| İstenmeyen Misafir | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: İstenmeyen Misafir Çarş. Ara. 25 2013, 23:10 | |
| Dün öldürdüğü peri rüyalarına girse de bunu pek önemsemedi. Ondan almaya çalıştığı bilgiler için işkence ederken acı çektirmesi ve perinin de attığı çığlıklar sayesinde psikolojik olarak peri rüyalarına girmişti. Aldığı bilgiler neticesinde bir sonraki adımına karar veriyordu. Belli bir hedefi yoktu. Bazen masum ve güzelken bazen de tehlikeli bir dişiye dönüşebiliyordu. Belki de aldığı bilgileri kendi çıkarı için kullanmaya başlayabilirdi. Mesela belli bir meblağ karşılığında başka perilere satabilirdi aldığı bilgileri. Ama Chloe o kadar da şeytani bir güzel değildi. İyilerin tarafında olduğuna göre ona yakışır derecede davranması gerekti. Karanlık tarafa karşı bir ilgisi olsa da iradesine hakim olarak bu ilgisini bastırabiliyordu. Yataktan kalktığında dün yaşadığı şeylerden kurtulmak için kendini banyoya attı. Ilık bir duş alırken aklı hala dünkü perideydi. Daha önce de işkence yöntemiyle istediği bilgileri almayı başarmıştı. Ama o işkenceleri yaparken çektiği sıkıntıları Chloe’den başkası bilemezdi. En iğrenç ve en acımasız işkence yöntemlerini bilirdi; fakat iş yapmaya gelince midesinin kalkmasına ve kendinden geçmesine engel olamazdı. Dün akşam da duş almasına rağmen vücudundaki kanların tam olarak çıktığını düşünmüyordu. En önemlisi de ruhundaki kirin…
Öğleden sonrayı ise hazırlanmakla geçirmişti. Pantolonuna taktığı ufak ve sihirli bıçakların beraberinde orta boyda bir hançeri de pantolonunun arkasına yerleştirmişti. Saçlarını at kuyruğu yaparak deri ceketini de üzerine geçirdiği gibi bir büyü mırıldanarak bahsi geçen ormana gitti. Orman çalılıklarla kaplı olmasına karşın bir büyüyle onları yok etmeyi başarmıştı. Çalılara takılmak en son isteyeceği şeydi, ayrıca hareketlerini de kısıtlıyordu. Yavaş ve küçük adımlarla ormanı tararken ufak bir ses duymasıyla beraber ağaçlardan birinin arkasına saklanmıştı. Aurasından peri olduğunu anladığı kişinin yanından geçmesini sabırsızlıkla beklerken hiç beklenmedik bir anda ona saldırmayı planlıyordu. Bir süre beklemekle yetinmişti. Perinin yanından geçmesine yakın ise ağacın arkasına iyice yerleşmişti. Beklediği an geldiğinde ise periye arkadan saldırarak onu etkisiz hale getirdi ve ağaca yaslayarak boğazına hançeri dayamakla yetinmişti.
“Hiç böyle bir şeyi beklemiyordun değil mi peri? Şimdi söyle bakalım senin gibi diğer iğrenç yaratıklar topluluğu nereye saklandılar?”
