| Yaramazlığın Sonu | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Yaramazlığın Sonu Cuma Mayıs 10 2013, 14:38 | |
| Sevdiği erkeğin kıskançlık krizine girdiği an gözünün önüne geldikçe gülümsüyordu. Evet o kesinlikle kıskanç bir erkekti. Yani başka bir konuda değil ama sevdiği kadını kıskanıyordu. Bu ise anlamı veremediği bir şekilde ona garip bir haz veriyordu. Her halde Jared gibi biri tarafından kıskanılmanın harika olmasından kaynaklanıyordu bu durum. Haz vermiyor olsa bile bir kıskançlık yüzünden onunla kavga etmek istemiyordu. Yeterince ayrı kalmışlar ve kavga etmişlerdi. Artık mutlu olmaları gerekiyordu. İçindeki çocuk ondan ayrı kaldığı her an biraz daha taşa dönüşmüştü. Kalbinde alışık olmadığı o yara ve ardından bıraktığı acı yüzünden asla yeniden böyle hissedemeyeceğini düşünmüştü. Sonuç ise bazı şeyleri yanlış anlamasından dolayı ikisine de yaşattığı acıydı. Belki de o perilerin onu dolduruşa getirmiş olmasıydı buna karar veremiyordu. Yine de bunları düşünmeyi bırakıp sevdiği adamla vakit geçirmeye başlamalıydı. Sonunda yalnız kalmışlardı, üstelik onun evinde. İçindeki çocuksu tavırlar kendini göstermeye başlamışken önce onunla iyi bir yemek yemişti. Sonrasında ise onu yatak odasına götürdü. Uyumak için değildi tabi. Çocuksu olsa da erkenden uyuyacak yaşı çoktan geçmişti. Onu özenle yatağa oturtup bir büyü mırıldanarak seksi bir gecelik giydi. Oldukça kadınsı görünen bu halinin altındaki çocuk ruhu bir şarkı açarak dans etmeye başladı. Erkeğin bakışları ise onu çocukluktan çıkartıp bir kadına dönüştürdüğünde hareketleri giderek seksi bir hal alırken Jared'ın kucağına oturdu.
"Seni çok seviyorum, aşkım"
Kalçaları erkekliğinin üzerinde hafifçe oynarken Jared'ın boynunu öpmeye başladı. Bir yandan da üzerindekileri çıkarmaya çalışıyordu. Dudakları boynuna, yanaklarına çenesine değiyor olsa da inatla dudaklarını öpmüyordu. Sonunda uğraşmamak için erkeği tamamen çıplak bıraktı. Sonunda ise onu yatağa yatırıp dudaklarını öpüp emmeye başladı. Elleri erkeğin her yerinde gezerken baştan çıkarıcı hareketlerini sürdürüyordu. Erkeği dayanamayıp onu altına aldığında Fia'nın inlemeleri daha da arttı. Sevdiği erkeğin ona arsızca sahip olmasıyla bedeni hazla dolarken sınıra geldiğinde gevşeyip rahatladı. Sevdiği erkeğin huzur dolu kolları arasında uykuya daldı.
Sabahın erken saatlerinde uyandığında yanında uzanan çıplak bedene baktı. Hala onu deli gibi arzuluyor olsa da içindeki çocuk yaramazlık yapmak istiyordu. Banyoya gidip duş aldıktan sonra üzerini giyindi. Sanki bir kavgaya gider gibi dar siyah bir kot ve üzerine de koyu renkli bir tişört giydi. Kısa sürede Jared'ın antrenman odasına gelişti. İçeri girmesi düşündüğünden biraz uzun sürmüştü. Geçen seferki gibi değildi, bu demek oluyordu ki sevgilisi oldukça iyi önlemler almıştı. Ama bu bile Fia'ı durdurmaya etmemişti. İçeri girer girmez başlayan mekanizma ile başta oldukça iyi gitmişti. Ama giderek daha da zor olan etaplar yüzünden bedeni hem yara almış hemde yorulmuştu. Kendini nereden geleceği belirsiz olan tehlikelerden korumak gerçekten zordu. En son karnına aldığı darbe yüzünden gereğinden fazla kan kaybetmeye başlamıştı. Büyünün hiç bir işe yaramadığını bildiğinden mekanizmayı durdurmaya çalışmaktan çok bitirmeye çalışıyordu. Sonunda etap bittiğinde yere yığıldı Fia. Biraz önce aldığı yaranın üzerine birde başını aldığı darbe büyü yapmasını bile engellemeye yetmişti. Gözleri yavaşça kapanırken elleri yarasının üzerinde kan kaybetmeye devam ediyordu. | |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Cuma Mayıs 10 2013, 18:04 | |
| Eve geldiklerinde jared hala içinden kıskançlık duygusunu ve öfkeyi atamamıştı. O lanet periyi öldürmeden de rahat edebileceğini sanmıyordu. Gözleri sevgilisinin gözleriyle buluştuğunda derin bir nefes alıp duygularını dizginlemeyi denedi. Bu onun için zor olmamalıydı. Normal insanlar için olabilirdi ama onun için değildi. Duygusuz ve acımasız bir katilden aşık bir adama dönüşse de göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek vardı. Oda jared hala bir katildi. Kişiliğinden pek bir şey kaybetmemişti. Bir kalbi olduğunu hatırlamıştı sadece ve onunda duyguları olabileceğini öğrenmişti o kadar. Jonathan konusunu tartışmayı deli gibi istese de küçük sevgilisiyle çok fazla sorun yaşamışlardı geçmişte. İkisi de çekmemesi gereken acılar çekmişti. Bunu bildiği için onunla kavga etmek istemiyordu. Katil kimliğine büründüğünde duygularını bastırmakta da zorlanmamıştı. Sevdiği kadınla güzel, keyifli bir akşam yemeği yedikten sonra onun ısrarıyla odalarına çıkarlarken aklında kesinlikle uyumak yoktu. Ona kalsa odaya bile çıkmazdı. Sevgilisiyle vakit geçirmek istiyordu. Sinemaya gidebilirlerdi ya da belki sahilde beraber yürüyüp sohbet ederlerdi. Aslında ne yaptıklarının bir önemi yoktu önemli olan birlikte vakit geçirip güzel anılara sahip olmaktı. Odaya girdiklerinde sevdiği kadının yönlendirmesiyle yatağa oturdu. Üzerindeki kıyafetin yerini seksi bir gecelik aldığında ona şehvetli bir bakış atarken dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. Çocuksu sevgilisinin dans edişini çapkınca bir sırıtışla izlerken onun kucağına oturmasıyla bedeni alev almıştı. Öpücükleri ve baştan çıkaran hareketleriyle inlerken '' Bende sevgilim… Seni senin için ölebilecek kadar çok seviyorum'' dedi.
