Küçük Kaçamak

Su dolu küvetin içinde ruhunu ve bedenini dinlendirirken aklında geçen haftaki piknikte geçirdiği güzel anları düşünüyordu. Birden aklına dahiyane sayılabilecek bir fikir geldi. Bir el hareketiyle büyü yapıp telefonunu yanına getirdi. İki günlük küçük bir kaçamağa hayır diyemeyeceğini düşündü. Telefonun tuşlarını çevirdi. “Bay Duatre görüşmeyeli nasılsınız?” Uzunca görüşmelerinin ardından sonunda son sözü söyleyebilmişti.  Peki, o zaman hafta sonuna ayırttığım villayı kiralıyorum. Yarın hesabınıza gönderirim parayı.” Telefonu kapattıktan sonra küvetin içinden çıktı ve kurulandı. Vücudunun diriliğin bu banyolara borçluydu. Aynanın karşısında vücudunu incelemeye koyuldu. İstediği gibi sağlam ve yapılıydı. Biraz erkeklik uzvuyla da oynadıktan sonra odasına doğru yürüdü.  Dolabı açtı ve rahat bir şeyler giyindi. Daha sonra da iki çanta çıkardı. Eşyalarını kontrol etti. Uzunca bir karar verme aşamasından sonra kıyafetlerini yerleştirdi.  İç çamaşırı dahi seçemeyen bir adam için biraz hızlı bile sayılabilirdi. Daha sonra da hızla kişisel bakım malzemelerini yerleştirdi.  Kat’in onda olan eşyalarından iki günlük bir çanta hazırladı.  Mutfağa gittiğinde birkaç yiyecek malzemesi aldı ve çantaya koyup dışarı çıktığında önce etrafı yokladı.  Ardından birkaç sözcük mırıldanıp evi koruma tılsımını aktive etti. Manava ve markete uğrayıp hızla soluğu Kat’in evinin önünde aldı.

Son bir kez bagajdaki kıyafetleri ve diğer malzemeleri de kontrol etti. Arabaya geçmeden hemen önce arabanın dikiz aynasında saçını başını da kontrol etti.  Her zamanki şirin sinsi gülümsemesiyle adeta aynanın karşısında kendisini beğenmişlik taslıyordu.  Kat’in geldiğini fark etmemişti bile hemen arkasını döndüğünde kendisine doğru gelen Kat’i gördü. Gülümsedi. Fakat bu sefer sinsi değil keyifli bir gülümsemeydi. Kat’in bakışları da eskisi gibi değildi. O da Fransisco’ya gülümsemişti. Bu sefer anlamlıydı. Yanına gelir gelmez Kat’in  ellerini tuttu. “Hoş geldin.” Kızın gözlerinin içine baktı.  Gözleri gözlerine değdiğinde gözlerinin içi gülüyordu. “Sana bir sürprizim var atla arabaya.”

"Demek yeni bir sürpriz... Aynı hafta içinde ikinci kere... Beni şımartıyorsun aynı zamanda da şaşırtıyorsun..."Biraz bekledi. “Hadi arabaya!” Arabaya bindiklerinde Kat’in meraktan çatladığını düşünüyordu. Alaycı gülümsemesine devam etti. “Sana çok özel bir sürprizim var. Hafta sonu için bir yazlık kiraladım. İki gün için…” Biraz şaşırdığını düşündü hazırlıksız yakalanmıştı Kat. Bunun böyle olduğunu düşünüyordu en azından Fransisco, biraz bekledi. Teakrar alaycı bir şekilde gülümsedi. “Merak etme bizim için her şeyi ayarladım.” Biraz daha duraksadı. On saniye sonra tekrar konuşmaya başladı. “Beni bilirsin. Ben en ince ayrıntısına kadar her şeyi ayarlarım.” Bir özgüven patlaması yaşayabilirdi. Kat’i daha fazla sıkmak istemedi. Birkaç saniyeliğine de olsa başını Kat’e çevirdi. Yoksa geçen seferki gibi kazadan kıl payı dönebilirdi. Gözlerine bakmamaya çalıştı. “Eee.. Ne düşünüyorsun?”

