazı şeyler yeniydi. Eğer Leon’un gözlerinde bir saniyeliğine de olsa kuzeni için iyi olmayacak bir durum görse buna karşı çıkardı. Ama onun Elise’i sakinleştirmek istediği ortadaydı. Sırf bu nedenle susmaya pekte niyetli olmayan kuzenini kendi susturmaya karar verdi.
“Elise siz konuşun beni merak etme hem acıktım ben bir şeyler atıştırırım sizde konuşun”
Elise ile Leon kapıdan çıkar çıkmaz ise bir anda Jared ile göz göze gelmek çok rahatsız edici olmuştu. Ona bakmak bile tüylerini ürpertiyordu. Bu aslında çok garipti. O insanlara pek ön yargı ile yaklaşmazdı. Şimdi ise aynı anda tanıştığı iki farklı periye bedeni ayrı tepkiler veriliyordu. Leon’a bir anda güvenmişti belki de bu durum Elise’den kaynaklanıyordu bilmiyordu. Jared ise o perinin altında geçirdiği bir kaç dakika korkmasına yetmişti. Aynı anda bu durum onu güvenilmez yapıyordu. Onları korumakta kararlı olabilirdi, ama bu ona güvenmek için yeterli bir neden değildi. Uzaktan korunmayı tercih ederdi zaten sırf bu nedenle Leon’a içten içe minnettardı. Çünkü eğer o yeni bir fikir öne sürmese onunla birlikte kendini aynı evde hayal dahi edemiyordu. O an bu odada yalnız kaldıklarını yeniden idrak etmek tüylerini ürpertirken hiç düşünmeden ayaklandı. Onunla konuşmaya gerek duymadığı için hızla odadan ayrıldı. Karnı acıkmıştı. En son evde kahvaltı yaptığını hatırlıyordu onun dışında şu an saatin kaç olduğundan bile bir haberdi. Mutfağa girdiğinde hemen buzdolabını açtı. Perinin büyü ile bir anda dolabı doldurduğu her halinden belli oluyordu. O an düşünceli biri diye geçirdi içinden sevgilisi ile ilgilenirken kuzeninin rahat etmesini istemiş olmalıydı. Yüzünde garip bir gülümse ile tezgahın üzerine bir kaç parça şey çıkardı. Ekmek arası yapmak için gerekli bir kaç malzeme ve elbette içmek için meyve suyu. Çekmeceleri karıştırıp kendine bıçak ararken ani bir ürperti tekrar tüm bedenini ele geçirdi. O anda derin bir nefes alarak arkasına döndüğünde Jared ile göz göze geldi. Sözlerinden sonra ciddi bir tonda konuşmaya başladı.
“Sessizlik benim için sıkıcı değil senin için öyleyse gürültülü bir yerlere gitmeyi dene”
Konuşması bittiğinde arkasına dönmeye karar vermişti ki Jared ona doğru adım atmaya başladığında arkasına dönmeden bir süre ona baktı. Sonrasında onun attığı her adıma karşılık geri geri adım atmaya başladı. Tüm bu adımlar buzdolabına çarpana dek sürmüştü hemen ardından ise Jared’ın bilmişlik taslayan konuşmalarına maruz kaldığında öfkeli bir şekilde gözlerine baktı.
“Hakkımızda yeterince araştırma yapmış olabilirsin ama bunu beni tanıdığın anlamına gelmez. Sen sadece dışarıya gösterdiğim kadarını biliyorsun belki peri olduğun için biraz daha fazlasını. Ama şuna eminim Jared beni kesinlikle tanımıyorsun”
Jared’ın nefesini yüzünde hissettiğinde kalbi deli gibi atmaya başladı. Elini onun göğsüne koyarak onu uzaklaştırmaya çalıştı. Ama hiç bir şekilde periyi kendinden uzaklaştıramıyordu. En kötüsü de gücünün hiç bir işe yaramıyor olmasıydı. Kısa bir süre sonra kendini tamamen buzdolabına dayalı bir şekilde bulduğunda dudaklarında hissettiği dudaklar ile adeta nefesi kesildi. Kurtulmak istedi ama elinden kurtulmak pekte mümkün değildi. Deli gibi çırpınıyor olsa da bu zoraki öpücüğü engelleyememişti. Jared geriye çekildiğinde nefes alıp konuşmaya başlamak istedi. Perinin yorumundan sonra öfkeli bir şekilde ağzını açtı ama konuşmadan yineden dudakları kapatılmış ve öpülmeye başlamıştı. Öpücüğe karşılık vermemek için çok zorladı kendini ama Jared’ın hem öpücüğü hemde tadı neredeyse mükemmeldi. Bedeninde hissettiği dokunuşlara daha fazla dayanamadı. Onun öpücüğüne hiç istemiyor olmasına rağmen karşılık verdi. Öpücük derinleşirken bir anda yeniden durdu, durmasının tek nedeni ise aşık olduğu erkekti. Kuzeninin sesini duyduğu anda Jared’ın durması ile ellerinden kurtuldu ve aynı anda elini yumruk yaparak ona vurmak için kaldırdığında perinin onu tutması ile ondan hemen elini kurtarıp uzaklaştı.
“Bana sakın bir daha dokunma pislik herif”
Öfkesi yüzünden anlaşılıyordu. Tek öfkesi elbette periye değildi. Kendinden de nefret ediyordu onu çok kısa bir süre de olsa öpen kendinden... Elise ile Leon mutfağa geldiğinde soran gözlerle ona bakarken sözleri ile ona karşılık verdi.
“Çok şey yaşadık ve sinirlerim bozuk sadece sorun yok”
Konuşmasının ardından oturma odasına gitti ve kendini koltuklardan birine attı. O periden olabildiğince uzak durmalıydı.
| |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Şub. 25 2013, 20:55 | |
| Elise'i oturma odasından çıkarmak beklediğinden biraz uzun sürmüştü. Ona konuşmak istediğini söylese de aslında niyeti hiçte o değildi. Onu rahatlamak istiyordu ve her şeyden önemlisi endişesini ona göstermek... İçindeki endişe giderek tutkuya dönüşürken bir an önce onunla yalnız kalmak istiyordu. Sevgilisinin ise hala aklı kuzenindeydi gerçi içten içe gelmek istediğini gözlerinde görmüştü. Yani kuzeni kal dese orada kalırlardı ama neyse ki Scarlett'a durumu fazla uzatmadan Elise'i gitmesi konusunda teşvik etti. Scarlett'a her baktığında sürekli olarak yıl başı gecesini hatırlıyordu. Orada gözüne batan ilk kız olmuştu. Aslında bir süre daha dursa kız ile ilgilenmek için harekete geçecekti. Hatta onu bir süre göz hapsinde bile tutmuştu. ama sonrasında yanında başka bir sihirbaz ile uzaklaştığında ona bakmaktan vazgeçti. Gerçi o zamanda boş durmayarak bir peri kızına yönelmişti. Şimdi ise o gece böyle bir şeyin gerçekleşmediğine gerçekten memnundu. Üstelik kalbi başka bir kıza aitken Scarlett'ın bu davranışı sadece onu kardeş gibi görmesine sebep olmuştu. Gerçi hala baştan çıkarıcı olduğu bir gerçekti. Eğer içinde bulunduğu durum farklı olsaydı onu Jared ile asla yalnız bırakmazdı.