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Perş. Ara. 26 2013, 13:21 | |
| Tatlı sihirbaz ile sonunda işi bitmişti. Kölesi olduğu zaman boyunca ondan çok fazla faydalanmış olsa da kendi içinde de bir takım şeyler değişmişti. Bunun en belirgin özelliği ise bir kölenin verdiği zevki tatmış olmasıydı ki Daphne den sıkılmış olsa da yeni bir köle istiyordu. Ama bu sefer çıtası biraz daha yüksekti. Bir sihirbazı köle yapmak kolaydı, bir cadıyı köle yapmaksa imkansız... Bu yüzden hedef olarak perileri seçmişti ve tabi ki oldukça seksi dişi perileri... Sırf bu yüzden perilerin arasında daha fazla dolanmaya başlamıştı. Yatağına attığı peri kızı sayısı artsa da köle olmaya değecek birini henüz bulabilmiş değildi. O da, o günü peri kızı aramak yerine başkalarının canını sıkmaya ayırdı. Sihirbazı olan Isabel ile birlikte gerçekleştirdikleri ritüelden sonra henüz denemediği çok fazla şey vardı. Ormanda bir kaç kendini bilmez peri ile ilgilenmesinin hemen ardından yer can çekişen perilerle doldu. Öldürdüğü tüm periler karanlık için çalışıyordu. Uzaktan aydınlık tarafına çalışan biri gibi görünebilirdi, ama değildi. O ne aydınlık ne de karanlık için çalışırdı. Bazen değişiklik olsun diye tarafı önemsiz cadılarla da çalıştığı oluyordu ama özünde onun için taraf denen olgu yoktu. Sadece kendisi ve istekleri vardı. Ormanda işini bitirmiş yoluna devam ederken bir peri aurası ile yönünü değiştirdi. Üzerindeki gömlek ve pantolonda kan lekeleri vardı ama temizlemeye gerek duymadı. Adımları hızlanırken burnuna tatlı bir parfüm kokusu geldi. Bu perinin dişi olduğunu gösteren en belirgin özellik olurken adımlarını yavaşlatıp elleri cebinde sıradan bir şekilde adımların devam etti. Kendini gizleyen perinin ne yapacağını merak ediyordu. Bir kaç saniye içinde kokusunun ve auranın en çok hissedildiği ağacın dibinde kendini o ağaca dayalı bir halde buldu. Önce boğazındaki hançere sonra hançerin sahibine baktı. Kız oldukça seksi görünüyordu, aynı zaman da savaşçı... Belki de yatağına attığı kızlarda eksik olan şey buydu, savaşçı bir ruh... Çünkü o kızların her birinin tek işlevi bir erkeğin önünde bacaklarını iki yana açmaktı. Kızın sözleri ile ufak bir kahkaha attı. Onu hissedemeyecek beceriksizlerden biri olduğunu sanmıştı demek... Bu ona kesinlikle bir hakaretti. Gözlerini kızın güzel gözlerine diktiğinde sinsice gülümsedi.
"Bana hakaret ediyorsun güzelim... Üstelik beni daha tanımıyorsun bile..."
Tek bir hamlede boğazındaki hançerden kurtulup kızı iterek yere düşürdü ve üzerine çıkıp, bileklerini sıkarak yere sabitledi.
"Eee söyle bakalım. Şimdi kim gafil avlandı?” | |
|
| |
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Perş. Ara. 26 2013, 18:20 | |
| Köle perilerin avlanması taraftarıydı. Onlara acımak gibi bir lüksü yoktu; fakat yineden iyi tarafı çoğunlukla baskın gelerek perilere işkence ettiği zaman çok etkileniyordu. Hatta bu durum rüyalarında da kendini gösteriyordu. Bugün ise yakaladığı perileri öldürmekle yetinecekti. Hiç acıma duygusu bile göstermeden onları hançerleriyle öldürecekti. Çoğu peri kızı savaşçı bir ruha sahip değilken Chloe bir amazon gibi yetişmişti. Zorlu durumlarda nasıl hayatta kalacağını küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başlamıştı. Bunda en büyük katkı babasına aitti. Babasıyla epey bir vakit geçirerek hayatta kalmanın yollarını öğrenmekle kalmamış, gücünü nasıl tehlikeli bir şekilde kullanacağını da öğrenmişti. Babasıyla çok yakın bir ilişkileri vardı. Onun yeri çok özeldi Chloe için. Fakat şimdi ayrı düşmüşlerdi, artık kendi ayakları üzerinde durmasının vakti gelmişti. Ayrıca yakın zamanda sihirbazını da bulmuştu. Bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğunu henüz kavrayamamıştı. Birisinin sorumluluğunu daha önce üzerine almadığından bu kızla ne yapacağını bilmiyordu. Diğer yandan biraz daha güçlenmesi için bu kızı kullanabilirdi. Gerçi onunla çok fazla vakit geçirmeleri gerekiyordu. Bu, kendisi için değil sihirbazı için yararlı olabilecek bir şeydi. Ona nasıl hayatta kalabileceğini ve gücünü nasıl bir adım öteye taşıyabileceğini gösterebilirdi. Böylelikle küçük sihirbazı ayak bağı olmaktan da kurtulabilirdi.
Hazırlığını tamamlayıp bir büyüyle ormana giderek etrafını dikkatlice taramaya başladı. Bir süre sonra hissettiği bir aurayla bir ağacın arkasına saklanarak hedefinin gelmesini beklemeye başladı. İstediği an yaklaşıp hedefi önünde belirdiğinde ani bir hareketle yerinden çıkıp hedefine saldırdı ve onu saklandığı ağaca yaslayarak boğazına hançerlerinden birini tuttu. Devamında getirdiği cümlelerle diğer perilerin nerede olduğunu sormuştu. Aldığı cevap ise onu tatmin etmemişti. Sinirlenerek hançerini biraz daha perinin boğazına yaklaştırdı.
