Somurtkan Güzel

Jared o günden sonra yaraları iyileşene kadar sevdiği kadından uzak durma kararına büyük bir başarıyla sadık kaldı. Onun yaralarını kanarken gördüğünde yaşadığı suçluluk kendisini dizginlemesine yetmişti. Gerçi bu düşündüğü kadar kolay olmamıştı. Onu delice bir arzuyla isterken: tatlı dudaklarına, güzel tenine, baş döndürücü kokusuna ve onun baştan çıkarma eğilimlerine tepkisiz kalmak tam bir işkenceydi ama onun iyiliği için ondan uzak durması gerektiğini kendine sık sık hatırlatarak bu işkenceye katlanmıştı. Katil kişiliğinin gölgesinde duygularını gizlerken antrenman odasında geçirdiği saatleri oldukça uzatmıştı. Odadan saatlerce çıkmadığı zamanlar bile olmuştu. Bedenini yoran ve aklını düşüncelerden uzaklaştıran tek şeye odaklanmıştı. Elbette çalıştığı odanın zorluklarını da birkaç seviye yükseltmişti. Odadan her çıktığında vücudunda oluşan bir çok yaradan su perilerine özel iyileştirme gücü sayesinde kurtularak duşunu aldıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi sevgilisinin yanına dönerek onu kolları arasına alıyordu.

Bu günde diğer günlerden farklı geçmemişti zaman… Çalar saat misali her gün kalktığı saatte yani sabahın dördünde kalkmıştı. Gözlerini araladığında göğsünde hissettiği ağırlıkla derin bir nefes alıp yavaş bir hareketle sevgilisini yatağa yatırdıktan sonra her gün yaptığı gibi kendini antrenman odasına atıp saatlerce çalıştı. Bedeni yorgunluktan bitap düştüğünde duşunu alıp yaralarıyla ilgilendikten sonra yatağa geri döndü. Saatlerce çalışmanın verdiği yorgunlukla anında uykuya daldı. Uyandığında sevdiği kadın yanında yoktu. İç çekip vücudunu esnettikten sonra hızla kalkıp aklına ilk gelen yere yani mutfağa gitmek için aşağı indi. Aradığı kişiyi mutfak yerine salonda bulduğunda onu bir süre sessizce dışarıdan izledi. Ardından birkaç öksürükle geldiğini belli ederek gidip yanına oturdu. Gözlerini aşık olduğu kadının gözlerine dikerek '' Ne bu halin sevgilim?Sorun ne? '' diye sordu.

Sabah uyandığında onu yanında görememek sinirlerini bozsa da tepkisizce vücudunu esnetmekten başka bir şey yapmadı. Antrenmana uyandığı esnada fark ettiği şey yüzünden durumun böyle olduğunu biliyordu. Uyandığında tişörtü yukarı sıyrılmıştı ve fia çıplak göğsünde yatıyordu. Bu da kendisi uyurken bir şeyler olduğunun kanıtıydı. Tıpkı kendisinin delice bir arzuyla fia’yı istediği gibi onunda kendisini istediğinin farkındaydı. Nasıl farkında olmasındı ki onu baştan çıkarmak için uzun süre uğraşmıştı. Kendisi için tatlı işkence olan dakikaları hatırladığında derin bir iç çekti. Karşı koymak zor olsa da başarmıştı. Her şey istediği gibiydi. O günden sonra ona elini bile sürmemişti. Aralarında küçük öpücükler ve sarılarak uyumanın dışında hiçbir şey olmuyordu. Bir arkadaş gibi yaşamak can sıkıcı olmasına rağmen onun iyiliği için bu durumdan şikayet etmiyordu. Ağır adımlarla aşağı indiğinde sevdiği kadını mutfak yerine salonda buldu. Boş boş ekrana bakıyordu çünkü film çoktan bitmişti. Onun bu halinin nedenini biliyordu aslında ama elinden bir şey gelmiyordu.

Öksürerek kendini belli ettikten sonra gidip yanına oturdu ve dayanamayarak sorunun ne olduğunu sordu. Aşık olduğu kadının somurtmasından hoşlanmıyordu o hep gülümsemeliydi jared’a göre… Duydukları onu şaşkına çevirmeye yetmişti. Tamam aralarında seks denen şey bitmişti ama aşk hala vardı. Bu çocuk ruhlu inatçı güzele hala deli gibi aşıktı ve onun için yapamayacağı şey yoktu. Ondan uzak durmasının nedeni de onun için olan endişesinden değil miydi zaten? Neden durumu yanlış anlıyordu? Derin bir nefes alıp onu çenesinden nazikçe yakalayarak kendine çekti dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra belinden tutup biraz daha kendine yanaştırdı. Yanağını okşayıp gözlerinin içine bakarak ''İyileşmeni beklemekten sıkılacağımı nasıl düşünebilirsin? Seni seviyorum. Ve arkadaş gibi olmamızın nedeni de senin için endişeleniyor olmam bunu biliyorsun.'' Dedi.  