Yukarı çıkar çıkmaz, istediğini almak istercesine hızlı hareket etmeye başladı Elise'i önce duvara yaslayıp zevkten çıldırdığı bir noktaya getirdikten sonra yatağa bile atmadan içine yerleşti. Adeta kendini kaybetmiş gibi onu öpüyor okşuyor ve bu anın tadını çıkarmaya çalışıyordu. Bugün onu kaybedeceğini düşündüğü normalde saniyelik zamanlar ona yıllar gibi geldiği için onu hissetmeye kesinlikle ihtiyacı vardı. Kızın ayakta duramayacağını fark etmesi ile onu yatağa atarak yeniden içine yerleşti. Her birleşmeleri bir öncekinden daha güzel geliyordu. Şu an ona yaptığı şey fanteziden ibaretti. O hayatına daha doğrusu yeterince kızla yaşadığı anlardan sonra asla şaşırmayacağını düşünmüştü. Ama Elise ile yaşadıklar her şey onu şaşırtmaya yetiyordu. Nefese nefese bir halde dinlemeye denedi sevdiği kız kollarındayken... Sonrasında ki konuşmalara sevgilisinin tepkisi ile biraz sinirlendi. Elbise konusunda tartışmak öyle mi? Tartışmak pek ona göre değildi aslında ama madem Elise istiyordu olacaktı.
"Aşkım gözünün kimde olduğu önemli değil hem ayrıca Jared'ı yakışıklı buldun demek. O periden hoşlanmıyorum sadece şimdilik elbise ile aşağı inmeni istemiyorum hepsi bu"
Konuşmasından sonra kanlı kıyafetlerinden kurtuldu önce ve sonrasında kendini soğuk duşun altına attı. Elise'i için yatağın üzerine pantolon ve tişört bırakmıştı. Sevgilisi giyindikten sonra elini tutarak Elise ile aşağı indi. Aklı belli etmese de Scarlett'a kalmıştı, çünkü yukarıda düşündüğünden biraz daha fazla kalmışlardı. Kızı ararlarken aklına mutfak geldi ve oraya doğru ilerlediklerinde kızın gözlerinde gördüğü öfkeden sonra Jared'a baktı. Yüzündeki ifadeden neler olduğu ortadaydı aslında yani tam zamanında inmişlerdi. Sevgilisi kuzeninin peşinden giderken sinirle Jared'a baktı.
"Bu hareketlerle ortaklığımız düşündüğümden de kısa sürecek"
Ardından tezgahın üzerine baktı, Scarlett kendine yemek hazırlayacak vakti bile bulamamıştı anlaşılan. Hızlı bir büyü ile ona ve Elise'e ekmek arası hazırladı ve içecek alarak kızların yanına gitti. Masaya koyduktan sonra konuşmaya başladı.
"Alın bakalım açıkmış olmalısınız."
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Salı Şub. 26 2013, 17:54 | |
| Kızın korkusunu hissettiğinde yüzünde tehditkar gülümsemesinin belirmesine engel olamadı. Karşısındaki güzellik ne kadar cesur olursa olsun ondan korkuyordu ki korkmakta da son derece haklıydı.O bilmese de şuan görüp görebileceği en tehlikeli seri katille baş başaydı. Ona yaklaşmaya başladıkça kızın geri gitmesi onu daha da eğlendiriyordu. Bu kedi fare oyununu sevmişti. Kaçacak yeri kalmayıp buzdolabına dayandığında gözlerindeki telaşı, korkuyu ve çaresizliği görmüş bu durumdan fazlasıyla keyif almıştı. Kızın ters cevapları umurunda olmadığı için bu duruma sadece gülüp geçti. Gözlerindeki öfkeyi umursamayarak kızın o tatlı dudaklarını öpmeye başladı. Bilinçsizken onu uzun süre öpmesine rağmen bu kadar keyif almamıştı. Kızın kolları arasındaki sonuçsuz çırpınışları her şeyi daha zevkli hale getiriyordu. Karşılık vermemesi önemli değildi. Zaten onu öperken karşılık beklememişti. Bu karşılıksız öpücük diğer kızları öperken aldığı hazdan daha fazla zevk verirken aklına o tatlı peri kızı geldi. Lanet kız neden böyle bir durumda bile aklına geliyordu ki? Öpüşleri o kız aklındayken gittikçe yavaşladı.
Artık kızın dudaklarının tadı yerine o hırçın peri kızının dudaklarının tadını alıyordu. Lanet beyninin ona oyun oynadığının farkındaydı. Onu unutması gerekiyordu tadına ve korkusuna kadar her şeyi hatırlaması değil. Burnuna onun büyüleyici kokusu dolarken geri çekildi. Karşısında scarlett yerine o peri kızını görmesiyle duraksadı. Aurası onun peri kızı değil de sihirbaz olan scarlett olduğunu ona hatırlatsa da o kızın hayaline hayranlıkla bakıp çok tatlısın demekten kendini alamamıştı. Sonrasında yeniden dudaklarına kapandı. Scarlett’ında ona karşılık vermesiyle öpüşmeleri daha da derinleşti. Kızın ona karşılık vereceğini hiç düşünmediği için şaşırsa da bundan şikayetçi değildi. Kendini kaybetmiş bir şekilde kızı öperken elise’in sesi gerçek dünyaya geri dönmesini sağlamıştı. Kendini kızdan hiç istemese de ayırıp geri çekildi. O hırçın peri kızının görüntüsü gözlerinin önünden hızla kaybolurken scarlett’ın yumruğunu kolaylıkla yakalamıştı. Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşirken kızın bileğini hızla çekerek söylediklerine alayla ''Bana zevk almadığını söyleyemezsin öpücüğüme karşılık verdiğini hatırlatırım'' dedi. O sırada içeri giren elise ve leon’a kısa süre baktı. Elise’in elle tutulur ölçüdeki endişesi kuzenini görünce giderek azalırken onun bu sinirli halinin nedenini onu kaybetme ihtimalinin yarattığı endişe yüzünden görememiş olmalı ki gözlerini scarlett’ın gözlerine dikmiş neler olduğunu sorar bir şekilde bakıyordu. Scarlett’ın cevabıyla alayla gülümseyerek ona baktı. O ise sinirle mutfaktan çıkmıştı. Elise ise kuzenini sakinleştirmek için scarlett’ın peşinden gitmişti. Kızların arkasından bakarken perinin sinirli sözleriyle gözlerini onun gözlerine dikip ''Kim bilebilir ki? Belki de sandığımızdan daha uzun sürer ya da daha kısa'' dedi alaycı tavrıyla gayet sakin bir şekilde. Leon’un yaptığı büyüyle hazır olan ekmek aralarına bakarken ''Çok düşüncelisin oysa ben nathan’ın yapmayı bildiği ve düşündüğü tek şeyin peri avlamak olduğunu sanıyordum ama pardon sen artık eski adına geri dönmüştün değil mi?'' diye sordu.