Aklına gelen ayrıntıyla ya da bir cadıyla anlaşma yapacak kadar diye içinden eklese de bunu sözcüklere dökmedi. Cadıdan o günden beri ses çıkmaması onu rahatsız etmeye başlamıştı. Kendisinden henüz ne isteyeceğini bile bilmiyordu. Kendi kurallarını,kişiliğini hiçe sayarak yaptığı anlaşmadan pişman olmamıştı ama bir şeyler onu huzursuz etmeye başlamıştı. Sevgilisinin itmesiyle kendini serbest bırakıp yatağa düşerken arzudan boğuklaşan bir inleme daha döküldü dudaklarından.Sevgilisinin bu tatlı baştan çıkarışına bir süre daha izin verse de dayanamadığını hissettiği an onu altına alıp arsızca sahip olduktan sonra rahat bir uykuya daldı. Sabahsa kalbinde büyük bir acıyla nefesi kesilerek uyanmıştı. İçine çöreklenen korkuyla yanına baktığında sevgilisini göremeyince endişesi daha da artarken hızla yataktan kalktı. Fia’nın aurasına odaklanıp bir büyü yaptı. Gözlerini açtığında antrenman odasında olduğunu anladığında bedenindeki tüm kanın çekildiğini hissetti. Kanlar içinde yerde yatan sevgilisini gördüğünde nefessiz kaldı. Kalbindeki acı tüm bedenini ele geçirirken ona doğru gelen bıçağı fark edemediğinden omzunda keskin bir acı hissetti ama bu canını gördüğü manzaradan daha çok acıtmamıştı. İçinde kendine karşı oluşan öfke, pişmanlık,üzüntü ve acıyla etapların çocuğunu daha önce hiç geçmediği bir hızla geçerken gözden kaçırdığı detayları,aldığı yaraları umursamıyordu. O an tek istediği sevgilisine ulaşmaktı.
Odadan etapları bitirmeden çıkamaması için yaptığı büyü yüzünden kendine lanetler okurken bölümleri bitirip sevdiği kadının yanına gelebilmişti sonunda ilk iş olarak nabzını kontrol etti. Yavaştı ama hala atıyordu. Hayatta olduğu gerçeğiyle derin bir nefes alırken onu hızla kucağına alıp oturma odasına gitti. Fia’ı özenle koltuğa yatırdıktan sonra bir eliyle yaraya daha fazla kan kaybetmemesi için tampon yaparken içinden birkaç güçlü iyileştirme büyüsü deneyip başarılı olamayınca derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Su perilerine özel iyileştirme gücünü kullanarak sevdiği kadının tüm yaralarını iyileştirdikten sonra toparlanmasında yardımcı olacak bir büyü mırıldanıp geri çekildi. Gözlerini bir an olsun onun üzerinden ayırmadan masaya oturmuş bir şekilde uyanmasını beklerken içinde korku ve endişenin getirdiği öfke de yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı. Lanet olsun o kızın antrenman odasında ne işi vardı? Onu o odaya girmemesi konusunda tembihlemişti ama o ne yapmıştı? Başına neler gelebileceğini bile bile odaya dalmıştı. Onu zamanında bulamasaydı olabilecekleri düşünmek bile istemiyordu. Nasıl böyle bir düşüncesizlik yapabilmişti?
| |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Salı Mayıs 14 2013, 18:12 | |
| Sevdiği erkeğe, odaya çıkma konusunda ısrar etmesi gerekmişti. Gerçi, Jared’ın, aklından geçenleri bilse kesinlikle karşı koymayacağını biliyordu. Yine de başta hiç bir şey söylemeden onu odaya getirmişti. Sonrasında değişen kıyafet ile yaptığı dans sevdiği erkeğe göz ziyafetini sundu. Bakışları içindeki arzuyu ve kadını ortaya çıkarırken kucağına oturdu. Sevgilisini baştan çıkartmaktan garip bir haz alırken, onu çıplak görmek istediği için çıplak bıraktı. Elleri, dudakları altındaki çıplak bedenin her yerinde geziyordu. Jared’ın bedeninden yayılan ısı ve dudaklarından dökülen iniltiler çoğaldıkça, tutkusu da o denli büyüyordu. Erkeği sonunda pes ettiğinde onun bedeninin altında kalmıştı. Jared, üzerindeki kıyafetlere gereksiz bez parçası muamelesi yaparak yırttığında dudaklarından şehvetli bir kahkaha yükseldi. Jared’ın her bir dokunuşu ve öpücüğü ile kendinden geçerken bedeni alev gibiydi. Sonunda erkeği ona sahip olduğunda erkeğin ismi bir an olsun dudaklarından eksilmemişti. Uykuya daldığında ise bedeni yorgunluktan harap olmuş haldeydi. Sabah uyandığında ise içindeki yaramaz çocuk iş başındaydı. Hep merak etmişti, antrenman odasında başarılı olabilir miydi?