“Tanımam da gerekmiyor ukala yaratık…”
Cümlesi biter bitmez peri elinden kurtulmuş ve onu yere itmişti bile. Canı acısa da bunu belli etmeyerek ayağa kalkacaktı ki peri onu yere sabitlemişti.
“Beni gafil avladın öyle mi? Hiç sanmıyorum. Bir daha düşünsen iyi edersin.”
Gücünü kullanarak üstündeki perinin suratına su püskürttü ve dikkati dağılan periyi üstünden attı. Bu sefer Chloe üste geçerek ukala şeyi yere sabitledi. Aralarındaki mesafe yavaş yavaş azalırken gülümsemesi de yüzüne yerleşmişti bile.
“Dediğim gibi kolay lokma değilim. Ve oyun oynayacak havada da değilim. Bana bir an önce diğer perilerin nerede olduklarını söyle yoksa sana olacak şeyler için beni suçlayamazsın.”
| |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Cuma Ara. 27 2013, 13:54 | |
| Bugün peri kızı işini tamamen askıya almış ve kendince işlerine geri dönmüştü. Ellerinde bir perinin can vermediği gün sayısı sandığından uzun sürmüştü. Bir süre sadece köle arama işinden yapması gereken şeyler yarım kalmıştı. Şimdi ise yine büyükler ligine yeniden adım atmak için çalışıyordu. Bunun için karşısına çıkan perileri al aşağı etmek için vakit kaybetmedi. İşi bittiğinde ise burnuna gelen harika koku ile yönünü değiştirdi. Peri kızları işine ara vermiş olsa da üstü başı kan içindeyken bu işe yeniden dönebilirdi. Kendini bir kız tarafından ağaca dayalı bir şekilde bulduğunda boynundaki hançere rağmen ilgilendiği tek şey perinin bedeniydi. Zaten kısa konuşma sonrası harika görünen vücudu altına almıştı. Daha önce fark etmediği eksik parçayı bulmuş gibi çapkınca gülümserken gözleri kızın gözlerindeydi. Ona ukala diyen güzele bakarken gözleri yavaşça göğüslerine kaydı. Ukala olduğunu zaten biliyordu, bunu ona söyleyen ilk dişi bu peri kızı değildi. Gözleri göğüslerine odaklanmışken yüzüne vuran su ile kendini yerde buldu. Peri kızı ise üzerindeydi. Duydukları ile çapkınca gülümsemeye devam etti.
"Gafil avlanmak mı? Üste olmayı sevdiğini söylesen bu kadar atraksiyona gerek kalmadan senin üstte olmana izin verebilirdim, güzelim."
Kızın yüzü yüzüne yaklaşırken kıpkırmızı dudaklar dudaklarına değmek üzereydi, bir an için öpüleceğini düşündü. Kendini beğenmiş ve fazlaca ukala olduğundan bu düşüncesini yadırgamadı. Ama peri kızı sadece bir kaç kelime kurmuştu. En çokta kızın hala onu başka perilerle birlikte düşünüyor olmasın takıldı. O yalnız çalışırdı, her şekilde de. Kızın tehditlerine rağmen hala kafasındaki diğer düşüncelere odaklanmıştı. Kızın seksi bedeni üzerinde ve dudakları bu kadar yakınındayken tehditler kimin umurundaydı.
"Üstte olmak bir yana grup yapmaktan da mı hoşlanıyorsun? Eğer sorun buysa merak etme... Ben tek başım sana yeterim istediğin her şekilde, başka peri aramana hiç gerek yok..."
Cümlesi sonrası elementini kullanarak ortamdaki havayı biraz serinletti. Kızın tenine değen sert hava akımı onun bir anlığına titremesini sağlarken yerlerini değiştirip yere sabitledi. Hemen ardından dudaklarına kapandı. Kendince yeterince beklemişti, artık o kırmızı dudakların tadına bakılmalıydı. Kızın direnci kırılana dek onu öperken elleri dolgun göğüslerinin üzerinde gezinmeye başladı.
