Yaralı Sihirbaz, Hedef Klan

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Gözlerini açtığında artık ilk gördüğü şey hayatına giren harika kadındı. Aslında o hep hayatındaydı ama ona böylesine sahip olmak üstüne üstlük birde bebeklerinin olacağı gerçeği hayaında hissetmediği bir mutluluğu ona sunmuştu. Trey, konusu hala karışık olsa da onu aklından çıkarmış değildi. Üstelik o gün ona oldukça sert davrandığını Lexina sayesinde biraz daha iyi anlamıştı. Yinede onu çağırmak için bir girişimde bulunmamıştı. Trey sonuç olarak buraya gelecekti ve onunla uzun uzun konuşmaları gerekecekti. Şimdi yapmak istediği tek şey hayatının kadınının her an yanında olmaktı. Onun uyanması ile harika bir kahvaltı yapmışlar ardından da birlikte biraz vakit geçirmişlerdi. Akşam üstü aldığı bir haberle acil bir toplantı için hiç istemeyerek Lexina'ı ardından bırakıp gitti. Düşündüğünden biraz uzun geçtiğini düşündüğü toplantının ardından hiç bir zaman hissetmediği bir hevesle evine gitti. Oturma odasında bulduğu kadınını kolları arasına çekip dudaklarına kapandığında duyduğu araba sesiyle Lexina'ı bıraktı. Trey'in neredeyse ezberlediği araba tekerleği sesi ile derin bir nefes aldı. Lexina'ı kanlar içinde getirdiği günde arabasından aynı ses çıkmıştı. O yüzden yine sevgili yeğeninin bir felaketi yanında getirdiğini düşünmeden edemedi.

"Ve işte Trey geldi, hemde böyle bir zaman da..."

Öfkelenmemeyi deneyerek gerçi son olanları göz önüne alırsa buna biraz da mecburdu. Bebeğinin annesini oturma odasında bırakıp kapıya yöneldi. Birkaç dakika içinde de karşısında Trey ile birlikte üç kişi vardı. Jonathan adlı periyi gördüğünde kafasında bir kaç soru oluşsa da kızın yaralarını fark ettiğinde telefonuna sarılıp doktoru çağırdı.

"Hoşgeldiniz... Merhaba Jonathan, Trey neler oluyor? Kızı şimdilik koltuğa bir yere oturttun, doktor birazdan burada olur..."

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Kalbine usulca sızdığından habersiz hoşlandığı adamla birlikte trey gittiğinden beri daha da yakınlaşmışlardı. Sevgililik denilen şeyin ne olduğunu biraz farklıda olsa öğrenmiş ve bunu sevmişti. Hamilelik evresi bebek henüz çok küçük olduğundan kendisini nadiren hissettirdiğinden hayatına kaldığı yerden devam etmekte pek bir sakınca görmedi. Yarası tamamıyla iyileşene kadar yakışıklı erkeğinin isteği üzerine evden çıkmayıp kendisini antrenmana vermişti. Kendisini her geçen gün daha da geliştirirken aynı zamanda sevgilisi ile de bolca vakit geçirmenin keyfini çıkarıyordu. Seavus akşam üzeri toplantı için gittiğinde sıkıntıyla ortalıkta dolandı. Yapacak bir şeyler arayıp bulamayınca aklını sürekli meşgul eden ortağı ile bir görüşme ayarlamaya karar vermişti. Onun nasıl olduğunu kendi gözleriyle görmeli ve sağlığından emin olmalıydı. Artık iyileştiğine göre de evden çıkmaması için hiçbir neden kalmamıştı.