Sevgilisi hakkındaki geçmişi öğrendikten sonra odanın asıl görevini öğrenmişti. Sevdiği adam kendini geliştirmek ve formdan düşmemek için orada çalışıyordu. Şimdi ise yapacak bir görevleri vardı ve Leon sayesinde oda göreve dahil olmuştu. Gerçi Leon’a minnettar sayılırdı. Eğer ona, o gün evet demese şu an sevdiği adamın kolları arasında olamazdı belki de. İnadı yüzünden ondan kaçmayı aklına koymuştu. Şimdi ise onun yanındaydı ve her şeye rağmen ona deli gibi aşıktı. Ondan bir daha da ayrılmak istemiyordu. Banyodan sonra kendini hazırladığın da odadaki yerini aldı. Geçen seferki gibi gafil avlanmayacaktı. Çünkü şimdi bilerek bu işin içine giriyordu. Odadaki etapları geçerken başta kolay gelmişti gözüne. En azından o cici bir kız olmadığı için zorlanmamıştı. Ama etaplar ilerledikçe çok fazla zorlaşmıştı. O her ne kadar savaşçı ve inatçı bir kız olsa da Jared gibi çocukluğundan bu yana eğitim görmüş, profesyonel bir katil değildi. Ama şimdi onunla boy ölçüşmeye çalışıyordu. Odadan çıkmak içinse artık çok geçti. Etapları bitirmeden buradan çıkmanın bir yolu yoktu. Bu yüzden çıkmak için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. Çünkü eğer pes ederse buradan canlı olarak asla çıkamazdı. Buda sevdiği erkeği üzeceği anlamına geliyordu ve aynı şekilde ondan ayrı kalacağı... Ne kadar garip, bir düşünceydi. Öleceğine değil de sevdiği erkekten ayrı kalacağına üzülüyordu. Nefes nefese bir halde son turu da bitirdiğinde yere yıkıldı. Bedenini çok fazla zorlamıştı ve her şeye rağmen çok fazla yara almıştı. Karnındaki yara ise en derin yaraydı. Acıdan inlemeye başlamışken gözleri kararmaya başladı Fia’nın. Büyü yapmayı denedi önce ama öylesine halsizdi ki hiç bir şey yapamıyordu. Dudaklarından son olarak sevdiği erkeğin adı çıkarken kendinden geçti.
Büyük bir boşluğun içine düşmüş gibi hissediyordu, kendini. Gözleri kapanmadan önce olanları düşünürken şu an bir ölü olduğunu fark etmeye başladı. Öyle çok kan kaybetmişti ki belki de ölmüştü. Karanlık tüm benliğini kaplarken Jared bir an olsun aklından çıkmıyordu. Ölmek istemiyordu, şu an değil. Sevdiği erkek ile yapmak istediği o kadar çok şey vardı ki bunları yapmadan hayattan kopmak istemiyordu. Ama acısını hissetmediği yara kafasını karıştırıyordu. Hissizlik sadece ölülere göreydi ve şu an Jared’a olan sevgisi dışında hiç bir şey hissetmiyordu. Birden burnuna gelen koku ile afalladı. Jared kokusunu alabiliyordu, yavaşça açılan gözleri ile onu karşısında gördü. Bakışlarındaki korku ve endişeyi hissetti önce ardından ise öfkeyi... Yaramazlık yaptıktan sonra yakalanmış bir çocuk gibi masum bakışlarla ona bakarken yerinden doğruldu. Dudaklarından ise sadece iki kelime döküldü.
“Özür dilerim...”
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Çarş. Mayıs 15 2013, 23:27 | |
| Jared küçük sevgilisini izlerken akşam ona yaptığı dans aklına geldi ve hatırladıkları… Bu onun rahatsız olmasını sağlamıştı. Dün akşam fia’nın yaptığı dansı izlerken neden olduğunu anlayamadığı bir şekilde gözlerinin önüne jezebel gelmişti. Bir anda gözlerinin önünden sevgilisinin görüntüsü silinmişti. Görüp görebileceği tek şey jezebel gibiydi. Onun karşısında ettiği seksi dansı her ayrıntısıyla hatırlarken engelleyemediği bir şekilde uyarılmıştı. Cadının egzotik kokusu sanki o yanındaymış gibi burnuna dolarken bunu sevdiğini dehşetle fark edip gözlerini sımsıkı kapayarak başını iki yana sallayıp kendine gelmeyi denemişti. Lanet olsun o cadı nereden aklına gelmişti? Hem de öyle bir zamanda… Fia’ya aşıkken nasıl oluyor da onun yanında başka birini düşünebiliyordu dahası daha önce hiç aklına gelmemişken hiçbir birlikteliklerinde neden dün akşam gelmişti? Ona neler oluyordu? Derin bir nefes alıp kızın tatlı kokusunu içine çekerken kendisini bu girdaptan kurtarmayı denedi. Düşünmesi gereken daha önemli şeyler vardı mesela küçük sevgilisinin onu dinlemeyip göz göre göre ölümüne gitmesi gibi. Kahretsin söz dinlemek bu kadar zor muydu? Tek bir şey istemişti ondan antrenman odasından uzak durmasını fia bu basit isteği bile yerine getirememişti Onu kanlar içinde yerde hareketsiz bir şekilde yatarken görünce aklını kaybedecek gibi olmuştu. Nefes dahi alamamıştı. Bir süreliğine kalbide dahil olmak üzere vücudu tüm fonksiyonlarını yitirirken dünyada başına yıkılmıştı her zaman duygularını kontrol edebilen profesyonel katilin. O an hayatın hiçbir anlamı kalmamıştı gözünde…
Amcasına duyduğu intikam bile önemsiz gelmişti. Gözlerini kapayıp yeniden açtığında kendini onun iyi olduğuna inandırmak istercesine kızın üzerinde gezdirdi bakışlarını düzenli nefes alıp verişlerini izledi. Onun gözlerini açtığını görmeden içindeki endişe ve korkunun tamamen geçmeyeceğini bildiğinden sessizce sabırla beklerken kendi vücuduna saplanan iki bıçağı büyük bir çeviklikle çıkarıp yere fırlattı. Kendi yaralarıyla ilgilenmek gibi bir girişimde bulunmamıştı.O an için kendi yaralarının ya da kaybettiği kanın hiçbir önemi yoktu. Önemli olan tek şey sevdiği kadının bir an önce uyanmasıydı. Zaman dilimiyle 15 dakika jared içinse uzun yıllar süren bekleyişten sonra sevgilisi gözlerini açtığında derin ve rahat bir nefes verip gözlerini kızın gözlerine dikti.