Fransisco’ya doğru uzandığında genç kızın ince parmaklarını boynunda gezinirken hissettiğinde boynuna kondurduğu iç gıdaklayıcı öpücükler ve dudaklarının boynunun üzerindeki dansı kulak memesini ağzına almasıyla iç gıdıklayıcı nefesini bir inilti misali kulağına üfleyince zirveye ulaştığında araba birazcık yoldan çıkmıştı. İçinde hazzın verdiği iç gıdıklayıcı bir titreme hissetti. Geri çekildi. ”Bu fikre gerçekten bayıldım... " Hazzın ve mutluluğun verdiği bir gülümseme suretine yerleşir iken gözleriyle manalı bir şekilde bakış attıktan sonra hemen başını yola doğru çevirdi. Araba biraz yoldan çıktığını fark edince arabayı yola soktu. Yol boyunca daha fazla kıza bakmamak için kendisini zor tuttu. Kendisini hayallere bıraktı. Yol boyunca sıkılmamak için tatilin hayalini kurdu. Tatilin hayali bile bu ten düşkünü adamı çıldırtmaya yetmişti.

Villaya vardıklarında hızla arabaya yöneldi. Kat’in kapısını açtı. “Matmazel” Demesinin ardından yarı reverans yaparak elini villaya doğru çevirdi. Kat, arabadan iner inmez bagaja doğru koştu. Bagajı açtı ve içindekileri bir alışveriş sepetine koyup villaya doğru hepsini taşıdı. Cebinden anahtarı çıkarıp villanın kapısını açtığında lüksün ve ihtişamın raks ettiği küçük tek katlı villa Fransisco’yu kendisinden almıştı. Heyecanından çenesi düşmeye başladı. Elindekileri bırakıp mutfağa doğru koştu. “Burası mutfak, burası da oturma odası. Oturma odasıyla mutfağın aynı yerde olması sorun olmaz umarım.” Kızın konuşmasına bile fırsat vermeden odalarını gösterdi. “Burası da odamız. “ Genç kıza döndü. Ellerini tutup gözlerinin içine baktı. Yapacağını yapmasına rağmen böyle bir namus kumkumalığı yapmanın tam zamanıydı. Kat’i biraz etkileyeceğini, hatta duygulandıracağını biliyordu. “İstersen bir oda daha var orada kalabilirim.” Yaklaşık sekiz saniye bakıştıktan sonra ilk hamleyi Fransisco yaptı. Kızı bir kez daha elinden tutup aşağıya bodrum katına doğru indirdi. “Hadi gel bak burası yüzme havuzu. Şu kapının arkasında da jakuzi var.” Tekrar kıza döndü. Ellerini tutup gözlerinin içine baktı. “Kusura bakma biraz heyecanlandım galiba.” Biraz daha gülümsedi. Heyecanlanmasının kendisini şirin gösterdiğini düşünüyordu. Uzun süredir bukadar çenesi düşük ve heyecanlı değildi. Aralarındaki ilişkinin ten çekiminden daha farklı bir hal olması Fransisco için korkutucu gibi görünse de bunu bir kenara bıraktı. Gözlerini tekrar Kat’in gözleriyle buluşturdu. “Ne düşünüyorsun? Umarım beğenmişsindir.”

Spoiler:

Bir kız tarafından duvara yapıştırılmak alışkın olduğu bir durum değildi. İlk bir iki saniye bir tedirginlik hissetse de hoşuna gitmişti. Sıcacık ellerini teninde hissettiğinde sıcaklığın tenine geçtiğini fark etti. “Öncelikle sakin ol! Heyecanın gözlerinden okunuyor.” Kat’in parmakları Fransisco’nun göğüs hizasında dans eder iken öpücükleriyle boynunu mesh ediyordu adeta. En sonunda dudaklarında buluşmuştu. İyiden iyiye zıvanadan çıkmak üzereydi. Kız başını geri çekilnce derin bir nefes alıp verdi. Teni hala teindeydi. “Her şeye bayıldım. Tek bir şey dışında… Başka odada yatmanı kabul edemem. Buraya kadar gelmişken…” Fransisco’nun kulağına doğru eğildi. “Üzerinde yatmayı tercih ederim. Çıplak olarak.” Şehvetli bir nefes alıp verdi. Kat, genç yaşına rağmen işini biliyordu. Fransisco’yu baştan çıkartmak uzmanlık alanı gibi bir şey olmuştu.  Sinsi gülümsemesi dudağının kenarına yerleşir iken ani bir manevrayla ve var gücüyle Kat’i duvara yapıştırdı. Kızın ellerlini tek eliyle bir yerde buluşturdu. Tüm gücüyle dudaklarına ve boynuna kenetlendi. Hormonlarını kontrol edemeyen bir hayvandan farksız hissediyordu kendisini. Var gücüyle öper iken kızı Bir yandan da diğer elini kızın eteğinin altına soktu. Fransisco zevkten kudurup inlemeye başladı. Dudaklarını bırakıp geri çekilir iken kızın gözlerine baktı. Tekrar sinsi ve şirin bir şekilde gülümsedi. “Havuza girelim mi?” Der demez tekrar cevap beklemeden soyunmaya başladı. Kat onun soyunuşunu zevk alıyormuş gibi izliyordu. Bir striptizci edasıyla önce tişörtünü çıkardı. Ardından da çoraplarını ve pantolonunu… İçine giydiği tüm vücut hatlarını ortaya çıkaran siyah mayosuyla kalakalmıştı. Gülümsedi.  Tekrar Kat’in yanına sokuldu. Çıplak bir vaziyetteydi. Kollarını duvara dayadı ve kızı daracık bir alana hapsetti. Tutkulu bir ses tonuyla dudaklarından sözcükler dökülmeye başlamıştı. “Hadi sen de bikinini giy ve gel. Seni havuzda bekliyor olacağım.” Dudağına küçük bir buse kondurup birkaç geri adım attıktan sonra suya atladı.

Spoiler:

[/spoiler]
Yanlarındaki çantayı karıştırıp bikinisini çıkarttı. Yanında giyinecekti. Kadının çıplak vücudu Fransisco için bir göz banyosu olmuştu. Suya atladılar. Yüzme yarışları ve şakalaşmaların ardından suyun iyi geldiğini söylemesi üzerine biraz daha havuz sefası yaptılar. Beklemediği bir anda Kat, Fransisco’nun yanına yaklaştı. Arkasından sarılıp boynuna küçük bir öpücü kondurduğunda eriyip gittiğini fark etti.  "Havuzdan sonra sırada ne var?  Merak ettim..." Dudağının kenarındaki sinsi ifadesi küçük bir yaramazlığın habercisiydi. Kızı bir kez daha ani bir manevrayla havuzun kıyısına sıkıştırdı. Kolları arasında hapsetmişti Kat’i. İmalı bakışlarını kızın üzerine dikti. Tekrar sıkıştırmıştı kızı. “Gerçekten de ne var merak ediyor musun?” Seri bir hareketle elini kızın beline dolayıp göğsünü öpücüklere boğmaya başladı. Ara sıra nefes alıyor hızlı hızlı kızı öpüyordu. Kızı belinden tutup havuzun dışına kaldırdı. Kat’in bikinisin üzerini çıkarır çıkarmaz Kat’in üzerine yattı. Kızın boynunu öpüyordu. Boynundan dudaklarına doğru çıktığında var gücüyle kızı ateşli ve tutkulu bir öpücüğe boğdu. Dudaklarından boynuna, boynundan göğsüne, göğsünden karnına der iken daha aşağı noktalara doğru iniyordu. Son bir el hareketiyle kızın üzerindeki son kumaş parçasından da kurtardı. Kızın eli diğer yandan da Fransisco’nun erkekliği üzerinde dolaşıyordu. İyice kıvama geldiğini hissettiği an. Fransisco ‘da üzerindeki son kumaş parçasından kurtuldu. Yer değiştirdiler. Bu sefer de onu öpücüklere boğan Kat idi. Kesik kesik derin nefesler alıp veriyordu. En çok erkeklik oyuncağının kızın dudakları arasındaki dansı hoşuna gitmişti. Kız, üzerine çıktığında erkeliliğinin kızın içinde oyun oynadığı an ellerin kızın belindeydi. Daha sonra da kızı ters yatırdı. Ellerini beline doladı. Yılan balığının hızlı hızlı inine girip çıkması Fransisco’nun ıslak sert derisinin Kat’in yumuşak derisine vurduğunda şılap sesi Fransisco’yu kendisinden almıştı.  Daha sonra da Kat’i altına alarak şınav pozisyonuna geçip aynı şeyi denedi. Beş dakika kadar sonra bomba patlamış erkeğin tohumları kadının tarlasına yüzmeye başlamıştı. Derin bir oh çekip çıplak vaziyette kızın yanına uzandı. Hala nefes nefeseydi. “İşte bu şimdi ne yapmak istersin?” Der demez geriye yasladıklarında aklına bir fikir daha geldi. “Ben buldum galiba.” Sinsi sırıtışı yüzüne yerleşmişti gene. Yerinden doğruldu. Kızı kucağına aldı. Çırılçıplak bir vaziyette tekrar havuza atladı.  Suda geçirmek istediği keyifli dakikalar daha bitmemişti. Dudağına küçük bir buse kondurup birkaç geri adım attıktan sonra kucağında Kat ile birlikte suya atladı.