Ortağıyla geçirdiği uzun zamanın ardından eve içi daha rahat döndü. Kendiyle baş başa geçirdiği kısa bir zaman diliminin ardından erkeğinin eve gelişini sevinçle karşılayıp öpücüğüne karşılık verirken duyduğu sesle içini büyük bir korku kapladı. Trey’in başının dertte olduğu açıkken beyaz atlı prensinin sözlerini işitti. Onun ardından kapıya ilerlerken endişeyle ‘Bugün onunla görüştüğümde eve gelmemekte ısrarcıydı önemli bir şey olmalı ’derken kırdığı potun farkında değildi. Kapı açıldığında önce ortağını ardından diğerlerini süzüp derin bir nefes aldı. İçeri geçtiklerinde yontulmamış kütük ortağının gözlerinde gördüklerine anlamlandırmaya çalışırken kızın durumuna acıyarak ‘Uzan ve dinlen. ’ derken koltuğun üzerindeki yastıklardan birini onun başının altına gelecek şekilde koydu. Gözlerini trey’e dikerek ‘Evet bay odun seni dinliyoruz. Başını gene kaşla göz arası nasıl bir belaya soktun? ’ diye sordu.

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Değer verdiği kızı zamanında orada olup koruyamadığı için öfkeden kanı kaynarken dişlerini sıktı. Eve delice gidişi ona çokta geride kalmamış olan başka bir yaralanma vakasını hatırlatırken direksiyona sert bir yumruk geçirerek okkalı bir küfür savurdu. Reilly denen o pisliği bunu ödetecekti. Ruby’e dokunup işkence ettiği her anın hesabını soracak bildiği, öğrendiği bütün yöntemleri tek tek uygulayacaktı. Klanlar arasında bir savaş çıkması umurunda bile değildi. Aslında düşünmüştü de olayı kökünden koparıp atmak daha mantıklıydı. O adi herifin elinden değerli olarak gördüğü tek şeyi klanını alıp sonra acı çekerek öldürme düşüncesi bir nebze rahatlatırken gaza daha da yüklendi.

Yanındaki sinir bozucu perinin varlığını neredeyse unutmuş bir şekilde eve vardığında arabayı ani bir frenle fark etti. Nasıl karşılanacaklarından emin olamayarak kapıyı çaldığında açan kişi ile iç çekti. Amcası ile kısa bakışmalarının ardından içeri geçtiklerinde duydukları ile yumruğunu sıktı.

Seavus letalis’in o gıcık periye hoş geldin deyip kendisine direk hesap sormaya başlaması sinirlerini bozmuşken lexi’nin değer verdiği kadınla ilgilenmesi ile ona odaklandı. Minnettarlıkla kendisine bakarken duyduklarıyla gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı. Tehditkarca '' Bana bir daha laf sokarsan kötü olur bayan çok bilmiş. '' Dedi. Jonathan denen o perinin yanında ortağının kendisine takılması nedense rahatsız etmişti. Üstelik ruby’de buradaydı. Aklını toparlamayı deneyerek'' Önce tanıştırma faslından başlayayım en iyisi ruby bianca howlett sevgilim. Ruby hayatım bu benim gıcık ortağım lexi bu da amcam seaevus letalis. '' Dedi. Periye bakarak '' Ruby bir sihirbaz ve bu da onun perisi jon '' diyerek duraksadı.

Yaptığı hata neredeyse canına mal olacaktı. Nasıl olmuştu da olan onca şeyden sonra temiz bir düello yapacağını düşünmüştü? Sonuç ise ortadaydı. Jonathan'ın yaptığı iyileştirme büyülerine rağmen bedeni hala sızlıyordu. Acıya dayanıklı olsa da kendini canlı tutmak için sarf ettiği enerji, yaralarını görmezden gelmesini sağlayacak direnci onda bırakmamıştı. Arabada perisine yaslanırken onun duygularını anlamaya çalıştı, öfkeli olduğu bir gerçekti. Yine de karşı çıkmadan Trey'in evine geldiği için mutlu olmuştu. Perisinin varlığı ona iyi geliyordu, elbette Trey gibi etkilemiyordu ama yine de bilmiyordu. Aralarında var olan bağı yok sayamayacağını öğrenmişti. Malikaneye vardıklarında kendini hoşlandığı adamın elleri arasına bıraktı. Ona dayanarak attığı adımlarla onun erkeksi kokusunu içine çekti. Yaptığı aptallık yüzünden eğer perisi gelmese Trey'i bir daha asla göremeyecekti. Bunun düşüncesi bile gözlerini doldurmuştu. Ağlamamak içinse kendini zor tutuyordu. Evdekilerin nasıl tepki vereceğini bilmeden sessizliğini korurken Trey'in amcasını gördü. Bu adama sinir olmuştu, Trey'in bedenine zarar verdiği için... Buna rağmen ilgili tavrını gördüğünde ondan rahatsız olmadığını da fark etti. Ortağı olduğundan emin olduğu kızın da yönlendirmesi ile koltuğa yerleşirken Trey'i sorgulayan gözlere ve onun verdiği cevapları dinledi. Kendini biraz toparlayıp derin nefesler aldığında konuşmaya başladı.