| |
|
| |
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Salı Ara. 31 2013, 14:45 | |
| Kovalamaca oynayacak havada değildi. Durduk yerde bu perinin neden ortaya çıktığını da bilmiyordu. O, sadece biraç köle perinin kıçını tekmeleyip onları öldürecekti; ama hesaplarında olmayan bu periyle işler sarpa sarmıştı. Sorduğu sorunun cevabını ukalaca yanıtlayan yaratığa karşı bir öfke dalgası bedenine hakim olmuşken kendini yerde bulmasıyla kedi köpek oyunu da devreye girmişti. Chloe ciddi olmaya çalışırken üstündeki ukala peri lakayt bir tavır içindeydi. Perinin dikkatini dağıtmak için yüzüne su püskürterek periyle yerlerini değiştirdiler. Çapkın perinin yüzüne yavaş yavaş yaklaşıp dudakları arasında çok az bir mesafe kalınca yakınlaşmayı sonlandırdı. Ukala gülümsemesi yüzüne yerleştiğinde perinin sözleriyle şaşkınlığa uğramıştı. Sözlerinden hiçbir anlam çıkaramamıştı. Ama bunun üzerinde fazla durmayarak diğer perilerin nerede olduğunu yeniden sormuştu bu sefer tehditvari bir şekilde. Fakat aldığı cevap karşısında sinirlerine hakim olamayarak perinin bileğini sıkmıştı.
"Sana benimle oyun oynama diyorum. Doğru düzgün cevap ver, sonra da defolup git. Tek bir basit cevap verecekken bu kadar oyun çok gereksiz. Tıpkı senin de gereksiz olduğun gibi... Ayrıca senin gibi biriyle de birlikte olmazdım, bunu kafana iyice sok."
Havanın aniden soğumasıyla hafif bir titreme vücunu sarmışken perinin yeniden üste çıkması karşısında sadece oflamakla yetinmişti. Oyunun sonunda kim kazanacaktı acaba merak ediyordu. Fakat hiç beklemediği bir şeyle karşılaşmıştı ki o da perinin dudaklarına kapanması olmuştu. Onu üstünden çekmeye çalışırken yaptığı hiçbir hareket işe yaramıyordu. Kendini olayın akışına bırakmaktan başka çaresi kalmamıştı. En sonunda o da öpücüğe karşılık verdi. Bir süre ukala perinin yaptıklarına karışmamıştı zira bu, hoşuna gidiyordu ve tahrik olmaya başlamıştı. Fakat daha önce kimseyle birlikte olmamış biri olarak öpücüğün sonucunda neler olabileceğini tahmin ederek korkuyla öpücüğü sonlandırdı ve perinin ellerini de sert bir şekilde üzerinden çekti. Ukala periyi de üstünden ittirerek kaldırdığında bu sefer kendi ayağa kalkarak üstünü başını düzeltti. Yerdeki hançerini tek bir hamlede alarak pantolonundaki yerine koydu ve şaşkın gözlerle ona bakan periye dikti gözlerini.
Üzgünüm ukala şey! Bunun devamı gelmeyecek. Eğer perilerin yerlerini bilmiyorsan sadece söylemen yeterdi. Beni oyalamana gerek yoktu. Şimdi izninle köle perileri aramam gerekiyor. Ya bana yardım et ya da önümden çekil! Beni daha fazla oyalama!"
Konuşmasının bitiminde ormanın iç taraflarına doğru ilerlemeye başladı. | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Perş. Ocak 02 2014, 18:02 | |
| Peri kızının farklılığı ve ona karşılık vermesinden giderek daha fazla hoşlanır olmuştu. Kızı söylediği her kelime de deli ettiğinin de farkındaydı. Aslında resmen bir kedi fare oyunun içindelerdi. Peri kızı bu yırtıcılığı ile kendini kedi sanıyor olabilirdi. Ama bilmediği şey fare yerine koyduğu kişinin bir kurt olduğuydu. Üstüne çıkan peri kızının göğüslerini süzerken sözleri ile öfkeli gözlerine baktı. Yine de bu kısa bir bakış olmuştu, çünkü göğüsleri daha bir bakılmalık duruyordu. Gerçi kendini biliyordu, bir kaç saniye sonra o dolgun göğüsler ellerinin arasında olacaktı. Kızın sözleri ile ukala bir bakış attı.
"Bebeğim ben gereksiz değilim... Eminim bir kaç saniye sonra varlığımın devamlılığını isteyeceksin..."