Endişe ile korkusu geçtiğinde gün yüzüne çıkan öfkesini bastırmaya çalışırken duydukları histerik bir kahkaha atmasına neden olmuştu. Sadece birkaç saniye de ciddileşen yüz ifadesiyle fia’ya bakarken sert bir ses tonuyla '' Demek özür diliyorsun öylemi? Lanet olsun fia orada ölebilirdin. Böyle bir salaklığı nasıl yapabildin? Orası benim antrenman odamdı lanet olası oranın nasıl bir cehennem olduğunu daha önce görmüştün. Senin gibi sıradan perilerin sağ çıkamayacağı bir oda olduğunu anlaman gerekirdi. O odadan ben olmasaydım sağ çıkamamış olacağınıysa sana daha ilk girdiğinde söylemiştim.''dedi. Kendine hakim olamayarak '' Orada öleceğini bile bile hangi akla hizmet o odaya girdin? Aptal mısın sen?'' diye bağırdı. Evet katil kimliğiyle jared gerçek kimliği ile keiro kıngswell ilk defa duygularının,sesinin tam anlamıyla kendisinin kontrolünü kaybetmişti. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu C.tesi Mayıs 18 2013, 00:53 | |
| Kendini bulduğu büyük boşluğun içinde yok olduğunu hissetti önce. Böyle olmamasını istiyordu aslında. Bu hayattan kopmak ona gire değildi. Daha yapmak istediği çok fazla şey vardı. Bunlardan en önemli olanı ise Jared ile birlikte olmaktı. Henüz ona kendini tam olarak affettirmeyi beceremediği biliyordu. Şimdi ise neden içindeki çocuğa uyuyarak kendini böyle bir duruma sokmuştu. Buna vereceği bir cevap ne yazık ki yoktu. Kendini kurtarabilmek adına bir şeyler denemek istedi, ama hiç bir şey yapamıyordu. Sanki geçen her saniye karanlık onu biraz daha yutuyordu. Ne kadar süredir boşlukta olduğunu bilmiyordu. Artık çırpınışlarının hiç bir işe yaramadığını kabullendiği sırada burnuna dolan tanıdık koku ile hayata bir kez daha tutunmayı denedi Fia. Bu kokuyu çok iyi tanıyordu, Jared. Çocuksunun kalbinin tek sahibi peri...
Sonunda gözlerini açtığında onu görmek mutluluk verici olsa da gözlerindeki öfke onu korkutmaya yetmişti. Bu o an için tuhaf gelmişti. Jared, perilerini katlederken bile onu korkutmayı becerememişken şu an onu oldukça ürkütüyordu. Bu belki de suçluluk psikoloji yaşadığı içindi. Yaramazlık yaptıktan sonra yakalanmış bir çocuktan farksızdı çünkü. Masum bakışlarını onun gözleri ile birleştirirken dudaklarından sadece iki kelime döküldü. Gerçi bu özrün hiç bir işe yaramayacağı ortadaydı. Üzerindeki kıyafet takılmıştı, gözüne. Öyle çok kan kaybetmişti ki eğer sevdiği adam onu bulmasa kesinlikle ölecekti. Tam bir aptallık örneği göstermişti. Çok geçmeden Jared'ın öfkeli ses tonu ile söylediklerini neredeyse nefes bile almadan dinledi. Her bir kelime kendini daha kötü hissetmesini sağlarken Jared son bağırması ile gözleri dolmaya başladı. Çok geçmeden ağlamaya başlamıştı. Ağlamaması gerekirdi biliyordu ama ağlıyordu. Ayağa kalkarak Jared'ın ayaklarının dibine oturdu ve başını sevdiği erkeğin dizine koydu.
"Ben gerçekten çok üzgünüm. Sadece kendimi denemek istedim, bir daha asla ve asla o odaya girmem. Hayatımı kurtardığın içinse teşekkür ederim sevgilim. Seni üzdüğüm için özür dilerim, gerçi yaptığım aptallığın bir özürle geçmeyeceği de ortada..."
Daha fazla konuşamadığı için dizlerini kırarak, dizlerinin üzerinde doğruldu ve sevdiği erkeğin başını elleri arasına aldıktan sonra dudaklarına küçük masum bir öpücük verdi. Hayatta ve iyi olduğunu bilmeye ihtiyacı olduğunu hissediyordu. | |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Paz Mayıs 19 2013, 14:01 | |
| Sinirden çıldırıyordu. Fia böyle bir aptallığı nasıl yapabilmişti? Tüm hakimiyetini kaybetmişken aklını kurcalayan tek soru buydu. Kendini çocukluktan beri öldürmek için eğitim almış bir katille nasıl olurda kıyaslardı aklı almıyordu. Bu tek kelimeyle saçmalıktı. Savaşçı bir kişiliği de olsa bir katil değildi ve jared’ın gördüğü eğitimi görmemişti bunu bile bile antrenman odasına girebildiğini düşününce özellikle onun kanlar içinde yerde yatması aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu. Kontrolünü kaybetmiş bir şekilde ona bağırırken söylediği hiçbir şeyden pişman değildi. Zira sevgilisi o odaya onu nasıl bir cehennemin beklediğini bilerek girmişti. Sistemi ona kolay gelmeye başladığında değiştirerek daha da zorlaştırdığınıysa daha önceden söylemişti. Bunların hepsini bile bile o odaya girmesiyse koca bir aptallıktan başka bir şey değildi. Kızın karşısında ağlamaya başlamasıyla gözlerini kapayıp sakinleşmeye çalıştı ama onu öyle görünce o kadar korkmuştu ki bir türlü sakinleşemiyordu. Sevdiği kadına çocuk gibi davrandığı ve onu ölümüne korkuttuğu için öfkeliydi bu öfkesi de kolay kolay geçeceğe benzemiyordu. ''Lanet olsun'' diye bağırdığında gözlerini açıp delici bakışlarını sevgilisine dikti. Onun ağlaması hoşuna gitmiyordu. Hayatında değer verdiği ve sevdiği tek kızı üzmek hiç şüphesiz en son isteyeceği şeydi ama bazı şeyleri anlaması gerekiyordu.