"Şey... Trey başını be beleye falan sokmadı.... Be benim yüzümden oldu her şey... O ve Jonathan olmasa ölebilirdim... Size de rahatsızlık verdiğim için üzgünüm..."

Gücü kalmadığı sırada kapının çalması ile doktor bir kaç saniye içinde yanında belirmişti. Adam yaraları ile ilgilenirken acıyla derin bir nefes aldı. Bir kaç dakika sonra ise adamın yardımı ile bir başka odaya yöneldi. Derin olan bir kaç yarası ile daha rahat ilgilenmesi için hastane odasına benzeyen bir bölümde adamın yaraları ile ilgilenmesini seyretti.

Jonathan içinde alev alev yanan bir öfke olmasına rağmen sihirbazının isteği üzerine letalis malikanesine gitmeyi kabul edip onun iyiliği için sessizliğe gömülmüştü. Yol boyunca tek bir kelime etmezken aklında çeşitli ölüm planlarının detaylarıyla ilgilendi.Ruby’nin o adi sevgilisi bu gece yaşam şansını sonsuza dek kaybetmişti. Değer verdiği, önemsediği, her şey ve herkesle birlikte buna klanı da dahildi yok olacaktı. Karşısında onu neyin beklediğinin bilincinde daha detaylı düşünmeye başladı.

Avcılarla uğraşacağı silahlarını düşünürken ani frenle kendisine gelip sihirbazını sıkıca tuttu. Sarsılmasının azalmasını sağladığında kaşlarını çatarak seavus’un yeğenine baktı. Onun bu durumun farkında olmayarak sevip, değer verdiği sihirbazına kırılacak bir cammışçasına davranmasıyla yumruğunu sıkıp derin bir nefes aldı. Kapıyı açan liderin onu sıcak karşılaması ile saygıyla başını hafifçe eğip selam vererek ''Merhaba seavus. '' dedi. Gözleri Ruby’nin sevgilisinin üzerinde gezerken''Uzun hikaye aslında'' Diyerek geri planda kaldı. Ortamdaki diğer kızın ilgili davranışının ardından sözlerine gülümsedi. Trey’in tanıştırması ile ona bakıp ''Ortağın güzel olduğu kadar zeki de kimin ne olduğunu biliyor'' diyerek laf soktuktan sonra adının lexi olduğunu öğrendiği kıza bakarak ''Tanıştığımıza memnun oldum'' dedi. Kapının çalınması ile ortamın gergin havası bir nebze dağıldı. Doktorun gelişi rahatlatırken sihirbazının özel odaya alınmasının ardından trey’e bakarak ''Böyle güzel ve zeki bir ortağa sahip olduğun için şanslısın bay letalis… Fevri davranışlarını düşünürsek açıklarını kapatmak için oldukça uğraşıyor olmalı.'' Dedi.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Kadını ile planladığı güzel bir an Trey yüzünden bir anda mahvolmuştu. Kapıyı açmadan önce Lexina'nın sözleri ile yumruğunu sıktı. Demek beyefendi yaptığı hataya rağmen ona tavır alabileceğini sanıyordu. Yine de önemli bir şey olmasının muhtemel olduğunu bildiğinden sakince kapıdakileri karşıladı. Tanıdığı perinin saygılı davranışı görüp gülümsedi. Peri tanıdığı bir çok kişiden daha cesurdu. Aynı tarafta olmaları ise memnun ediciydi. Kız içinse şimdilik diyebileceği hiç bir şey yoktu. Bildiği tek şey yeğeninin ilk kez eve bir kız getirdiğiydi üstelik sevgilisi olduğunu da söylemişti. Durumun olağanüstü olduğuna karar verip Trey ile özel olarak ilgilenmeye karar verip hamile sevgilisine baktı. Jonathan'ın kadınına yaptığı iltifatların ardından onu belinden kavrayarak kendine çekti. Trey'in onu tehdit etmesini de not aldıktan sonra yaralı kızın sözlerini dinledi.