Kızı altına aldıktan sonra öpmeye başladı. Kızın tadını beğenmişti, öpücük karşılık bulduğunda da daha da güzelleşti. Elleri yumuşak tende gezerken bir süre kendinden geçti. Kızı geçen her saniye daha fazla köle yapmak istiyordu. Öpüşme biraz daha devam etse onu soymaya başlayabilirdi. Ama kızın kalp atışlarının değişiminin hemen ardından öpücüğe son vermesiyle durdu. Ayağa kalkıp üzerini silkeledikten sonra kızın sözlerini dinledi. Anlaşılan kızla bir kaç peri öldürmeden yakınlaşma şansı olmayacaktı. Sözlerine bakılırsa da tarafsız olan kendisinin aksine kız aydınlık için çalışıyordu. Ona cevap verecekken kızın uzaklaşması ile derin bir nefes aldı. Hissettiği perilerle birlikte kıza hızla yaklaşıp onu en yakın ağaca dayadı. Dayanamayarak onu bir kez daha tutkulu bir şekilde öptükten sonra geri çekildi.
"Bana bak seni oyalamaya çalıştığım falan yok... Ayrıca şanslı günün olmalı çünkü köle periler buraya geliyor..."
Kızdan uzaklaşıp gelen perilere baktı. Onları tanıyordu. Sahipleri olan cadı ile ufak bir iş yapmıştı. Ama şu an bu gereksizler önemsizdi. Ona selam vermeye çalışan bir perinin boğazını kestiğinde ufak çaplı bir savaş başlatmıştı. Arada kızı da kontrol ediyordu. Kızda bir kaç peri ile savaşmaya başlamıştı. O bedene henüz sahip değildi bu yüzden zarar gelsin istemezdi, şimdilik... Tüm periler yerde hareketsiz yattığında kıza döndü.
"Eee, şimdi mutlu musun?"
| |
|
| |
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Perş. Ocak 09 2014, 22:10 | |
| Öpücük devam ederken öpücüğün devamında neyin geleceğinin korkusu beynini kontrol etmeye başlarken ukala periyi üstünden ittirmesi bir olmuştu. Ayağa kalkar kalkmaz üstünü düzeltti, yerdeki hançerini de pantolonundaki yerine yerleştirdikten sonra kısa bir konuşmanın ardından herhangi bir tepki göstermeden ormanın iç taraflarına doğru yürümeye başladı. Arkkasından yaklaşmakta olan periyi hissetmesine karşın hızını hiç kesmeden yürümeye devam ediyordu. Bedeni bir ağaca dayalı hale geldiğinde sinirle periye dikti gözlerini. Bu peri onun sinirlerini ve sabrını oldukça çok zorluyordu. Dudaklarına kapanan dudaklara bu sefer karşılık vermeyerek öpücüğün sonlanmasını bekledi. Tepkisiz kalarak perinin konuşmasını dinledi. Onlara yaklaşan perilerin auralarını hisseder hissetmez köle perilerin geldiği tarafa doğru dönerek savaşmaya hazır hale geldi. Yanındaki peri Chloe'den önce savaşmaya başladığında Chloe istemeden de olsa gülümsemişti. Onun yanında savaşıyor olmasına sevinmişti; fakat yinede bu adamı tanımıyordu, bu yüzden aralarında herhangi bir yakınlık da olamaz demekti bu. Dikkatini hemen toplayarak perileri teker teker acımadan öldürmeye başlamıştı gözlerinin içine bakarak. Bütün perilerin öldüğünden emin olunca perinin sorusuyla ona dönmüştü. Gerçekten mutlu olmuş muydu? Birkaç periyi öldürmekle eline ne geçmişti? Haz, mutluluk, intikam sevinci... Hangisi onun için köle perileri öldürme sebebiydi? Belki hepsi belki de hiçbiri... Hedefi olmadan onları öldürmeyi görev bilmişti kendine belki de kim bilir...
"Evet, mutluyum. Yardımın için teşekkürler ukala!"
Konuşmasının bitiminde gülümseyerek perinin dibinde bitmişti birkaç adımda. Daha önce babası dışında kimseye sarılmamıştı; fakat karşısındaki bu adama birden sarılma isteği duymuştu. Onun vereceği cevabı beklemeden periye sımsıkı sarıldı, kısa bir süre... Ondan bir adım uzaklaştığında bu sefer dudaklarına ufak ve tutkulu bir teşekkürler öpücüğü vermişti. Öpücüğün ardından bir büyü mırıldanarak üstündeki kanlı kıyafetlerden kurtularak yenileriyle değiştirmiş oldu. Saçlarını da omuzlarına bırakarak görüntüsünü tamamlamıştı. Ölen perilerin ardından akşam için bir bara giderek eğlenecekti sabaha kadar. Ona şehvet dolu bakışlarla bakan periye karşılık ufak bir kahkaha attı.