Çocuk ruhluda olsa onun bile kesin uyması gereken kurallar vardı. Evin her yerini dolaşabilirdi ama antrenman odası yasak bölgeydi. Kızın hareketlerini izlerken biraz sakinleşmeye başladığını hissettiğinde tamamıyla kan olmuş tişört gözüne çapmış eski öfkesini geri getirmişti. Dişlerini sinirle sıkarken sevdiği kadının ayaklarının dibine oturup dizine yatmasını büyük bir sükunetle karşıladı. İlk cümlesiyle derin bir nefes aldı. Lanet olsun ki biliyordu. Üzgün olduğunu da ne kadar korkmuş olduğunu da hissedebiliyordu. Onu kollarının arasına alıp her şeyin geçtiğini söyleyerek teselli etmek isterdi fakat yapamazdı bunun için fazla sinirliydi. Kendimi denemek istedim kısmına hakkaniyetli bir kahkaha atıp alayla ''kendini denemek istedin öylemi? Kahretsin fia gerçeği göremeyecek kadar kör müsün ben bir katilim. Çocukluğumdan beri öldürmek için yetiştirildim ve o oda bana özel oluşturuldu. Bana kolay gelmeye başladığı her seferinde zorlaşıyor etaplar düzeneği değiştiriyorum. Yenilikler ekliyorum. Sen gerçekten kendini benimle kıyaslayabilecek kadar aptal mısın?'' diye sordu ilk cümlesinden sonra alaycılık yerini sinire bırakmış sonlara doğruysa ses tonu artarak bağırmıştı. Kızla göz göze geldiğinde oflayarak nefesini dışarı verdi. Fia yüzünü elleri arasına aldığında gözlerini onun gözlerine dikerek iyi ve hayatta olduğunu düşünerek kendini sakinleştirmeye çalışırken dudaklarında onun dudaklarını aniden hissetmek donmasını sağlamıştı. Kendine geldiğinde belinden tutup onu kendine çekerek dudaklarına kapandı. Kısa süre tutku, özlem ve aşkla öptükten sonra ona sıkıca sarılıp kokusunu derin bir nefesle içine çekti. Kafasını saçlarına gömerken ''Beni çok korkuttun…'' dedi. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Paz Mayıs 19 2013, 15:29 | |
| Kendini suçlu hissediyordu. Zaten gerçekte buydu. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu. Belkide biliyor ama bunu kabullenemiyordu. Jared'in söylediği onca kelimeden onca nasıl öfke dolu olduğunu görmüştü. Evet endişesini hala hissediyordu. Zaten sevdiği birini kaybetmek üzere olan biri için endişesi gayet doğaldı. Ama bunu yanında daha belirgin olan şey, saf öfkesiydi. Kendini nasıl affettireceğini ise bilmiyordu. Hissettiği duyguların ağırlığı altında ezilirken, ağlamaya başladı. Yapmaması gerektiğini biliyordu. Ama akan göz yaşlarına engel olmak neredeyse imkansızdı. Göz yaşlarının arasında kalbinden geçenleri dile getirdi. Bu ise sevdiği erkeği daha da öfkelendirmişti. Bunu başını dizine koyduktan sonra daha belirgin bir şekilde hissetmeye başlamıştı. Konuşmaya başladıktan sonra öfkesini sözleri ile dile getiriyordu. Aptal mısın? Kelimesi beynini içinde sürekli yankılanırken göz yaşları daha da fazlalaştı. Evet cesaret bazen en büyük aptallık olabiliyordu. Onun cesareti ise şu an onu sevdiği erkeğin gözleri önünde dünyanın en aptal insanı konumuna sokmuştu. Ona söyleyebileceği hiç bir şey yoktu. Bu yüzden sadece dizlerinin üzerinde doğrulup onun gözlerinin içine baktı. Gözlerindeki sevdiği gördüğünde onun dudaklarına içindeki masum çocuğu gösterecek kısa ve masum bir öpücük kondurup geri çekildi. Jared sadece bir kaç saniye içinde onu belinden kendine çekip dudaklarına kapandığında öpücük masum olmaktan çok uzaktı. Tutkulu ve ateşli bir şekilde bu öpücüğe karşılık verdikten sonra nefes nefese bir şekilde geri çekildiğinde kendini sevdiği erkeğin kolları arasında buldu. Başını göğsüne yasladı. Onun kokusunu içine çekerken az önce hissettiği tüm korkuların kaybolduğunu hissetti. Ama sevdiği erkeğin öfkesini yerinde olduğunu bilmek yinede tedirgin ediciydi. Ona daha sıkı sarılırken dudaklarından bir kaç kelime döküldü.
"Bende çok korktum sevgilim..."