"Trey her gün eve sevgilim dediği bir kız getirmiyor, Ruby. Bu yüzden rahatsızlık verdiğini düşünme, Trey doğru kararı verip seni buraya getirmiş..."

Doktorun gelişi ile Ruby farklı bir odaya alındığında Lexi'i koltuğa yanına oturtup Jonathan ve Trey'in de oturmasını işaret etti.

"Bir sihirbazın olduğunu bilmiyordum, Jonathan... Bu iyi bir haber yeteneklerini geliştirmen için... Ayrıca ikinizin gözlerinden anladığım kadarıyla kıza bunu her kim yaptıysa hala hayatta... Planınız nedir ve ben bu konuda ne yapabilirim?"

Avcı Mesaj Sayısı : 77 Kayıt tarihi : 22/07/14

Ortağının arabasının sesini duyduğu andan itibaren kapıyı açıp onu görene kadar olan sürede endişesi hat safhaya ulaşmıştı. Onu tek parça ve ayakta dimdik dururken gördüğünde farkında olmadan tuttuğu nefesini yavaşça dışarı verdi. Yanındakiler ancak birkaç saniye sonra dikkatini çekmeyi başarmıştı. Trey’in kıza olan tutumu ile kafası karışmış bir şekilde onları izlerken içeriden gelen bir dürtü ile ona yardım etmeye kalkışmıştı. Hala bir açıklama gelmemesi üzerine odun ortağını birkaç laf sokmayla kendine getirdi. Onun sevgilim dediği birini eve getirmesi şok ederken onun adına sevindiğinden hafifçe gülümsediği esnada perinin iltifatları ile ona baktı. Belindeki el dikkatini dağıtırken kızın durumu açıklama çabasına üzülmüştü. Sevgilisi seavus’un sözlerine katıldığını belli ederek başını salladı.

Ruby odaya alındıktan sonra koltuğa oturmadan periye bakara ‘İltifatlarınız için teşekkür ederim bay jonathan. Ancak ortağım hakkında benim için endişelenmenize gerek yok. Onun arkasını toplamaktan şikayetçi değilim .Aksi bir durum olsa bile bu beni ilgilendirir bilmem anlatabildim mi? ’ Dedikten sonra ortamın bir süre sesizliğe gömülmesine izin verdi. Gözlerini bay oduna dikerek ‘Her neyse… Adamın bir sihirbazla başa çıkabildiğini düşünürsek ya büyülü bir varlık ya da bir avcı. İki seçenekte yeterince kötü duruyor gibi… ’ dedi. Derin bir nefes alıp birkaç dakika bekledi. Gözerini trey’in gözlerinden bir saniye bile ayırmadan ‘ Seni asla böylesine tehlikeli bir intikam oyununda tek bırakmayacağımı düşünürsek sanırım yeni bir göreve çıkıyoruz’ diye ekledi.