Birazdan yapacakları konuşmanın gidebileceği yerleri hesaplarken onun için durmanın zor olacağını bilse de dudaklarına kapandı. Onu çok özlemişti ve bir şekilde dokunmadan duramıyordu. Özlemini gidermek istercesine onu yavaş yavaş öptükten sonra geri çekilip durumu bir kez daha açıkladı. Bu konuşmayı daha öncede birkaç kez yapmışlardı ve sonuç hep istediği gibi sonlanmıştı. Yeni bir tartışma için kendini hazırlarken derin bir nefes aldı. Bu durum genel anlamda tüm enerjisini tüketiyordu. Konu hazırlıklı olduğu kısımdan açılmıştı. Benim için endişelenmekten sıkıldım artık diye başlamıştı yine sevgilisi ve saniyeler içinde elleri arasından kayıp gitmişti. Sonraki sözleri sabrının sınırlarını zorlarken sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. Sinirle ''Saçmalıyorsun lanet olası! Eğer o gün ölseydin şu an karşımda olamazdın. Beni yalnız bırakırdın. İyileşme sürecinin bitmesini arkadaş gibi beklemek yerine başka kadınların kollarında seni unutmaya çalışırdım. Ya da içkiyi fazla kaçırarak girdiğim ilk kavgada bilerek ölmüş olurdum. ''Diye bağırdı.

Sakinleşmeye çalışarak ''Yani hala birlikteyiz ve birbirimize aşığız önemli olanda bu değil mi? Ayrıca senden uzak durmak benim için ne kadar zor tahmin bile edemezsin '' dedi.  Sevdiği kadının kalkıp kucağına oturmasıyla derin bir nefes aldı. Söylediklerini yapmayı ne kadar istediğini kelimelerle anlatamazdı. Dudakları dudaklarına kapandığında hiç düşünmeden karşılık verdi. Dayanmanın sınırına gelmişti artık uzun süredir ona dokunamamanın verdiği işkenceye daha fazla dayanamayarak sessizce teslim oldu. Elleri fia’nin vücudunda gezerken uğraşmadan kızın üzerindekileri tek bir büyüyle yok edip yavaşça koltuğa uzattı. Elleri özlediği bedeninde gezerken vücudunun her yerine tatlı öpücükler konduruyordu. Dudakları yeniden onun dudaklarıyla buluşmadan önce ''Seni çok özledim '' dedi.  

Direnci tamamıyla kırılmıştı. Ondan uzun süre uzak kalmak fazlasıyla zorken sürekli olan kavgalar onu oldukça yoruyordu. Artık bu durumdan sıkılmıştı. Her bir tartışma bir öncekinden daha kötü bir hal alırken işlerin içinden çıkılmaz bir hal aldığını biliyordu. Derin birkaç nefesle sakin kalmaya çalışırken duydukları öfkeden deliye dönmesine yetmişti. Sevdiği kadının ağzından keşke o gün ölseydim lafını duymak tüm sinir sistemini mahvetmişti. Düşüncesi bile korkunçtu. Onsuz bir hayat düşünemiyordu. Bunu istemiyordu da…  İçindeki bir yerleri yakıp yıkma isteğini bastırmaya çalışırken öfkeyle birkaç cümle etti. Hiç beklemediği bir anda onu kucağında dudaklarını ise dudaklarında bulurken baştan kırılan direnciyle çok fazla dayanamamıştı. Onu o kadar özlemişti ki artık karşı koyamıyordu. Öpücüğe tam bir teslimiyetle karşılık verip ellerini vücudunda gezdirirken tek bir büyüyle kızı çıplak bıraktı. Onu son derece yavaş bir şekilde koltuğa yatırırken yavaşça baştan çıkarmaya başladı.