Spoiler:

[/spoiler]
Suyun içinde yüzmeye başladığında saatlerce eğlendi. Suyun altında ten çekiminin tadı farklıydı. Oynaşmalar, yılan balığını dansı, suyun tenlerine dokunduğunda çıkardığı ses farklıydı. Francisco'nun önüne geçip onun omuzlarına kavradığında boş boş bakındı. Uzvunun sertleştiğini fark ettiğinde uzvunu suyun altındaki Kat’e süründü. "Ben açıktım... Kurulanıp bir şeyler yemeye ne dersin?"Gülümsedi ve ellerini suyun altında kızın beline doladı. “Önce yapmak istediğim bir şey var biraz bekle.” Birkaç saniye geçer geçmez ellerini kızın beline dolayıp tekrar havuzun kenarına dayadığında bacaklarını sonuna kadar açıp yılan balığını inine hızla sokup çıkardı. En sonunda tekrar şınav pozisyonuna geçip aynı şeyi yaptı. Tohumları Kat’in içinde yüzüyordu. Kesik kesik nefes aldı. Çok yorulmuştu. Yere uzandı ve başını Kat’e doğru çevirdi. “Tamam gidelim. Ben de çok acıktım. Ama önce banyo olalım.”

"Evet... Hadi gidelim... Seni yıkamak istiyorum..."Heyecanla merdivenleri hızla çıktı. Muzipliğine çıplak kalçasına bir şaplak atıp kıkırdadı ve koşarak banyoya çıktı. Ilık suya girdiklerinde Kat, Fransisco’nun bedenini lifle ovmaya başladı. Birbirlerini lifle ovuyor suyun içinde dans ediyorlardı. İki kez büyük bir iş yapınca üçüncüye enerjisi kalmamıştı. Sudan çıktıklarında odalarına gittiler. Altına bir şort ve tişört giydi. Kat aşağıya iner iken balkonun kapısını açmak için balkon kapısına yöneldi. Kat, aşağıya inince getirdiği kutuyu çıkarttı.   Kendi hazırladığı güç arttırıcı iksirden içti.  Hemen aşağıya inince mutfaktaki Kat’in arkasından beline sarıldı.  Sofrayı birlikte hazırlayınca Kat, hızla servis etti. Kurt gibi acıkmıştı. Yemek yerken Kat’i seyretmesi bile ayrı bir zevkti. "Pizza güzel görünüyor..." Manasızca keyifli ve biraz da buruk bir biçimde gülümsedi. İçtiği enerji arttırıcı iksir yüzünden midesi küçüldüğü için pek bir şey yiyemedi. Kat'i seyretmek bile karnınını doyurmaya yetmişti.