"Öyle bakmana gerek yok ukala şey. Eminim her gün gördÜğün bir manzaradır bu. Bunun dışında hala birbirimizi tanımıyoruz. Benim adım Chloe, ya seninki ne ukala?" | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Salı Ocak 14 2014, 01:09 | |
| Kızın anlamsız kaçış girişimi durdurmak için fazla beklemedi. Onu yeniden ağaca yapıştırdığında beğendiği dudakların bir süre daha tadını almayı ihmal etmemişti. Zaten şu an kızdan istediği tek şey bedeniydi. Aslında alması da o kadar zor değildi. Sadece asi görünen peri kızı kaçınılmaz olan sonu, geciktiriyordu. Farklı peri auraları fark ettiğinde bir kaç kelimeden sonra kızdan uzaklaştı. Gelen peri grubundaki kişileri tanıyordu. Hatta çalıştıkları cadıyı bile... Ama onlardan biri asla olmadığını da biliyordu. Çalıştığı zamanlarda dost olduklarını sandığı perilerden biri ona selam vermişti. Bunun karşılığını ise kafasının vücudundan ayrılması ile ödemişti. Sonrasında ise küçük çaplı bir savaş başladı. Tıpkı asi peri kızının karşılaştıkları ilk andan bu yana istediği şey gibi. Perilerle ilgilenirken henüz bedeninin tadına bakmak için fırsat bulamadığı kızı da kolluyordu. Perinin hareketlerine bakılırsa, aslında bunu yapmasına gerek bile yoktu. Tüm işler bittiğinde yüzündeki ukala gülümseme ile kıza baktı. Kızın yüzünde tıpkı beklediği şekilde memnun bir ifade belirmişti. Mutlu olduğunu söylemese bile gayet iyi anlamıştı. Ama asıl şaşırtıcı olan şey dudaklarına değen tatlı dudaklar oldu. Kızın ateşli bir o kadar da tutkulu olan öpücüğüne karşılık verirken elleri onun bedenini sarmak için atağa geçmişken öpücük son buldu. Gözlerinde ister istemez oluşan çapkınca ifade ile kıza bakarken sözlerini dinledi. Duydukları ile gülümsemesi yüzüne daha da yayıldı.
"Aslında evet her gün gördüğüm bir manzara, ama bunun bir önemi yok. Benim adım da Jace ve anladığım kadarıyla seninle olabilmek için önce ismimi söylemem gerekiyormuş... Artık adımı da biliyorsun..."
Kızın bileğini sertçe kavrayarak kendine çekti. Az önce onun bozduğu öpücük yeniden tutkulu bir şekilde başlarken kızın karşılık vermemesini umursamıyordu. Elleri bedeninde oldukça baştan çıkarıcı bir şekilde gezerken onu yere biraz sertçe yatırarak üzerine çıktı. Elleri bu kez okşamak için değil kızın üzerindeki kıyafetleri çıkarmak için uğraşıyordu. Kızın elbise askılarını indirdikten sonra dudakları yavaşça boynuna kaydı. Peri kızının kalçalarını avuçlarken kızın dudaklarından firar eden inleme sesini oldukça severken artık kararını kesinlikle vermişti. Peri kızı aradığı köleydi. | |
|
| |
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Paz Ocak 19 2014, 13:46 | |
| Savaşın istediği şekilde sonuçlanmasıyla yüzünde bir zafer gülümsemesi oluşmuştu. İstese bu perileri tek başına da öldürebilirdi; fakat ona yardım eden eller karşısında da nezaket gereği teşekkür etme gereği duymuştu. Başından beri yanında savaşan periye kaba davranmıştı. Bunun için kimse Chloe'yi suçlayamazdı. Şimdiye kadar erkekler ona sırf bedenini kullanmak için yanaşmışlardı. Bu adamın da aynı şeyi düşündüğünü biliyordu. Zaten karşılaştıkları ilk andan itibaren onu öpen de bu peri değil miydi? Savaş bittiğinde ona teşekkür etmek yerine sarılmayı tercih etmişti. Nedenini ise bilmiyordu. Kısa bir ömür geçirmişti ve şimdiye kadar da babasından başka birine içtenlikle sarılmamıştı. Ama bu genç adama hissettiği sarılma duygusunun önüne ise bir türlü geçememişti. Bu nedenle onun yanında gidip sımsıkı sarıldı genç adama. Ardından da ufak bir teşekkürler öpücüğü vermişti dudaklarına. Birkaç adımda periden uzaklaştığında kendine hediye olarak akşam bir barda eğlenmeyi uugun görmüştü. Bir büyüyle seksi bir mini elbise giydiğinde ona akan şehvetli bakışlara karşılık ufak bir kahkaha atmıştı. Kısa bir konuşmanın ardından bileğini kavrayan elin onu çekmesiyle gözlerinde soru işaretleri oluşmuştu.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen?"