Avcı Mesaj Sayısı : 115 Kayıt tarihi : 22/07/14

Sinirleri alt üst olmuş öfkeden kudururken eve girdiğinde bir nebze rahatlamıştı. Evdeki durumlar pek iyi olmasa da en azından amcasının onu bu şekilde kovmayacağını biliyordu. Saevus Trey’e ne kadar kızgın olursa olsun onun yeğeniydi. Aralarında inkar edilemeyecek bir kan bağı, göz ardı edilemeyecek bir sevgi vardı. Tabi birde lexi. Ortağı ikisinin aralarındaki bu gerginliğin bir an önce bitmesinden yana olduğu için yeni bir anlaşmazlığın çıkmasına izin vermezdi.

Nitekim umduğundan daha iyi karşılanmıştı. Gerginlik hala elle tutulur bir şekilde varlığını sürdürse de en azından henüz bir problem çıkmamıştı. Herkesi tanıştırdıktan sonra amcasının ruby’ye söyledikleri ile rahat bir nefes aldı. Doktorun gelmesi içindeki endişeyi azaltırken aklını tamamı ile yapacaklarına vermeyi denedi. Jonathan’ın sözlerine lexi’nin verdiği cevapla gülümseyerek''Lexi zeki ve güzel olmasının yanında insanları şaşırtmayı sever. '' dedi.

O sırada klanlarının lideri ile göz göze geldi. Olanları merak ettiğini gözlerinden okuyabiliyordu. ''Neyse. Konumuz bu değil. Ruby. Ona bunu yapan aşağılık herif ''diyerek duraksadı. . Ortağının tahmininden sonra iç çekerek ''Bir avcı… Üstelik ikimizde çok iyi tanıyoruz. Reilly pisliği '' dedi. Soğuk bir ses tonuyla ''Yapmayı planladığım tek şey ise önemsediği o klanı ile birlikte onu hayattan silmek '' diyerek sessizliğe gömüldü. Ortağının son sözleri ile merakla amcasına baktı. Bu konu hakkında ne düşündüğünü bilmek istiyordu.

Letalis malikanesine gelirken aklında onlarca ölüm senaryosu vardı ve her biri bir öncekinden daha kanlı, daha acımasızdı. Reilly adındaki o lanet avcıya yaptıklarını ödetecekti. Ruby’e zarar verdiği, üzdüğü ya da kırıp gururunu incittiği her şey için işkence saatini biraz daha uzun tutup hayal gücünün sınırlarını zorlayacaktı.

Ama ondan önce sihirbazının emin ellerde olduğunu bilmeliydi. Onu uzun süredir ihmal ettiği için kendine oldukça kızdı. Elinden bunu değiştirmesi için bir şey gelseydi yapardı fakat yoktu. Yapabileceği en iyi şey durumu telafi etmeye çalışmaktı o da öyle yapıyordu. Saevus’un evine geldiğinde ortamdaki gerginlik dikkatini çekti. Trey ile ilgili konuşmalarına yanlarındaki süprizlerle dolu güzellik lexi’nin yorumu ile onu baştan aşağı süzdü. Onun korumacı tavrı şaşırtmıştı. Anlaşılan ortağıyla uğraşmayı seviyor ama başkasının laf sokmasına katlanamıyordu.

İlginç diye düşünürken ellerini ceplerine sokup Saevus’un sözlerine katıldığını gösteren bir baş hareketi yaptı. Lexi’ye bakıp omuzlarını silkerek''Dediğin gibi olsun güzellik ''diyerek tartışmaya son verdi. Klan liderinin sorusuna cevabı bilerek geçiştirirken karşısındaki ukala velet’in planını dinledi. Sonrasında da kızın sözlerini duydu. Derin bir nefes alıp gözlerini önce lexi ye sonra treye en sonda saevus’a dikerek''Bana uyar. Reilly alçağını ve klanını sonsuza dek problem olmaktan çıkarmak eğlenceli olacak. '' Dedi.