En alaycı tavrını takınarak leon’un öfkeli bakışlarına aldırmadan ''Sevgilinin geçmiş hayatından haberi var mı? Eminim yoktur senin yerinde olsaydım dikkatli olurdum leon geçmiş her an gün yüzüne çıkabilir ve emin ol bu olduğunda elise’i kaybedersin'' diyerek mutfaktan çıkıp kızların yanına gitti. Konuşmasına fırsat dahi vermemişti. Onun sinirden çıldırdığını hatta onu öldürme planları yaptığını biliyordu ama önemsemiyordu. Onunla uğraşmak eğlenceliydi. Leon o çıktıktan sonra 5 dakika daha mutfaktan çıkmamıştı muhtemelen sakinleşmeye çalışıyordu. Kızlara bakıp gülümsedi. Bu iş giderek ona daha da keyif veriyordu. Leon tamda düşündüğü gibi sakinleşmiş bir şekilde gelip onunla hiç ilgilenmeyerek direk kızlarla konuşmaya başlamıştı. Elise’in sevgilisine söyledikleri bittikten sonra kendine dönmesiyle gözlerini kızın gözlerinden bir saniye ayırmadan onu dinlemeye başladı. Kuzenini kurtardığı için teşekkür edeceğini anladığı an onu belinden tutup kendine çekerek bedenini bedenine yaslayıp dudaklarını öpmeye başladı kızın kolları arasından kurtulmak için çırpınışını ve ona karşılık vermiyor oluşunu sorun etmiyordu. Kısa süre onu öptükten sonra geri çekilip ''Teşekkür etmene gerek yok güzelim ben ödülümü aldım ve itiraf etmeliyim ki tadın düşündüğümden daha güzelmiş'' dedi. Leon olayın şokunu çabuk atlatmış olacak ki sevgilisini çekerek kollarından aldıktan sonra ona saldırmış ve aralarında büyük bir kavganın başlamasını sağlamıştı. | |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Cuma Mart 01 2013, 13:49 | |
| Yeni ortağı gerçek bir baş belasıydı. Aslında içten içe ondan kurtulmayı o kadar çok istiyordu ki ama yapamazdı. Çünkü yeni ortağı kullandığını geçici ortak piyonlardan değildi. Ona ihtiyacı vardı. Her ne kadar bu durum onu rahatsız etse de gerçek bundan ibaretti. Öncelikle Jared'ı amcasını tanımıyordu. Yolladığı perileri görmüştü. Böyle adamları idare etmek kolay bir şey değildi. Tüm bu katil perilerin ardındaki kişinin zekasına hayran kalmamak elde değildi. Yok edici bir zeka... En kötüsü de aslında neden kızların peşinde olduğunu bilmemekti. Elise'in yeteneğini biliyordu, elementler... Bir çok peri için sıradan bir yetenekti aslında. Sonuçta her peri bir elemente sahipti zaten, onun gücünü özel kılan tek şey ise bütün elementlerin toplamından oluşuyor olmasıydı. Scarlett'ın yeteneği ise onun için muammadan ibaretti. Kızın henüz yeteneğini bilmiyordu. O aklına geldiği an gözlerini yine Jared'a dikti. Kızla arasında geçen şeyi az çok anlıyordu. Scarlett'ın, Elise kadar kıyafet seçimi yoktu ama bu yinede onun güzelliğini gölgelemiyordu. Aksine görülmeyen şeylere olan merak ile kız kendine istemese de bir erkeği çekebiliyordu. Gerçi kendi kıza çekilirken oldukça seksi bir kıyafet giymişti. Lanet o günü aklından çıkarmanın bir yolu yoktu galiba. Garip bir şekilde kendini suçlu hissediyordu. Kıza el sürmemiş olsa bile bunu içten içe istemişti hem de çok fazla. Şimdi aşık kalbi ile düşündüğü için bu suçluluk normal bir şey miydi? Kızlara bir şeyle hazırlamak için tezgaha yaklaştığında peri rahatsız edici bir konuşma yaptı. Önündekilere odaklanmış bir şekilde ona cevap verdi.
"İsim sadece bir semboldür Jared tıpkı senin için olduğu gibi... Artık kimse beni Nathan diye çağırmıyor olabilir ama ben hala benim sadece bir kaç harf değişimi..."
Duyduğu bir sonraki kelimeler ile tüm sinirleri gerildi. Kendine dediği her hangi bir şey umurunda değildi .Onu kolay kolay sinir bile edemezdi. Ama işin içine Elise'i karıştırması tüm sinirlerinin gerilmesine neden oluyordu. Aşk denen şey hem en mükemmel hemde en büyük zaaftı belki de. Sonuç olarak şu an Jared'ın kafasını koparmadan orada durabilmesinin tek nedeni kızları korumak istemeseydi. Peri çıktıktan bir süre sonra derin nefesler alarak sakinleşti. Sonra elindekileri kızlara götürüp bir şeyler yemelerini istedi. Aslında o an eski halini düşündü. Her şey periye söylediği gibiydi aslında. Hala aynıydı, değişen hiç bir şey yoktu. Hala büyük bir soğukkanlılıkla birilerini öldürebilirdi. Eskiye göre değişen tek şey daha fazla kişiye değer veriyor olmasıydı. En başta Elise ve onun kuzenine... Sırf bu nedenle ona Scarlett'a yaptıkları için bir ceza verebilirdi. Ama her şeyin bir sınırı vardı. O masa ile ilgilenirken Elise'in periye teşekkür etme girişimini gördüğünde başını yere indirerek derin bir nefes aldı. Perini buna karşılık yaptığı şey ise sabrının taşmasına neden oldu. Onu yakasından tutup kendine çekti ve sert bir yumruk geçirdi. Aralarında başlayan kavga kalbinde hissettiği bir acı ile son buldu. Başını çevirdiğinde Elise ve kuzeninin kendinden geçmiş halini gördüğünde hızla Elise'in yanına koştu. Onu bir süre sarstı ama büyü yapıldığı belliydi. Bu da görülüyordu ki peşlerindeki kişi asla vazgeçmeyecekti.
"Scarlett ve Elise ile ben ilgilenirim sende bir işe yara ve bu büyüyü yapan periyi bul. Bana ihtiyacınız var diyorsun ya işte tam zamanı bende büyüyü bir şekilde yok etmenin bir yolunu bulayım"
Eğer yapamazsa başaramazsa aklına gelen son çare Caitlyn'i bulmaktı.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Cuma Mart 01 2013, 21:49 | |
| Leon’un sözleri beyninin içinde birkaç kez tekrar ederken gülümsedi. İsmin sembol olduğu konusunda onunla kısmen aynı fikirdeydi. Adı değişmiş olsa da onun savaş kabiliyetinden bir şey kaybetmediğini görmüştü. Hala hiç düşünmeden büyük bir soğukkanlılıkla öldürebiliyordu. Sevgilisi onun tek zayıf yönüydü. Elise karşı tarafın eline geçerse leon kolaylıkla yönetilebilirdi. Öte yandan elise’i kaçırmak sadece leon’un öfkesini hat safhaya çıkarıp içindeki öldürme isteğini körüklerdi bununda karşı taraf için iyi olduğu söylenemezdi. Bu perinin bugün savaş alanında o kızı kurtarmak için neler yapabildiğini görmüştü. Nasıl savaştığını bilmekle beraber o an gözlerindeki tek duygunun öldürmek ve öfke olduğunu da anlamıştı. Tehditlere boyun eğmeyeceği ve kızı kurtarmak için her yolu deneyeceği ortadaydı. Zayıflığına, insancıl duygularına ve etrafındakilere değer verme hatasına düşmesine rağmen dişli bir rakip olduğunu söyleyebilirdi. Belki jared gibi küçüklüğünden beri öldürmek için yetiştirilmemişti ama öldürmek konusunda onun kadar iyiydi. Jared’ın bu konuda daha iyi olduğu su götürmez bir gerçek olsa da onunda öldürmek konusunda iyi olduğunu kabul ediyordu. Amcasının birkaç eğitiminden geçerek harikulade bir suikastçı olabilirdi üstelik zaafı düşünüldüğünde yönetilmesi kolay olduğu için harika bir piyon olacağı kesindi ama o onun ortağıydı ve asla bir piyon olmayacağı da bir gerçekti. İçeride sakinleşmeye çalışan periyi bir kenara bırakıp kızlara odaklandı. Elise’in kıyafetleri gözüne çarptığında gülümsemesini bastıramamıştı. Bu kesinlikle onun tarzı değildi. Üzerindekiler onda güzel durmuş ve onun kendine özgü güzelliğini daha ön plana çıkarmıştı ama bu kıyafetler…
O pantolon ve tişört kesinlikle onun tarzı değildi. Bu kızın gardolabını iyi biliyordu. Elbiseler ve mine eteklerle doluydu. Onları izlediği uzun süreler boyunca onun bir kez bile pantolon giydiğini görmemişti. Sığınakta giydiği elbiseyi hatırladığından giyim zevkinin değişmediğine emindi. Bu da tek bir anlama geliyordu. Yeni ortağı onun sevgilisine bakışlarını ve davranışlarını fazlasıyla rahatsız edici buluyor kendi içine kıskançlık krizlerine giriyordu. Elise’in ona ait olduğunu her seferinde davranışları, sözleri ve hareketleriyle jared’ın gözüne sokmaya çalışsa da onun bunu önemsemediğini anlamış olmalıydı ki kıyafetlere sınırlama getirerek onun kıza olan ilgisinin azalmasını ummuştu ama oldukça yanılıyordu. Jared’ın kıza olan ilgisi azalmak yerine daha da çoğalmış tadını merak ettiği dudaklara kapanma isteğini daha da baskın hale getirmişti. Kız kuzenini kurtardığı için teşekkür etmeye çalışırken beklediği fırsatın geldiğini düşünüp onu çekerek dudaklarına kapanmıştı. Elise’in tadını sevmişti. Onu öpmek düşündüğünden daha fazla haz verirken bu öpücüğü hiç bitirmek istememişti. Devam etmesini engelleyen şeyse ortağının öfkesi ve kıskançlığı olmuştu. Öpücüğü sonlandırıp kızı neden öptüğünü açıkladıktan çok kısa bir süre sonra ortağı ona sevgilisini öptüğü için sert bir yumruk atarak aralarında büyük bir kavganın başlamasını sağlamıştı. Jared yumruğa aynı sertlikle cevap verince işler düşündüğünden daha da fazla büyümüştü. Bu savaş ikisinden biri ölmeden bitmeyecekti. Ortaklıklarının kısa sürmesi üzücüydü. Onunla uğraşmak fazlasıyla eğlenceliydi ve iyi savaşıp işe yarar bir ortak olduğunu da inkar edemezdi. O iyi dövüşüyordu ve bir sürü suikastçıyı hakladığı da bir gerçekti ama bir gerçek daha vardı ki o da jared o suikastçılar arasındaki en iyi katildi.