Başka hiç bir şey söylemeden sevdiği erkeğin kolları arasından sıyrılıp ayağa kalktı. Üzerinde kandan yapış yapış olmuş kıyafetten artık kurtulması gerekirdi. Sevdiği erkeğin gözlerinin içine baktıktan sonra yavaşça odaya doğru ilerledi. Ona ne diyebilirdi ki. Aslında kolları arasından hiç ayrılmak istememişti. Ama bu kıyafetlerden kurtulması gerekiyordu. Odaya girdiğinde üzerindekileri çıkarıp kenara fırlattı. Sadece iç çamaşırları üzerinde, dolaptan üzerine kıyafet seçiyordu.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Ptsi Mayıs 20 2013, 02:06 | |
| Siniri korkusundandı aslında… Onu kaybetme ihtimali alt üst etmişti dengesini antrenman odasına girdiği için hem sevdiği kadını hem kendini suçluyordu ama en çok kendine kızgındı genç katil. Sevgilisinin meraklı,çocuksu ve bela mıknatısı olduğunu bile bile çok fazla önlem almaya gerek duymamıştı. Oranın nasıl bir ölüm vadisi olduğunu gördüğünden bir daha girmeyeceğini düşünerek sadece birkaç büyü yapmıştı kolayca açılmaması için hepsi o kadardı. Aynı hatanın ikinci kez tekrarlanmayacağından aslında tekrarlanamadığından emin ol kuralını ilk defa esnetmişti. Bu ihmalkarlığıysa küçük tatlı cadısının neredeyse hayatına mal oluyordu. Bu düşünce bedeninde kurşun yemiş etkisi yaratıp nefesini keserek başını döndürürken onun iyi olduğuna kendini inandırmaya çalışıyordu. Dudaklarında küçük,masum bir öpücük hissettikten sonra endişesi öfkesini bastırmayı başarmıştı. Onu kendine çekip hala hayatta ve iyi olduğunu kendine ispatlamak istercesine öpmeye başladı. Kolları arasındaki küçük bedenin varlığını hissetmek istediğinden soluksuz kalana kadar onu öptükten sonra sıkıca sarıldı. Fia’nın sözleriyle alnına bir öpücük kondurarak gözlerine baktı ve ''Hepsi geçti bir tanem'' dedi. Sevdiği kadının yanından kalkışıyla beraber tek kaşını kaldırıp ona baktı.
Odaya gittiğini görünce derin birkaç nefes alıp mantıklı düşünebilecek kadar sakinleşmeyi denedi önce aklında kırk tilki dönmeye başladığında ayağa kalkıp ağır adımlarla odaya ilerledi. İçeri girdiğinde üzerini çıkaran sevgilisini görüp çapkınca sırıtarak kapıya yaslandı. Bir ayağını kapıya dayarken ellerini de göğsünde birleştirerek bu ufak gösteriyi izlemeye başladı. Sevgilisi üzerinde iç çamaşırlarıyla dolabı açıp kıyafetlerinin arasında deyim yerindeyse kaybolduğunda varlığını belli etmek adına hafifçe öksürdü. Onu sonsuza kadar bu şekilde izleyebilirdi ama aklına gelen şeyi uygulaması için kendisini fark etmesi gerekiyordu kıyafetse biraz bekleyebilirdi. Gerçi onunda bir peri olduğu düşünülürse bir büyüyle de bu işi halledebilirdi. Fia bu gerçeği ya unutmuştu ya da normal davranmaktan hoşlanıyordu. Bu konu üzerinde çok fazla durmayarak söyleyeceği kelimeleri aklında tarttıktan sonra otoriter bir sesle ''Cezan hakkında konuşmamız gerek…'' dedi. Sevgilisinin şaşkın bakışlarına karşılık omuz silkerek ''Madem sen çocukça bir şekilde söz dinlemiyorsun o zaman bende bir ebeveyn gibi davranıp kötü davranışlarını düzeltmek adına sana ceza veririm.'' Diyerek konuya açıklık getirdi. Gözleri onun gözleriyle buluştuğunda ''Bir aylığına benim kölem olacaksın küçük hanım. İtiraz yok. Özgürlük yok. Giyeceğin kıyafetinden tut gideceğin yere kadar benden izin almak zorundasın benden habersiz kılını bile kıpırdatmayacaksın.'' Dedi bu konuda ne kadar ciddi olduğu sesine de yansımıştı. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Salı Mayıs 21 2013, 14:41 | |
| Korkusu hala tazeydi ve kendini belli ediyordu. Bunun içinse yapabileceği bir şey olduğunu sanmıyordu. Tek yapabildiği sevdiği adamın kolları arasında onu hissetmekti. Onun da ne kadar korkuttuğu biliyordu. Sırf bu nedenle kolay bir özürle asla kurtulamayacağının farkındaydı. Ona her ne ceza verirse versin, aslında razıydı. Karşılığında istediği tek şeyse sevdiği adamdan ayrılmamaktı. Bir şeyler söylemek istese de bunu yapamıyordu. Sessizlik sürerken sevdiği adamın rahat kollarından ayrılıp yatak odasına gitti. Kanlı kıyafetleri üzerinden çıkardığında iç çamaşırları üzerinde dolaba bakmaya başladı. Aslında tek büyü ile istediği her şeyi giyebilirdi. Ama bedeni hala titriyordu ve ateş basmıştı. Dolapta kıyafet aramak ise sadece bir oyalanmadan ibaretti. Kendini öyle kaptırmıştı ki Jared'ın odaya girdiğinden haberi bile olmamıştı. Hala dolabı karıştırıyordu, aslında eline giyebileceği bir kaç şey geçmişti. Ama şu an giyinmek bile istemiyordu ki. Sıkkın bir surat ifadesiyle dolaptan geriye bir adım atıp, uzaklaştı. Jared'ı duyar duymaz dolabın kapağını kapatıp yatağın üzerine oturdu. Önce şaşkın gözlerle ona bakıp, açıklama sonrasında konuştu.
"Tamam konuşalım"
Ceza ile ilgili itiraz bile etmemişti Fia. Bana ceza verme diyecek bir konumda değildi çünkü. En azından bunun bilincinde olması biraz büyüdüğünü gösteriyordu. Ama sadece biraz. Cezasını öğrendiğinde önce kaşlarını çattı. Bir ay boyunca kölelik bu biraz fazla gibi gelmişti başta ama sonrasında sevdiği adamın ona karışmak için sürekli başında olacağı düşüncesi ile dişlerini alt dudağına geçirip muzipçe düşündü. Sonrasında iç çamaşırları ile yatakta oturduğu aklına geldiğinde gözlerini sevdiği erkeğin gözlerine dikti.