Sorusunu sormuştu sormasına; ama dudaklarına kapanan ukala periye karşı direnmeye çabalıyordu. Öpücüğüne karşılık vermiyordu. Onu zorla öpen birine neden karşılık verecekti ki zaten? Yere sertçe yatırıldığında öfke dolu gözlerini Jace'e dikti. Ama peri buna aldırmaksızın Chloe'nin bedeninde keşfe çıkmıştı bile çoktan. Çırpınıyordu; fakat hepsi boşunaydı. Peri hiçbir şekilde durmuyordu. Bedeni kasılmıştı iyice, bu nedenle de bedenini oluruna bırakmaya karar verdi. Boynuna inen öpücüklerle hafif iniltiler dökülüyordu dudaklarından. İlk defa böylesine bir duyguyu tadıyordu. Hem onu tatmin ediyordu hem de korkmasına neden oluyordu. Daha önce hiçbir erkekle birlikte olmamıştı, bedenine kimse bu kadar yakın temasta bulunmamıştı. Oysaki şimdi her şey gözünün önünde olup bitiyordu. Acı gerçek o kadar yakındı ki ne yapacağını bilmiyordu. Tatmmin olası bir yana henüz bekaretini kaybetmeye hazır değildi. Bu nedenle aklını başına toplayıp gücüne konsantre olarak yeni bir su dalgasını Jace'in yüzüne nüfuz ettirdi. Ne olduğunu anlamaya çalışan periyi üstünden çekti ve kıyafetini düzelterek ona öfkeli gözlerle baktı. Karşılık olarak aynı bakışlar onu süzerken konuşmaya başladı.
"Üzgünüm ama bana sahip olmana izin verecek değilim. Bunun için henüz erken. Onun dışında ıslak olarak daha bir çekici olduğunu da inkar etmemek gerek." | |
|
| |
Jace Light Hava Perisi
Mesaj Sayısı : 276 Kayıt tarihi : 08/07/13 Yaş : 32 Lakap : Kalpsiz, Sapık, Bencil
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir Paz Ocak 26 2014, 00:03 | |
| Peri kızının kavganın hemen ardından yelkenleri suya indirmesi kesinlikle beklemiyordu. Yine de beklediğinin tersi gerçekleştiği için mutluydu. Peri kızının tatlı bir o kadar da kısa öpücüğü tamamlandığında isim faslı da geride kalmıştı. Peri kızının şimdiki planının ne olduğunu bilmiyor olsa da önemsemediği bir detay olduğunu biliyordu. Kızı kendine çektiğinde ise onun planı asla gerçekleşmemek üzere rafa kalmış oldu. Chloe çırpınıyor olsa da pek umursamıyordu. Tatlı tadı ile mest olmakla öylesine meşgul bir haldeydi ki başka şeye konsantre olamıyordu. Kızın tatlı iniltileri ise daha fazla tahrik olmasını sağlarken kararını o anda verdi. Chloe, istisnasız onun olacaktı. Elleri harika bedende gezinirken aşağı inerek kızın kalçalarını kavradı. Aynı anda bedenini onun bedenine bastırıyor ve daha fazla tahrik olmasını sağlıyordu. Kızın iniltileri giderek artarken yeniden dudaklarını öpmeye karar verdi. Tatlı dudaklarını kısa bir süre öpüp emmeye başladığında peri kızının gücüne maruz kaldı. Kızın ani güç gösteri yüzünden bir anlığına hareketsiz kaldı ve üstü ıslanmıştı. Kız ondan uzaklaşmışken onu izledi. Az önce yavaş yavaş çıplak kalmaya başlayan tenini narin elleri ile örtüyordu, ne kadar yazık. Bu güç gösterisi onu normalde sinirlendirirdi, ama şu an sinirlendirmek bir yana onu eğlendirmiş... Üstüne üstlük kızı daha fazla istemesine neden olmuştu. Kız konuşurken gözleri hala enfes vücudu ile ilgileniyordu.