İyi dövüşüyordu ve ortağının aksine o küçüklükten beri öldürmek için yetiştirilmişti. Yani eğitim farkıyla ondan bir adım öndeydi. Bu kavganın diğerleriyle bir olmayacağını biliyordu. İkisi de her şeyi unutup savaşa konsantre olmuşken jared duyduğu sesle olduğu yerde kaldı. Dövüşmeyi bırakıp neler olduğuna baktığında kırık vazonun hemen yanında yerde yatmakta olan elise’i gördü. Gözlerini hemen koltukta oturan diğer kıza yani scarlett’a çevirdi. O da kendinden geçmişti. Leon elise’i yerde gördüğü an onu unutup telaşla sevgilisinin yanına koşarken jared’da ağır adımlarla scarlett’ın yanına gitti. İkisi de amcası için değerli olduğundan hala hayatta olduklarını biliyordu ama yine de kontrol etme gereği duymuştu. Amcası bazen ondan hiç beklenmedik şeyler yapıp çılgınca kararlar verebiliyordu. Kızın nabzını kontrol edip hala yaşadığını anladığında derin bir iç çekti. Anlaşılan yine iş çıkmıştı. Telaşla sevgilisini sarsmakta olan ortağına bakarak ''Sakin ol hala yaşıyorlar sadece büyü yapılmış aslında bir lanette olabilir. Daha kötüsü olabilirdi. Ölebilirlerdi. Amcam için değerliler evet ama kimse vazgeçilmez olduklarını söylemedi.'' Diyerek omuz silkti. Ortağının söyledikleriyle sıkıntıyla nefesini dışarı vererek ''Tamam dediğin gibi olsun sen kızlarla ilgilen bende katil peri avına çıkayım bakalım günün canına susayan şanslı perileri kimler sana bol şans sonra görüşürüz bu arada bu numaram bir şey olursa ararsın'' diyerek numarasını masanın üzerine bırakıp gözlerini kapattı. Bu tür büyüleri seviyordu. Arkasında mutlaka iz bırakırdı. Aslında amaçları da muhtemelen buydu. Eğer onlar kızları bulamıyorsa onları koruyanların onlara gelmesini sağlar, tuzağa düşürür ve işkence ederek konuşturmaya çalışırlardı. Bu sefer planlarının işlemeyecek olmasınınsa oldukça iyi bir nedeni vardı içlerinden en iyi katil oyuna dahil olmuştu ve planlarını biliyordu. Gafil avlanacak olan bu sefer kendileriydi. İze yoğunlaşıp bir büyü mırıldandı ve gözlerini tekrar açtığında birazdan küçük bir kan gölü oluşacak yerdeydi. | |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Paz Mart 03 2013, 11:57 | |
| Peri ile olan kavgası onu ciddi anlamda yormuştu. Karşısında durabilecek bir peri olması işleri daha da zevkli kılıyordu. Ama zoraki ortaklık işi elini kolunu bağlıyordu ne yazık ki. Yine de onunda bir sabrı vardı, her konuda olduğu gibi. Bazı şeylere katlanabilirdi, elbette Elise ve Scarlett'ın güvende olması için... Ama katlanamayacağı şeyler de vardı. Bir erkeğin sevdiği kadına dokunması gibi ve Jared bu konuda gerçekten ateşle oynamıştı. Mutfakta ona söyledikleri ile zaten yeterince onu zorlamıştı ama Elise'in dudaklarını öpmesi ona ait olan kadına dokunması işte bu içinde var olan öldürme isteğini doruklara çıkarmıştı. Kavgaları sırasında neredeyse birbirlerini öldürecek kadar ileri gideceklerdi. Ta ki Leon kavgayı bırakana kadar... Ondan korkusu ya da ölümden korkusu olmamıştı kavgayı bırakma sebebi. Tek neden Elise'di kalbindeki acı ile arkasını döndüğünde Elise'in yerde yattığını görünce aklını kaybedecek gibi olmuştu. Hızlı bir şekilde sevdiği kadına giderken ilk iş nabzını kontrol etti. Hala nabzı atıyor ve nefes alıyordu bu iyiydi. Şimdi ise onu uyandırmak gerekecekti, Scarlett'ın da Elise den hiç bir farkı yoktu. Büyü yapıldığı ortadaydı, tek sorun kimin yaptığıydı. Bu durum ile ilgilenmesi gereken kişi ise yanında duruyordu. Aslında elise'e bunu yapan periyi kendi bulup yok etmek istese de Jared'a kızları emanet etme gibi bir düşüncesi yoktu. Sadece bir süre için sevgilisi ile ilgilendiği sırada Scarlett'ın başına gelenleri unutmuş değildi. O dile getirmemiş olabilirdi, bu durumda Elise belki de durumu anlamamıştı. Ama Jared'ın Scarlett'a ne yapmaya çalıştığını bir erkek olarak anlaması zor değildi. Bu yüzden ne olursa olsun iki kızı da ondan uzak tutmak zorundaydı. Gerçi bu da pek kolay olmayacaktı, sonuçta onları koruması gerekiyordu. Garip düşünceler içinde boğulurken perinin teklifini onaylaması ile ona baktı ve verdiği kağıdı aldı.