"Peki köle olmayı kabul ediyorum. Peki efendim söyler misiniz? Şu an ne giymeliyim?"
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Salı Mayıs 21 2013, 20:14 | |
| Korkusuyla öfkesi yavaş yavaş geçmeye başladığında sonunda mantıklı düşünmeye başlayabilmişti. Onu yaptığı bu ölümcül hata cezasız kalmamalıydı. Jared’ı bu kadar korkutup acı çektirmenin bir bedeli olmak zorundaydı. Aklına bir anda doluşan fikirler karşısında sinsice gülümsedi. Ağır hareketlerle masadan kalkıp sevgilisinin yanına giderken ona ne ceza versem diye düşünüp karar vermeye çalışıyordu. Odaya girdiğinde sevgilisinin üzerini çıkardığını görünce bir süre onu izlemeye karar verdi. Kendisini fark etmeyen sevgilisinin dolabın içinde kıyafetler arasında kaybolduğunu gördüğünde gülümsedi. Her haliyle çok güzeldi bazen de sevimli çocuksu yanını bile seviyordu bu kızın… Onu izlerken dalıp gittiğini asıl konudan uzaklaştığını fark ederek toparlanıp öksürerek kendini belli etti. Açıklamasını sakince yaparken kızın hiç karşı çıkmadan cezasından bahsetmeyi kabul etmesi şaşırtmıştı. Bir itiraz konuşması beklemişti kabulleniş değil ama bundan memnunda olmuştu. Ona en uygun olacağını düşündüğü cezayı söylerken içten içe gülüyordu. Bu küçük cadı özgürlüğünün bu derece kısaltılmasına üstelikte bir ay boyunca ölse kabul etmezdi. Bu yüzden kendini çetin bir pazarlığa hazırladı. Bir haftalığına bile olsa dediği olacaktı. Onun düşüncelere dalıp ardından muzipçe gülümsemesinin nedenini çözmeye çalışırken duyduklarıyla şaşkınlıkla birkaç saniye duyduktan sonra tek kaşını kaldırıp imalı bir şekilde ona bakarken '' Aklından ne gibi hinlikle geçiyor senin? Şuan bana itiraz ediyor olman gerek ama sen bunu çok çabuk kabul ettin cevap ver neyin peşindesin küçük hanım?'' diye sordu.
Sonra onun üzerine söyle bir göz atıp çapkınca gülümseyerek '' Yine de beni uğraştırmayıp cezanı kabullenmen memnun edici tabi'' diyerek yatağa yaklaştı. Onu tek hamleyle altına alırken '' Bence şuan giyinmek yerine soyunmalısın küçük kölem'' dedi. Dudakları birkaç milim sonra dudaklarına değecek kadar yaklaştığında durup gözlerinin içine baktı ve '' Seni seviyorum'' diyerek dudaklarına kapandı. Bir eliyle bacaklarını okşuyor diğer eliyle ensesinden tutmuş onu kendine bastırıyordu. Sevdiği kadını büyük bir açlık ve tutkuyla öperken bir eli kalçalarını diğer eli göğüslerini okşamaya başlamıştı. Öpücükleri boynundan göğüslerine inerken kızın sutyeninden kurtuldu. Öpücükleri göbeğine kadar indiğinde kadınlığını örten ufak bez parçasından da kurtuldu. Dudakları tekrar yukarı çıkarken göğüslerinden birini ağzını alarak emmeye başladı diğerini de okşuyordu. Diğer eliyle kadınlığını okşuyordu. Onu zevkten çıldıracak noktaya getirene kadar baştan çıkardı. Sınıra geldiğinde üzerindekilerden bir çırpıda kurtulup bacaklarının arasındaki yerini aldı ve sertçe içine girdi. Gittikçe hızlanan ritmiyle bir süre sonra aldığı zevkle kendini kaybetmişti. O dayanılmaz an gelip son bir itişle rahatladığında sevgilisinin üzerine yığıldı. Kendini biraz toparladığında kendini yana atıp sevdiği kadını kollarına aldı. Saçlarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra kalına gelen şeyle sinsice gülümseyerek ''Sana bir türlü doyamıyorum güzelim. Biraz dinlenelim sonra sen benim küçük güzel kölem bana kendi ellerinle kahvaltı hazırlayacaksın ben çok acıktım'' dedi. | |
|
| |
Fia Polyxena Ateş Perisi
Mesaj Sayısı : 271 Kayıt tarihi : 28/12/12 Lakap : Küçük cadı, seksi peri
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Perş. Mayıs 23 2013, 15:23 | |
| Sevdiği erkeğin cezası baştan onu rahatsız etse de aklına gelen düşünceler ile hiç bir itiraz cümlesi kurmamıştı. Ne olursa olsun bu erkekle birlikte olmak istiyordu. Verdiği ceza ile onunla daha fazla vakit geçireceğine emindi. Jared, söz dinlemeyen kendisini kontrol etmek için mutlaka yakınında durmak zorundaydı. İçten içe muzipçe gülüşü sürerken erkeğin bir şeyleri fark ettiğini fark etti. Sözleri ise hislerini doğrular nitelikteydi. Çocukça bir kıkırdamanın ardından konuşmaya başladı.
“Ben sadece sevdiğim erkeğin beni kontrol altında tutabilmek için daha fazla yakınımda olacağını düşündüm ve bundan hoşlandım.”