Avcı Lideri Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 22/07/14

Her iki erkeğinde kadınına iltifat edişi hem kendini beğenmişlik hemde öfke duygusunu körüklese de bu konuda sessiz kalmayı başarmıştı. Bir lider olarak bir şeylere öncelik verip konuşmayı iyi biliyordu. Diğer yandan Trey'in gözlerinde gördüğü karartı onun bodoslama bir klana dalacağını gösteriyordu. Kendince yaptığı plana Lexi'nin dahil olmayı istemesi ile elini kızın bacağına koyup hafifçe sıktı.

"Sevgilim... Sen elbette bu planın dışında kalıyorsun... Öncelikli bir konumuz var bebeğimiz..."

Sonrasında Trey öğrenmesi gereken ismi söylemişti. Reilly... Yeni lider olan kişi... Onu gördüğü ilk andan itibaren sevmiyordu. Son katıldığı tüm klanlar arası toplantılarda genelde lafları ile hep karşı çıkan taraf olmuştu. Daha küçükken kafasının ezilmesi gereken bir pislikti ve Trey buna madem gönüllüydü engel olmayacaktı. Elbette güvenliğinden emin olduktan sonra... jonathan'ın onunla gideceği gerçeği ortaksız olsa da güvende olacağını düşünmesine neden oluyordu. Sonuçta periye güveniyordu ve ilk işleri yeğeni olmayacaktı.

"Pekala... Şimdi madem buraya geldiniz kararlarım da saygı göstereceğinizi umuyorum... Jonatha sen keşif görevini alabilirsin merak etme Ruby emin ellerde... Sende Trey... Bu sinirle kendini öldürmek yerine yaralı sevgilinle ilgilenmelisin... Yarın karar verdiğiniz saatte adamlarım sen ve Jonathan klana gidersin... "

Duyduğu ufak bir çığlıkla başını çevirdi. Kız düşündüğünden biraz daha kötü olmalıydı. Sonunda doktor işini bittiğinde ayaklandı. Doktoru geçirdikten sonra Lexi'i de ayağa kaldırıp elini tuttu.

"Karar verildiğine göre şimdilik iyi geceler... Bana iyi haberler getireceğinize eminim... Adamlarımı yarın hazrı ettireceğim"

Jon olan biten onca şeyden sonra aklı ağır, yorgunluk veren düşüncelerin altında ezilirken derin bir nefes aldı. Trey’in planı her neyse buna onunda dahil olacağını açıkça belli ettikten sonra sessizliğe gömüldü. Scarlett ve elise’in peşindeki perilerle ilgilenmeyi bir süre phin ve diğerlerine atıp bu olayla hızlıca ilgilenebilirdi. Tek bir günde koca bir klan ve reilly… Kulağa o kadar da kötü gelmiyordu.

Zor olabilirdi ama imkansız değildi. Gözleri boşluğa takılmış planların içinde kaybolurken kulaklarına dolan sesle kendine geldi. Duyduğu ilk cümleleri algılamakta zorlanmıştı. Saevus’un bir sevgilisi vardı öylemi? Üstelik o şuan yanında oturan sivri dilli ama zeki olduğuna emin olduğu güzelliği jon hariç herkesin başını döndürebilecek lexi adındaki bu kızdı ve o kız hamileydi. Şaşkınlıkla kızı baştan aşağı süzerken ses tonunu ayarlamaya çalışarak ''Demek baba… oluyorsun. Ben tebrik ederim.'' Dedi.

Şoktan çıkmayı başardığında diğer sözlerine odaklanıp derin bir nefes aldı. Gözlerini avcı liderine dikerek''Mantıklı. Karar verildiğine göre ben gidip ön araştırma yapayım'' dedi. Gitmek için arkasını dönüp kapıya ilerlerken son anda durup''Trey… Ona dikkat et. Eğer sihirbazımın kalbinin bir kez daha kırılmasına neden olursan bunu ağır ödersin'' dedi ve gitti.

» Yaralı Ruh
» Yaralı prens
» Sihirbaz Eğitimi
» Şansız Sihirbaz
» Yaralı Güzel