"Tamam ararım sende benim numaramı al ve dışarıdaki durumdan beni haberdar et"
Konuşmasının ardından kızlarla baş başa kaldığında onları karşılıklı koltuklara yatırıp rahat etmelerini sağladı. Hemen ardından uyandırmak için aklına gelen tüm büyüleri tek tek denemeye başladı. Basit büyüler elbette ilk elenenlerden oldu. Sonuçta kim olduğunu bile bilmediği ve aynı şekilde büyüyü bilmediği için bozmak oldukça zor olacaktı. Sonunda aklına gelen en zor büyüyü denedi her ikisi içinde. Uyumaktan çok birer ölüye benziyorlardı, hareketsiz bir şekilde bedenleri taş kesilmiş gibiydi. Hayatta olmalarını anlamanın tek yolu nefesleri ve nabızlarını kontrol etmekti. Yaptığı büyü sonrası iki kızın hareketlenmesi ile sonunda işe yaradığını anlayarak derin bir nefes aldı. Ama aldığı bu rahat nefesin etkisi fazla uzun sürmedi, bir anda ortaya çıkan kişiyi fark ettiğinde hızla onun yakasına yapıştı. Yüzüne baktığında onun Phin olduğunu anlamıştı. Yaydığı aura nedeni ile etrafına bakmasa da Rose'un da yanlarında olduğunu biliyordu. Phin'in yakasını bıraktıktan sonra konuşmaya başladı.
"Phin sen bu evi nereden biliyorsun burada ne işiniz var ikinizin birden hem de?"
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Paz Mart 03 2013, 19:47 | |
| Phin rose’a eve gitmesini söyledikten sonra oradan gitmek için birkaç adım atmıştı ki sevgilisinin itirazıyla adım atmayı kesip arkasını döndü. Sakin kalmaya çalışarak az önce bayılan güzel peri kızının gözlerine bakışlarını sabitleyip onun kendisiyle gelmesi gibi bir ihtimalin olmadığını ona oldukça kesin bir dille anlatmayı denedi. Sihirbazı tehlikedeydi, gideceği yerde neyle karşı karşıya kalacağını bilmiyordu. Rose daha yeni kendine gelmişti. Şimdi iyiydi ama böyle devam edeceği konusunda bir garanti yoktu. Büyük bir savaştan yeni çıkmışlardı ve güzel peri kızı o savaşta nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde düşmanın eline geçmişti. Yorgun görünüyordu. Eve gidip dinlenmesi onun için en iyi seçenekti. Perinin yaptığı büyünün ne olduğundan emin olamadığı için şuan bile endişeliydi. Kararlıydı kesinlikle sevgilisinin kendisini yeni bir bilinmezin ve tehlikenin içine atmayacaktı. Aşık olduğu kadına da bunu açık ve net bir şekilde söylemişti. Güzel peri kızının söyledikleriyse şaşkınlıkla ona bakmasına neden oldu. İlk şoku atlatır atlatmaz ''Beni tehdit mi ediyorsun sevgilim?" diye sordu. Bunun karşısında sevgilisinin sinsi bakışları ve gülümsemesiyle derin bir nefes alıp oflayarak dışarı verirken "Tamam sen kazandın benimle geliyorsun ama kesinlikle geri planda duracaksın" dedi.
Tehlikeli perilerle tek başına uğraşmasını istemediği için ikna olmak zorunda kalmıştı. Kendiyleyken de tehlikede olacaktı ama en azından onu koruma imkanı vardı. Bir gözü hep onun üzerinde olacaktı. Eğer onu almadan giderse sevgilisinin dediğini yapacağını bildiği için böyle bir tehlikeyi göze alamamıştı. Gözlerini kapatıp sihirbazının aurasına odaklanırken sevgilisinin elini sıkıca tuttu. İçinden küçük baş belasına bir şey olmaması için dua ederken sihirbazının aurasının en yoğun olduğu yere odaklanıp bir büyü mırıldandı. Gözlerini açtığında bir evdeydi. Yakasından tutulmasıyla oda hiç düşünmeden karşısındaki perinin yakasından tutarak ona yumruk atmak için hazırlanmıştı ki perinin yüzünü görünce yumruğu havada asılı kalmıştı. Leon’un yakasını bırakarak sarf ettiği sözler sinir katsayısını arttırırken gözleri evin içinde sihirbazını arıyordu. Sonunda scarlett’ı gördüğünde rahat bir nefes aldı. Elise’i gördüğündeyse oldukça şaşırmıştı. Sihirbazının hala tehlikede olduğunu hissediyordu ve şuan rose ile kendisi haricindeki tek peri leon’du.
Gözlerini perinin gözlerine dikip yakasından tutarak "Asıl senin sihirbazım ve kuzeninin yanında ne işin var?" diye sordu. Rose’un varlığını önemsemeden leon’u kendine yaklaştırarak "Bana bak leon yeni bir savaştan çıktım ve sevgilime büyü yapan aşağılık herifin tekini elimden kaçırdım bu yüzden oldukça sinirliyim. Sabır denen şeye sahip olmadığımı iyi bilirsin şimdi bana hemen burada neler olduğunu ve sihirbazımla kuzeninin yanında ne halt ettiğini anlat. Scarlett’ın tehlikede olduğunu hala hissediyorum ve şuan etrafta bizim haricimizde gördüğüm aynı zamanda aurasını hissettiğim tek peri sensin eldeki tek şüphelinin sen olduğundan bahsetmeme gerek yok sanırım" diyerek leon’un yakasını sertçe bıraktı. Daha sonra gözlerini onun gözlerinden ayırmadan "Eğer amacın biraz eğlenmekse bu pis işe sihirbazım ve kuzenini karıştırmamanı öneririm. Aslında biliyormusun kızlarla ne işin olduğu umurumda bile değil sadece onlardan uzak dur" diye onu uyardı.
En son Phin tarafından Ptsi Mart 04 2013, 01:22 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Rosemary Ruby Silent Su Perisi
Mesaj Sayısı : 261 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Peri kızı
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 01:09 | |
| Sevgilisinin onu geride bırakma çabasına katlanamıyordu. Aslında evet onun için endişelendiğini biliyordu ve bunu bilmek onun için gerçekten mutluluk verici bir şeydi. Sevdiğin birinin sana değer verdiğini bilmek... Ama işte şu an ki durum da bunun aksini istiyordu. Phin her nereye gidiyorsa onunla gitmek istiyordu. Az önce neden bayıldığı konusunda en ufak bir fikri yoktu. Dahası ciddi bir şüpheye düşmüştü. Felix'in ona büyü yapmadığına neredeyse emindi peki o halde bayılmasının altındaki gerçek neden neydi? Belki de endişelenmesi gerekiyordu hatta Phin'i dinleyip eve gitmeli ve dinlenmeliydi. Biraz düşününce yorucu geçen günlerin sayısı oldukça artmıştı. Artık bedeni bu kadarına dayanamadığı için tepki vermiş de olabilirdi. Sevdiği erkeğin ısrarları ise bu düşüncelerini uzaklaştırıp tamamen tek bir noktaya odaklanmasını sağlıyordu. Sevdiği erkekle gitmek... Endişe gözlerinden belliydi. Her ne oluyorsa bu endişeli gözler çok kötü bir şeyin olduğunu gösteriyordu ve bu durumda onu bırakıp eve gitmek asla bir seçenek değildi. Phin'in yanında olmalıydı. Yaptığı tehdit işe yaradığında yüzündeki sinsi bakışlar yerini sevdiği erkeğe bakan tutku bakışlara bıraktı. Phin'in elini sıkı sıkı tuttuktan sonra ona biraz daha yaklaştı.