Dudakları yeniden dudaklarına kapanmadan önce onu ne kadar özlediğini dile getirdi. Ondanda aynı cümleleri duyduğunda gülümseyerek onu öpmeye başladı. Öpücükleri gittikçe derinleşirken sevgilisinin üste çıkmasına müsaade etti. Onun kalçalarını erkekliğinin üzerinde oynatarak vücuduna kondurduğu öpücüklerle arzudan boğuklaşan bir sesle inledi. Elleri bir an olsun kızın üzerinden ayrılmıyordu. Son duyduğu sözlerle onu tek hamlede altına alarak dudaklarına kapandı. Vücuduna öpücükler kondururken elleri kadınlığını ve kalçalarını okşuyordu. Göğüslerinden birini ağzına alıp emerken diğerini de tatlı bir sertlikle okşuyordu. Baştan çıkaran bu dokunuş ve öpüşlere bir süre daha devam ettikten sonra dudakları onun dudaklarıyla buluşurken yavaşça içine yerleşti. Hareketleri baştan çıldırtacak derecede yavaşken kendini kaybettiğinde oldukça hızlanmıştı. Sonunda o harika an gelip rahatladığında sevdiği kadının dudaklarına tutkulu bir öpücük kondurarak yerlerini değiştirdi. Saçlarını okşayıp başına küçük bir öpücük kondurduktan sonra  '' İyi misin? Yaraların sızlıyor mu?'' diye sordu.

Onsuz geçirdiği günlerin acısını çıkarmak istercesine yavaşça ona sahip olduktan sonra kızı kolları arasına alıp rahatlatıcı kokusunu içine çekti. Ona sahip olmasına karşın içini kemiren endişeleri görmezden gelemiyordu. Onu kolları arasına alarak saçlarını okşarken aklındaki soruları dile getirmişti. Beynindeki felaket senaryolarından kurtulmak için onun ağzından iyi olduğunu duymak zorundaydı. Dudaklarında hissettiği dudaklardan sonra kızın gözlerine bakmadan kendisine cevap verişi huzursuz olmasını sağlarken onun kendisinden kaçarcasına hızla yatak odasına gidişini izledi. Güçlü bir dejavu hissi vücudunu ele geçirirken aklına gelen şeyle sinirle dişlerini sıktı. Fia’nın yaralarını tekrar kanatmış olabileceği ihtimaliyle seri bir şekilde kalkıp kendine küfürler yağdırarak yatak odasını koşar adım geçti. Banyo kapısını çarparak açıp sevgilisinin yanına gitti. Onu hızla kendine çevirdiğinde yaralarını dikkatle incelerken gözleri kendisine olan öfkesinden bir ton daha koyu bir hal almıştı. Sonunda onun iyi olduğuna kanaat getirdiğinde rahat bir nefes aldı. Öfkeli gözlerini sevgilisinin gözlerine dikerek ''Beni kandırman hiç hoş değil.'' Dedikten sonra aklına gelen şeyle tehlike parıltıları dolu gözlerini onun gözlerine dikip sinsice gülümsedi. Öfkesi elle tutulur bir şekilde hissedilse de gayet sakin bir şekilde ona yaklaştı. Nefesi yüzüne çarpacak kadar yaklaştığında durdur.

Tehditkar bir sesle ''Bunun bir cezası olmalı''dedikten sonra onu tek hamlede geri çevirip poposunu kızartacak şekilde birkaç şaplak attıktan sonra onu biraz sertçe duvara yasladı. Kızın tatlı dudaklarını acıtarak öperken dudakları daha aşağılara yaralarının olduğu yerlere kaydığında oldukça hafif ve yumuşak öpücükler kondurup daha aşağılara indi. Bu sırada elleri de sertçe kalçalarını okşuyordu. Göğüslerini yavaşça emip okşarken bir yandan da kadınlığıyla ilgileniyordu. Dudakları yeniden dudaklarıyla buluştuğunda onları emip acı ve zevk verecek şekilde ısırırken ilkinden daha sert bir şekilde içine girdi. Hızla içine girişinin aksine hareketleri onu yalvartacak kadar yavaştı. Dayanamadığı noktaya gelene kadar ona yavaşça sahip olduktan sonra sınıra ulaştığında kendini kaybederek hareketlerini hızlandırdı. Sonunda o harika an gelip rahatladığında sevdiği kadının dudaklarına hala içindeyken uzun bir öpücük kondurup geri çekildi. Onu suyun altına çekerek  ''Beraber banyomuzu yapıp vakit kaybetmeden çıkalım. Seni bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. Eğitiminde yardım edecek. Elbette tam iyileşmeden başlamayacağız ama en azından ikinci öğretmeninle tanışmalısın.''  Dedi.