Ona göz kırptıktan sonra duruşunu düzelterek üzerindeki kıyafetle ilgili, tıpkı bir köle gibi konuşmaya başladı. Erkeği yatağa doğru gelirken gözlerinde gördüğü şeyden hoşlanmıştı. Jared, onu tek hamlede altına alırken tam bir teslimiyet içinde erkeğe bedenini sundu. Sarf ettiği sözler ile şehvetli bir gülücük attığında dudaklarında hissettiği dudaklara tutkuyla karışılık verdi. Bedeninde hissettiği dokunuşlarla baştan çıkmaya başlamışken elleri sevdiği erkeğin bedeninde dolaşmaya başladı. Erkeği bedenini arsızca baştan çıkarırken inlemeleri geçen her saniye daha da arttı. Ne kadar dayanabileceğini bilmiyordu. Ama tıpkı bir köle gibi efendisinin ona sahip olması için bekleyişini sürdürdü. Jared içine yerleştikten sonra kısa bir rahatlamanın ardından tamamen kendini kaybetti. Erkeğin bedeninde yarattığı etkiler doruğa çıkarken kasılmalar artık dayanılmaz olmuştu. Sonunda muhteşem an geldiğinde tüm bedeni rahatlamışken sevdiği adamın bedenine sardı kollarını. Onun üzerinden hiç kalkmasını istemese de Jared yanına geçti. Onu kolları arasına aldığında mutlu bir mırlama dudaklarından dökülürken ona sarıldı. Sözlerini duyduğunda sevgi dolu bakışlarla gözlerine baktı.
“Bende sana doyamıyorum sevgilim ve seni seviyorum”
Başını yeniden sevdiği erkeğin göğsüne yasladığında kölelik ve kahvaltı kısmına cevap vermediğinin farkındaydı. Bir süre daha bu anın keyfini çıkardığında yatakta hafifçe doğruldu. Bu sefer bakışları çocuksu olmanın yanında oldukça ciddiydi.
“Ben dinlendim, efendim. Köleniz olarak banyonun ardından kahvaltınızı hazırlayacağım”.
Sözlerinin hemen ardından hızlıca yataktan kalkıp banyoya ilerledi. Kısa bir duş alıp sadece bedenini rahatlattığına beyaz elbisesini giyerek mutfağa indi. İnsan babası ile vakit geçirirken ona bakmak için bir sürü yemek öğrenmişti. Babası yalnız bir adamdı ve ona en iyi şekilde bakmak istemişti. Mutfak tezgahına malzemeler oluşturduktan sonra sevdiği erkeğe krep ve omlet yaptı. Domates ve salatalık dilimledikten sonra peynir ve zeytin eşliğinde kahvaltı masası harika görünüyordu. Tek eksik olan içecek ise bir kaç dakikaya hazır olacaktı.
| |
|
| |
Jared/Keiro Su Perisi
Mesaj Sayısı : 164 Kayıt tarihi : 10/02/13 Yaş : 36 Lakap : Jared
| Konu: Geri: Yaramazlığın Sonu Perş. Mayıs 23 2013, 23:26 | |
| Jared güzel sevgilisinin hala hayatta ve kollarında olmasının tadını çıkarıyordu. Sözleri aklına gelince son zamanlarda sık sık yaptığı gibi gülümsedi. Bu kölelik anlaşmasını sırf kendisiyle daha fazla vakit geçirmek için itirazsız kabul ettiğini bilmek güzeldi. Kendisi de bu fikre sıcak bakıyordu ama her zaman dip dibe olmaları mümkün değildi. Özellikle şu aralar bay jasper kıngswell’ı fazlasıyla boş bıraktıktan sonra küçük sevgilisinin hayallerini gerçekleştirmek olanaksızdı. Geçmişine dalıp gitmişken tüm hayatını gözden geçirmeyi denedi genç katil. Keşkeler,belkiler, eğerler,acabalar var mıydı hayatında bilmek istiyordu. Pişmanlık duygusuna sahip miydi merak ediyordu. Hayatla bağlarını koparmış bir şekilde eskiyi düşünerek ne kadar zaman harcadığını bilmiyordu. Güzel sevgilisinin tatlı sesiyle kendine geldiğinde aklı onun anlattıklarıyla tamamıyla bir türlü meşgul olamıyordu. Kollarının arasındaki soğuk boşlukla kendini toparlayıp neler olduğuna baktığında duşa giren sevgilisini gördü. Çocuksu sevgilisinin ardından oda duşa girmiş çıktığında da tek tek kıyafet bakmak yerine bir büyüyle üzerini giyinivermişti. Bazen insan gibi yaşamaktan sıkılıyor bazense bayılıyordu bu konuda ne istediğimden emin değildi. Sevgilisiyle beraber aşağı inerken mutfağını nasıl bir felaketin beklediği konusunda tahminler yürütmeye çalışıyor, olasılıkları hesaplıyordu.
Mutfağının mahvolacağından emindi çünkü çocuksu ruhlu sevgilisinin dışarıdan yemek siparişi vermek ya da büyüyle her şeyi hazırlamak dışında kendi elleriyle jared’a harika bir kahvaltı hazırlayacak kadar marifetli olduğunu düşünmüyordu. Ah aslında hazırlardı muhtemelen lolipop ve şekerlemelerden oluşan harika bir kahvaltı ama bu pek kendisine göre değildi. Mutfağa geldiklerinde taburelerden birine oturup ellerini masaya dayayarak dikkatle onu izlemeye başladı eh herhangi bir faciada hızlı davranıp hem mutfağı hem de sevgilisini kurtarması gerekiyordu sonuçta bu yüzden de her yaptığını izlemeliydi. Dakikalar geçtikçe kendisinin felaket teorileri de bir bir çürütülüyordu. Bunaysa oldukça sevinmişti. Hazırlanan harika kahvaltıya şöyle bir baktıktan sonra ''Ellerine sağlık hayatım''diyerek yemeğe başlamıştı. Sessiz,sakin ve güzel geçen sabah jared’ın telefonu çalana kadar yaydığı huzuru korumayı başarmıştı. Numaraya birkaç saniye baktıktan sonra direk cevap verdi. Duydukları hemen evden çıkmasını gerektirecek türdendi bu yüzden hemen geleceğini söyleyip kapattı. Kahvesini hızlıca içtikten sonra fia ile birlikte evden çıktı. Evde tek başına bırakıp başına yeni bir bela açma olasılığını göze alamazdı bu yüzden önce onu lenoire bıraktı ardından da birkaç eski arkadaşla görüşmeye gitti. | |
|
| |
| Yaramazlığın Sonu | |
|