"Tamam istediğin gibi olsun sevgilim geride kalırım"
Konuşmasından sonra Phin'in büyü yapmasını bekledi. Kısa süre sonra Scarlett'ın yanında olacaklardı. Gözlerinde tutkulu bakışlar olsa da içten içe bir endişe kapladı bedenini. Scarlett'ın nasıl olduğunu merak ediyordu ve Phin büyü yaparken içten içe iyi olmasını ümit ediyordu. Kısa sürede büyünün etkisiyle kendilerini bir odada bulmuşlardı. Hemen hissettiği aura ile önce kendini hazırladı ama auradaki tanıdık gelen şey onu durdurdu. Şaşkınlık ile Phin'in yakasına yapışan kişiye baktı. Onun Leon olduğunu anladığında rahatlamanın yanında şaşkınlık ile adını söyledi. Kafasının içindeki soruları Phin sorduğu için sessizce beklerken iki perini atışmalarını izledi. O an bu duruma giderek daha fazla alıştığını fark etti. Leon ve sevgilisi ne zaman karşılaşsa aralarında bu garip durum ortaya çıkıyordu. Zaten birbirlerini sevmek zorunda değillerdi ama yine de daha az kavga etmelerini isterdi. Kızların ve Leon'un içinde bulunduğu bakış açısı ile Phin'e ters ters baktı.
"Phin emin ol bu Leon'un tarzı değil"
Konuşmasından sonra kızlarla ilgilenmek için onlara yaklaştı. Ama attığı ilk adımda aniden karnına giren ağrı ile karnını tuttu ve canının acıdığını belli eden bir es firar etti dudaklarından. Sonra aniden yine aynı baş dönmesi kendini gösterdi. Neler olduğunu bile anlamadan kendinden geçmişti. | |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 01:55 | |
| Bir anda bir perinin üstelikle bu malikanede ortaya çıkması hiçte hayırlı bir durum değildi. Bu malikaneyi onun dışında bilen hiç kimse yoktu. Evini ailesi orada yaşadığı için biliyor olabilirlerdi. Ama burası tamamen neredeyse dünyadan soyutlanarak oluşturulmuş bir yerdi. Yaptığı onca büyünün karşılığı olarak buraya hiç kimsenin hiç bir şekilde ayak basmaması gerekiyordu. Gerçi bilinmeyen bir yere ayak basılamayacağı için malikane ile ilgili yapmadığı tek büyü davetsiz misafirlerle ilgili olan kısımdı. Şu saniyeden sonra da bu büyüyü yapmaya aklına not ettikten sonra birden ortaya çıkan perinin yakasına yapıştı. Kısa bir süre gördüğü peri yüzünden şaşkınlığa uğrasa da kendini toparlayıp ellerini periden çekti. Ama kısa bir süre sonra Phin yakasına yapışmış ve konuşmaya başlamıştı. Onu dinlerken göz ucuyla Scarlett'a baktı. Ona bakmak yeniden yıl başı gecesini hatırlamasını sağladı. Sihirbazı o gece Phin ve Rose ile görmüştü. Onların yanında olmasının nedenini ise şimdi öğreniyordu. Scarlett, Phin'in sihirbazıydı. Şaşkınlığı geçtikten sonra kendini Phin'in ellerinden kurtarıp kısa bir süre düşündü. İçinde bulundukları bu durumu nasıl ele alsa karar veremiyordu. Garip bir tesadüf müydü yoksa kaderin bir oyunu mu? Meleği ile arasına giren kişi ile aynı ailenin perisi olmak...
"Seni anladım Scarlett'ın perisinin demek bende Elise'in pesiyim Phin. Sence bu duruma ne denir. Tesadüf mü yoksa kader mi?"
Sözlerinin ardından gözü meleğine takıldı. Gözlerinde gördüğü şey onu rahatsız etmişti bir anda. Kısa süre sonra Phin'in yeniden konuşmaya başlaması ile içinde aniden ortaya çıkan öfkeye engel olamadı. Meleğine büyü yapan peri her kim ise onu şu an öldürmek için yanıp tutuşuyordu adeta. Bu kontrol edemediği bir durumdu ve aslında kontrol etmekte istediği söylenemezdi. Rose onun için her zaman değerli olmuştu. Ona zarar veren kişiyi hiç düşünmeden öldürebilecek kadar ona değer veriyordu. Ama şimdilik Rose'un iyi olduğunu görmek şimdiki önceliğine odaklanma konusunda ona yardımcı oldu. Kızlar ile içinde bulunduğu duruma Phin'in bakış açısı neredeyse kahkaha atmasına neden olacaktı. O bir şey söyleme için ağzını açamadan Rose'un konuşması onu gülümseten şey oldu. Meleği onu kesinlikle iyi tanıyordu. Üstelik Phin'in bilmediği şey kızlar ile pis işleri olma ihtimali olan perinin onlar gelmeden bir süre önce gitmiş olmasıydı.
"Meleğim haklı Phin böyle bir durumla kızları ağıma düşürmek hiçte benim tarzım değil. Sana Elise'in sihirbazını olduğumu söyledim sende Scarlett'ın sihirbazı olduğuna göre bazı şeyleri bilmen gerek. Elise ve Scarlett güç delisi manyak bir peri tarafından kaçırılmıştı bende onları zoraki ortağım ile kurtardım ve buraya getirdim. Ama bir süre önce her iki kızda bayıldı, merak etme en son yaptığım büyü ile kendilerine geleceklerdir. Hatta hareket etmeye başladılar bile uyandıkları zaman onları da dinlersin bana inanmama ihtimaline karşılık. Ayrıca kızın perisi olarak diğer ortakta sen oluyorsun demektir sonuçta kızı korumak isteyeceksin."
Açıklama sonrası bakışları yeniden sevdiği kıza çevrildi. Evet hareket etmeye başlamışlardı ve kısa sürede uyanmış olacaklarına artık kesin emin olduğunda gözleri meleğine takıldı. Ani çığlığı ile ona yaklaştı. Kendinden geçmek üzereyken onu tutmak istedi ama Phin ondan önce atılmıştı. Meleği Phin'in kucağındayken elini Rose'un alnına koydu ve yavaşça saçlarını okşarken.
"Onu üst kattaki odalardan birine yatır istersen onun nesi var. Daha önce hiç bu kadar solgun görmemiştim meleğimi"
| |
|
| |
Elise Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 207 Kayıt tarihi : 23/10/12 Yaş : 33 Nerden : İstanbul Lakap : yok
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 03:30 | |
| Elise Jared denen periye ondan ne kadar rahatsız olsa da kuzenini kurtardığı için ona teşekkür etmek zorunda hissediyordu kendini. Ondan neden hoşlanmadığını bilmiyor olsa da saçma sapan bir his yüzünden minnettarlığını dile getirmekten vazgeçmeyecekti. İçindeki inatla buna değmez boş ver diye bağıran sesi zorlukla susturup söyleyeceği sözleri toparlamaya çalıştı. Derin bir nefes alıp ''Jared ben kuzenimi kurtardığın için…''diye söze başlamıştı ki teşekkür ederim diyemeden jared denen perinin belinden tutup onu kendine çekerek bedenini onun bedenine yaslamasıyla sözleri yarım kalmıştı. Çok geçmeden dudaklarında hissettiği dudaklarla gözleri şaşkınlıkla açılırken birkaç saniye hareketsiz kaldı. Sonrasında perinin ellerinden kurtulmaya çalışmıştı fakat ne kadar çırpınırsa çırpınsın onu kendinden uzaklaştıramamış ve kollarından kurtulamamıştı. Onun öpücüğüne karşılık vermiyor olsa da şuan kendini oldukça kötü hissediyordu. Perinin sonunda geri çekilerek yaptığı açıklama karşısında öfkeden deliye dönmüştü. Sinirle ''Sen aşağılık birisin bırak beni'' diye bağırdı fakat perinin hiçte onu bırakmaya niyeti yok gibiydi.