"Son söylediğini bir iltifat olarak alıyorum, güzelim... Diğer sözlerine ise katılmıyorum, benim olacaksın hemde oldukça yakın bir zamanda..."
Kendine güçlü bir koruma büyüsü yaptıktan hemen sonra kıza yaklaştı. Kolunu kavrayıp kendine yaklaştırdığında içinden Daphne'e yaptığı laneti mırıldanmaya başladı. Aslında kısmen o sihirbaza yaptığı lanet sayılmazdı, araştırmaları sonucu daha güçlü bir büyü bulmuş ve onu kullanmaya karar vermişti. Hiç bir şeyden haberi olmayan peri kızı ona bakarken boşta kalan eli ile kızın üstünü yırttı. Kız karşısında sutyeni ile kaldığında, sutyenden hafifçe taşan dolgunluğa dudaklarını yaklaştırdı. Sol göğsüne bir öpücük kondurduğunda adı acı verici bir şekilde kızın tenine kazındı. Artık peri kızı ona aitti ve aklında bir sürü yapacak şey vardı. Ama burada değil.
"Şimdi güzelim evime gidiyoruz, artık bana aitsin..."
Tek bir büyü peri kızı ile kendisini eve götürmek için yeterliydi. Oldukça iyi korunan evinde peri kızı kafesteki bir kuş gibiydi. O ise o kuşu yemek isteyen hırçın bir kedi...
| |
|
| |
Chloe Madison Whittmore Su Perisi
Mesaj Sayısı : 23 Kayıt tarihi : 12/09/13
| Konu: Geri: İstenmeyen Misafir C.tesi Şub. 15 2014, 14:42 | |
| Tahrik edici dokunuşlar inlemesini sağlarken kısa süre içinde aklını başına toplayarak su gücünü kullanarak üstündeki ukala perinin beden hapsinden kurtulmuştu. Bugün herhangi biri tarafından, hele de bu kişi tanımadığı bir yabancıysa, hiç mi hiç sahip olunacak değildi. Ne şimdi ne de başa bir zaman diliminde… Kalbinin ait olduğu biri tarafından bekaretini kaybetmeyi hak ediyordu. Hakkında ne düşündüğünü bile bilmediği birine sarılmuştı gerçi, babasından sonra ilk defa.. Ama bu yinede peri hakkındaki düşüncelerini değiştirebilir miydi? Ancak bedenine değen dokunuşlar karşısında ona karşı direnmeyi bırakmamış mıydı aynı zamanda? O kısacık anda nerdeyse çocuğu içine alacaktı. Neyse ki aklını çabucak toparlayıp bu durumdan kurtulmayı başarmıştı. Fakat ukalanın söylediği şeyler kafasını karıştırmıştı biraz.
“Ne saçmalıyorsun sen? Beni dikkatle dinle. Asla bana sahip olamayacaksın. Bunu o koca kafana soksan iyi olur.”
Sözlerini duymamış gibi davranan peri ona yaval yavaş yaklaşırken geri adımlar atmaya başlamıştı bile. Ne yazık ki perinin kolunu tutmasıyla çırpınıyordu bu sefer. Üstündeki kıyafetler parçalandığında yüzü istemeyerek de olsa kızarmıştı. Ne kadar cesur ve güçlü görünürse görünsün masum bir kişiliği de vardı. Daha önce hiçbir erkek onu bu denli çıplak görmemişti. Şimdi ise bir peri, hem de nefret etmeye o kadar yaklaştığı bir peri, onu tm gerçekçiliğiyle görüyordu. Göğsüne konan öpücüğün beraberinde gelen acı ise dayanılmaz bir şekildeydi. Dudaklarından dökülen hafif çığlığa söz geçirememişti. Acı dindiğinde derin nefes alıp verdi. Acının geldiği yere dokunduğunda hissettiği yara iziyle kaşlarını çatması bir oldu. Perinin söylediklerini dinlememiş gibi yaparak konuşmaya başladı.
“Sen ne halt yaptın az önce? Omzumdaki yara izi de ne? Ve seninle bir yere gitmek gibi bir düşüncem de yok. Anla artık bunu tamam mı?” | |
|
| |
| İstenmeyen Misafir | |
|