Leon tarafından hızla çekildiğini hissettiğinde birkaç saniyede perinin kollarından kurtulmuştu. O daha neler olduğunu anlamadan jared’ın yediği yumrukla olduğu yerde kaldı. Sevgilisinin de sert bir yumruk yemesiyle endişeyle ''Leon...'' dedi fakat sevgilisi onu duymuyor gibiydi. İkisi de dünyadan soyutlanmıştı tek ilgilendikleri birbirleriydi. Elise endişeyle onları izlerken bu kavgayı nasıl sonlandırabileceğini düşünüyordu. Çünkü işlerin gittikçe kötüleştiğini anlamak zor değildi. Kavga her geçen saniye şiddetini arttırırken ve elise telaşla onları durdurmak için ne yapabileceğini düşünürken başına giren ağrının hemen ardından etraf dönmeye başlamıştı. Kendini hiç olmadığı kadar yorgun hissetti. Beynindeki acı tüm vücuduna dalga dalga yayılırken ayakta duracak gücü kalmadığını hissetti. Sendelediğinde dengesini sağlamak için tutunacak bir yer aramış ama bulamamıştı. Gözleri kapanıp yere yığılırken kendiyle beraber yanlışlıkla çarptığı vazo da yere düşmüştü. Büyük bir karanlığın içinde bulmuştu kendini neden kaçtığını bilmiyordu ama çok korkmuştu. Arada arkasına bakıyor ve adımlarını daha da hızlandırıyordu. O koşmaya devam ederken kalbinden başlayarak tüm bedenine yayılan tatlı ve oldukça hoş olan sıcaklıkla durdu. Garip bir şekilde kendini güvende hissediyordu. Oysa etrafında ondan başka kimse yoktu ve oldukça korkutucu bir şeyden kaçıyordu. Etrafta ona yardım edebilecek kimse yokken kendini güvende hissetmesi tuhaftı. Bir süre sonra karanlık tamamen kaybolmuştu.
Yerinde rahatsızca kımıldadıktan sonra kulağına dolan seslerle yavaşça gözlerini açtı. Birkaç dakika yerinden kalkmayıp tavanı izlerken olanlar yavaşça zihnine dolmaya başlamıştı. Her şeyi hatırladığında ''Leon'' diyerek hızla yerinden doğruldu. En son o periyle kavga ediyordu peki ne olmuştu? İyi miydi? Bunları düşünürken yerinden hızla doğrulmasıyla başına giren ağrıyla ''ahh kahretsin…'' diyerek bir elini başına götürerek etrafa bakmaya başladı. Gözüne ilk çarpan kişi phin’di. Ardından onun kucağındaki rose’u görmüştü. ''Phin? Rose iyi mi? Ona ne oldu?'' diye sorduğu sırada kuzenini gördü oda yeni yeni kendine geliyordu. Gözlerini kuzenine dikerek ''Scarlett… Nasıl hissediyorsun?'' sordu fakat cevabını görünüşüyle çoktan almıştı ''Anladım tıpkı benim gibi berbat hissediyorsun'' derken sevgilisiyle göz göze geldi. Yerinden zorda olsa doğrulup ayağa kalktı. Birkaç adım attığında sendelemiş ve kendini sevgilisinin kollarında bulmuştu. Gülümseyerek ''İyi olmana sevindim sevgilim senin için fazlasıyla endişelenmiştim. '' diyerek ona sarıldıktan sonra aklına o aşağılık peri geldi. Ona ne olduğu çok umurunda olmasa da sırf merakına yenik düşerek gözlerini sevgilisinin gözlerine dikerek ''Bize ne oldu?'' diye sordu önce sonrasında cesaretini toplayarak ''Şey peki... Jared denen o aşağılık periye ne oldu?'' diye sordu. | |
|
| |
Scarlett Demon Sihirbaz
Mesaj Sayısı : 758 Kayıt tarihi : 01/06/12 Yaş : 32 Lakap : Katil, kan emici, dengesiz, psikopat
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 12:06 | |
| İçeri doğru adımlar atarken neredeyse ağlamak üzereydi. Leon ve Elise gelmeden önce Jared'ın söylediği kelimeler sürekli beyninde dönüp duruyordu; ''Bana zevk almadığını söyleyemezsin öpücüğüme karşılık verdiğini hatırlatırım''. Bu cümleye itiraz etmek istiyordu ama edemiyordu. Çünkü itiraz etmek sadece kendini kandırmak olurdu. Peri onu öperken en başta kurtulmak istemişti hatta bunun için çok uğraşmıştı. Sonra ise bir anda kendini öperken buldu. Tadı sanki beynini uyuşturmuştu ve Jared çok güzel öpüşüyordu. Bedeninde hissettiği dokunuşları hiç istemiyor olmasına rağmen bedeni karşılık vermeye başlamıştı ve lanet olsun ki gerçekten zevk almıştı. Ona karşılık verdiği süre ne kadar az olsa da içinde taşıdığı pişmanlık o kadar küçük değildi ne yazık ki. Kendini çok kötü hissediyordu. Kalbi Dante'e aitken o periyi nasıl öpebilmişti. Kendinden nefret ediyordu. Ağlamamak için büyük bir savaş verirken kendini koltuklardan birine attı. Derin nefesler alıyor ve sakin olmaya çalışıyordu. Kuzeni yanına geldiğinde gözlerini ondan kaçırdı bu normalde yapmadığı bir şeydi. Ama suçluluğu adeta yüzüne yansımış gibiydi. Bir süre sonra Jared2ın gelmesi ile suçluluk büyük bir öfkeye dönüştü. Periyi görmeye tahammülü bile yoktu. Kısa süre sonra kuzeninin ne yapmaya çalıştığını fark ettiğinde onu durdurmak istedi. O teşekkürü bile hak etmeyen aşağılık biriydi. Ama o daha bir şey yapama peri yine bir adilik yaparak kuzenini öpmüştü. O perinin kafasını koparmak istiyordu şu an gücünü üzerinde kullanıp kalbini zevkle durdurmak istiyordu. Leon ile Jared'ın arasında başlayan kavgayı kısa bir süre ama sonrasında ani bir acı tüm bedenini kapladığında başı dönmeye başladı. Neler oluyordu böyle hissettiği acının bir süre geçmesini bekledi. Kavgayı izlerken ayağa kalkmıştı şimdi ise tekrar koltuğa gömüldü. Kısa sürede kendini kaybetmişti.
Büyük bir karanlığın içine düşmüştü sanki nerede olduğunu bilmiyordu. ama artık bu durum onu şaşırtmıyordu. Sürekli olarak başına gelen bu duruma artık istemiyor olsa da alışmış olması aslında daha fazla rahatsız ediciydi. Yapabileceği ise hiç bir şey yoktu. Bazen gücünün neden işe yaramadığını merak ediyordu. Sürekli olarak kendini kaybettikten sonra düzelmesinin nedeni olarak lanetin, mucizevi kısmının işe karıştığını düşünmüştü. O anda ise Jared'ın ona yaptığı engel geldi aklına... Lanet peri gücünü kapattığı için hiç bir şey yapamıyordu. Bedeninde hissettiği korkunç rahatsızlık bir süre sonra kalktığında yavaşça gözlerini açtı. Hissetti aura ile bir anda Phin'i fark ettiğinde koşarak ona sarılmak istedi. Ama Rose'u kucağında baygın gördüğünde telaşla Phin'in yanına gitti. Onun koluna dokundu. Onu görmek ağlama dürtüsünü arttırmıştı artık tutamıyordu. Gözlerinden yaşlar akarken konuşmaya başladı.
"Phin iyi ki buradasın. Rose onun nesi var ve Leon umarım Jared'ı işkence ederek öldürmüşsündür"
| |
|
| |
Phin Silent Toprak Perisi
Mesaj Sayısı : 230 Kayıt tarihi : 13/06/12 Nerden : İstanbul Lakap : Serseri peri
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 13:29 | |
| Phin duyduğu şeyle tüm duyuları kapanmış bir şekilde şaşkınlıkla ''Ne?'' demişti. Hala duyduğunun doğru olup olmadığına karar verememişti. İlk şoku atlatır atlatmaz şaşkınlıkla ''Bir dakika sen ne dedin? Elise’in perisi misin? Gerçekten mi? Yani ben yanlış duymadım dimi?'' diye sordu. Bu perinin varlığına bile katlanamazken onunla aynı aile üyelerinin perileri olduğunu öğrenmek yeterince kötüydü ama onun elise’in perisi olduğunu öğrenmek daha da kötüydü. Kızlar birbirine düşkündü ve çoğunlukla birlikte takılırlardı bu da leon’la istemese de sık sık görüşeceği anlamına geliyordu. Leon’un sorduğu soruyu ''Ben bu duruma kaderin kötü bir oyunu demeyi tercih ederim. Birbirimizin varlığına bile katlanamazken aynı ailenin perileri olmamız üstelik birbirinden neredeyse hiç ayrılmayan iki kuzenin perisi olmamız kaderin kötü bir oyunundan başka bir şey olamaz.'' Diye yanıtladı. Olanları sindirmeye çalışıyordu. Başına en son gelmesini isteyeceği şeyin onu bulması şansızlıktı herhalde. Duyduklarını hazmedemezken leon’un söyledikleriyle ikinci şokunu yaşaması uzun sürmemişti. ''Zoraki ortak? Kızları güç delisi bir peri neden istesin ki? Ne? Biz seninle neden ortak oluyoruz ki? Sonuçta oradaki tüm perileri öldürüp kızları kurtardın değil mi? O zaman sorun kalmadı demektir. Kızların bayılma nedeni neydi?'' diye sordu.
Anlaşılan oturup uzun uzun konuşmaları gereken çok fazla konu vardı. Tüm dikkatini kızlarla ilgili konuya vermişken içinde oluşan huzursuzlukla beraber gözlerini önce sihirbazına ardından sevgilisine dikti. Rose’un çığlığı ardından hızla ona doğru ilerledi. Sevgilisi kendinden geçip yere düşerken onu son anda yakalayıp kucağına aldı. Leon’un ona dokunması onu eskisi kadar rahatsız etmediğini fark etti. Sorusu üzerine endişeli gözlerini sevgilisinden çekip boş gözlerle ortağına baktı. Ona cevap vermek üzereyken elise’in sesini duymasıyla kızlara döndü. ''Sonunda uyandılar'' dedi. Gözlerini sihirbazına dikerek ''Merhaba kızlar uyandığınızı ve iyi olduğunuzu görmek güzel'' dedi. Elise dengesini kaybedip sendelediğinde leon’un telaşla koşturması tuhafına gitse de peri sihirbaz ilişkisinin nasıl olduğunu bildiğinden önemsememişti. Elise’in ağzından sevgilim kelimesini duyana kadar. Gözlerini elise’e dikerek ''Ne? Sevgilim mi?'' diye sordu.
Kolunda hissettiği dokunuşla gözlerini sihirbazına çevirdi. Ağlıyordu ve kendini ne kadar berbat hissettiğini de hissedebiliyordu. Söylediklerinin ardından kaşlarını çatarak leon’a bakarak ''Bu jared bizim bildiğimiz jared mı? Hani ünlü katil? Sen onunla mı kapıştın?'' diye sordu. Sonra derin bir nefes alarak ''Tamam bu kadarı fazla bunları daha sonra konuşuruz merak etmeyin kızlar rose iyi sadece son zamanlarda fazla yoruldu. Biraz dinlenmesi gerekiyor hepsi bu iyi olacak. Ben onu eve götüreyim en iyisi onun iyi olduğundan emin olduğumda geri gelirim ve her şeyi daha ayrıntılı konuşuruz. Scarlett tatlım neler hissettiğini biliyorum. Bana ihtiyacın olduğunun da farkındayım söz veriyorum en kısa sürede geri geleceğim. Elise senin yanında zaten ve ne oldu bilmiyorum ama kendini hiçbir şey için suçlama çünkü eminim her ne olduysa bunda senin bir hatan yoktur. İstemeden olmuştur.'' Diyerek sihirbazını alnından öptü. Onun hissettiği tüm duyguları kendisi de hissettiği için büyük bir suçluluk hissettiğini biliyordu. Gitmeden önce leon’a bakıp ''Onlara dikkat et'' diyerek gözlerini kapamış ve bir büyü mırıldanarak oradan sevgilisiyle beraber ayrılıp evine gitmişti. | |
|
| |
Leon S. Dekker Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 264 Kayıt tarihi : 22/10/12 Yaş : 33
| Konu: Geri: Küçük Pürüzler Ptsi Mart 04 2013, 13:44 | |
| Phin'in şaşkınlığı onu eğlendirmeye yetmişti. Her şeyi kabullenip hazmetmesi uzun zaman alacak gibi görünüyordu. Söylediği sözlere verdiği tepkiler gerçekten komikti. Derin bir nefes alarak tüm şaşırma cümlelerinin bitmesine karar verdi. Jared ile zaten zordaki ortak olmuşlardı, şimdi ise Phin ile ortak olmalıydı. Sonuçta o Scarlett'ın perisiydi ve bu işin içinde olması gerekiyordu. Hem kısa bir süre düşündü de Jared yerine Phin'i ortak olarak yanında görmekten daha mutlu olacaktı. Sonunda son sorusu geldiğinde ona cevap vermeye başladı.
"Aynı düşüncedeyim Phin bu sadece bir oyun olmalı, ama yapacak bir şey yok. Sihirbazlarımız tehlikede ve biz onları korumak zorundayız. Elise'e bir şey olmasına izin veremem. Ayrıca neden bayıldıklarını bil bilmiyorum zaten sırf o yüzden onları uyandırmam bu kadar uzun sürdü. Ayrıca evet perileri öldürdük ama sadece büyük adamın oyuncakları olan periler durum bundan biraz daha karışık"
Konuşmasına devam edecekti ama meleğinin çığlığı bunu gölgeleyen şey oldu. Onun kötü olduğunu görmek kendini kötü hissetmesine neden oluyordu. Rose'a dokunup solgun teninde ellerini gezdirdi kısa bir süre ardından kızların uyanması ile onlara bakmaya başladı. Sonrasında hızla elise'in yanına gidip onu kollarının arasına aldı. Hala korkuyordu ve ne yazık ki korkmakta sonuna kadar haklıydı. Elise'in sözleri ile sevgilisine kısa bir öpücük kondurdu Phin'in buna da tepkisi gecikmemişti. Kafasının allak bullak olduğu her halinden belliydi. Etraflarında kızlar olmadan onunla yalnız konuşması gerekiyordu en çokta Jared konusunda. Scarlett'a baktı kısa bir süre yüzündeki hüzün onu rahatsız etmeye başlamıştı nedenini bilmiyordu ama bu kıza birden değer vermeye başlamıştı. Phin'e bakarken elini elise'in beline koydu.
"Evet Phin ben Elise'in hem perisi hemde sevgilisiyim, biraz karmaşık bir durum ve evet bu Jared o Jared oluyor katil olan ve sıkı dur kızların peşindeki kişide onu eğiten adam amcası ama Jared onu durdurmaya karar erdi ve bizim yanımızda.... Scarlett sana gelince üzme kendini onu her ne kadar öldürmek istesem de bunu söylemekten nefret ediyorum ona ihtiyacımız var... Merak etme kızlar bana emanet ve sende meleğime iyi bak gerçi bu konuda artık pek şüphem kalmadı"
Kısa süre için de Phin ve Rose gözden kayboldu. Ona ne olduğunu gerçekten merak ediyordu. Ama aynı şekilde onun güçlü bir kız olduğunu da biliyordu. Diğer türlü bunca zaman Leon ile vakit geçirip hayatta kalamazdı.
| |
|
| |
| Küçük Pürüzler | |
|